Sayıştay 2024 Mersin Üniversitesi denetim raporu, Vahim tespitler…

Güncel 29.09.2025 - 10:00, Güncelleme: 29.09.2025 - 10:00
 

Sayıştay 2024 Mersin Üniversitesi denetim raporu, Vahim tespitler…

Yıllardır Belediyelerle ilgili Sayıştay denetim raporlarını okur, ayrıntılarına kadar incelerim ama Üniversite denetim raporlarına bugüne kadar bakmak aklımın ucundan bile geçmemişti.

Yıllardır Belediyelerle ilgili Sayıştay denetim raporlarını okur, ayrıntılarına kadar incelerim ama Üniversite denetim raporlarına bugüne kadar bakmak aklımın ucundan bile geçmemişti. Bu kez garip tesadüf başka bir raporu ararken karşıma Mersin Üniversitesi 2024 Denetim Raporu çıktı… Raporda, olağan denetim sonucu çıkan, günümüzde tanık olduğumuz onca olay yanında çok ta önemli sayılmayacak bir takım tespitler yer alıyordu… Örneğin, Şube müdürlüğü kadrolarına atanabilmek için kişinin taşıması gereken genel şartlar yanında en az dört yıllık yükseköğrenim mezunu olması gibi özel şartlar olmasına karşın, yönetimin iki yıllık yüksekokul mezunu olan kişiyi şube müdürü kadrosuna ataması olanaksızdır denmesi gibi… Sahte diploma iddialarının havada uçuştuğu bir ülkede iki yıllık yüksekokul mezununun şube müdürü olarak atanması ‘onca kusur kadı kızında da olur’ misali geçiştirilebilirdi, öyle de yaptım… Tıpkı; "Mersin Üniversitesinde, çeşitli kadroları işgal eden personele esas kadrosu dışında başka bir görev verildiği ya da pasif tutulduğu halde, dolu olan bu kadrolara başka personelin “tedviren” atandığı,  Mevzuata aykırı olarak dolu kadroya yapılan tedviren görevlendirme uygulaması, aynı kadroyu birden fazla personel işgal ettiği için bazı personelin atıl kalmasına, dolayısıyla insan kaynağından en verimli şekilde faydalanılamamasına yol açmaktadır. Aynı zamanda bu durum özellikle harcama yetkisini kullanmak bakımından bir yetki karmaşasına yol açmaktadır” tespiti gibi… Sayıştay denetiminde; Üniversite yönetimince alınan yemek hizmeti konusunda yeterli denetimlerin yapılmadığı, hatta kaç kişilik yemek çıkarıldığı bilgisinin hizmeti alan değil, satan kuruluşun verdiği bilgilere dayandığı ve ödemelerin buna göre yapıldığı gibi, aslında fazla ödemeye yol açma olasılığı nedeniyle ciddi sonuçları olan tespitler de var ama raporda beni şok eden ve empati yapacak herkesi ilgilendiren çok vahim bir tespit var ki, bunu ele almamak insani sorumluluktan kaçmaktan farksız diye düşünüyorum… ** Sayıştay Raporuna göre Mersin Üniversitesi hastanesi kardiyoloji bölüm doktorlarından birinin ameliyat olacak hastalara Üniversite Hastanesinde mevcut olmasına karşın dışarıdaki Medikal Şirketinden stent aldırdığı tespiti… Tespit diyorum çünkü Sayıştay Denetçisi mağdur olarak gördüğü hastalarla görüşüp ifadelerini tutanak altına almış ve raporda tüm gelişmelere yer vermiş bulunuyor… Vakayı şöyle yakalıyor Denetçiler:  Yapılan denetimde; Hastane Deposunda Bulunan Malzemelerin Son Kullanma Tarihinin Geçmesi Koroner anjiyografi deposunda mevcut birtakım malzemelerin kullanım sürelerinin dolması sebebiyle imha edildiği tespit ediliyor… Bunun üzerine Kardiyoloji Ana Bilim Başkanlığından resmi yazıyla bilgi isteniyor.. Ana Bilim Başkanlığı’ nın gönderdiği yanıtta; 252.801,23 TL maliyet değerli 91 kalem malzemenin kullanım sürelerinin dolduğu ve imha edilmek için merkez