Çin' in orta gelir tuzağından çıkma çabası dünyayı nasıl etkileyecek?... Abdullah Ayan yazdı

12.11.2020 - 09:49, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Çin' in orta gelir tuzağından çıkma çabası dünyayı nasıl etkileyecek?... Abdullah Ayan yazdı

Kapitalizmin bunalımı aşmak için tüm dünyayı tek pazar haline getirmeyi amaçlayan ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlarla oluşturduğu küreselleşme artık yaratıcılarını vuran ve hedef ülke Çin' in kalkan olarak kullandığı paradigmaya evrilmiş durumda..

Eskiden ortaya çıkan kimi gelişme vesilesiyle ayda yılda bir kaleme aldığım Çin değerlendirmelerini bu kez birkaç makalede toparlamaya çalışmamın pek çok nedeni var.. Küreselleşme sayesinde dünyanın fabrikası haline gelen ve yıllar boyu ucuz iş gücü sayesinde tüm dünyayı giydiren besleyen Çin geçen zaman içinde kendisine dayatılan modelin dışına çıkacak dev haline geldi. Bir zamanlar demografik açıdan dünyanın en büyüğü olsa da en yoksullarından biri sayılan ülke 30 yıl gibi kısacık bir dönemin sonunda bugün orta gelir tuzağına takılmadan hızla refah ülkeleri kategorisine sıçramanın eşiğinde.. Bu gelişme 2008 ekonomik krizi ardından sarsılan ABD' nin petrol vahası Ortadoğu ve körfez ülkelerini bir yana bırakıp Asya- Pasifik bölgesine odaklanmasına yol açtı.. Obama dönemi bunun ilk işaretlerini veriyordu ancak asıl kırılma siyasette o güne kadar esamisi okunmayan Trump gibi seçildiği ana kadar kimselerin ciddiye dahi almadığı bir ismin ABD başkanı olmasıyla yaşandı. Trump 2016 seçim kampanyası boyunca, kapanan fabrikalara dikkat çekti, işini kaybeden milyonlara 'başkan olursam, uzak doğuya kaymış tüm üretimi yeniden ülkeye çekeceğim' deyip durdu. Aslında doğu Asya genellemesi yapmasına gerek yoktu. Hedef Çin' di.. Ve o vaatlerle Hillary Clinton karşısında hiç şans verilmeyen Trump seçimden zaferle çıktı. O kadar ki, bir zamanların otomotiv endüstrisinin kalbi Michigan' in işçileri bile bu umut tacirine yöneldiler.* Trump vaatlerini gerçekleştirmek için beklenmedik hamlelere de girişti. Çin mallarını yüksek gümrük vergileriyle engellemek, Huawei gibi teknolojinin yükselen yıldızına her türlü ambargo ve daha pek çok uygulama.. Ancak Çin bunların hepsini savuşturmak bir yana, ticaret savaşından güçlenerek çıktı. Son günlerde sonuçlanan ABD seçimlerinde Çin' i 4 yıldır hedef tahtasına koyan Trump kaybetse de, ABD' nin Çin ile olan kavgası sona ermeyecek, aksine çatışmanın Biden döneminde daha da büyüyeceğinin işaretlerini vermekte şimdiden.. 1980' lerden itibaren kapitalizmin yeni pazarlar arayışına umut olarak eklemlenen Çin, liberal politikaların aygıtlarını, sermaye gücünü ve teknolojisini kendi bünyesinde harmanlayarak ve kendi koşullarına çekerek çıktı dünya sahnesine.. 1989' da yıkılan Berlin duvarı ve çöken Sovyetler Birliği ile sona erdiği iddia edilen soğuk savaş o boşluğun başlarda ciddiye alınmayan Çin tarafından doldurmasıyla bugün yeni ve sanayi döneminden çok farklı bir yeni kutuplaşmanın, bilişim çağının dinamiklerinden beslenen yeni bir küresel ayrışmanın eşiğinde. ABD' nin, üretim ve ihracatla hayal edilmesi güç büyüklüğe erişen yeni devi durdurmak için Obama döneminde öne çıkan Çin' i etrafındaki kimi ülkelerle bloke etme çabalarını Biden ile artan yoğunlukta sürdüreceğini tahmin etmek zor değil. Trump' ın dört yıllık başkanlığı boyunca oluşturmaya çalıştığı Hindistan, Japonya, Avustralya üçlüsü böyle bir misyonu yüklenebilir mi? Bir önceki makalede yer verdiğim verilerin de gösterdiği gibi nüfus büyüklüğü dışında Hindistan bugün Çin ile boy ölçüşmekten hayli uzak. Japonya yaşlı ve teknoloji yarışında liderliği Çin' e kaptırmış durumda. Avustralya ise jeopolitik anlamda bölgede etkili