Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Şili’ De Yeni Dönem, Daha Adil Bir Dünyaya Doğru…

Şili Türkiye’ den binlerce kilometre uzakta bir Güney Amerika ülkesi… İki ülke farklı coğrafyalarda olmalarına karşın 40 yıldır kader olarak yaşamak zorunda kaldıkları ortak bir yanları var: bir türlü yırtıp atamadıkları darbe anayasalarıyla yönetiliyorlar… Şili Pinoche’yi, Türkiye Evren’ i uzun zamandır tarihin çöplüğüne atmış görünse de, iki darbecinin ülkelerine giydirdikleri deli gömlekleri bir türlü yırtılıp atılmıyor… Pinochet ve avanesinin 1973’ te bir darbeyle devlet başkanı Allende’yi katledip kurdukları neoliberal ekonomik modelin beslediği faşist iktidarın anayasası, cuntanın iktidarı bırakmak zorunda kaldığı 1990 yılından beri tam 52 kez değişikliğe uğradı ve 270 maddesi yeniden yazıldı ama ülkenin üzerine kâbus gibi çöken ruhun izlerini silmek mümkün olmadı… Ruh aynı kalınca sökülen yerleri dikmekle, zulümden beslenen faşizan iklim bir türlü dağılmıyor… Sermaye sınıfını devletin silahlı gücüyle, sopayla sonuna kadar savunan, buna karşın en masum tüketici haklarını bile parlamentodan geçirip yasalaştırmak için yüzde 57 oy şartı getiren, topluma pranga vuran dikta mirası bir anayasaya sahip çelişkiler ülkesi Şili… Örneğin ekonomide madalyonun bir yüzüne bakıldığında gayet ışıltılı: 2000 yılında kişi başına düşen geliri 5 bin 74 dolar ve 4 bin 338 dolar olan Türkiye ile nerdeyse aynı iken 2010 yılında 12 bin dolara ulaşıyor ve orta gelir tuzağından kurtulup çıkan ilk Güney Amerika ülkesi olma şansını elde ediyor… Darbe döneminin kangren yarası enflasyon, pandeminin ortaya çıktığı 2020’ ye kadar % 2’lerin altına geriletilerek tarihe karışmış… İyi kötü işleyen bir demokrasi, yargı, sesini duyuran ve haklarını savunan sendikalara, aktif sivil toplum örgütlerine sahip, bir başka ifadeyle tüm baskıcı yöntemlere inat dinamik bir topluma sahip Şili… Tablonun öbür yanında ise faşist anayasanın kalıntılarından beslenen gelir adaletsizliği, sağlık ve eğitime yansıyan eşitsizlik tüm boyutlarıyla toplumu kemiriyor… Uygulamaya koyulan neoliberal politikalar sonucu insanlığın en doğal ihtiyacı olan suyu bile özelleştirip, sermayenin insafına terk eden tek OECD üyesinin Şili olması da refahın topluma nasıl yansıdığının somut göstergelerinden biri… Nüfusun düşük gelire sahip yüzde 20’ si milli gelirin yüzde 5,8’ ini alırken tepedeki yüzde 10 tüm gelirin yüzde 36,3’ ünü, yüzde 20’lik zengin kesim ise ülkenin toplam gelirinin yarısından fazlasını (%51,3) alıyor… Kişisel gelir dağılımında adaleti ölçmek için tüm dünyada kabul gören Gini katsayısı ise çok daha çarpıcı biçimde anlatıyor Şili’ deki dramı: OECD ülkeleri içinde gelir dağılımı en bozuk 5 ülke sırasıyla; Bulgaristan, Türkiye, Meksika, Şili ve Güney Afrika… İstisnai durumu nedeniyle Güney Afrika’yı ayrı tutarsak Şili gelir adaletsizliği liginde lider… Avrupa’nın Skandinav bölgesinde, Çekya, Slovenya, Slovakya, Macaristan, Estonya gibi ülkelerde 0,25 – 0,30 arası değişen endeks, Türkiye’ de 0,40 ve Şili’ de 0,45… Üstelik Şili 1990’larda 0,55 gibi her an patlamaya hazır gelir adaletsizliğini giderme çabalarıyla bu kadarını başarabildi.  