Kudüs Ve Ortadoğu... Bedrettin Gündeş yazdı
Spor
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
10.12.2017 - 14:46, Güncelleme:
29.11.2021 - 14:41
Kudüs Ve Ortadoğu... Bedrettin Gündeş yazdı
Zalimlerin elinde esaret altında yaşayan Ortadoğu halklarının en büyük problemi ne Amerika ne Rusya ne de emperyal batı devletleridir. Ortadoğunun bu kadar acı, gözyaşı, haksızlık ve hukuksuzluklarla uğraşmasının yegâne nedeni, İslam devletlerinin demokratik yönetme anlayışından uzak, totaliter, monarşik, despotik yönetme anlayışlarıdır.
Amerika ve yandaşlarının Kudüsü başkent ilan etmesinin ardından hamaset nutukları atmaya başlayan Ortadoğunun ilkel, çıkarcı, bencil, yalaka sultanlarının tiyatral oyunları hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.
Suudi kralı Amerikaya 100 milyar dolarlık silah siparişi verecek ve ardından Amerikanın bu hukuksuz tavrına karşı rest çekecek ve kararını geri almasını isteyecek. Adı üstünde kral! Halkından uzak, demokrasiden uzak, insan hak ve hukukundan uzak bu gibi zalim yöneticilerin söyleyeceği hiçbir şeyin anlamı, karşılığı ve derinliği yoktur.
Bu zalim Ortadoğu aptalları kendi çıkarları için halkların savaş, yoksulluk, tecavüzle karşı karşıya kalmalarına adeta vesile oluyorlar. Irak İbadisi, Suudi kralı, mısır Sisisi, Libya, Ürdün, Katar, birleşik krallıklar hepsi timsah gözyaşlarıyla Kudüsün İsrailin Başkenti olmasına karşı duruyormuş gibi davranıyorlar.
Bunların hepsi yalan. İtirazları da Mısır da toplanmaları da formalite. Memuru oldukları büyükbabalarına karşı hiçbir zaman dik durmadılar ve zaten kendilerinin iktidarda kalabilmeleri için duramazlar da. İplerini bir defa zalimlerin eline kaptırmışlar.
Kendi halklarına güvenecekleri yerde ABDnin, çıkarcı Rusyanın, fırsatçı Avrupanın, sinsi İngilterenin dümen suyunda bocalıyorlar. Bilimden uzak, demokrasiden uzak, insan haklarından uzak bir sürecin içinde onursuzca, ruhsuzca, korkularıyla Ortadoğunun bu hale gelmesine zemin hazırlıyorlar.
Toplantılar, restler, kınamalar, tanımama fiyakaları devam edecek. Ancak dünyayı yöneten ruhsuz, ahlaksız, vicdansız zalimler yeni stratejiler ve taktiklerle dikkatleri başka tarafa çekecek ve yeni gündemler oluşturmaya devam edecekler.
Bu acılı, ölümlü, onursuzca yaşamın bütün yükü ise, Ortadoğu halklarına yüklenecek. Sokaklar karışacak, bombalar patlayacak, yoksulluk artacak, acılar katmerlenerek devam edecek.
ABD, Rusya, Avrupa kendi çıkarları için bu oyunun devam etmesini, kendi zenginliklerini başkalarının ölüm, yoksulluk, mutsuzluk ve yok oluşları üzerinde sürdürmeye devam edecekler. Ortadoğudaki yönetenler bu isteğe boyun eğdikleri sürece, bu zalimliklerde devam edecek.
Ortadoğu halkları mezhepsel, ırksal, radikal ve çağdışı dinsel mücadele tarzını demokratik bir mücadele tarzına dönüştürmeden bu belalardan kurtulmaları mümkün değil. Demokratik mücadeleyle demokratik yönetimlerin oluşması, yani Ortadoğunun demokratikleşmesi kaçınılmaz olmuştur.
Tüm dinlerin, inançların, kültürlerin, halkların bir arada huzur ve barış içinde yaşamalarının teminatı; ideolojik, dinsel, mezhepsel saplantılardan arındırılarak herkesin kendi kutsalını, değerlerini özgürce yaşayabilmesidir. Ortadoğunun kurtuluşu ancak böyle sağlanabilir. Aç gözlülerin ganimet için Ortadoğuyu kana bulamalarını engellemenin yolu da budur.
Bu zalim güçlere ve onun uzantılarına karşı tek çare; Ortadoğunun demokratikleşmesidir. Demokratik yönetimlerin oluşmasıyla onurlu, haysiyetli, hak, hukuk gözetilerek geliştirilecek bir Ortadoğu birliği ya da konfederasyonu tüm bu oyunların önüne geçebilir.
Türkiye ise; demokrasiyi, insan haklarını, modernizmi geliştirerek Ortadoğuya rol model olacağı yerde, enerjisini, gücünü, batıya dönük yüzünü iyi kullanamamakta ve kendi iç problemlerini çözememenin sıkıntılarını yaşamaktadır.
Halkını, demokrasiyi, birlikte üretmeyi, birlikte kalkınmayı, birlikte paylaşmayı esas almayan hiçbir devlet, toplum, yapı huzur ve insanca yaşamayı sağlayamaz.
