Limonatada marka yaratmak için ilk adım atıldı

Spor (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.06.2017 - 10:55, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Limonatada marka yaratmak için ilk adım atıldı

İnovatifhaber özel/Sedat Yılmaz Türkiyeʹde limon ihtiyacının %70ʹni karşılayan Mersinʹin bir limonata fabrikasına sahip olması ve bir marka değeri yaratılması konusunda çalışmalar devam ediyor. Mersin Limonata Yapılabilirlik Çalıştayıʹnda konuya destek veren STK temsilcileri ve gönüllü isimlerle birlikte masaya yatırıldı.inovatifhaber.com   Çalıştayın moderatörlüğünü Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu gerçekleştirdi. Çalıştayda ortaya çıkan görüşlerde Mersinʹe yapılabilecek bir Limonata fabrikasının yapılabilirliği ve alternatif çözümler konusunda fikirler masaya yatırılarak paylaşıldı.inovatifhaber.com Genel kanı kurulacak bir fabrikanın maliyetinin tek bir ürün üzerinden çok yüksek olacağı ve cddi rakipleri karşısında tutunamayacağı yönünde oldu Alternatif olarak butik tarzda bir ürün yapılıp, marka değeri yaratacak bir çalışma içine girilmesi ve bu şekilde büyütülmesinin daha iyi olacağı ifade edildi.   Çalıştaya her kesimden isimler katıldı. KATILIMCILAR: Mustafa Kemal Karaoğlu- Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Başkanı Kemal Kaçmaz- UTK Başkanı Mustafa Asparuk MTSO Tarım Komisyonu Başkanı Ömer Faruk Tokgöz- Mersin SMMM Odası Başkanı Ersin Özer -Mali Müşavir Murat Öztürk Mali Müşavir Erkan Özaydın-İçel Sanat Kulübü Özcan Demir -MEPİAD Başkanı Abdurrahman Şahin Mersin Gülnarlılar Derneği Başkanı Berna Ak -Avukat Dilek Oraz- Kurumsal Danışman Yılmaz Şanlı-Mali Müşavir Alpay Antmen-Avukat Doç.Dr. Eyüp Erdoğan Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Deniz Gürbüz Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Arıcı Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Gökçel Mersin Ziraat Odası Başkanı Celal Çelik Emekli Albay-İktisatçı- AB uzmanı Zeki Şan- Gümrük Müşaviri-MTSO Komite bşk. Rasim Şahin- Erdemli Ziraat Odası Başkanı Remzi Tüfenk Gıda Yüksek Mühendisi Kubilay Derin Tarım İl Müdürlüğünde Ziraat Mühendisi Aydın Çiftçi Erdemli Ziraat Odası Genel Sekreteri Neslihan Yalçın Çukurova Gazetesi Sedat Yılmaz- İnovatifhaber Gen. Yayın. Yön. Cansu Budancamanak- Phaber Mustafa Kaya- Serbest Meslek İbrahim Kırmızısaç- Mersin Sivil Toplum Birliği Başkanı Ayferi Tuğcu -Gişkad Başkanı Dr. Kutlay Özcan Arif Şengel Ahmet Baygın     Tüccar kulübünde gerçekleşen çalıştayın açılış konuşmasını konu üzerinde çalışmalar yapan ve Mersin gündemine yerleştiren Gazeteci Yazar Fatih Alkar gerçekleştirdi. Konuşmasında Mersinʹin çok önemli potansiyeli olduğunu belirten Alkar, ˮ Ama maalesef kentin çok iyi noktalara gelmesi için sonuca ulaşılamadı. Eski Mersin evlerinden tutun da narenciyeye, kentli olma kültürüne, hatta sanat etkinliklerine kadar pek çok yerde dile getirdik. Bu kentte elimizden geldiği kadar çaba gösterdik. Ama bu farklı bir konu. Mersinʹde çok önemli üretim potansiyeli var. Limon, Muz, Çilek , Kayısı gibi ürünlerde yüksek üretim mevcut. Peki neden biz bunları değerlendiremiyoruz.Neden sanayiye dönüştüremiyoruz.Aromasıyla ve diğer özellikleriyle neden bir Mersin limonatası ile başlamayalım. Limonun %70ʹini üreten Mersinʹde neden bir limonata fabrikası yok? Bu konu hepimizin el birliği ile sahip çıkması Mersinlilerin yarını ve istihdamı adına sanayiye dönüşmesi gereken bir konu diye düşünüyorum.