Patlamaların sonuncusu 2019’ da metro biletlerine yapılan zamları protesto eylemleriyle başlayan ve ülkeyi kana boyayan olaylarla ortaya çıktı… Biletlerin 800 peso’ dan (93 sent) 830 peso’ ya (97 sent) çıkarılması ardından başkent Santiago’ da başlayıp tüm ülkeye yayılan gösterilerde 23 kişi yaşamını yitirirken binlerce insan yaralandı bunların 200’ den fazlası gözlerine kaybetti ve 7 bin kişi hapse atıldı… Olayların kontrolden çıkması üzerine dönemin devlet başkanı Pinera ülkede olağanüstü hal ilan edip askeri sokağa sürdü ancak bu olayların kontrolden çıkmasına yol açtı. Bunun üzerine Başkan geri adım attı ve bilet zammının geri çekildiğini, ağırlıklı olarak ekonomik alanda tedbir paketi hazırlandığını, göstericilerin diğer taleplerini müzakereye hazır olduğunu açıklamak zorunda kaldı… Ancak özellikle gençler ve kadınlar yıllardır refahtan paylarına düşeni vermeyen mevcut sistemle ve sistemin çerçevesini oluşturan mevcut anayasayla bir yere varılmayacağını yaşayarak gördükleri için yeni ve sivil bir anayasa talebiyle çıktılar yönetimin karşısına… Çalışanlara reva görülen ücretler ve emeklilerin geçinemediği düşük maaşlar, yüksek fiyatlar, öğrenimi yoksullar için olanaksız kılan harçlar ve öğretim giderleri, zengin ile yoksul arasındaki uçurum nedeniyle duyulan rahatsızlıkları giderecek toplumsal uzlaşma modeli ve yeni bir anayasa.. Toplumsal dalgayı silah gücüyle engelleyemeyen Pinera hükümeti zammı geri çekti, göstericilerden özür dileyerek ekonomik reform paketi önerisinde bulundu; kabine değişikliğine gitti ve tüm bunlar da yetmeyince kongrenin yeni bir anayasa hazırlayacağını ve halkın oyuna sunulacağını duyurdu. Ancak hükümetin yeni anayasa hazırlanmasıyla ilgili önerdiği yöntem muhalefet partileriyle eylemcileri tatmin etmedi… Merkez-sol koalisyonu oluşturan 14 parti, Şili’nin günlerdir yaşadığı sosyal patlamanın açıkça ortaya koyduğu anayasa talebinin katılımcı bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini, demokratik ve katılımcı bir anayasa için yöntemin halk tarafından seçilecek kurucu meclis mekanizması olduğu görüşünü savundular.. İstedikleri gibi de oldu… Nisan 2020’de yapılması planlanan ancak salgın nedeni ile 25 Ekim 2020 tarihinde gerçekleştirilen referandumda Şilililerin yüzde 80 gibi ezici çoğunluğu yeni anayasanın halk oylamasıyla seçilecek bir organ tarafından hazırlanması yönünde oy kullandı… Şili’nin makus talihini değiştirmeye yönelik en şaşırtıcı toplumsal tepki bu yeni anayasanın hazırlanmasında rol almak isteyen genç ve kadınların yükselen talebiydi… Pandemi koşullarında 2021 Mayıs ayında sandığa giden halk, yeni anayasayı hazırlayacak konvansiyonu bu değişim rüzgârı etkisinde belirledi… Ülkede bugüne kadar seçmenle arasında bir türlü bağ kuramayan sol ilk kez artan refahla büyüyen pastadan hak ettiği payı bugüne kadar alamayan yoksul ve dar gelirlileri de yanına alarak 19 Aralık 2021 günü 35 yaşındaki sol milletvekili ve eski öğrenci lideri Gabriel Boriç’ i ülkenin yeni Başkanı olarak seçilmesini sağladı.. İlk turu %25 oyla ikinci bitiren, ikinci turda rakibi Allende politikaları savunucusu aşırı sağcı Kast karşısında %5 5’ e ulaşan oy desteğiyle tartışmasız zafere imza attı Boriç… Sandık başına giden 8,3 milyondan fazla seçmenden 4,6 milyon oy alan Boriç, ülke tarihinde en çok oyu toplayan seçilen cumhurbaşkanı sıfatıyla başlayacak göreve… Bir siyasi parti, koalisyon veya sektör seçmedi Boriç’ i… Adil, yaşanır bir ülke inşasının parçası olmayı talep eden milyonlarca Şilili tarafından desteklendiğinin farkında genç devrimci.. Bu nedenle bugüne kadar hakları görmezden gelinen yerliler, İnsan ve Doğa Haklarının savunulmasını merkeze koyan yüzlerce sosyal kuruluşun beklentileri ve beklentileri yasal temele oturtacak yeni sivil anayasanın hayata geçirilmesiyle başarısını taçlandıracak… Genç devrimci Boriç’ in Şili’ de çıktığı yolculuğu ve bunun daha adil bir dünya beklentisi içindeki diğer ülkelere etkileri başka bir makale konusu olsun… Abdullah Ayan    
Ekleme Tarihi: 27 Aralık 2021 - Pazartesi