Tek çare Ortadoğunun demokratikleşmesidir.
BEDRETTİN GÜNDEŞ 09.12.2017
Zalimlerin elinde esaret altında yaşayan Ortadoğu halklarının en büyük problemi ne Amerika ne Rusya ne de emperyal batı devletleridir. Ortadoğunun bu kadar acı, gözyaşı, haksızlık ve hukuksuzluklarla uğraşmasının yegâne nedeni, İslam devletlerinin demokratik yönetme anlayışından uzak, totaliter, monarşik, despotik yönetme anlayışlarıdır.
Amerika ve yandaşlarının Kudüsü başkent ilan etmesinin ardından hamaset nutukları atmaya başlayan Ortadoğunun ilkel, çıkarcı, bencil, yalaka sultanlarının tiyatral oyunları hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.
Suudi kralı Amerikaya 100 milyar dolarlık silah siparişi verecek ve ardından Amerikanın bu hukuksuz tavrına karşı rest çekecek ve kararını geri almasını isteyecek. Adı üstünde kral! Halkından uzak, demokrasiden uzak, insan hak ve hukukundan uzak bu gibi zalim yöneticilerin söyleyeceği hiçbir şeyin anlamı, karşılığı ve derinliği yoktur.
Bu zalim Ortadoğu aptalları kendi çıkarları için halkların savaş, yoksulluk, tecavüzle karşı karşıya kalmalarına adeta vesile oluyorlar. Irak İbadisi, Suudi kralı, mısır Sisisi, Libya, Ürdün, Katar, birleşik krallıklar hepsi timsah gözyaşlarıyla Kudüsün İsrailin Başkenti olmasına karşı duruyormuş gibi davranıyorlar.
Bunların hepsi yalan. İtirazları da Mısır da toplanmaları da formalite. Memuru oldukları büyükbabalarına karşı hiçbir zaman dik durmadılar ve zaten kendilerinin iktidarda kalabilmeleri için duramazlar da. İplerini bir defa zalimlerin eline kaptırmışlar.
Kendi halklarına güvenecekleri yerde ABDnin, çıkarcı Rusyanın, fırsatçı Avrupanın, sinsi İngilterenin dümen suyunda bocalıyorlar. Bilimden uzak, demokrasiden uzak, insan haklarından uzak bir sürecin içinde onursuzca, ruhsuzca, korkularıyla Ortadoğunun bu hale gelmesine zemin hazırlıyorlar.
Toplantılar, restler, kınamalar, tanımama fiyakaları devam edecek. Ancak dünyayı yöneten ruhsuz, ahlaksız, vicdansız zalimler yeni stratejiler ve taktiklerle dikkatleri başka tarafa çekecek ve yeni gündemler oluşturmaya devam edecekler.
Bu acılı, ölümlü, onursuzca yaşamın bütün yükü ise, Ortadoğu halklarına yüklenecek. Sokaklar karışacak, bombalar patlayacak, yoksulluk artacak, acılar katmerlenerek devam edecek.
ABD, Rusya, Avrupa kendi çıkarları için bu oyunun devam etmesini, kendi zenginliklerini başkalarının ölüm, yoksulluk, mutsuzluk ve yok oluşları üzerinde sürdürmeye devam edecekler. Ortadoğudaki yönetenler bu isteğe boyun eğdikleri sürece, bu zalimliklerde devam edecek.
Ortadoğu halkları mezhepsel, ırksal, radikal ve çağdışı dinsel mücadele tarzını demokratik bir mücadele tarzına dönüştürmeden bu belalardan kurtulmaları mümkün değil. Demokratik mücadeleyle demokratik yönetimlerin oluşması, yani Ortadoğunun demokratikleşmesi kaçınılmaz olmuştur.
Tüm dinlerin, inançların, kültürlerin, halkların bir arada huzur ve barış içinde yaşamalarının teminatı; ideolojik, dinsel, mezhepsel saplantılardan arındırılarak herkesin kendi kutsalını, değerlerini özgürce yaşayabilmesidir. Ortadoğunun kurtuluşu ancak böyle sağlanabilir. Aç gözlülerin ganimet için Ortadoğuyu kana bulamalarını engellemenin yolu da budur.
Bu zalim güçlere ve onun uzantılarına karşı tek çare; Ortadoğunun demokratikleşmesidir. Demokratik yönetimlerin oluşmasıyla onurlu, haysiyetli, hak, hukuk gözetilerek geliştirilecek bir Ortadoğu birliği ya da konfederasyonu tüm bu oyunların önüne geçebilir.
Türkiye ise; demokrasiyi, insan haklarını, modernizmi geliştirerek Ortadoğuya rol model olacağı yerde, enerjisini, gücünü, batıya dönük yüzünü iyi kullanamamakta ve kendi iç problemlerini çözememenin sıkıntılarını yaşamaktadır.
Halkını, demokrasiyi, birlikte üretmeyi, birlikte kalkınmayı, birlikte paylaşmayı esas almayan hiçbir devlet, toplum, yapı huzur ve insanca yaşamayı sağlayamaz.
Tek çare Ortadoğunun demokratikleşmesidir.
BEDRETTİN GÜNDEŞ 09.12.2017
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.