Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

Türkiye son on yılda nereden nereye geldi.. On yıllık değişimin öyküsü…

Ülkemizin en saygın araştırma kuruluşlarından Konda seçim tahminleriyle bilinir ancak bundan fazlasını gerçekleştirip, her ay ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik nabzını tutan çalışmalar yapıyor.. Aboneleriyle paylaştığı verilerle bu kez farklı bir yol seçiyor ve 10 yıl öncesiyle bugünü karşılaştırmamızı, toplumsal değişimi anlamamızı sağlayan bir tablo seriyor önümüze… “Türkiye 100 kişi olsaydı” başlığını taşıyan çalışma 18 yaş üstü kadın erkek, 62 milyondan oluşan tüm kesimleri kapsıyor ve Türkiye genelinde on yıl boyunca gerçekleştirilen 125 araştırmaya dayanıyor… Oldukça kapsamlı bir o kadar da çarpıcı sonuçların ortaya çıktığı fotoğrafın ilginç bulduğum bazı verilerini özetleyip paylaşmanın, çoğu zaman ön yargılarımızı gerçek gibi görmeye başladığımız gerçeğinden yola çıkarsak, sağduyuyla olayları anlamaya çalışan herkese ışık tutacağına, en azından iyi geleceğine inanıyorum… ** Yaş grupları dağılımına bakıldığında 10 yıl öncesine göre yaşlanan bir Türkiye görüyoruz.. 18-32 yaş arası: %39 olan kesim 2021’ de %33’e gerilerken, 49 yaş üstü kesim %27’ den %33’e çıkmış. Trend gösteriyor ki, on yıl sonunda toplumun yaklaşık dörtte bir 50 yaş ve üstünü oluştururken bu oran üçte bire gelmiş durumda. ** On yıl önce 39 olan ilk okul mezunu 24’ e gerilerken, 25 olan lise mezunu 32’ ye çıkıyor.. Eğitimde en çarpıcı gelişme Üniversite mezunları sayılarında görülüyor. On yıl içinde üniversite ve üstü bitirenler 10’ dan 19’a çıkmış… Eğitim ile ilgili verilerde en sevindirici gelişme kadınlarda gözleniyor… On yıl önce ilkokulu bitirerek, eğitim hayatına nokta koyan kadınlar 42 iken 2021’ de 26’ ya gerilemiş. Buna karşı Üniversite mezunu kadınlarımız 9’ dan 18’ e çıkıyor.. ** Medeni durum verileri de toplumsal değişimin bir başka yansımasını ortaya koyuyor.. On yıl önce yüz kişinin 20’ si bekar iken oran on yıl sonunda 29’a ulaşmış… Boşanma oranı 4’ ten 7’ ye yükselirken, evli/nişanlılar 76’ dan 64’ e gerilemiş… ** Etkileyici verilerden biri de göç durumu: Hiç göçmemiş olanların oranı %52 iken geri kalan 48’ i bir başka ifadeyle diğer yarısı hayatının bir noktasında bulunduğu yerden göçmüş.. ** Hane büyüklüğü de on yıl içinde küçülmüş Türkiye’ de… 2011’ de 1-2 kişilik hane büyüklüğü %15 iken 2021’ de %22’ ye çıkmış.. Buna karşın 6-8 kişilik kalabalık aile sayılarının 16’ dan 11’ e indiği görülüyor.. Oturulan ev tiplerinde de on yılda büyük dönüşüm yaşanmış… 2011’ de müstakil evde oturanların sayısı 43 iken bu 26’ ya gerilemiş. Buna karşı apartmanda oturanların oranları 46’ den 61’e çıkıyor… Müstakil evde oturanlar on yıl içinde yarı yarıya azalırken ülkenin neredeyse üçte ikisi artık apartmanda yaşıyor… ** Ülkede bugün de 100 kişinin 56’ sı çalışmıyor. Ve on yıl önce 61 olan oran %5 gerilese de halen en ciddi sorunlardan biri… Yüz kişinin beşi devlet memuru, beşi özel sektör çalışanı.. İşçi oranı on yılda 11’ den 13’e çıkıyor.. Çalışmayanların yarısı (56 çalışmayanın 27’ si) ev kadınlarından 10’ u emeklilerden oluşmakta.. Yine çalışmayanlar arasında yer alan öğrenci oranları on yıl önce 8 iken 2021’de 12’ ye çıkıyor. ** 2011’ de yüz kişinin 64’ ü kendi evinde otururken oran on yıl sonunda %69’a çıkıyor. Kiracılar ise 36’ de 31’ e iniyor.. Asıl büyük değişim araba sahipliğinde gözleniyor. On yıl önce araba sahibi olan hane sayısı 37 iken bugün 56.. ** Ve finansal kölelik halini alan kredi kartı bağımlılığı… 2011’de yüz kişinin 38’i kredi kartı sahibi idi bugün 52’ si… 18 yaş üstü insanımızın halen %48’ i kredi kartıyla tanışmamış.. ** Konda’ nın fotoğrafı etnik kimlikler hakkında da bir fikir veriyor.. Kendi beyanlarına göre 100 kişinin 77’ si Türk, 19’ u Kürt ve 2’ si kendisini Arap olarak tanımlıyor.. On yıl önce kendisini Kürt olarak tanımlayanların oranı %15, Arapların oranı ise %1 idi… Değişim oranlarıyla ilgili naçizane değerlendirme yapayım; On yıllık zaman diliminde Kürtlerle Araplarda görülen artışın nedeni doğurganlık oranları gibi görülse de, bana göre insanların kimliğini açıklamasında kendilerine duydukları öz güvenin büyük rolü var… ** Din ve mezhep, dindarlık, din vecibelerini yerine getirme, sosyal ve kültürel alandaki gelişmeler bir sonraki makale konusu olsun…    
Ekleme Tarihi: 07 Şubat 2022 - Pazartesi