İstiyorum ki bir marka değeri olan Limonatayı ve akabinde diğer ürünleri bir sanayiye dönüştürelim.Bunu başka şehirler yapabiliyorlar. biz de yapabiliriz.Bunun zamanı geldi. Bu konuda çok ileri noktalara gitmeliyiz.ˮdediinovatifhaber.com Alkar, ayrıca Mersin limonatası konusunda kentte bir algı oluştuğunu ve ˮMerlim ˮ olarak marka tescili yaptırdıkları bilgisini de sözlerine ekledi.   Kurumsal Danışman Dilek Oraz Mersin limonata fabrikası yapılabilirlik çalışması konulu bir sunum gerçekleştirdi. Oraz, Mersinʹde yapılabilirlik araştırmaları sonucunda, limonata üretimine yönelik bir üretim tesisinin yaklaşık 2.3 milyon euro sermaye ile kurulabileceği sonucunun elde edildiğini belirterek,ˮ Böyle bir fabrikanın imalat kapasitesinin günlük 8, yıllık yaklaşık 2900 tona ulaşmaktadır. 250 mlʹlik şişelerde ambalajlanması durumunda günlük 4000, yıllık 1.440.000 adet limonata üretimi gerçekleşebilecektir. Toplam hammadde maliyetinin yıllık yaklaşık 400 bin euro, ambalaj maliyetinin de yıllık 430 bin euro ʹdur. Üretim sırasında gerçekleşecek aşamalar için gerekli makine parkı maliyeti de 915.000 euroʹdur.Yıllık pazarlama maliyetinin de 35 bin euroʹyu bulabilecek.Bina maliyetinin de yaklaşık 1 milyon euroʹyu bulmaktadır. ˮ dedi. Oraz, diğer giderlerle birlikte Mersin limonata fabrikasının başlangıç yatırım maliyetinin yaklaşık 2.310.000 euro ve 1 yıllık işletme sermayesi ihtiyacının da 1.720.000 euro tutacağını sözlerine ekledi.   Sunumun ardından katılımcılar söz alarak görüşlerini dile getirdiler. Mersin Türkiyeʹnin tarımsal üretim yönünden en önemli bölgelerinden biri olduğunu belirten Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu ˮÖzellikle 65ʹin üzerinde çeşidin üretildiği Türkiyeʹnin çok istisnai bir bölgesi.Tarsusʹtan Anamurʹa kadar Türkiyeʹde yetişen bütün ürünler (özel ürünler dışında) yetişmektedir. Mersin Türkiyeʹde 3 ürün üretiminde birincidir. Limon, muz ve çilek. Kayısıda da şu an ikinci durumdayız.   Mersinʹde üretim çok iyi ve örtü altı dediğimiz Türkiyeʹnin %69 meyve ihtiyacını üretiyoruz. Genel olarak da %12-15 meyve üretimini sağlamaktayız.Durum böyle olunca üretimde çok iyiyiz ama Meyve suyu ve konsantrenin pazarlama ve sanayisinde yokuz.Mersin limonatası konusu önemsenecek bir konu. . Tarımsal sanayiye geçmek zorundayız. Bu çalıştayı da bunun için düzenledik.Bu konuda yol almak istiyoruz. ˮ dedi   Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz, konuşmasında, ˮBu güne kadar Mersin ve Çukurova başta olmak üzere tüm Türkiye genelinde tüm üretim bölgeleri ve ihracat merkezleri olmak üzere bir dizi çalışmalar yürüttük, yürütmeye de devam ediyoruz. Mersin limonla özdeşleşmiş bir şehrimiz. Limon ve liman iki önemli unsur. UTK olarak limonata ve narenciyeden üretilen diğer yan ürünlerin eterik yağların çıkartılması konusunda bir AB proje çalışması yaptık.Ama projeyi zamanında yetiştiremediğimiz için bu sene atladık. 2020 Dünya Turunçgil Kongresi Mersinʹde yapılacak. 