'Kazanılmış haklarımızdan ve mücadeleden kesinlikle vazgeçmiyoruz'

23.03.2021 - 16:27, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

'Kazanılmış haklarımızdan ve mücadeleden kesinlikle vazgeçmiyoruz'

Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nin “Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine” dair kararının ardından Mersin Kent Konseyi bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Mersin Kent Konseyi ‘’Kadın ve Siyaset Komisyonu’’ sözcüsü İlksen Sorguç Dinçer tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 20 Mart 2021 gününün gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nin “Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine” karar verildiği açıklandı. Milletin iradesiyle Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çıkılamaz. Meclis’in iradesi tek kişiye devredilemez. Mecliste yasa ile kabul edilen ve Anayasa’nın 90. Maddesinden güç alarak bu sözleşmeden bir Cumhurbaşkanı kararıyla çekilmek Anayasaya açık aykırılıktır. Anayasanın 104.Maddesi gereğince, temel hak ve özgürlükler konusunda bir kararname düzenlenemeyeceği için, bu çekilme kararı yok hükmündedir. Böylesi bir girişim, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi tüm uluslararası sözleşmelerin ve bu sözleşmelerle güvence altına alınan temel insan haklarının tek kişinin keyfine bırakılması anlamına gelmektedir. Daha da vahimi, hukuk devletinin tamamen ortadan kaldırılması, Meclis’in ve demokrasinin tamamen tasfiyesi anlamına gelmektedir. On yıl önce İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olan Türkiye’nin, o gün hükümette olup Sözleşme’ye imza atmakla övünen iktidar partisi, bugün kadınlara vermiş olduğu şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünü yerine getirmekten vazgeçtiğini tüm dünyaya ilan ediyor. Başta eşit yurttaşlık hakkı olmak üzere, kadınların insan haklarını tanımadığını, kadına karşı şiddetle mücadele etmeyeceğini, kadınların insan onurunu gözetmeyeceğini söylüyor.   Seçimler için pazarlık malzemesi yaptığınız İstanbul Sözleşmesi’nden de mücadeleden de vazgeçmiyoruz! İktidar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve cinskırıma varan kadın cinayetleriyle mücadelede hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması yönünde toplumsal desteğe sahip değil. Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin Nabzı 2020 Temmuz ayı araştırmasına göre İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini onaylamayanların oranı yüzde 63.9, fikri olmayanların oranı yüzde 19; Sözleşme’den çıkılmasını açıkça isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 17 idi. Kadın hareketinin mücadelesi ile bu oran bir ay sonra yüzde 7’ye düştü (Ağustos 2020 Konda). Küçücük oy oranlarına bile muhtaç duruma gelen ve bir avuç marjinalin istemiyle hareket eden iktidar, geçen aylarda Saadet Partisi ile yaptığı görüşmelerde İstanbul Sözleşmesi’ni siyasi pazarlık konusu yaptı. Kadına şiddetle mücadele edeceğini beyan ettiği İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıklarken İstanbul Sözleşmesi’nin adını bir kez bile anmadı. Kadın STK lar, geçen yıllar içinde, iktidara, İstanbul Sözleşme’den doğan yükümlülüklerini yerine getirmedigini,  kadın cinayetlerinin politik olduğunu, İstanbul Sözleşmesini Uygula söylemlerini dile getire durdu. Bu gün geldiğimiz noktada,kadına yönelik şiddetin politik olduğu tamamen ortaya çıktı. İktidar, kadına karşı şiddet ile değil, kadınların, kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaya yönelik,  ısrarlı bir politika izliyor. Kazanılmış haklarımızdan ve mücadeleden kesinlikle vazgeçmiyoruz.
Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nin “Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine” dair kararının ardından Mersin Kent Konseyi bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Mersin Kent Konseyi ‘’Kadın ve Siyaset Komisyonu’’ sözcüsü İlksen Sorguç Dinçer tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

20 Mart 2021 gününün gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nin “Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine” karar verildiği açıklandı.

Milletin iradesiyle Meclis’te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çıkılamaz. Meclis’in iradesi tek kişiye devredilemez. Mecliste yasa ile kabul edilen ve Anayasa’nın 90. Maddesinden güç alarak bu sözleşmeden bir Cumhurbaşkanı kararıyla çekilmek Anayasaya açık aykırılıktır.

Anayasanın 104.Maddesi gereğince, temel hak ve özgürlükler konusunda bir kararname düzenlenemeyeceği için, bu çekilme kararı yok hükmündedir.

Böylesi bir girişim, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gibi tüm uluslararası sözleşmelerin ve bu sözleşmelerle güvence altına alınan temel insan haklarının tek kişinin keyfine bırakılması anlamına gelmektedir. Daha da vahimi, hukuk devletinin tamamen ortadan kaldırılması, Meclis’in ve demokrasinin tamamen tasfiyesi anlamına gelmektedir.

On yıl önce İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olan Türkiye’nin, o gün hükümette olup Sözleşme’ye imza atmakla övünen iktidar partisi, bugün kadınlara vermiş olduğu şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünü yerine getirmekten vazgeçtiğini tüm dünyaya ilan ediyor. Başta eşit yurttaşlık hakkı olmak üzere, kadınların insan haklarını tanımadığını, kadına karşı şiddetle mücadele etmeyeceğini, kadınların insan onurunu gözetmeyeceğini söylüyor.

 

Seçimler için pazarlık malzemesi yaptığınız İstanbul Sözleşmesi’nden de mücadeleden de vazgeçmiyoruz!

İktidar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve cinskırıma varan kadın cinayetleriyle mücadelede hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması yönünde toplumsal desteğe sahip değil. Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin Nabzı 2020 Temmuz ayı araştırmasına göre İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini onaylamayanların oranı yüzde 63.9, fikri olmayanların oranı yüzde 19; Sözleşme’den çıkılmasını açıkça isteyenlerin oranı ise sadece yüzde 17 idi. Kadın hareketinin mücadelesi ile bu oran bir ay sonra yüzde 7’ye düştü (Ağustos 2020 Konda).

Küçücük oy oranlarına bile muhtaç duruma gelen ve bir avuç marjinalin istemiyle hareket eden iktidar, geçen aylarda Saadet Partisi ile yaptığı görüşmelerde İstanbul Sözleşmesi’ni siyasi pazarlık konusu yaptı. Kadına şiddetle mücadele edeceğini beyan ettiği İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıklarken İstanbul Sözleşmesi’nin adını bir kez bile anmadı.

Kadın STK lar, geçen yıllar içinde, iktidara, İstanbul Sözleşme’den doğan yükümlülüklerini yerine getirmedigini,  kadın cinayetlerinin politik olduğunu, İstanbul Sözleşmesini Uygula söylemlerini dile getire durdu. Bu gün geldiğimiz noktada,kadına yönelik şiddetin politik olduğu tamamen ortaya çıktı.

İktidar, kadına karşı şiddet ile değil, kadınların, kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaya yönelik,  ısrarlı bir politika izliyor.

Kazanılmış haklarımızdan ve mücadeleden kesinlikle vazgeçmiyoruz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.