ambar teslimat deposuna çekilmesi gerektiği bilgisine yer veriliyor… Hastane Yönetimi kendisini savunurken vahim gerçek ortaya çıkıyor.. Yönetim stenlerde ortaya çıkan bu durumun, hastanede görev yapan bir doktorun hastanede bulunan söz konusu malzemeleri kullanmayarak hastalarına dışardan malzeme aldırmasından kaynaklandığını bildiriyor denetçilere… Denetim raporunda tablo; sağlık personeli ile medikal şirketleri arasında menfaat ilişkilerinin kurulabilmesine ve hastaların belli firmalara yönlendirilerek mağdur duruma düşmelerine neden olabileceği haliyle özetleniyor… Ve aşağıdaki ifadeler olduğu gibi Sayıştay’ ın 2024 Mersin Üniversitesi Denetim Raporunda yer alıyor: Denetim esnasında ilgili doktorun hastalarının epikrizleri incelenmiş, yıl boyunca kullandığı stentlerin çok azının hastane deposundan temin edildiği tespit edilmiştir. Söz konusu doktorun hastalarından bir kısmının verdiği ve tarafımızca da tutanak altına alınan ifadelerde, doktorun hastanedeki stentlerin yerli olması sebebiyle kendisi tarafından kullanılmadığından bahisle hastaları bir medikal firmasına yönlendirerek malzeme aldırdığı belirtilmiştir. Halbuki; hastane deposunda bulunan stentlerin ithal olduğu Hastane Yönetimince yazılı olarak tarafımıza bildirilmiştir. Hastanedeki malzemelerin kullanılmayarak hastalara malzeme aldırılmasının Hastane açısından pek çok soruna yol açabileceği düşünülmektedir. Öncelikle bu durum yukarıda belirtildiği üzere mevcut malzemelerin miadı dolması nedeniyle imha edilmesine neden olmuştur. İlaveten söz konusu durum, sağlık personeli ile medikal şirketleri arasında menfaat ilişkilerinin kurulabilmesine ve hastaların belli firmalara yönlendirilerek mağdur duruma düşmelerine neden olabilecektir. " Soluklanıp ‘mağdurlara’ yaşatılanları kendinizin veya yakınınızın başına gelmişçesine oturup düşünün… Ani bir kalp rahatsızlığı sonucu en güvenilir ve Hipokrat yeminine sadık olacağı için asla bir çıkar ilişkisine girmeyeceğine adınız kadar emin olduğunuz Üniversite Hastanesindeki uzmanlardan birine kendinizi, canınızı teslim ediyorsunuz… Anjiyo yapılıyor ve siz sedyede yatarken stent takılması gerektiği söyleniyor size veya kapıda haber bekleyen yakınınıza… Uzman Üniversite hastanesinde devletin denetimi altında satın alınan stentlerin yerli ve sorunlu olduğunu söyleyip sizi kalitesine güvendiği bir Medikal Şirketine yönlendiriyor… Olan var, olmayan var ama bu can, kolunuzdaki bilezikleri satıp önerilen stenti kalite fiyat gibi detaylara takılmadan alıyor ve hastaneye koşuyorsunuz… Sonradan Sayıştay Denetçilerinin yaptığı araştırma sonucu ortaya çıkıyor ki; aslında Üniversite o ithal stentleri zaten yıllık ihtiyacı karşılayacak miktarda alıp deposuna koymuş… Koymuş ta ne olmuş? Stoktaki yerine doktorun sizi yönlendirdiği Medikalci’ den aldığınız stent takılmış ve depoda bekleyen stentlerin ise kullanım tarihi geçtiği için imhası yoluna gidilmiş… Eksiği var fazlası yok bu anlattıklarım Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümünde yaşanmış… Sonrasında ne mi olacak? Onu da hep birlikte izleyip göreceğiz…   Abdullah Ayan
Yıllardır Belediyelerle ilgili Sayıştay denetim raporlarını okur, ayrıntılarına kadar incelerim ama Üniversite denetim raporlarına bugüne kadar bakmak aklımın ucundan bile geçmemişti.