Şili’ De Yeni Dönem, Daha Adil Bir Dünyaya Doğru…

Şili Türkiye’ den binlerce kilometre uzakta bir Güney Amerika ülkesi… İki ülke farklı coğrafyalarda olmalarına karşın 40 yıldır kader olarak yaşamak zorunda kaldıkları ortak bir yanları var: bir türlü yırtıp atamadıkları darbe anayasalarıyla yönetiliyorlar…

Şili Pinoche’yi, Türkiye Evren’ i uzun zamandır tarihin çöplüğüne atmış görünse de, iki darbecinin ülkelerine giydirdikleri deli gömlekleri bir türlü yırtılıp atılmıyor… Pinochet ve avanesinin 1973’ te bir darbeyle devlet başkanı Allende’yi katledip kurdukları neoliberal ekonomik modelin beslediği faşist iktidarın anayasası, cuntanın iktidarı bırakmak zorunda kaldığı 1990 yılından beri tam 52 kez değişikliğe uğradı ve 270 maddesi yeniden yazıldı ama ülkenin üzerine kâbus gibi çöken ruhun izlerini silmek mümkün olmadı… Ruh aynı kalınca sökülen yerleri dikmekle, zulümden beslenen faşizan iklim bir türlü dağılmıyor…

Sermaye sınıfını devletin silahlı gücüyle, sopayla sonuna kadar savunan, buna karşın en masum tüketici haklarını bile parlamentodan geçirip yasalaştırmak için yüzde 57 oy şartı getiren, topluma pranga vuran dikta mirası bir anayasaya sahip çelişkiler ülkesi Şili…

Örneğin ekonomide madalyonun bir yüzüne bakıldığında gayet ışıltılı: 2000 yılında kişi başına düşen geliri 5 bin 74 dolar ve 4 bin 338 dolar olan Türkiye ile nerdeyse aynı iken 2010 yılında 12 bin dolara ulaşıyor ve orta gelir tuzağından kurtulup çıkan ilk Güney Amerika ülkesi olma şansını elde ediyor…

Darbe döneminin kangren yarası enflasyon, pandeminin ortaya çıktığı 2020’ ye kadar % 2’lerin altına geriletilerek tarihe karışmış… İyi kötü işleyen bir demokrasi, yargı, sesini duyuran ve haklarını savunan sendikalara, aktif sivil toplum örgütlerine sahip, bir başka ifadeyle tüm baskıcı yöntemlere inat dinamik bir topluma sahip Şili…

Tablonun öbür yanında ise faşist anayasanın kalıntılarından beslenen gelir adaletsizliği, sağlık ve eğitime yansıyan eşitsizlik tüm boyutlarıyla toplumu kemiriyor…

Uygulamaya koyulan neoliberal politikalar sonucu insanlığın en doğal ihtiyacı olan suyu bile özelleştirip, sermayenin insafına terk eden tek OECD üyesinin Şili olması da refahın topluma nasıl yansıdığının somut göstergelerinden biri…

Nüfusun düşük gelire sahip yüzde 20’ si milli gelirin yüzde 5,8’ ini alırken tepedeki yüzde 10 tüm gelirin yüzde 36,3’ ünü, yüzde 20’lik zengin kesim ise ülkenin toplam gelirinin yarısından fazlasını (%51,3) alıyor…

Kişisel gelir dağılımında adaleti ölçmek için tüm dünyada kabul gören Gini katsayısı ise çok daha çarpıcı biçimde anlatıyor Şili’ deki dramı: OECD ülkeleri içinde gelir dağılımı en bozuk 5 ülke sırasıyla; Bulgaristan, Türkiye, Meksika, Şili ve Güney Afrika… İstisnai durumu nedeniyle Güney Afrika’yı ayrı tutarsak Şili gelir adaletsizliği liginde lider…

Avrupa’nın Skandinav bölgesinde, Çekya, Slovenya, Slovakya, Macaristan, Estonya gibi ülkelerde 0,25 – 0,30 arası değişen endeks, Türkiye’ de 0,40 ve Şili’ de 0,45… Üstelik Şili 1990’larda 0,55 gibi her an patlamaya hazır gelir adaletsizliğini giderme çabalarıyla bu kadarını başarabildi.  Patlamaların sonuncusu 2019’ da metro biletlerine yapılan zamları protesto eylemleriyle başlayan ve ülkeyi kana boyayan olaylarla ortaya çıktı…

Biletlerin 800 peso’ dan (93 sent) 830 peso’ ya (97 sent) çıkarılması ardından başkent Santiago’ da başlayıp tüm ülkeye yayılan gösterilerde 23 kişi yaşamını yitirirken binlerce insan yaralandı bunların 200’ den fazlası gözlerine kaybetti ve 7 bin kişi hapse atıldı…