olacak konumda değil.. Asıl ilginci ABD' nin Çin' i durdurma hamlesi sanayi çağının ötesine geçildiğini de açık biçimde ortaya koyuyor. Örneğin ABD' nin hayata geçirmeye çalıştığı, Çinli telekomünikasyon şirketleri ve  bunların hızla dünyayı saran bulut/ mobil hizmet sağlayıcılarının uluslararası telekomünikasyon ağlarından çıkartılmasını öngören 'Temiz Ağ Planı'.. Planla ABD özellikle 5G teknolojisine dayalı alt yapı hizmetlerinin kurulumunu başta Huawei olmak üzere Çinli şirketlere ihale eden AB ülkelerinin bu yatırımları durdurması amaçlanıyordu. Ancak plana İngiltere, Fransa, İspanya ve birkaç ülke destek verebileceğini vaat ederken Almanya ve Japonya gibi iki dev karşı çıkınca plan askıda kaldı. Çin' i durdurması beklenen bir başka gelişme ise 2020 başında önce burada ortaya çıkıp dünyaya yayılan ve halen kontrol altına alınamayan koronavirüs salgınıydı. Ancak pandeminin çıktığı Çin kısa zamanda toparlanırken en büyük darbeyi başta ABD ve AB olmak üzere gelişmiş olarak tanımlanan ülkeler yedi. IMF' in son projeksiyonuna göre dünya ekonomisi ABD/AB gibi bölgelerde yaşanan daralma nedeniyle yüzde 5,8 daralırken Çin 1,9 büyüyecek. Çin' li uzmanlar ise büyümenin yüzde 2,5' a varacağını ön görmekte.. Kapitalizmin bunalımı aşmak için tüm dünyayı tek pazar haline getirmeyi amaçlayan ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlarla oluşturduğu küreselleşme artık yaratıcılarını vuran ve hedef ülke Çin' in kalkan olarak kullandığı paradigmaya evrilmiş durumda.. Küreselleşmeye karşı çıkan küreselleşme mucidi ABD ile küreselleşmenin en büyük savunucusu Çin.. 30 yıl önce hayal olarak çıkılan yolculuk bugün artık yeni bir faza geçmenin eşiğinde.. 2020 sonu kişi başı milli geliri 10.400 dolar olacak Çin, orta gelir tuzağı olarak tanımlanan en kritik virajın eşiğinde.. Orta gelir tuzağı gelişmekte olan tüm ülkelerin korkulu tuzağı. Güney Kore gibi kurtulup refaha ermek te mümkün, Türkiye gibi eşiğinden geri dönmekte.. Çin ne 50 milyonluk Güney Kore, ne de Türkiye… 10 bin dolarlık milli gelire ulaşması hayli zahmetliydi ama bundan sonrası çok daha zor.. Çin' in ekonomik anlamda ulaştığı gücü, siyasi ve hatta askeri  gücüyle pekiştirip dünyanın pek çok noktasında hayata geçirme planları eskisi kadar kolay yürütemeyeceği açık.. Peki bu durumda o orta gelir tuzağının on bin dolarlık barajını aşmaya ve büyümeyi sürdürmeye kararlı ülke bunu nasıl başaracak? Sorunun yanıtıyla ilgili önemli ipuçları, 29 Ekim 2020' de sona eren Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi çalıştayında kabul edilen 14. kalkınma planında yer almakta.. Plan 10 yıl içinde 22 trilyon dolarlık ithalat yanında bugün 8 trilyon dolara ulaşan ülke içi tüketimin önümüzdeki 5 yıl sonunda 12 trilyon dolara ulaşmasını hedefliyor.. Son 30 yıl boyunca kesintisiz büyümesini dış pazarlara yönelik ihracata borçlu Çin önümüzdeki dönem 'İkili Sirkülasyon' olarak tanımlanan ve iç tüketime de yönelecek bir yeni paradigmaya geçmeyi planlamakta.. Kolay mı? Çok zor ama imkansız değil.. 'İkili Sirkülasyon' modeli ve modelin dayandığı dinamikler sonraki makale konusu olsun.. * 2008' de Michigan' da Obama oyların 57' sini alırken 2016' da H. Clinton 47' de kaldı ve kıl payı da olsa bir zamanlar dünya otomotiv endüstrisinin merkezi eyaleti Trump' a kaptırdı. 2020 seçimlerinde hayal tacirinden umudunu kesen Michigan yeniden demokratlara döndü. Biden Michigan' ı 3 puan farkla da olsa kazandı. Abdullah Ayan
Kapitalizmin bunalımı aşmak için tüm dünyayı tek pazar haline getirmeyi amaçlayan ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlarla oluşturduğu küreselleşme artık yaratıcılarını vuran ve hedef ülke Çin' in kalkan olarak kullandığı paradigmaya evrilmiş durumda..