Yıllardır Belediyelerle ilgili Sayıştay denetim raporlarını okur, ayrıntılarına kadar incelerim ama Üniversite denetim raporlarına bugüne kadar bakmak aklımın ucundan bile geçmemişti.

Bu kez garip tesadüf başka bir raporu ararken karşıma Mersin Üniversitesi 2024 Denetim Raporu çıktı…

Raporda, olağan denetim sonucu çıkan, günümüzde tanık olduğumuz onca olay yanında çok ta önemli sayılmayacak bir takım tespitler yer alıyordu…

Örneğin, Şube müdürlüğü kadrolarına atanabilmek için kişinin taşıması gereken genel şartlar yanında en az dört yıllık yükseköğrenim mezunu olması gibi özel şartlar olmasına karşın, yönetimin iki yıllık yüksekokul mezunu olan kişiyi şube müdürü kadrosuna ataması olanaksızdır denmesi gibi…

Sahte diploma iddialarının havada uçuştuğu bir ülkede iki yıllık yüksekokul mezununun şube müdürü olarak atanması ‘onca kusur kadı kızında da olur’ misali geçiştirilebilirdi, öyle de yaptım…

Tıpkı; " Mersin Üniversitesinde, çeşitli kadroları işgal eden personele esas kadrosu dışında başka bir görev verildiği ya da pasif tutulduğu halde, dolu olan bu kadrolara başka personelin “tedviren” atandığı,

 Mevzuata aykırı olarak dolu kadroya yapılan tedviren görevlendirme uygulaması, aynı kadroyu birden fazla personel işgal ettiği için bazı personelin atıl kalmasına, dolayısıyla insan kaynağından en verimli şekilde faydalanılamamasına yol açmaktadır. Aynı zamanda bu durum özellikle harcama yetkisini kullanmak bakımından bir yetki karmaşasına yol açmaktadır” tespiti gibi…

Sayıştay denetiminde; Üniversite yönetimince alınan yemek hizmeti konusunda yeterli denetimlerin yapılmadığı, hatta kaç kişilik yemek çıkarıldığı bilgisinin hizmeti alan değil, satan kuruluşun verdiği bilgilere dayandığı ve ödemelerin buna göre yapıldığı gibi, aslında fazla ödemeye yol açma olasılığı nedeniyle ciddi sonuçları olan tespitler de var ama raporda beni şok eden ve empati yapacak herkesi ilgilendiren çok vahim bir tespit var ki, bunu ele almamak insani sorumluluktan kaçmaktan farksız diye düşünüyorum…

**

Sayıştay Raporuna göre Mersin Üniversitesi hastanesi kardiyoloji bölüm doktorlarından birinin ameliyat olacak hastalara Üniversite Hastanesinde mevcut olmasına karşın dışarıdaki Medikal Şirketinden stent aldırdığı tespiti…

Tespit diyorum çünkü Sayıştay Denetçisi mağdur olarak gördüğü hastalarla görüşüp ifadelerini tutanak altına almış ve raporda tüm gelişmelere yer vermiş bulunuyor…

Vakayı şöyle yakalıyor Denetçiler:

 Yapılan denetimde; Hastane Deposunda Bulunan Malzemelerin Son Kullanma Tarihinin Geçmesi Koroner anjiyografi deposunda mevcut birtakım malzemelerin kullanım sürelerinin dolması sebebiyle imha edildiği tespit ediliyor…

Bunun üzerine Kardiyoloji Ana Bilim Başkanlığından resmi yazıyla bilgi isteniyor..

