Ulusal Baklagil Konseyi 12. Olağan Genel Kurulunu Gerçekleştirdi.

Güncel 10.03.2024 - 23:00, Güncelleme: 10.03.2024 - 23:00
 

Ulusal Baklagil Konseyi 12. Olağan Genel Kurulunu Gerçekleştirdi.

Ulusal Baklagil Konseyi (UBK) 2023 yılı 12. Olağan Genel Kurulunu Gerçekleştirdi.

Genel kurulun divan başkanlığını Mersin Üniversitesi'nden Prof.Dr. Mahir Turan, Katipliklerini ise Mersin Üniversitesi'nden Doç.Dr. Salih Aksay ve Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünden Dr.Sedat Subaşı yaptı. Genel kurulda yaptığı konuşmada son yıllarda dünya genelinde olduğu gibi hem ülkemizin hem de sektör olarak alışık olunmayan bir süreçten geçtiklerini belirten Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, “Pandemi, İklim değişikliği, Kuraklık, Su kısıtı, Rusya-Ukrayna savaşı Vb. birçok unsur tarım ve gıda sektörünün artık bir milli güvenlik meselesi olduğunu açıkça ortaya koydu.Sektörümüz enerji gibi, savunma sanayi gibi stratejik bir sektördür.Artan nüfus, azalan ekim alanları dikkate alındığında gelecekte çok daha değerli olacaktır.Gen merkezi Anadolu olan, üretim, ticaret ve tüketim kültürümüz ile adeta özdeşleşmiş olan bakliyat da sektörümüzün en değerli parçalarındandır.”dedi “Bakliyatta maalesef net ithalatçıyız” Bakliyat sektörünün konumuna ilişkin bilgiler veren Özdemir, “ Bundan 30-35 yıl önce bakliyatta;Ekili alan 23 milyon dekara kadar çıkmıştı. Şu an 9 milyon dekar. Yüzde 61 düşüş var.Aynı dönemde dünyada bakliyat ekili alanlar yüzde 41 arttı.Üretimimiz o yıllarda 2,3 milyon tona ulaşmıştı. Şimdi ise 2007 yılından bu yana 1 ila 1,3 milyon arasında dalgalanıyor. 2023 yılında 1,3 milyon ton olarak gerçekleşti.Yüzde 44 azalma var.Oysa Dünya bakliyat üretimi bu dönemde yüzde 78 yükseldi. Yine 30-35 yıl önce şu anki bakliyat üretimimiz olan 1,3 milyon ton kadar, o yıllarda sadece ihracatımız vardı.Bakliyat ihracatında dünya talebinin yüzde 20’sini karşılayarak ilk sıradaydık.Dünya mercimek üretiminin yüzde 40'ını gerçekleştiriyorduk.Şu an yaklaşık 7 milyon tonluk dünya mercimek üretimindeki payımız yüzde 7.Üretimde Kanada, Hindistan ve Avustralya’nın çok gerisinde kaldık.80’li yıllarda dünyanın ihtiyaç duyduğu mercimeğin yarısı Türkiye'den tedarik ediliyordu.Ama bugün mercimekte bayrağı Kanada'ya kaptırdık.Kanada, dünya mercimek üretiminin yüzde 35’ini ve ihracatının yüzde 45’ini gerçekleştiriyor. Avustralya, Amerika, Rusya ve Kazakistan diğer önemli ihracatçı ülkeler. Yine 80’li yıllarda dünya nohut üretiminde yüzde 14'lük paya sahiptik ve ihracatın da yüzde 60'ını gerçekleştiriyorduk.Ama bugün 18 milyon tonluk dünya nohut üretiminde payımız yüzde 3.İhracatta payımız yüzde 9.Nohutta şu an Avustralya, dünyanın ihtiyaç duyduğu miktarın yüzde 30'unu karşılıyor.Hindistan, Kanada, Rusya, Tanzanya ve Meksika diğer ön planda yer alan ihracatçı ülkeler.Biz ise şimdi hem miktar hem değer olarak bakliyatta maalesef net ithalatçıyız.”diyerek gelinen durum itibariyle nüfus artışı ve üretimde düşüşle bakliyatta kendi kendine yetemeyen bir ülke olduğumuzu ifade etti. “Nadas alanlarında baklagil ekiminin daha fazla özendirilmeli” Bu tabloyu tersine çevirmek için UBK olarak yıllardır savundukarı öneriler olduğunu belirten Özdemir, “Sayın Bakanımızla, göreve başladığı haziran ayından bu yana iki kez bir araya gelerek istişarede bulunduk.Önerilerimizden biri; nadas alanlarının ve âtıl arazilerin üretime kazandırılması, bu alanlarda bakliyat üretiminin daha güçlü desteklenmesi şeklindeydi. Ülkemizde 202 milyon dekarlık işlenen tarım alanı var.Bu alanların 28 milyon dekarı nadas alanı. Bakanlığımızın açıklamasına göre ülkemizde 20-25 milyon dekar da âtıl alan var. Kuru baklagiller toprağı besleyici ve verimi artırıcı özellikleri ile bu alanlar için idealdir. Nadas alanları ve âtıl arazilerin beşte biri dahi bakliyat üretimine yönlendirilirse bakliyatta arz açığı kalmayacaktır.Bakanlığımız bu hususta oldukça hassas davranıyor.Son üç yıldır tarım arazilerinin kullanımının etkinleştirilmesi kapsamında proje bazında azami yüzde 75 destek veriliyor.Temennimiz nadas alanlarında baklagil ekiminin daha fazla özendirilmesidir.”dedi. Havza bazlı destekleme modelinin hala amacına uygun işlemiyor olmasının önemli bir sorun olduğun değinen Özdemir, “Mevcut modelde ülkemizdeki ilçelerin neredeyse tamamı ayrı birer havza ilan edildi.