2017-18 ve 19ʹ da neler yapacağımızı planladık. Bu süreci nasıl daha iyi götürebiliriz. Limonu dünyaya nasıl tanıtabiliriz diye çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şu anda Mersinʹin ve limonun tanıtım filmi yayınlanıyor ve tüm dünya izliyor. Narenciye ihracatçısı ülkeler Mersinʹe odaklanmış durumda. Biz burada narenciye endüstrisini nasıl geliştirebiliriz.Onun bir dizi çalışmasını yapıyoruz.Buradan çıkan fikirleri de değerlendireceğiz. Bizlere mutlaka katı verecek.ˮ dedi. MTSO Tarım Komisyonu Başkanı Mustafa Asparuk konuşmasında, ˮŞuanda hal hazırda çarkı hızla dönen işletmelerle rekabet edebilmek için boyutumuzu yükseltmek lazım.Ama buna karşılık biz bu ürünlere o firmalar kadar başarılı pazarlayabilecek miyiz? İkisi birbiriyle çelişiyor. Kurulacak işletme küçük bir işletme. Günlük 3 ton işleme sahip. Bu çalışmayı tekrarlamamız lazım. Türkiyeʹde üretilen limon 850 bin ton. Bunun %80ʹi Doğu Akdenizʹde. Bunu da 500 bin tonu da Mersinʹde.Burada meyve konsantresi ve paketlemesi yapan firmalar var. Bu iş ekonomik mi değil mi? Aşağı yukarı alt yapısı hazır olan firmalar ekonomik bir marj görseler zaten hiç düşünmeden bu işin ek yatırımını yaparlar.Eğer böyle bir iş için girişimde bulunulacaksa bence hali hazırda meyveyi alıp belki dolum işleme kısmını realize etmek daha gerçekçi olabilir. Onlarla birlikte çalışma imkanı olabilir mi olamaz mı? Veya sadece limonataya yönelik olursa bu işletme çapını biraz daha büyütmek gerçekçi olur mu? Riski ne olur?Buna bakmak lazım. Marka yaratmak işin en önemli kısmı.ˮ şeklinde konuştu.   Gıda Yüksek Mühendisi Remzi Tüfenk, hazırlanan projenin maliyetinin tek bir ürün için çok yüksek olduğunu ifade ederek, butik tarzda yapılıp, Mersinʹin de tanıtımı yapılarak, bir markası olur, coğrafi işareti alınır, tescili yapılır ve tanıtımı yapılır. Unutuşmuş bir markayı çıkarabilme yönünde bir çalışma yapılırsa daha iyi olacağını sözlerine ekledi.   Mali Müşavir- Yönetim Danışmanı Hatice İğde, konuşmasında yatırımdan daha çok bir şeyin fizibile olması, katma değer yaratıyor olması çok daha önemli. Bizim burada amacımız sadece katma değer yaratmak değil, marka değeri oluşturmak, Mersinʹe artı bir katkı sağlamak. Çok büyük bir yatırıma gerek olduğunu düşünmüyorum. Bütün dünya bugün şunu söylüyor; bir işletmenin başarılı olması için iki yerden para gelir. Biri pazarlamadan diğeri de yenilikten. Bu çalışmamız içinde pazarlama alanı çalışması ve yeni fark yaratan bir çalışma yoksa bu kadar rakipler içinde işimiz çok zor olur. Muhtemelen uzun bir süre de kendini amorti edemeyecektir. Önce pazara bakmak lazım. Biz o pazara nasıl girebiliriz ki bunu sadece katma değer yaratmak adına düşünüyorsak. O da uzun soluklu bir iş ve Mersin yatırımcısını yoracaktır. Bizim birinci önceliğimiz Mersin adına da yapıyorsak marka değerinin arttırılması gerektiğini düşünüyorum. daha butik, daha özel ve özellikle altını çizerek söylüyorum daha farklı olmalı. Çünkü rakipler çok dişli.Fark yaratmazsak marka olamayız. Limon çok iyi nokta. Fatih beyi tebrik ediyorumˮ dediinovatifhaber.com   İktisatçı -AB uzmanı Celal Çelik, konuşmasında marka yakalanacaksa özel bir şeylerin olması gerektiğini, piyasa beklentilerinin ve yatırım koşullarının araştırılması gerektiğine, kamuoyu algısını ölçmek, algı yaratmanın önemine değindi. Eldeki verilerin iyi değerlendirip, ekonomiye ve Mersinʹin tanıtımına kazandırılması gerektiğini ifade etti.Profesyonel bir yönetim ve anlayışıyla yapılabileceğine inanmanın gerektiğine vurgu yaptı ve Hollanda örneğini verdi.   