Almanya ile nereye doğru?... Abdullah Ayan yazdı
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
09.03.2017 - 10:05, Güncelleme:
29.11.2021 - 14:41
Almanya ile nereye doğru?... Abdullah Ayan yazdı
Erdoğanʹ ın işaret fişeğini çakmasıyla birlikte ondan daha şedit biçimde Almanyaʹ ya adeta savaş ilan edildiği günlerden geçiyoruz.
Son kader birliğini bile göz önüne alsak, yüzyılı aşkın müttefike söylenmeyen söz kalmadı. Ne Nazilikleri kaldı, ne de derin Almanyaʹ nın bizi kıskandığı tezini temel alıp, bizi kıskandıkları komplo teorilerini ciddiyetle dillendirenlere kadar.
Türkiyeʹ de bir zamanlar saygın bilim adamı, iyi bir anayasa hukukçusu olarak tanımlanan bugünlerin Cumhurbaşkanı danışmanı bile referanduma götürülecek anayasa değişiklik paketiyle ilgili görüşlerini ifade etmektense ˮAlmanyaʹ nın İstanbulʹ da yapılmakta olan üçüncü havalimanını, Düsseldorfʹ a vereceği zarar nedeniyle çekemediğiˮ iddiasını dillendiriyorsa, durum gerçekten vahim.
Almanyaʹ da Merkel, yaklaşan seçimlerde hayli zorlanacağının farkında. Ve bu kez seçimlere hayli iddialı gireceği anlaşılan Sosyal Demokratlara, Yeşillere karşı ılımlı ifadeler, ortalama bir söylem tutturma derdinde.
Merkel ise sağdan ve soldan yüklenenlerin akıl almaz önerilerini duymazdan gelmeye, ılımlı ve orta yol sürdürmeye çalışıyor. Ama Almanlara ˮNaziˮ benzetmesi Merkelʹ in de boyunu aşacak cinsten.
Şansolye ˮrahatsızlığınıˮ en üst perdeden dile getiriyor, taraflara soğukkanlı olmayı öneriyor ama tansiyon düşeceğini her dakika yükseliyor.
Kavganın sonunda işlerin nereye varacağını şimdiden kestirmek elbette zor ama kesin olan bir şey var: Kırılanın kolay onarılamayacağı..
Kafalara kazınan o ünlü söylemle ifade edeyim: ˮAlmanya ile ilişkilerde hiç bir şey eskisi gibi olmayacakˮ
Oysa iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel gelişimi bir yana, son kavgaya kadar olan düzeyine bakıldığında iki taraf açısından ama özellikle de Türkiye cenahında vazgeçilmezliğini anlamak zor değil.
Rusya ile yaşanan uçak krizinin Türk tarım ürünleri ve turizmine vurduğu darbenin henüz yaraları doğru düzgün sarılmamışken şimdi Rusyaʹ dan çok daha önemli, dış ticaret ve özellikle de ihracatımızın ilk sırasında yer alan Almanya ile girişilen kavganın kime daha çok zarar vereceği ortada değil mi?
Türkiye 2016ʹda 142 milyar dolarlık ihracatının 14 milyar dolarlık kısmını Almanyaʹ ya yapmış. Bir başka ifadeyle toplam ihracatının %10ʹ unun yapıldığı ve sıralamada on yıllardır açık ara birinci olan bir ülkeden söz ediyoruz.
Sadece ihracat pazarı olarak en önemli ülke de değil Almanya...
Rusya darbesini atlatamayan, boğulmakta olan Türk turizminin en önemli can simidi.*
Özellikle Brexit sonrası alım gücü zayıflayan İngiltere, gittikçe kabuğuna çekilen Fransa ve Skandinav ülkelerine karşı refah düzeyi artan, para harcayacak destinasyon arayan Alman vatandaşları için Türkiye sahilleri ve tesisleri yıllardır gözde iken bugün körüklenen gerginlik işin rengini değiştirmeye başlamış durumda.
Herhangi bir ülkeden değil, son on yıla kadar 4-5 milyon arası* turistin yıllık tatil tercihini Türkiyeʹden yana kullandığı bir ülkeden söz ediyoruz.
Alman politikacıların ˮNaziˮ söylemiyle doruğa çıkan gerginliğe karşı getirdikleri ilk yaptırım önerisinin turizm alanında ortaya çıkması tesadüf değil.