Türkiye son on yılda nereden nereye geldi.. On yıllık değişimin öyküsü…

Ülkemizin en saygın araştırma kuruluşlarından Konda seçim tahminleriyle bilinir ancak bundan fazlasını gerçekleştirip, her ay ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik nabzını tutan çalışmalar yapıyor..

Aboneleriyle paylaştığı verilerle bu kez farklı bir yol seçiyor ve 10 yıl öncesiyle bugünü karşılaştırmamızı, toplumsal değişimi anlamamızı sağlayan bir tablo seriyor önümüze…

“Türkiye 100 kişi olsaydı” başlığını taşıyan çalışma 18 yaş üstü kadın erkek, 62 milyondan oluşan tüm kesimleri kapsıyor ve Türkiye genelinde on yıl boyunca gerçekleştirilen 125 araştırmaya dayanıyor…

Oldukça kapsamlı bir o kadar da çarpıcı sonuçların ortaya çıktığı fotoğrafın ilginç bulduğum bazı verilerini özetleyip paylaşmanın, çoğu zaman ön yargılarımızı gerçek gibi görmeye başladığımız gerçeğinden yola çıkarsak, sağduyuyla olayları anlamaya çalışan herkese ışık tutacağına, en azından iyi geleceğine inanıyorum…

**

Yaş grupları dağılımına bakıldığında 10 yıl öncesine göre yaşlanan bir Türkiye görüyoruz..

18-32 yaş arası: %39 olan kesim 2021’ de %33’e gerilerken, 49 yaş üstü kesim %27’ den %33’e çıkmış. Trend gösteriyor ki, on yıl sonunda toplumun yaklaşık dörtte bir 50 yaş ve üstünü oluştururken bu oran üçte bire gelmiş durumda.