Eskiden ortaya çıkan kimi gelişme vesilesiyle ayda yılda bir kaleme aldığım Çin değerlendirmelerini bu kez birkaç makalede toparlamaya çalışmamın pek çok nedeni var..

Küreselleşme sayesinde dünyanın fabrikası haline gelen ve yıllar boyu ucuz iş gücü sayesinde tüm dünyayı giydiren besleyen Çin geçen zaman içinde kendisine dayatılan modelin dışına çıkacak dev haline geldi.

Bir zamanlar demografik açıdan dünyanın en büyüğü olsa da en yoksullarından biri sayılan ülke 30 yıl gibi kısacık bir dönemin sonunda bugün orta gelir tuzağına takılmadan hızla refah ülkeleri kategorisine sıçramanın eşiğinde..

Bu gelişme 2008 ekonomik krizi ardından sarsılan ABD' nin petrol vahası Ortadoğu ve körfez ülkelerini bir yana bırakıp Asya- Pasifik bölgesine odaklanmasına yol açtı..

Obama dönemi bunun ilk işaretlerini veriyordu ancak asıl kırılma siyasette o güne kadar esamisi okunmayan Trump gibi seçildiği ana kadar kimselerin ciddiye dahi almadığı bir ismin ABD başkanı olmasıyla yaşandı.

Trump 2016 seçim kampanyası boyunca, kapanan fabrikalara dikkat çekti, işini kaybeden milyonlara 'başkan olursam, uzak doğuya kaymış tüm üretimi yeniden ülkeye çekeceğim' deyip durdu.

Aslında doğu Asya genellemesi yapmasına gerek yoktu. Hedef Çin' di..

Ve o vaatlerle Hillary Clinton karşısında hiç şans verilmeyen Trump seçimden zaferle çıktı. O kadar ki, bir zamanların otomotiv endüstrisinin kalbi Michigan' in işçileri bile bu umut tacirine yöneldiler.*

Trump vaatlerini gerçekleştirmek için beklenmedik hamlelere de girişti.

Çin mallarını yüksek gümrük vergileriyle engellemek, Huawei gibi teknolojinin yükselen yıldızına her türlü ambargo ve daha pek çok uygulama..

Ancak Çin bunların hepsini savuşturmak bir yana, ticaret savaşından güçlenerek çıktı.

Son günlerde sonuçlanan ABD seçimlerinde Çin' i 4 yıldır hedef tahtasına koyan Trump kaybetse de, ABD' nin Çin ile olan kavgası sona ermeyecek, aksine çatışmanın Biden döneminde daha da büyüyeceğinin işaretlerini vermekte şimdiden..

1980' lerden itibaren kapitalizmin yeni pazarlar arayışına umut olarak eklemlenen Çin, liberal politikaların aygıtlarını, sermaye gücünü ve teknolojisini kendi bünyesinde harmanlayarak ve kendi koşullarına çekerek çıktı dünya sahnesine..

1989' da yıkılan Berlin duvarı ve çöken Sovyetler Birliği ile sona erdiği iddia edilen soğuk savaş o boşluğun başlarda ciddiye alınmayan Çin tarafından doldurmasıyla bugün yeni ve sanayi döneminden çok farklı bir yeni kutuplaşmanın, bilişim çağının dinamiklerinden beslenen yeni bir küresel ayrışmanın eşiğinde.

ABD' nin, üretim ve ihracatla hayal edilmesi güç büyüklüğe erişen yeni devi durdurmak için Obama döneminde öne çıkan Çin' i etrafındaki kimi ülkelerle bloke etme çabalarını Biden ile artan yoğunlukta sürdüreceğini tahmin etmek zor değil.

Trump' ın dört yıllık başkanlığı boyunca oluşturmaya çalıştığı Hindistan, Japonya, Avustralya üçlüsü böyle bir misyonu yüklenebilir mi?

Bir önceki makalede yer verdiğim verilerin de gösterdiği gibi nüfus büyüklüğü dışında Hindistan bugün Çin ile boy ölçüşmekten hayli uzak. Japonya yaşlı ve teknoloji yarışında liderliği Çin' e kaptırmış durumda. Avustralya ise jeopolitik anlamda bölgede etkili olacak konumda değil..

