Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

2. Tur Seçim’e Doğru : Mersin’de İktidar Partisi-2

İktidar partisi mensubu milletvekilleri ve yerel parti yöneticilerinin, ilgili ilin kalkınmasında ve projelerinin tamamlanmasında çok etkin işlevi olduğunu  sıkça yineledim. Kentin gelişmesi için hem iktidar yöneticilerinin, hem de yerel yönetimin güçlü olması kentin kaderini yönlendirir. Hiç tereddüt etmeden, hemen her düşünceden hemşerimiz görüş birliği içindedir: Bugüne kadar Mersin’in kaderine hükmedecek iradeye sahip, başarılı “İktidar Partisi” yöneticilerini göremedik.   Birçok ilde güçlü milletvekillerinin ve güçlü parti başkanlarının, gerektiğinde tek başlarına kentleri için neleri başardıklarının sayısız örneklerini biliyoruz. Mersin nasıl bir kadersiz kenttir ki, bugüne kadar hem güçlü milletvekillerine, hem de güçlü iktidar parti başkanlarına sahip olamamış ve birçok hayati önemdeki projesi sürüncemede kalmıştır.   Yıllardır süren, başta Havalimanı ve Akdeniz Sahil Yolu gibi önemli projeler konusunda siyaset çevrelerinden, özellikle de iktidar partisi kanadından tek bir söz duyamıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı  geçtiğimiz ağustos ayında Mersin’e geliyor ( ki kendilerinin büyük projelere ve yatırımlara olan ilgilerine, heyecanlarına hemen her düşünceden hepimiz tanığız), bu sürüncemede kalan projeler konusunda ne bir soru soruluyor, ne de tamamlanması konusunda bir destek isteniyor. Olay,” birlikte fotoğraf karesinde olma” mücadelesinin ötesine gidemiyor! Yalnızca, gelecek seçimde tekrar milletvekili olmak için Cumhurbaşkanına ve genel merkeze  çalışıyor görünme çabasından öteye gitmeyen eski tip, modası geçmiş saha çalışmalarını hatırlıyoruz. Oysa, yazılarımda şöyle bir not vardı: “Genel Merkez ne düşünürse düşünsün,  Mersin halkı bitirilemeyen projeleri, seçim öncesi göstermelik çalışmaları, anlamsız ziyaretleri, reklam amaçlı basın bildirilerini unutmayacak ve değerlendirecektir. “   Maalesef İl Başkanları  göreve geldikten sonra İktidar gücünün de etkisi ile halktan uzaklaştılar, güç sarhoşluğu içine girdiler. Mersin bugüne kadar kenti sahiplenen, yaptırım gücü olan, başarılı bir İl Başkanı’na sahip olamadı.   Şimdi yeni bir İl Başkanı ve de ilk kez yeni bir büyük ilçe Belediye Başkanı var.   Kentimizde Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı % 57 ye % 37 oranıyla ezici bir başarıya ulaşırken, iktidar partisi Türkiye ortalamasının çok gerisinde bir oy oranıyla  başarısız olmuştur. Gelelim İktidar Partisi’nin kazandığı büyük ilçedeki orana: Burada da %64 e % 37 oranıyla daha da büyük bir başarısızlık görülüyor.   Yine dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla, Mersin’i doğru okuyamayan bir seçim stratejisi yapılıyor. Genelde Ak Partililerin yoğunlukta olduğu yerlerde seçim çalışmaları yapılıyor ve Ak Partililere Ak Parti anlatılıyor! Bir de seçimden seçime ortada görülen parti büyükleri var. Onlar da yalnızca Bakan’ın programlarını takip ediyorlar ve yalnızca o ortamda görülüyorlar.   Bundan önceki yazımdan dolayı beni arayıp, kendilerinin çalıştıklarını anlatan parti yöneticileri var. Doğrudur, elbette samimi çalışan partililer de vardır; ama  bu çok azınlıkta kalıyor.   Bu dünyanın en zengin ve stratejik bölgesinde olup da, ülkemizdeki çağdaş sosyo-kültürel ve ekonomik gelişmeden hak ettiği payı alamayan Mersin’de, bu yıllardır süren anlayıştaki kemikleşmiş figürlerle bir yere ulaşılamayacağı bir gerçektir. Dünya hızla değişiyor; ülkemiz derin değişimler yaşıyor; iletişim ve bilişim teknolojileri neredeyse her an yeni bir gelişme vaat ederek yol alıyor; seçmen profillerini belirleyen değerler her on yılda kökten sarsılıyor ve elbette siyaset de kavram ve işleyiş olarak yepyeni içerikler kazanıyor. Şimdi yeni İl Yönetimi ve yeni İlçe Belediye Başkanı bugünkü seçim oranlarını bu kısa süre içerisinde değiştirebilirse önümüzdeki dönemde Mersin’e bakışta az da olsa bir olumlu gelişme sağlayabilirler. Bunun için de öncelikle bu kente özgü bir siyaset tarzı geliştirilmelidir. Hizmet odaklı bir tanıtım çalışması yanında, esas olarak Türkiye ölçeğinde siyasete yön veren kültürel kutuplaşmayı aşacak bir yatay örgütlenme ve söylem bulunmalıdır. Demokratik geleneği açısından Cumhuriyet Türkiye si için model bir kent olan Mersin’de, çok kültürlü ve farklılıklara saygı temelli bir siyaset tarzı, fazla   zorlanmadan yerleşecektir. Zaten olağan siyaset yapışta dramatik bir ihmali olduğu açık olan AK Parti  İl Yönetimi, böylece kendine dinamik bir alan açmış olacaktır. Bunun için belki öncü bir atılımla Parti Okulu, Siyaset Atölyesi, Bilim ve Kültür Seminerleri gibi vizyoner kanallar işletilebilir. Seçim odaklı acil ve özel bir çalışma dönemi en azından yerel seçimlere kadar yavaşlamışken, Mersin gibi demokrasi geleneği yerleşik bir kentte AK Parti’nin kendini geliştirebilmesi zorunludur ve mümkündür. Aslında her partinin siyasete vizyon kazandıracak böylesi bir atılım yapması, siyaseti de artık bıkkınlık veren yavan bir süreç olmaktan kurtaracak, yeni ve modern çalışma biçimleri üzerinden   çok daha donanımlı isimlerin öne çıkmasını sağlayacaktır. Evet; seçim sürecinde bir partinin sloganı şöyle idi: Mersin Hak Ettiğini Alacak! Peki bu nasıl olacaktır? Belli ki bu kentin her anlamda ve her çevreden çok fazla alacağı vardır; ama kimse borçlu gibi çalışmıyor ve siyaset kurumu da kendi dar politik faydasının ötesine geçerek kent faydasına bir ortak zeminde buluşamıyor. Siyaset yapma tarzındaki seviye düşüklüğü ise doğrudan kente hizmete yansıyor ve evet; Mersin Hep Alacaklı Oluyor! Bu nedenle başta iktidar partisi olmak üzere, bu güzel kente hizmet vaat eden her siyasi parti kendine çeki düzen vermelidir. HARUN ARSLAN...17 Mayıs 2023
Ekleme Tarihi: 17 Mayıs 2023 - Çarşamba

