Özdemir “Hukuka Ve Adalete Olan Güveni Derinden Sarsılmıştır”
Özdemir “Hukuka Ve Adalete Olan Güveni Derinden Sarsılmıştır”
Mersin Barosu yönetimi, 2025-2026 adli yıl açılışı nedeniyle tören düzenledi.
Mersin Barosu yönetimi, 2025-2026 adli yıl açılışı nedeniyle tören düzenledi.
Mersin Barosu Başkanı Av. Gazi Özdemir yargı ve avukatlık mesleğinin sorunlarına değinerek, “Yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahalesi, mahkeme kararlarının uygulanmaması ve keyfî tutuklama pratikleri yurttaşların hukuka ve adalete olan güvenini derinden sarsmaktadır. Hukuk devleti, ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabilir. Yeni adli yıl, tüm yurttaşların adalet mücadelesinin yılı olmalıdır” dedi.
Mersin Cumhuriyet Alanı'nda düzenlenen törene Mersin Barosu Başkanı Av. Gazi Özdemir, baro yönetim kurulu üyeleri, Mersin Barosu önceki dönem başkanı ve 27. dönem Mersin milletvekili Av. Alpay Antmen, avukatlar ve stajyer avukatlar katıldı. Baro Başkanı Av. Gazi Gazi Özdemir’in Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasını ile başlayan törende, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
“HUKUKA VE ADALETE OLAN GÜVEN DERİNDEN SARSILMIŞTIR”
Baro Başkanı Özdemir, adaletin yalnızca mahkemelerin değil toplumun ortak vicdanı olduğunu belirterek, “Yeni adli yılın başlangıcında, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunmanın temsilcileri olarak; mesleğimizin onurunu, hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerini ve adil yargılanma hakkının yaşamsal önemini, toplumun ortak vicdanına katkı sunmak amacıyla bir kez daha kamuoyuna hatırlatma sorumluluğundayız.
Hukuk devleti, ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabilir. Bugün ise yargının bağımsızlığının zedelendiği, savunmanın sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahalesi, mahkeme kararlarının uygulanmaması ve keyfî tutuklama pratikleri yurttaşların hukuka ve adalete olan güvenini derinden sarsmaktadır” ifadelerini kullandı.
“TUTUKLAMA TEDBİRİ CEZA ARACINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”
Tutuklama tedbirinin bir ceza aracına dönüştürüldüğünü belirten Özdemir, “Yalnızca mesleğini ifa eden avukatlar değil, gazeteciler, seçilmiş belediye başkanları, demokratik ve Anayasal haklarını kullanan geleceğimiz olan öğrenciler de gözaltına alınıp tutuklanarak keyfî uygulamaların hedefi hâline getirilmiştir. Bu durum yalnızca bireylerin özgürlüğünü değil, doğrudan toplumsal barışı ve hukuk devletinin temelini tehdit etmektedir. Savunmanın ve toplumsal muhalefetin cezalandırılması, aslında adaletin yargılanmasıdır.
Baroların bağımsızlığına yönelik yargı müdahaleleri de yalnızca yönetimsel bir tasarruf değil, doğrudan hukukun üstünlüğüne yöneltilmiş ağır bir saldırıdır. Baroların ifade özgürlüğünü kullandıkları için hedef alınması ve yönetimlerine müdahale edilmesi, demokratik meşruiyeti zedelemektedir” diye konuştu.
“AVUKATLAR EKONOMİK VE MESLEKİ GÜVENCEDEN YOKSUN BIRAKILMIŞTIR”
Meslektaşlarının yalnızca mesleklerini icra ederken karşılaştıkları baskılarla değil, ağırlaşan ekonomik koşullar ve saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi verdiğinin altını çizen Özdemir, “Avukatların ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılması, savunmayı işlevsiz hâle getirmekte; bu da doğrudan adil yargılanma hakkını imkânsızlaştırmaktadır. Öngörüsüzce açılan hukuk fakülteleri, mesleğin niteliğini ve geleceğini tehdit etmektedir. Devlet üniversitelerinin kontenjanlarının azaltılması olumlu bir adım olsa da yeterli değildir; vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının da aynı şekilde azaltılması, başarı sırasının yükseltilmesi ve hukuk eğitiminin niteliğini artıracak adımların atılması zorunludur” dedi.
TOPLUMDA HUKUKA GÜVENİN YENİDEN TESİS EDİLMESİ ZORUNLUDUR
23 Ocak 2025’te açıklanan 2025–2029 Yargı Reformu Stratejisi’nde avukatlara ilişkin hedeflere dikkat çeken Özdemir, “Serbest çalışan avukatların iş alanlarının genişletilmesi, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin onuruna uygun bir ücret rejimi oluşturulması, stajyer avukatlara destek sağlanması, kamu avukatlarının özlük haklarının düzenlenmesi, zorunlu müdafilik ödemelerinin artırılması ve adli yardım ödeneğinin yükseltilmesi hayati önem taşımaktadır.
Türkiye Barolar Birliği’nin ve baroların ısrarlı taleplerini içeren bu düzenlemelerin yalnızca meslek için değil, toplumun adalete erişim hakkı için de kritik önemde olduğunu hatırlatıyoruz. Ancak, bu hedeflerin hayata geçebilmesi için toplumda hukuka güvenin yeniden tesis edilmesi zorunludur. Bu yalnızca yeni yasaların çıkarılmasıyla değil, Anayasa ve mevcut yasaların eksiksiz uygulanmasıyla mümkündür. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı güvence altına alınmadıkça, adalet duygusu onarılamaz.
“YENİ ADLİ YIL, YURTTAŞLARIN ADALET MÜCADELESİNİN YILI OLMALIDIR”
Bağımsız yargının ve güçlü bir savunmanın teminatı; ekonomik ve mesleki açıdan güvenceli avukatlardır. Avukatların, gazetecilerin, öğrencilerin ve seçilmiş yöneticilerin özgür olmadığı bir ülkede adaletten söz edilemez. Bizler, bağımsız savunmayı, meslek örgütümüzün özerkliğini ve hukukun üstünlüğünü koruma kararlılığımızı bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz. Yeni adli yıl, yalnızca yargının kurucu unsurları olan avukat, hakim ve savcıların değil, bütün yurttaşların adalet mücadelesinin yılı olmalıdır.
Yeni adli yılın; bağımsız yargının güçlendiği, baroların özerkliğinin güvence altına alındığı, yargı mensuplarının ve toplumun tüm kesimlerinin adaletle buluştuğu, gazetecilerin, öğrencilerin ve seçilmiş belediye başkanlarının özgürlüğüne kavuştuğu bir yıl olmasını diliyoruz. Değerli meslektaşlarım bugün ayrıca 1 Eylül Dünya Barış Günü bu vesileyle ulu önder Mustafa Kemal Atatürk' ün Yurtta Sulh Cihanda Sulh sözünü bir kez daha şiar edindiğimizi beyan ederek, son yıllarda en büyük insanlık soykırımının yaşandığı Gazze başta olmak üzere, tüm dünyada silahların sustuğu ve barışın hakim olduğu bir yıl olmasını da temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.