Olayların kontrolden çıkması üzerine dönemin devlet başkanı Pinera ülkede olağanüstü hal ilan edip askeri sokağa sürdü ancak bu olayların kontrolden çıkmasına yol açtı. Bunun üzerine Başkan geri adım attı ve bilet zammının geri çekildiğini, ağırlıklı olarak ekonomik alanda tedbir paketi hazırlandığını, göstericilerin diğer taleplerini müzakereye hazır olduğunu açıklamak zorunda kaldı…

Ancak özellikle gençler ve kadınlar yıllardır refahtan paylarına düşeni vermeyen mevcut sistemle ve sistemin çerçevesini oluşturan mevcut anayasayla bir yere varılmayacağını yaşayarak gördükleri için yeni ve sivil bir anayasa talebiyle çıktılar yönetimin karşısına…

Çalışanlara reva görülen ücretler ve emeklilerin geçinemediği düşük maaşlar, yüksek fiyatlar, öğrenimi yoksullar için olanaksız kılan harçlar ve öğretim giderleri, zengin ile yoksul arasındaki uçurum nedeniyle duyulan rahatsızlıkları giderecek toplumsal uzlaşma modeli ve yeni bir anayasa..

Toplumsal dalgayı silah gücüyle engelleyemeyen Pinera hükümeti zammı geri çekti, göstericilerden özür dileyerek ekonomik reform paketi önerisinde bulundu; kabine değişikliğine gitti ve tüm bunlar da yetmeyince kongrenin yeni bir anayasa hazırlayacağını ve halkın oyuna sunulacağını duyurdu. Ancak hükümetin yeni anayasa hazırlanmasıyla ilgili önerdiği yöntem muhalefet partileriyle eylemcileri tatmin etmedi…

Merkez-sol koalisyonu oluşturan 14 parti, Şili’nin günlerdir yaşadığı sosyal patlamanın açıkça ortaya koyduğu anayasa talebinin katılımcı bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini, demokratik ve katılımcı bir anayasa için yöntemin halk tarafından seçilecek kurucu meclis mekanizması olduğu görüşünü savundular..

İstedikleri gibi de oldu…

Nisan 2020’de yapılması planlanan ancak salgın nedeni ile 25 Ekim 2020 tarihinde gerçekleştirilen referandumda Şilililerin yüzde 80 gibi ezici çoğunluğu yeni anayasanın halk oylamasıyla seçilecek bir organ tarafından hazırlanması yönünde oy kullandı…

Şili’nin makus talihini değiştirmeye yönelik en şaşırtıcı toplumsal tepki bu yeni anayasanın hazırlanmasında rol almak isteyen genç ve kadınların yükselen talebiydi… Pandemi koşullarında 2021 Mayıs ayında sandığa giden halk, yeni anayasayı hazırlayacak konvansiyonu bu değişim rüzgârı etkisinde belirledi…

Ülkede bugüne kadar seçmenle arasında bir türlü bağ kuramayan sol ilk kez artan refahla büyüyen pastadan hak ettiği payı bugüne kadar alamayan yoksul ve dar gelirlileri de yanına alarak 19 Aralık 2021 günü 35 yaşındaki sol milletvekili ve eski öğrenci lideri Gabriel Boriç’ i ülkenin yeni Başkanı olarak seçilmesini sağladı..

İlk turu %25 oyla ikinci bitiren, ikinci turda rakibi Allende politikaları savunucusu aşırı sağcı Kast karşısında %5 5’ e ulaşan oy desteğiyle tartışmasız zafere imza attı Boriç…

Sandık başına giden 8,3 milyondan fazla seçmenden 4,6 milyon oy alan Boriç, ülke tarihinde en çok oyu toplayan seçilen cumhurbaşkanı sıfatıyla başlayacak göreve…

Bir siyasi parti, koalisyon veya sektör seçmedi Boriç’ i…

Adil, yaşanır bir ülke inşasının parçası olmayı talep eden milyonlarca Şilili tarafından desteklendiğinin farkında genç devrimci.. Bu nedenle bugüne kadar hakları görmezden gelinen yerliler, İnsan ve Doğa Haklarının savunulmasını merkeze koyan yüzlerce sosyal kuruluşun beklentileri ve beklentileri yasal temele oturtacak yeni sivil anayasanın hayata geçirilmesiyle başarısını taçlandıracak…

Genç devrimci Boriç’ in Şili’ de çıktığı yolculuğu ve bunun daha adil bir dünya beklentisi içindeki diğer ülkelere etkileri başka bir makale konusu olsun…

Abdullah Ayan

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.