Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

İstikbal Topraktadır

“ İnsan doğasından koptukça kendisine yabancılaşır.”                                                                 Geleceği göklerde görenler, göklere ulaşmanın yolu topraktan geçer. Yeterince beslenemeyen bedenler göklere nasıl çıkar? Bir Amerikalı turist Mersinli besiciye şöyle demiş: “ Biz ucuz ve bol protein sayesinde ay’a inebildik.” Kırmızı et fiyatlarının ortalama 40 tl olduğu ülkemizde düşündürücü bir tespit bu.      Ben Afrin’e sadece, teröre indirilen darbe açısından bakmadım. O bölgenin güzelliği karşısında büyülendim. Bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi? 3 bin 900 kilometrelik bu toprak parçası, diyebilirim ki Suriye’nin en güzel, en verimli bölgesi. Simgesi zeytin dalı olan Afrin’e dilerim bundan böyle barış gelir, yerleşir; insanlar cennet köşesi, verimli arazileri üretim için, refah barış için kullanır.    İnsanları bilgilendirmeyi amaçlayan kamu spotlarını önemsiyorum. Farklı konularda yapılan yayınların bilinç oluşumuna katkı sağladığını söylemeliyim. İşte onlardan bir tanesi; verimli araziler üzerindeki yapılaşmayı önlemeyi amaçlayan kamu spotu, gayet ilginç ve etkileyici. Verimli arazilerin korunmasında; yapılaşmanın yanı sıra şimdi bir de aşırı sağanaklar ve sel baskınları ile mücadele etmek gerekiyor. Mersin’de yaşayanlar bunu en iyi bilenlerdendir. Verimli toprakların üzerinde yükselen binalar, doğal felaketler….Sofralardan eksilen gıda ürünleri anlamına gelmektedir.    Çok değil, yakın zamana kadar, tarımın önemini yitirdiğini, yerini; ileri teknolojik ürünlerin aldığını çağımızın, toprağa bağımlılığı azaltan bilgi, iletişim çağı olduğunu ileri sürenler pek de az değildi. Toprağın giderek önemini yitirdiğini ve Türkiye’nin zaten bol toprağı olduğu ve tarımda kendi kendine yeten ilk on ülkeden birisi olduğu vs. bir sürü dayanaklar öne sürülür, dile getirilirdi. Oysa Türkiye şu an hatırı sayılır bir gıda ithalatçısıdır. Türkiye’nin genç, dinamik nüfus yapısıyla, dünyada rekabet gücü açısından, turizm, tarım, hayvancılık sektörlerinde şansı olduğu bir gerçektir. Gençleri motive etmek bakımından medyaya, dizi yapımcılarına da büyük sorumluluk düşüyor. Rol modeller hep mafya babaları, holding patronları… Üreten insanların başarı hikayelerine de ihtiyaç var çünkü.      Bölücü terör ile başarılı şekilde mücadele ediliyor. Ya, gıda terörü ile mücadeleye ne demeli? Merdiven altı üretim geleceğimizi tehdit ediyor. Türkiye coğrafyasının büyüklüğü ve mera zenginliği göz önüne alındığında imkanlar sonsuzdur… Son on beş yılda birçok alanda iki- üç kat büyümelere imza atıldı. Ancak tarım ve hayvancılıkta hem üretim hem de fiyatlar istenilen düzeye varamadı. Bir seferberlik başlatmanın zamanı geldi de geçiyor.      Bakınız, Uruguay cumhurbaşkanı Jose Mujika nasıl bir başarı yakalamış. Cumhurbaşkanı seçilmeden önce tarım bakanıymış bay Mujika. Akılcı politikalarla beş yıl içinde, Uruguay topraklarının yüzde 90’nını tarım yapılabilir hale getirmiş. Ülkesi buğday, pirinç, mısır, arpa, yulaf deposu olmuş. Canlı hayvan varlığını 45 milyona çıkartmış. Bu sayı ülkedeki insan sayısının 13 katına tekabül ediyor. Uruguay nüfusu 3.5 milyondur. Ülkemizde kümes hayvanları dahil toplam canlı hayvan varlığı 410 milyon adettir. Bizim Uruguay oranını yakalamamız için bu sayıyı 1 milyar 53 milyona çıkarmamız gerekiyor.    Jose Mujika bunlarla yetinmeyip devam etmiş… Süt ürünleri sektörünü beş katına büyütmüş, balıkçılık adeta patlamış üç katına yükselmiş. Tarım ve hayvancılık sayesinde işsizliği azaltmış, kişi başına düşen milli geliri arttırmış, maaşlar yükselmiş ve köyden kente göçü durdurmuş. Tüm bunları gerçekleştiren adamın ilginçtir ne evi, ne makam aracı, ne de koruması varmış.    Doğrusu ben bu bilgileri öğrendiğimde çok şaşırdım. Ayrıca bu küçük ülkeyi kıskandığımı da itiraf etmeliyim. Demek ki istenildiğinde hem de kısa sürede inanılmaz başarılara ulaşılıyor.    Yerli otomobil üretmek için ‘babayiğitler’ bulundu. Darısı toprağı hareketlendirecek babayiğitlere…            
Ekleme Tarihi: 04 Nisan 2018 - Çarşamba

İstikbal Topraktadır

“ İnsan doğasından koptukça kendisine yabancılaşır.”                                                               

 Geleceği göklerde görenler, göklere ulaşmanın yolu topraktan geçer. Yeterince beslenemeyen bedenler göklere nasıl çıkar? Bir Amerikalı turist Mersinli besiciye şöyle demiş: “ Biz ucuz ve bol protein sayesinde ay’a inebildik.” Kırmızı et fiyatlarının ortalama 40 tl olduğu ülkemizde düşündürücü bir tespit bu.