2. Tur Seçim’e Doğru : Mersin’de İktidar Partisi-2

İktidar partisi mensubu milletvekilleri ve yerel parti yöneticilerinin, ilgili ilin kalkınmasında ve projelerinin tamamlanmasında çok etkin işlevi olduğunu  sıkça yineledim.

Kentin gelişmesi için hem iktidar yöneticilerinin, hem de yerel yönetimin güçlü olması kentin kaderini yönlendirir.

Hiç tereddüt etmeden, hemen her düşünceden hemşerimiz görüş birliği içindedir: Bugüne kadar Mersin’in kaderine hükmedecek iradeye sahip, başarılı “İktidar Partisi” yöneticilerini göremedik.

 

Birçok ilde güçlü milletvekillerinin ve güçlü parti başkanlarının, gerektiğinde tek başlarına kentleri için neleri başardıklarının sayısız örneklerini biliyoruz.

Mersin nasıl bir kadersiz kenttir ki, bugüne kadar hem güçlü milletvekillerine, hem de güçlü iktidar parti başkanlarına sahip olamamış ve birçok hayati önemdeki projesi sürüncemede kalmıştır.

 

Yıllardır süren, başta Havalimanı ve Akdeniz Sahil Yolu gibi önemli projeler konusunda siyaset çevrelerinden, özellikle de iktidar partisi kanadından tek bir söz duyamıyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı  geçtiğimiz ağustos ayında Mersin’e geliyor ( ki kendilerinin büyük projelere ve yatırımlara olan ilgilerine, heyecanlarına hemen her düşünceden hepimiz tanığız), bu sürüncemede kalan projeler konusunda ne bir soru soruluyor, ne de tamamlanması konusunda bir destek isteniyor.

Olay,” birlikte fotoğraf karesinde olma” mücadelesinin ötesine gidemiyor!

Yalnızca, gelecek seçimde tekrar milletvekili olmak için Cumhurbaşkanına ve genel merkeze  çalışıyor görünme çabasından öteye gitmeyen eski tip, modası geçmiş saha çalışmalarını hatırlıyoruz.

Oysa, yazılarımda şöyle bir not vardı: “Genel Merkez ne düşünürse düşünsün,  Mersin halkı bitirilemeyen projeleri, seçim öncesi göstermelik çalışmaları, anlamsız ziyaretleri, reklam amaçlı basın bildirilerini unutmayacak ve değerlendirecektir. “

 

Maalesef İl Başkanları  göreve geldikten sonra İktidar gücünün de etkisi ile halktan uzaklaştılar, güç sarhoşluğu içine girdiler.