Ana Bilim Başkanlığı’ nın gönderdiği yanıtta; 252.801,23 TL maliyet değerli 91 kalem malzemenin kullanım sürelerinin dolduğu ve imha edilmek için merkez ambar teslimat deposuna çekilmesi gerektiği bilgisine yer veriliyor…

Hastane Yönetimi kendisini savunurken vahim gerçek ortaya çıkıyor..

Yönetim stenlerde ortaya çıkan bu durumun, hastanede görev yapan bir doktorun hastanede bulunan söz konusu malzemeleri kullanmayarak hastalarına dışardan malzeme aldırmasından kaynaklandığını bildiriyor denetçilere…

Denetim raporunda tablo; sağlık personeli ile medikal şirketleri arasında menfaat ilişkilerinin kurulabilmesine ve hastaların belli firmalara yönlendirilerek mağdur duruma düşmelerine neden olabileceği haliyle özetleniyor…

Ve aşağıdaki ifadeler olduğu gibi Sayıştay’ ın 2024 Mersin Üniversitesi Denetim Raporunda yer alıyor:

Denetim esnasında ilgili doktorun hastalarının epikrizleri incelenmiş, yıl boyunca kullandığı stentlerin çok azının hastane deposundan temin edildiği tespit edilmiştir. Söz konusu doktorun hastalarından bir kısmının verdiği ve tarafımızca da tutanak altına alınan ifadelerde, doktorun hastanedeki stentlerin yerli olması sebebiyle kendisi tarafından kullanılmadığından bahisle hastaları bir medikal firmasına yönlendirerek malzeme aldırdığı belirtilmiştir. Halbuki; hastane deposunda bulunan stentlerin ithal olduğu Hastane Yönetimince yazılı olarak tarafımıza bildirilmiştir.

Hastanedeki malzemelerin kullanılmayarak hastalara malzeme aldırılmasının Hastane açısından pek çok soruna yol açabileceği düşünülmektedir. Öncelikle bu durum yukarıda belirtildiği üzere mevcut malzemelerin miadı dolması nedeniyle imha edilmesine neden olmuştur.

İlaveten söz konusu durum, sağlık personeli ile medikal şirketleri arasında menfaat ilişkilerinin kurulabilmesine ve hastaların belli firmalara yönlendirilerek mağdur duruma düşmelerine neden olabilecektir. "

Soluklanıp ‘mağdurlara’ yaşatılanları kendinizin veya yakınınızın başına gelmişçesine oturup düşünün…

Ani bir kalp rahatsızlığı sonucu en güvenilir ve Hipokrat yeminine sadık olacağı için asla bir çıkar ilişkisine girmeyeceğine adınız kadar emin olduğunuz Üniversite Hastanesindeki uzmanlardan birine kendinizi, canınızı teslim ediyorsunuz…

Anjiyo yapılıyor ve siz sedyede yatarken stent takılması gerektiği söyleniyor size veya kapıda haber bekleyen yakınınıza…

Uzman Üniversite hastanesinde devletin denetimi altında satın alınan stentlerin yerli ve sorunlu olduğunu söyleyip sizi kalitesine güvendiği bir Medikal Şirketine yönlendiriyor…

Olan var, olmayan var ama bu can, kolunuzdaki bilezikleri satıp önerilen stenti kalite fiyat gibi detaylara takılmadan alıyor ve hastaneye koşuyorsunuz…

Sonradan Sayıştay Denetçilerinin yaptığı araştırma sonucu ortaya çıkıyor ki; aslında Üniversite o ithal stentleri zaten yıllık ihtiyacı karşılayacak miktarda alıp deposuna koymuş…

Koymuş ta ne olmuş?

Stoktaki yerine doktorun sizi yönlendirdiği Medikalci’ den aldığınız stent takılmış ve depoda bekleyen stentlerin ise kullanım tarihi geçtiği için imhası yoluna gidilmiş…

Eksiği var fazlası yok bu anlattıklarım Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümünde yaşanmış…

Sonrasında ne mi olacak?

Onu da hep birlikte izleyip göreceğiz…

 

Abdullah Ayan

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.