Tam 18 aydır soluksuz düşen turist sayısı Ocak 2017ʹ de de 2016ʹ nın Ocak ayına göre %10ʹ a yakın (%9,81) azalırken en büyük darbe Alman turistlerden geldi ve kayıp %31 oranında. Üstelik bu yılın ilk ayında henüz bugünkü gerginlik ve ˮNaziˮ söylemleri ortada yokken...
Almanlar bu ˮNazilikˮ konusunda çok hassas..
İlginçtir Türkiyeʹ ye karşı en şiddetli tepki ise Almanya Sol Parti lideri Katja Kippingʹ den geliyor...
ˮ ... turist gönderme konusunda boykot hakkımızı kullanalım. Türkiyeʹde insan haklarına zarar verenleri, turizmle ödüllendirmeyelim. Olağanüstü halin olduğu bir ülkenin sahillerinde kim rahat edebilir ki? Turist göndermeyerek, Erdoğanʹa demokrasi ve insan hakları konusunda bir ders verelim
Turizme yönelik bir boykot tutar mı?
Alman turist Türkiye gibi ülkeyi nereden bulacak diye düşünenlere gazetelere düşen küçük bir haberi hatırlatıp noktalayayım yazıyı:
ˮTürkiyeʹ ye gelen turist sayısı 2017 ilk ayında da düşerken, İspanyaʹ ya giden turist sayısında artış var.ˮ
Özellikle Antalya 2016 genelinde yaşadığı %43ʹ lük (4,7 milyon) kayıp yetmezmiş gibi 2017 Ocak ayında %8 ve Şubatta %18ʹ lik kayıpla karşılaştı. İki ay ortalamasıyla %13ʹ lük düşüş...
2017 yaz rezervasyonlarının ve paket tur satışlarının tamamlanmakta olduğu bugünlerde mevcut durum yetmezmiş gibi Almanya ile şiddetlenen kavga iki turizm merkezi Antalya ve İstanbulʹ u nasıl etkiler?
Bu gidiş sorunun cevabı konusunda yeterince ip uçları veriyor ama yine de bekleyip görelim...
* Yıllar itibariyle Türkiyeʹ ye gelen Alman ve Rus turist sayıları (Resmi TUİK verileri)
Almanya
Rusya
2006
3766
1694
2007
4129
2058
2008
4450
1162
2009
4298
2161
2010
4218
2520
2011
4687
2780
2012
4726
2723
2013
4193
3049
2014
4349
3452
2015
4725
2843
2016
3300
683
Abdullah Ayan
Erdoğanʹ ın işaret fişeğini çakmasıyla birlikte ondan daha şedit biçimde Almanyaʹ ya adeta savaş ilan edildiği günlerden geçiyoruz.
Son kader birliğini bile göz önüne alsak, yüzyılı aşkın müttefike söylenmeyen söz kalmadı. Ne Nazilikleri kaldı, ne de derin Almanyaʹ nın bizi kıskandığı tezini temel alıp, bizi kıskandıkları komplo teorilerini ciddiyetle dillendirenlere kadar.
Türkiyeʹ de bir zamanlar saygın bilim adamı, iyi bir anayasa hukukçusu olarak tanımlanan bugünlerin Cumhurbaşkanı danışmanı bile referanduma götürülecek anayasa değişiklik paketiyle ilgili görüşlerini ifade etmektense ˮAlmanyaʹ nın İstanbulʹ da yapılmakta olan üçüncü havalimanını, Düsseldorfʹ a vereceği zarar nedeniyle çekemediğiˮ iddiasını dillendiriyorsa, durum gerçekten vahim.
Almanyaʹ da Merkel, yaklaşan seçimlerde hayli zorlanacağının farkında. Ve bu kez seçimlere hayli iddialı gireceği anlaşılan Sosyal Demokratlara, Yeşillere karşı ılımlı ifadeler, ortalama bir söylem tutturma derdinde.
Merkel ise sağdan ve soldan yüklenenlerin akıl almaz önerilerini duymazdan gelmeye, ılımlı ve orta yol sürdürmeye çalışıyor. Ama Almanlara ˮNaziˮ benzetmesi Merkelʹ in de boyunu aşacak cinsten.
Şansolye ˮrahatsızlığınıˮ en üst perdeden dile getiriyor, taraflara soğukkanlı olmayı öneriyor ama tansiyon düşeceğini her dakika yükseliyor.
Kavganın sonunda işlerin nereye varacağını şimdiden kestirmek elbette zor ama kesin olan bir şey var: Kırılanın kolay onarılamayacağı..