Mersin bugüne kadar kenti sahiplenen, yaptırım gücü olan, başarılı bir İl Başkanı’na sahip olamadı.

 

Şimdi yeni bir İl Başkanı ve de ilk kez yeni bir büyük ilçe Belediye Başkanı var.

 

Kentimizde Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı % 57 ye % 37 oranıyla ezici bir başarıya ulaşırken, iktidar partisi Türkiye ortalamasının çok gerisinde bir oy oranıyla  başarısız olmuştur.

Gelelim İktidar Partisi’nin kazandığı büyük ilçedeki orana: Burada da %64 e % 37 oranıyla daha da büyük bir başarısızlık görülüyor.

 

Yine dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla, Mersin’i doğru okuyamayan bir seçim stratejisi yapılıyor.

Genelde Ak Partililerin yoğunlukta olduğu yerlerde seçim çalışmaları yapılıyor ve Ak Partililere Ak Parti anlatılıyor!

Bir de seçimden seçime ortada görülen parti büyükleri var.

Onlar da yalnızca Bakan’ın programlarını takip ediyorlar ve yalnızca o ortamda görülüyorlar.

 

Bundan önceki yazımdan dolayı beni arayıp, kendilerinin çalıştıklarını anlatan parti yöneticileri var. Doğrudur, elbette samimi çalışan partililer de vardır; ama  bu çok azınlıkta kalıyor.

 

Bu dünyanın en zengin ve stratejik bölgesinde olup da, ülkemizdeki çağdaş sosyo-kültürel ve ekonomik gelişmeden hak ettiği payı alamayan Mersin’de, bu yıllardır süren anlayıştaki kemikleşmiş figürlerle bir yere ulaşılamayacağı bir gerçektir.

Dünya hızla değişiyor; ülkemiz derin değişimler yaşıyor; iletişim ve bilişim teknolojileri neredeyse her an yeni bir gelişme vaat ederek yol alıyor; seçmen profillerini belirleyen değerler her on yılda kökten sarsılıyor ve elbette siyaset de kavram ve işleyiş olarak yepyeni içerikler kazanıyor.

Şimdi yeni İl Yönetimi ve yeni İlçe Belediye Başkanı bugünkü seçim oranlarını bu kısa süre içerisinde değiştirebilirse önümüzdeki dönemde Mersin’e bakışta az da olsa bir olumlu gelişme sağlayabilirler. Bunun için de öncelikle bu kente özgü bir siyaset tarzı geliştirilmelidir. Hizmet odaklı bir tanıtım çalışması yanında, esas olarak Türkiye ölçeğinde siyasete yön veren kültürel kutuplaşmayı aşacak bir yatay örgütlenme ve söylem bulunmalıdır.

Demokratik geleneği açısından Cumhuriyet Türkiye si için model bir kent olan Mersin’de, çok kültürlü ve farklılıklara saygı temelli bir siyaset tarzı, fazla   zorlanmadan yerleşecektir. Zaten olağan siyaset yapışta dramatik bir ihmali olduğu açık olan AK Parti  İl Yönetimi, böylece kendine dinamik bir alan açmış olacaktır. Bunun için belki öncü bir atılımla Parti Okulu, Siyaset Atölyesi, Bilim ve Kültür Seminerleri gibi vizyoner kanallar işletilebilir.

Seçim odaklı acil ve özel bir çalışma dönemi en azından yerel seçimlere kadar yavaşlamışken, Mersin gibi demokrasi geleneği yerleşik bir kentte AK Parti’nin kendini geliştirebilmesi zorunludur ve mümkündür. Aslında her partinin siyasete vizyon kazandıracak böylesi bir atılım yapması, siyaseti de artık bıkkınlık veren yavan bir süreç olmaktan kurtaracak, yeni ve modern çalışma biçimleri üzerinden   çok daha donanımlı isimlerin öne çıkmasını sağlayacaktır.

Evet; seçim sürecinde bir partinin sloganı şöyle idi: Mersin Hak Ettiğini Alacak!

Peki bu nasıl olacaktır? Belli ki bu kentin her anlamda ve her çevreden çok fazla alacağı vardır; ama kimse borçlu gibi çalışmıyor ve siyaset kurumu da kendi dar politik faydasının ötesine geçerek kent faydasına bir ortak zeminde buluşamıyor. Siyaset yapma tarzındaki seviye düşüklüğü ise doğrudan kente hizmete yansıyor ve evet; Mersin Hep Alacaklı Oluyor!

Bu nedenle başta iktidar partisi olmak üzere, bu güzel kente hizmet vaat eden her siyasi parti kendine çeki düzen vermelidir.

HARUN ARSLAN...17 Mayıs 2023

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.