Şu an 945 havza var.Nohut 566, kuru fasulye 381 ve mercimek 266 havzada destekleniyor. Ana amaç her bir ürünün en verimli üretileceği bölgeleri belirlemek olmalı. Ve havza sayısını azaltarak kümelenme sağlayacak şekilde ürünleri desteklemek olmalı.”dedi Sertifikalı Tohum Üretimi ve Kullanımı Yaygınlaştırılmalı Bakliyat üretiminde arzu ettiğimiz artışı engelleyen nedenlerden birinin verim sorunu olduğunu belirten Özdemir “Son yıllarda verim konusunda her ne kadar artış olsa da sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaşması bu çıtayı çok daha yukarı taşıyacaktır.Bakanlığımızdan talebimizin sertifikalı tohum üretimi ve kullanımını özendirecek mekanizmanın daha da güçlendirilmesi olduğunu paylaştık.”dedi. Baklagillerin münavebeli ekim için en ideal ürünler olduğu belirten Özdemir, “Bakanlığımızın bu yönde çalışmaları sürüyor.12’nci Kalkınma Planında yer aldığı üzere baklagillerin de içinde yer aldığı münavebe uygulamaları teşvik edilecek.Beklentimiz şu an arz açığı olan kuru baklagiller ekiminin münavebeli ekim sistemi kapsamında zorunlu olacak şekilde uygulanmasıdır.”dedi Özdemir, konuşmasında su kısıtlı bölgelerde nohut ve mercimek ekiminin mutlaka teşvik edilmesi gerektiğini,bakliyata verilen fark ödemesi desteğinin kg başına 50 kuruş.olduğunu ve bunun artırılması taleplerinin olduğunu ifade ederek, arzularının çözüm önerilerinin amacına ulaşması ve sektörde yaşanılan sorunların aşılması olduğunu belirtti. “Üretim hacmimiz olan 1,3 milyon tonun üç katını değerlendirecek imkânımız var” Özdemir sözlerinin sonunda Bakliyatta tüketim alışkanlıklarının farklılaştığını yıllardır her platformda vurguladıklarını belirterek “Şu an dünya genelinde bitkisel protein akımı var.Vegan, vejetaryen beslenme alışkanlıkları yaygınlaşıyor.Türev ürünler konusunda Ar-Ge çalışmaları artıyor.Birçok ülkede büyük firmalar önemli yatırımlar yapıyorlar.Giderek büyüyen bu pastada sağlıklı, inovatif ve katma değeri yüksek ürünlerle mutlaka yer almalıyız.UBK ve Mersin Ticaret Borsası olarak baklagil tohumculuğunda olduğu gibi bu alanda da çalışmalarımız sürüyor. Baklagil tohumculuğunda ise araştırma, geliştirme, ıslah ve üretim faaliyetlerimiz sürüyor.Tescilli ürün sayımız 17’ye ulaştı.Ürettiğimiz sertifikalı tohumları sözleşmeli üretim yoluyla üreticilerimizle buluşturarak sektörümüze katkı sağlamaya devam ediyoruz.Bakliyatta önemli bir potansiyelimiz ve şu an atıl olan kapasitemiz var.Sadece Mersin’de 1,4 milyon ton kırmızı mercimek işleme kapasitesi mevcut.2 milyon ton eleme, boylama ve paketleme kapasitesi var. Mevcut üretim hacmimiz olan 1,3 milyon tonun üç katını değerlendirecek imkânımız var.Üretim, tüketim ve ticaret geçmişimiz asırlara dayanan bakliyatta, rekabetçi pozisyonumuza yeniden kavuşacak potansiyele sahibiz.Kendi yerli üretimimizle hem iç tüketimi hem de ihracatı karşılamak en büyük arzumuz.“Yeter ki daha fazla üretelim, yeter ki daha fazla tüketelim, bu zenginliğimizin, böylesine değerli bir nimetin kıymetini bilelim.” Dedi Konuşmanın adından yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço gelir gider hesapları ve denetleme kurulu raporları Genel Sekreter İsmail İnam tarafından okunarak ibra edildi Mersin Ticaret Borsası Bakliyat Araştırma Merkezi sorumlusu Özge Özmen çalışmalar hakkında haziruna bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi
Ulusal Baklagil Konseyi (UBK) 2023 yılı 12. Olağan Genel Kurulunu Gerçekleştirdi.