Kafalara kazınan o ünlü söylemle ifade edeyim: ˮAlmanya ile ilişkilerde hiç bir şey eskisi gibi olmayacakˮ
Oysa iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel gelişimi bir yana, son kavgaya kadar olan düzeyine bakıldığında iki taraf açısından ama özellikle de Türkiye cenahında vazgeçilmezliğini anlamak zor değil.
Rusya ile yaşanan uçak krizinin Türk tarım ürünleri ve turizmine vurduğu darbenin henüz yaraları doğru düzgün sarılmamışken şimdi Rusyaʹ dan çok daha önemli, dış ticaret ve özellikle de ihracatımızın ilk sırasında yer alan Almanya ile girişilen kavganın kime daha çok zarar vereceği ortada değil mi?
Türkiye 2016ʹda 142 milyar dolarlık ihracatının 14 milyar dolarlık kısmını Almanyaʹ ya yapmış. Bir başka ifadeyle toplam ihracatının %10ʹ unun yapıldığı ve sıralamada on yıllardır açık ara birinci olan bir ülkeden söz ediyoruz.
Sadece ihracat pazarı olarak en önemli ülke de değil Almanya...
Rusya darbesini atlatamayan, boğulmakta olan Türk turizminin en önemli can simidi.*
Özellikle Brexit sonrası alım gücü zayıflayan İngiltere, gittikçe kabuğuna çekilen Fransa ve Skandinav ülkelerine karşı refah düzeyi artan, para harcayacak destinasyon arayan Alman vatandaşları için Türkiye sahilleri ve tesisleri yıllardır gözde iken bugün körüklenen gerginlik işin rengini değiştirmeye başlamış durumda.
Herhangi bir ülkeden değil, son on yıla kadar 4-5 milyon arası* turistin yıllık tatil tercihini Türkiyeʹden yana kullandığı bir ülkeden söz ediyoruz.
Alman politikacıların ˮNaziˮ söylemiyle doruğa çıkan gerginliğe karşı getirdikleri ilk yaptırım önerisinin turizm alanında ortaya çıkması tesadüf değil.
Tam 18 aydır soluksuz düşen turist sayısı Ocak 2017ʹ de de 2016ʹ nın Ocak ayına göre %10ʹ a yakın (%9,81) azalırken en büyük darbe Alman turistlerden geldi ve kayıp %31 oranında. Üstelik bu yılın ilk ayında henüz bugünkü gerginlik ve ˮNaziˮ söylemleri ortada yokken...
Almanlar bu ˮNazilikˮ konusunda çok hassas..
İlginçtir Türkiyeʹ ye karşı en şiddetli tepki ise Almanya Sol Parti lideri Katja Kippingʹ den geliyor...
ˮ ... turist gönderme konusunda boykot hakkımızı kullanalım. Türkiyeʹde insan haklarına zarar verenleri, turizmle ödüllendirmeyelim. Olağanüstü halin olduğu bir ülkenin sahillerinde kim rahat edebilir ki? Turist göndermeyerek, Erdoğanʹa demokrasi ve insan hakları konusunda bir ders verelim
Turizme yönelik bir boykot tutar mı?
Alman turist Türkiye gibi ülkeyi nereden bulacak diye düşünenlere gazetelere düşen küçük bir haberi hatırlatıp noktalayayım yazıyı:
ˮTürkiyeʹ ye gelen turist sayısı 2017 ilk ayında da düşerken, İspanyaʹ ya giden turist sayısında artış var.ˮ
Özellikle Antalya 2016 genelinde yaşadığı %43ʹ lük (4,7 milyon) kayıp yetmezmiş gibi 2017 Ocak ayında %8 ve Şubatta %18ʹ lik kayıpla karşılaştı. İki ay ortalamasıyla %13ʹ lük düşüş...
2017 yaz rezervasyonlarının ve paket tur satışlarının tamamlanmakta olduğu bugünlerde mevcut durum yetmezmiş gibi Almanya ile şiddetlenen kavga iki turizm merkezi Antalya ve İstanbulʹ u nasıl etkiler?
Bu gidiş sorunun cevabı konusunda yeterince ip uçları veriyor ama yine de bekleyip görelim...
* Yıllar itibariyle Türkiyeʹ ye gelen Alman ve Rus turist sayıları (Resmi TUİK verileri)
Almanya
Rusya
2006
3766
1694
2007
4129
2058
2008
4450
1162
2009
4298
2161
2010
4218
2520
2011
4687
2780
2012
4726
2723
2013
4193
3049
2014
4349
3452
2015
4725
2843
2016
3300
683
Abdullah Ayan
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.