Asıl ilginci ABD' nin Çin' i durdurma hamlesi sanayi çağının ötesine geçildiğini de açık biçimde ortaya koyuyor.

Örneğin ABD' nin hayata geçirmeye çalıştığı, Çinli telekomünikasyon şirketleri ve  bunların hızla dünyayı saran bulut/ mobil hizmet sağlayıcılarının uluslararası telekomünikasyon ağlarından çıkartılmasını öngören 'Temiz Ağ Planı'..

Planla ABD özellikle 5G teknolojisine dayalı alt yapı hizmetlerinin kurulumunu başta Huawei olmak üzere Çinli şirketlere ihale eden AB ülkelerinin bu yatırımları durdurması amaçlanıyordu. Ancak plana İngiltere, Fransa, İspanya ve birkaç ülke destek verebileceğini vaat ederken Almanya ve Japonya gibi iki dev karşı çıkınca plan askıda kaldı.

Çin' i durdurması beklenen bir başka gelişme ise 2020 başında önce burada ortaya çıkıp dünyaya yayılan ve halen kontrol altına alınamayan koronavirüs salgınıydı.

Ancak pandeminin çıktığı Çin kısa zamanda toparlanırken en büyük darbeyi başta ABD ve AB olmak üzere gelişmiş olarak tanımlanan ülkeler yedi.

IMF' in son projeksiyonuna göre dünya ekonomisi ABD/AB gibi bölgelerde yaşanan daralma nedeniyle yüzde 5,8 daralırken Çin 1,9 büyüyecek. Çin' li uzmanlar ise büyümenin yüzde 2,5' a varacağını ön görmekte..

Kapitalizmin bunalımı aşmak için tüm dünyayı tek pazar haline getirmeyi amaçlayan ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlarla oluşturduğu küreselleşme artık yaratıcılarını vuran ve hedef ülke Çin' in kalkan olarak kullandığı paradigmaya evrilmiş durumda..

Küreselleşmeye karşı çıkan küreselleşme mucidi ABD ile küreselleşmenin en büyük savunucusu Çin..

30 yıl önce hayal olarak çıkılan yolculuk bugün artık yeni bir faza geçmenin eşiğinde..

2020 sonu kişi başı milli geliri 10.400 dolar olacak Çin, orta gelir tuzağı olarak tanımlanan en kritik virajın eşiğinde..

Orta gelir tuzağı gelişmekte olan tüm ülkelerin korkulu tuzağı.

Güney Kore gibi kurtulup refaha ermek te mümkün, Türkiye gibi eşiğinden geri dönmekte..

Çin ne 50 milyonluk Güney Kore, ne de Türkiye…

10 bin dolarlık milli gelire ulaşması hayli zahmetliydi ama bundan sonrası çok daha zor..

Çin' in ekonomik anlamda ulaştığı gücü, siyasi ve hatta askeri  gücüyle pekiştirip dünyanın pek çok noktasında hayata geçirme planları eskisi kadar kolay yürütemeyeceği açık..

Peki bu durumda o orta gelir tuzağının on bin dolarlık barajını aşmaya ve büyümeyi sürdürmeye kararlı ülke bunu nasıl başaracak?

Sorunun yanıtıyla ilgili önemli ipuçları, 29 Ekim 2020' de sona eren Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi çalıştayında kabul edilen 14. kalkınma planında yer almakta..

Plan 10 yıl içinde 22 trilyon dolarlık ithalat yanında bugün 8 trilyon dolara ulaşan ülke içi tüketimin önümüzdeki 5 yıl sonunda 12 trilyon dolara ulaşmasını hedefliyor..

Son 30 yıl boyunca kesintisiz büyümesini dış pazarlara yönelik ihracata borçlu Çin önümüzdeki dönem 'İkili Sirkülasyon' olarak tanımlanan ve iç tüketime de yönelecek bir yeni paradigmaya geçmeyi planlamakta..

Kolay mı? Çok zor ama imkansız değil..

'İkili Sirkülasyon' modeli ve modelin dayandığı dinamikler sonraki makale konusu olsun..

* 2008' de Michigan' da Obama oyların 57' sini alırken 2016' da H. Clinton 47' de kaldı ve kıl payı da olsa bir zamanlar dünya otomotiv endüstrisinin merkezi eyaleti Trump' a kaptırdı. 2020 seçimlerinde hayal tacirinden umudunu kesen Michigan yeniden demokratlara döndü. Biden Michigan' ı 3 puan farkla da olsa kazandı.

Abdullah Ayan

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.