Genel kurulun divan başkanlığını Mersin Üniversitesi'nden Prof.Dr. Mahir Turan, Katipliklerini ise Mersin Üniversitesi'nden Doç.Dr. Salih Aksay ve Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünden Dr.Sedat Subaşı yaptı.

Genel kurulda yaptığı konuşmada son yıllarda dünya genelinde olduğu gibi hem ülkemizin hem de sektör olarak alışık olunmayan bir süreçten geçtiklerini belirten Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, “Pandemi, İklim değişikliği, Kuraklık, Su kısıtı, Rusya-Ukrayna savaşı Vb. birçok unsur tarım ve gıda sektörünün artık bir milli güvenlik meselesi olduğunu açıkça ortaya koydu.Sektörümüz enerji gibi, savunma sanayi gibi stratejik bir sektördür.Artan nüfus, azalan ekim alanları dikkate alındığında gelecekte çok daha değerli olacaktır.Gen merkezi Anadolu olan, üretim, ticaret ve tüketim kültürümüz ile adeta özdeşleşmiş olan bakliyat da sektörümüzün en değerli parçalarındandır.”dedi

“Bakliyatta maalesef net ithalatçıyız”

Bakliyat sektörünün konumuna ilişkin bilgiler veren Özdemir, “ Bundan 30-35 yıl önce bakliyatta;Ekili alan 23 milyon dekara kadar çıkmıştı. Şu an 9 milyon dekar. Yüzde 61 düşüş var.Aynı dönemde dünyada bakliyat ekili alanlar yüzde 41 arttı.Üretimimiz o yıllarda 2,3 milyon tona ulaşmıştı. Şimdi ise 2007 yılından bu yana 1 ila 1,3 milyon arasında dalgalanıyor. 2023 yılında 1,3 milyon ton olarak gerçekleşti.Yüzde 44 azalma var.Oysa Dünya bakliyat üretimi bu dönemde yüzde 78 yükseldi.

