Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Adayları kim belirler? Yerel demokrasinin neresindeyiz?

Özellikle de CHP' nin kazanma olasılığı yüksek Büyükşehir ve ilçe belediyelerine göstereceği adayları belirleme süreci hayli sancılı geçti… 'Neden diğer partilerden çok CHP, süreci sıkıntılı geçirmekte?' gibisinden bir soru akla gelebilir… Onun nedeni, parti içi demokrasinin CHP' de diğer partilere oranla daha fazla işlediği gibisinden tezlerle izah edilebilir.. Gerçekten öyle mi? Eğer karşılaştırma AK Parti, MHP başta olmak üzere diğer partiler üzerinden yapılacaksa iddiada doğruluk payı da var. Örneğin AK Parti bırakın aday belirleme sürecini, çok daha önce ülkenin en büyük iki metropolünün Büyükşehir Belediye Başkanlarına üstelik görev süreleri henüz dolmamışken 'hadi bakalım kalkın oradan' demedi mi? İstanbul ve Ankara' nın seçilmiş Belediye Başkanları 'bizi halkımız hür iradesiyle beş yıllığına seçti, seçimle geldik, seçimle gideriz' diyebildi mi? AK Parti dediğime de bakmayın, partinin kendisinden çok tüm kararları tek başına veren bir Erdoğan iradesinden söz ediyoruz. 24 Haziran genel seçimlerine kadar sürdürdüğü Cumhur ittifakının yerel seçimlerde geçerli olmayacağını 'sepeti koluna, herkes yoluna' jargonuyla sona erdiğini söyleyen de, bir süre sonra anketler alarm verince yeniden MHP ile kader birliğine devam diyen de tek başına aynı irade… AK Parti böyle de MHP farklı mı? Orada da tek başına Bahçeli, dilediği yerde dilediği ismi aday göstermekte beis görmüyor. Kamuoyu yoklamalarından, anketlerden geçtim, aday göstereceğiniz Belediye sınırlarındaki sivil toplum örgütlerinin, bu işlere aklı eren kimi insanların görüşüne başvuruldu mu? Hayır… Bırakın seçmenin ya da tabanın görüşlerini, yeniden kader birliği yapmaya karar verdiğiniz ittifak ortağınızın bile görüşlerine başvurmadan milyonlarca seçmene sahip kimi Belediyelerde adaylarınızı açıklayıveriyorsunuz… Örnek mi? Adana, Mersin… 2014 yerel seçimlerinde iki ilin Büyükşehir belediye başkanlığını kazanan MHP, 24 Haziran genel seçimlerinde iki ilde de 5. parti olarak çıkmasına karşın, Ankara ve İstanbul' da AK Partiyi destekleme karşılığı ittifakın Adana ve Mersin Büyükşehir seçimlerine MHP çatısı altında gitmesini sağladı. Ve şimdi ittifak partileri seçmenin yerel seçimler bağlamında Bahçeli' nin işaret ettiği adaylara oy vermesini bekliyor… Mersin' de  24 Haziran günü AK Partiyi tercih eden 325 bin seçmen yerel seçim günü sandığa gidip pusulada üç hilalin altındaki adayı işaretleyecek, öyle mi? Bunun adı siyasi mühendisliktir ve diğer mühendisliklerde geçerli aritmetik kuralların işlemediğini gösteren sayısız örnekle doludur geçmiş… Örneğin Mersin' de 16 yıldır AK Partiye oy vermiş muhafazakar Kürt seçmenin, aynı gönül rahatlığıyla bu kez MHP' li adaya oy vermesine dayalı masa başında kurgulanmış bir proje var karşımızda… Ekonomik kriz de cabası… Ve Bahçeli MHP' sinin tüm beklentisi bu projenin firesiz işleyeceği… Ankara' da masada tasarlanan hesabın sahada tutup tutmayacağını görmek için elbette 31 Mart akşamını beklemek lazım… Ama bugünden görünen şu; bırakın seçmeni hatta parti tabanlarını, yerel anlamda hiçbir görüşün hesaba katılmadığı tek seçicilere dayalı bir sisteme sahibiz ve bu sistem katılımcı demokrasiye evrilmediği sürece de bu kaostan çıkış mümkün değil…    
Ekleme Tarihi: 04 Şubat 2019 - Pazartesi

Adayları kim belirler? Yerel demokrasinin neresindeyiz?