**

On yıl önce 39 olan ilk okul mezunu 24’ e gerilerken, 25 olan lise mezunu 32’ ye çıkıyor.. Eğitimde en çarpıcı gelişme Üniversite mezunları sayılarında görülüyor. On yıl içinde üniversite ve üstü bitirenler 10’ dan 19’a çıkmış…

Eğitim ile ilgili verilerde en sevindirici gelişme kadınlarda gözleniyor…

On yıl önce ilkokulu bitirerek, eğitim hayatına nokta koyan kadınlar 42 iken 2021’ de 26’ ya gerilemiş. Buna karşı Üniversite mezunu kadınlarımız 9’ dan 18’ e çıkıyor..

**

Medeni durum verileri de toplumsal değişimin bir başka yansımasını ortaya koyuyor..

On yıl önce yüz kişinin 20’ si bekar iken oran on yıl sonunda 29’a ulaşmış…

Boşanma oranı 4’ ten 7’ ye yükselirken, evli/nişanlılar 76’ dan 64’ e gerilemiş…

**

Etkileyici verilerden biri de göç durumu:

Hiç göçmemiş olanların oranı %52 iken geri kalan 48’ i bir başka ifadeyle diğer yarısı hayatının bir noktasında bulunduğu yerden göçmüş..

**

Hane büyüklüğü de on yıl içinde küçülmüş Türkiye’ de…

2011’ de 1-2 kişilik hane büyüklüğü %15 iken 2021’ de %22’ ye çıkmış.. Buna karşın 6-8 kişilik kalabalık aile sayılarının 16’ dan 11’ e indiği görülüyor..

Oturulan ev tiplerinde de on yılda büyük dönüşüm yaşanmış…

2011’ de müstakil evde oturanların sayısı 43 iken bu 26’ ya gerilemiş. Buna karşı apartmanda oturanların oranları 46’ den 61’e çıkıyor…

Müstakil evde oturanlar on yıl içinde yarı yarıya azalırken ülkenin neredeyse üçte ikisi artık apartmanda yaşıyor…

**

Ülkede bugün de 100 kişinin 56’ sı çalışmıyor. Ve on yıl önce 61 olan oran %5 gerilese de halen en ciddi sorunlardan biri…

Yüz kişinin beşi devlet memuru, beşi özel sektör çalışanı.. İşçi oranı on yılda 11’ den 13’e çıkıyor..

Çalışmayanların yarısı (56 çalışmayanın 27’ si) ev kadınlarından 10’ u emeklilerden oluşmakta.. Yine çalışmayanlar arasında yer alan öğrenci oranları on yıl önce 8 iken 2021’de 12’ ye çıkıyor.

**

2011’ de yüz kişinin 64’ ü kendi evinde otururken oran on yıl sonunda %69’a çıkıyor. Kiracılar ise 36’ de 31’ e iniyor..

Asıl büyük değişim araba sahipliğinde gözleniyor.

On yıl önce araba sahibi olan hane sayısı 37 iken bugün 56..

**

Ve finansal kölelik halini alan kredi kartı bağımlılığı…

2011’de yüz kişinin 38’i kredi kartı sahibi idi bugün 52’ si…

18 yaş üstü insanımızın halen %48’ i kredi kartıyla tanışmamış..

**

Konda’ nın fotoğrafı etnik kimlikler hakkında da bir fikir veriyor..

Kendi beyanlarına göre 100 kişinin 77’ si Türk, 19’ u Kürt ve 2’ si kendisini Arap olarak tanımlıyor..

On yıl önce kendisini Kürt olarak tanımlayanların oranı %15, Arapların oranı ise %1 idi…

Değişim oranlarıyla ilgili naçizane değerlendirme yapayım; On yıllık zaman diliminde Kürtlerle Araplarda görülen artışın nedeni doğurganlık oranları gibi görülse de, bana göre insanların kimliğini açıklamasında kendilerine duydukları öz güvenin büyük rolü var…

**

Din ve mezhep, dindarlık, din vecibelerini yerine getirme, sosyal ve kültürel alandaki gelişmeler bir sonraki makale konusu olsun…

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.