Yine 30-35 yıl önce şu anki bakliyat üretimimiz olan 1,3 milyon ton kadar, o yıllarda sadece ihracatımız vardı.Bakliyat ihracatında dünya talebinin yüzde 20’sini karşılayarak ilk sıradaydık.Dünya mercimek üretiminin yüzde 40'ını gerçekleştiriyorduk.Şu an yaklaşık 7 milyon tonluk dünya mercimek üretimindeki payımız yüzde 7.Üretimde Kanada, Hindistan ve Avustralya’nın çok gerisinde kaldık.80’li yıllarda dünyanın ihtiyaç duyduğu mercimeğin yarısı Türkiye'den tedarik ediliyordu.Ama bugün mercimekte bayrağı Kanada'ya kaptırdık.Kanada, dünya mercimek üretiminin yüzde 35’ini ve ihracatının yüzde 45’ini gerçekleştiriyor. Avustralya, Amerika, Rusya ve Kazakistan diğer önemli ihracatçı ülkeler.

Yine 80’li yıllarda dünya nohut üretiminde yüzde 14'lük paya sahiptik ve ihracatın da yüzde 60'ını gerçekleştiriyorduk.Ama bugün 18 milyon tonluk dünya nohut üretiminde payımız yüzde 3.İhracatta payımız yüzde 9.Nohutta şu an Avustralya, dünyanın ihtiyaç duyduğu miktarın yüzde 30'unu karşılıyor.Hindistan, Kanada, Rusya, Tanzanya ve Meksika diğer ön planda yer alan ihracatçı ülkeler.Biz ise şimdi hem miktar hem değer olarak bakliyatta maalesef net ithalatçıyız.”diyerek gelinen durum itibariyle nüfus artışı ve üretimde düşüşle bakliyatta kendi kendine yetemeyen bir ülke olduğumuzu ifade etti.

“Nadas alanlarında baklagil ekiminin daha fazla özendirilmeli”

Bu tabloyu tersine çevirmek için UBK olarak yıllardır savundukarı öneriler olduğunu belirten Özdemir, “Sayın Bakanımızla, göreve başladığı haziran ayından bu yana iki kez bir araya gelerek istişarede bulunduk.Önerilerimizden biri; nadas alanlarının ve âtıl arazilerin üretime kazandırılması, bu alanlarda bakliyat üretiminin daha güçlü desteklenmesi şeklindeydi. Ülkemizde 202 milyon dekarlık işlenen tarım alanı var.Bu alanların 28 milyon dekarı nadas alanı. Bakanlığımızın açıklamasına göre ülkemizde 20-25 milyon dekar da âtıl alan var. Kuru baklagiller toprağı besleyici ve verimi artırıcı özellikleri ile bu alanlar için idealdir.

Nadas alanları ve âtıl arazilerin beşte biri dahi bakliyat üretimine yönlendirilirse bakliyatta arz açığı kalmayacaktır.Bakanlığımız bu hususta oldukça hassas davranıyor.Son üç yıldır tarım arazilerinin kullanımının etkinleştirilmesi kapsamında proje bazında azami yüzde 75 destek veriliyor.Temennimiz nadas alanlarında baklagil ekiminin daha fazla özendirilmesidir.”dedi.

Havza bazlı destekleme modelinin hala amacına uygun işlemiyor olmasının önemli bir sorun olduğun değinen Özdemir,Mevcut modelde ülkemizdeki ilçelerin neredeyse tamamı ayrı birer havza ilan edildi.Şu an 945 havza var.Nohut 566, kuru fasulye 381 ve mercimek 266 havzada destekleniyor. Ana amaç her bir ürünün en verimli üretileceği bölgeleri belirlemek olmalı. Ve havza sayısını azaltarak kümelenme sağlayacak şekilde ürünleri desteklemek olmalı.”dedi

Sertifikalı Tohum Üretimi ve Kullanımı Yaygınlaştırılmalı

Bakliyat üretiminde arzu ettiğimiz artışı engelleyen nedenlerden birinin verim sorunu olduğunu belirten Özdemir “Son yıllarda verim konusunda her ne kadar artış olsa da sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaşması bu çıtayı çok daha yukarı taşıyacaktır.Bakanlığımızdan talebimizin sertifikalı tohum üretimi ve kullanımını özendirecek mekanizmanın daha da güçlendirilmesi olduğunu paylaştık.”dedi.