     Ben Afrin’e sadece, teröre indirilen darbe açısından bakmadım. O bölgenin güzelliği karşısında büyülendim. Bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi? 3 bin 900 kilometrelik bu toprak parçası, diyebilirim ki Suriye’nin en güzel, en verimli bölgesi. Simgesi zeytin dalı olan Afrin’e dilerim bundan böyle barış gelir, yerleşir; insanlar cennet köşesi, verimli arazileri üretim için, refah barış için kullanır.

   İnsanları bilgilendirmeyi amaçlayan kamu spotlarını önemsiyorum. Farklı konularda yapılan yayınların bilinç oluşumuna katkı sağladığını söylemeliyim. İşte onlardan bir tanesi; verimli araziler üzerindeki yapılaşmayı önlemeyi amaçlayan kamu spotu, gayet ilginç ve etkileyici. Verimli arazilerin korunmasında; yapılaşmanın yanı sıra şimdi bir de aşırı sağanaklar ve sel baskınları ile mücadele etmek gerekiyor. Mersin’de yaşayanlar bunu en iyi bilenlerdendir. Verimli toprakların üzerinde yükselen binalar, doğal felaketler….Sofralardan eksilen gıda ürünleri anlamına gelmektedir.

   Çok değil, yakın zamana kadar, tarımın önemini yitirdiğini, yerini; ileri teknolojik ürünlerin aldığını çağımızın, toprağa bağımlılığı azaltan bilgi, iletişim çağı olduğunu ileri sürenler pek de az değildi. Toprağın giderek önemini yitirdiğini ve Türkiye’nin zaten bol toprağı olduğu ve tarımda kendi kendine yeten ilk on ülkeden birisi olduğu vs. bir sürü dayanaklar öne sürülür, dile getirilirdi. Oysa Türkiye şu an hatırı sayılır bir gıda ithalatçısıdır. Türkiye’nin genç, dinamik nüfus yapısıyla, dünyada rekabet gücü açısından, turizm, tarım, hayvancılık sektörlerinde şansı olduğu bir gerçektir. Gençleri motive etmek bakımından medyaya, dizi yapımcılarına da büyük sorumluluk düşüyor. Rol modeller hep mafya babaları, holding patronları… Üreten insanların başarı hikayelerine de ihtiyaç var çünkü.

     Bölücü terör ile başarılı şekilde mücadele ediliyor. Ya, gıda terörü ile mücadeleye ne demeli? Merdiven altı üretim geleceğimizi tehdit ediyor. Türkiye coğrafyasının büyüklüğü ve mera zenginliği göz önüne alındığında imkanlar sonsuzdur… Son on beş yılda birçok alanda iki- üç kat büyümelere imza atıldı. Ancak tarım ve hayvancılıkta hem üretim hem de fiyatlar istenilen düzeye varamadı. Bir seferberlik başlatmanın zamanı geldi de geçiyor.

     Bakınız, Uruguay cumhurbaşkanı Jose Mujika nasıl bir başarı yakalamış. Cumhurbaşkanı seçilmeden önce tarım bakanıymış bay Mujika. Akılcı politikalarla beş yıl içinde, Uruguay topraklarının yüzde 90’nını tarım yapılabilir hale getirmiş. Ülkesi buğday, pirinç, mısır, arpa, yulaf deposu olmuş. Canlı hayvan varlığını 45 milyona çıkartmış. Bu sayı ülkedeki insan sayısının 13 katına tekabül ediyor. Uruguay nüfusu 3.5 milyondur. Ülkemizde kümes hayvanları dahil toplam canlı hayvan varlığı 410 milyon adettir. Bizim Uruguay oranını yakalamamız için bu sayıyı 1 milyar 53 milyona çıkarmamız gerekiyor.

   Jose Mujika bunlarla yetinmeyip devam etmiş… Süt ürünleri sektörünü beş katına büyütmüş, balıkçılık adeta patlamış üç katına yükselmiş. Tarım ve hayvancılık sayesinde işsizliği azaltmış, kişi başına düşen milli geliri arttırmış, maaşlar yükselmiş ve köyden kente göçü durdurmuş. Tüm bunları gerçekleştiren adamın ilginçtir ne evi, ne makam aracı, ne de koruması varmış.

   Doğrusu ben bu bilgileri öğrendiğimde çok şaşırdım. Ayrıca bu küçük ülkeyi kıskandığımı da itiraf etmeliyim. Demek ki istenildiğinde hem de kısa sürede inanılmaz başarılara ulaşılıyor.

   Yerli otomobil üretmek için ‘babayiğitler’ bulundu. Darısı toprağı hareketlendirecek babayiğitlere…

 

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.