Özellikle de CHP' nin kazanma olasılığı yüksek Büyükşehir ve ilçe belediyelerine göstereceği adayları belirleme süreci hayli sancılı geçti…

'Neden diğer partilerden çok CHP, süreci sıkıntılı geçirmekte?' gibisinden bir soru akla gelebilir…

Onun nedeni, parti içi demokrasinin CHP' de diğer partilere oranla daha fazla işlediği gibisinden tezlerle izah edilebilir..

Gerçekten öyle mi?

Eğer karşılaştırma AK Parti, MHP başta olmak üzere diğer partiler üzerinden yapılacaksa iddiada doğruluk payı da var.

Örneğin AK Parti bırakın aday belirleme sürecini, çok daha önce ülkenin en büyük iki metropolünün Büyükşehir Belediye Başkanlarına üstelik görev süreleri henüz dolmamışken 'hadi bakalım kalkın oradan' demedi mi?

İstanbul ve Ankara' nın seçilmiş Belediye Başkanları 'bizi halkımız hür iradesiyle beş yıllığına seçti, seçimle geldik, seçimle gideriz' diyebildi mi?

AK Parti dediğime de bakmayın, partinin kendisinden çok tüm kararları tek başına veren bir Erdoğan iradesinden söz ediyoruz.

24 Haziran genel seçimlerine kadar sürdürdüğü Cumhur ittifakının yerel seçimlerde geçerli olmayacağını 'sepeti koluna, herkes yoluna' jargonuyla sona erdiğini söyleyen de, bir süre sonra anketler alarm verince yeniden MHP ile kader birliğine devam diyen de tek başına aynı irade…

AK Parti böyle de MHP farklı mı?

Orada da tek başına Bahçeli, dilediği yerde dilediği ismi aday göstermekte beis görmüyor.

Kamuoyu yoklamalarından, anketlerden geçtim, aday göstereceğiniz Belediye sınırlarındaki sivil toplum örgütlerinin, bu işlere aklı eren kimi insanların görüşüne başvuruldu mu?

Hayır…

Bırakın seçmenin ya da tabanın görüşlerini, yeniden kader birliği yapmaya karar verdiğiniz ittifak ortağınızın bile görüşlerine başvurmadan milyonlarca seçmene sahip kimi Belediyelerde adaylarınızı açıklayıveriyorsunuz…

Örnek mi?

Adana, Mersin…

2014 yerel seçimlerinde iki ilin Büyükşehir belediye başkanlığını kazanan MHP, 24 Haziran genel seçimlerinde iki ilde de 5. parti olarak çıkmasına karşın, Ankara ve İstanbul' da AK Partiyi destekleme karşılığı ittifakın Adana ve Mersin Büyükşehir seçimlerine MHP çatısı altında gitmesini sağladı.

Ve şimdi ittifak partileri seçmenin yerel seçimler bağlamında Bahçeli' nin işaret ettiği adaylara oy vermesini bekliyor…

Mersin' de  24 Haziran günü AK Partiyi tercih eden 325 bin seçmen yerel seçim günü sandığa gidip pusulada üç hilalin altındaki adayı işaretleyecek, öyle mi?

Bunun adı siyasi mühendisliktir ve diğer mühendisliklerde geçerli aritmetik kuralların işlemediğini gösteren sayısız örnekle doludur geçmiş…

Örneğin Mersin' de 16 yıldır AK Partiye oy vermiş muhafazakar Kürt seçmenin, aynı gönül rahatlığıyla bu kez MHP' li adaya oy vermesine dayalı masa başında kurgulanmış bir proje var karşımızda…

Ekonomik kriz de cabası…

Ve Bahçeli MHP' sinin tüm beklentisi bu projenin firesiz işleyeceği…

Ankara' da masada tasarlanan hesabın sahada tutup tutmayacağını görmek için elbette 31 Mart akşamını beklemek lazım…

Ama bugünden görünen şu; bırakın seçmeni hatta parti tabanlarını, yerel anlamda hiçbir görüşün hesaba katılmadığı tek seçicilere dayalı bir sisteme sahibiz ve bu sistem katılımcı demokrasiye evrilmediği sürece de bu kaostan çıkış mümkün değil…

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.