Baklagillerin münavebeli ekim için en ideal ürünler olduğu belirten Özdemir, “Bakanlığımızın bu yönde çalışmaları sürüyor.12’nci Kalkınma Planında yer aldığı üzere baklagillerin de içinde yer aldığı münavebe uygulamaları teşvik edilecek.Beklentimiz şu an arz açığı olan kuru baklagiller ekiminin münavebeli ekim sistemi kapsamında zorunlu olacak şekilde uygulanmasıdır.”dedi

Özdemir, konuşmasında su kısıtlı bölgelerde nohut ve mercimek ekiminin mutlaka teşvik edilmesi gerektiğini,bakliyata verilen fark ödemesi desteğinin kg başına 50 kuruş.olduğunu ve bunun artırılması taleplerinin olduğunu ifade ederek, arzularının çözüm önerilerinin amacına ulaşması ve sektörde yaşanılan sorunların aşılması olduğunu belirtti.

“Üretim hacmimiz olan 1,3 milyon tonun üç katını değerlendirecek imkânımız var”

Özdemir sözlerinin sonunda Bakliyatta tüketim alışkanlıklarının farklılaştığını yıllardır her platformda vurguladıklarını belirterek “Şu an dünya genelinde bitkisel protein akımı var.Vegan, vejetaryen beslenme alışkanlıkları yaygınlaşıyor.Türev ürünler konusunda Ar-Ge çalışmaları artıyor.Birçok ülkede büyük firmalar önemli yatırımlar yapıyorlar.Giderek büyüyen bu pastada sağlıklı, inovatif ve katma değeri yüksek ürünlerle mutlaka yer almalıyız.UBK ve Mersin Ticaret Borsası olarak baklagil tohumculuğunda olduğu gibi bu alanda da çalışmalarımız sürüyor. Baklagil tohumculuğunda ise araştırma, geliştirme, ıslah ve üretim faaliyetlerimiz sürüyor.Tescilli ürün sayımız 17’ye ulaştı.Ürettiğimiz sertifikalı tohumları sözleşmeli üretim yoluyla üreticilerimizle buluşturarak sektörümüze katkı sağlamaya devam ediyoruz.Bakliyatta önemli bir potansiyelimiz ve şu an atıl olan kapasitemiz var.Sadece Mersin’de 1,4 milyon ton kırmızı mercimek işleme kapasitesi mevcut.2 milyon ton eleme, boylama ve paketleme kapasitesi var.

Mevcut üretim hacmimiz olan 1,3 milyon tonun üç katını değerlendirecek imkânımız var.Üretim, tüketim ve ticaret geçmişimiz asırlara dayanan bakliyatta, rekabetçi pozisyonumuza yeniden kavuşacak potansiyele sahibiz.Kendi yerli üretimimizle hem iç tüketimi hem de ihracatı karşılamak en büyük arzumuz.“Yeter ki daha fazla üretelim, yeter ki daha fazla tüketelim, bu zenginliğimizin, böylesine değerli bir nimetin kıymetini bilelim.” Dedi

Konuşmanın adından yönetim kurulu faaliyet raporu, bilanço gelir gider hesapları ve denetleme kurulu raporları Genel Sekreter İsmail İnam tarafından okunarak ibra edildi

Mersin Ticaret Borsası Bakliyat Araştırma Merkezi sorumlusu Özge Özmen çalışmalar hakkında haziruna bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi

Habere ifade bırak !
Foto Galeride Aç
Fotoğraf albümüne giderek fotoğraf(lara) yorum yazabilir yada fotoğraf(ları) sosyal medyada paylaşabilirsiniz.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.