Mali Müşavir Yılmaz Şanlı, Mersinʹde bir kamuoyu yaratılması gerektiğine işaret etti. Proje gönüllülerle, Mersinʹi seven insanlarla, milletvekilleriyle, il başkanlarıyla, vali ile yani tüm kent dinamikleri ile yapılabileceğini, böylesine güzel bir kentte marka değeri olma açısından bu tür güzel şeylerin başlangıcı olması gerektiğini ifade etti. Sistemi tartışmak gerektiğini ve oluşturulacak bir heyetle bu projenin yapılabilirliğinin masaya yatırılması ve daha geniş bir çalışmayla kamuoyu ile paylaşılabileceğini ve böyle bir limonata fabrikasının da kurulabileceğine inandığını söyledi. Mersin Gülnarlılar Derneği Başkanı Abdurrahman Şahin de konuşmasında ˮ Öncelikle Mersinʹde bir algı oluşturmak gereklidir. Küçük bir hedefle başlayıp daha büyük bir hedefe gidilebilir diye düşünüyorum. İlk süreçte okullarda dağıtılan süt örneğinde olduğu gibi Mersin Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile bir çalışma yapılıp algıyı oluşturabiliriz. Bu algıyı oluşturduktan sonra sanayicileri ve yatırımcıları buraya çekebiliriz. Öncelikle Mersin limonatasında duygusal algıyı yaratabilmek. ˮdedi   Av. Alpay Antmen yapılacak bu girişimin butik tarza ve kooperatife dönüştürülerek gerçekleştirilmesini önerdi. Kooperatif tarzda yapılacak bir işletmenin AB fonlarından da yararlanabileceğini ve bu şekilde de zaman içinde büyüyebileceğini ifade etti.   Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel de konuşmasında ˮ Burada bu iddiamızı devam ettirelim.Üzerimize düşeni yapalım. Limonla alakalı ürün konusu orjinal sıkılmış, hiçbir katkı maddesi olmadan direkt mutfakta tüketilebilecek bir sistemin nasıl işleyebileceği ile ilgili bir çalışma yapılmasını öneriyorum.İçinde Turunçgil adının geçtiği sokak gösterisinin bile olmasını istiyorum. Bu hazirun çok güzel işler yapacaktır. 2 yıldır Narenciye Festivali yapılmıyor. Adana bizim önümüze geçti. Burada basına ve stklara görev düşüyor. Yerel yöneticilerinde iktidarın da biz yakasına yapışalım. Bu festival aksasa da olsa yeniden devam ettirelim. Biz de yurt dışına gidiyoruz.Mersin festivaline biz beğenmesek de onlar farklı noktalardan bakıyorlar ve çok beğeniyorlar. O yüzden bu çalışmalara ısrarla devam edelim.ˮ şeklinde konuştu   UTK Başkanı Kemal Kaçmaz, tekrar söz alarak Narenciye Festivali ile ilgili bir ekleme yaptı. Kaçmaz, İlk festivali anlattıktan sonra, ˮ Brezilyaʹdaki Turunçgil Kongresinde Biz Mersin sunumumuzda Narenciye Festivalinden görüntülere de yer verdik Bizden şunu talep ettiler; 2020 yılında yapılacak Dünya Turunçgil Kongresiʹni de Narenciye Festivalini eş zamanlı yaparsanız bizim için daha iyi olacak denildi. Böyle bir realite de var. Bunun dışında konsantre ile ilgili olarak daha önceki yıllarda yaptığımız bir projede İngiltereʹye bölgede yetişen tüm portakal çeşitlerini gönderdik. sadece Kozan yerlisi denilen bir tür uygun bulundu. Diğer ürettiğimiz geleneksel çeşitler uymadı. Biz bu arada NTG olarak bölgemizde ürün geliştirme adına Alata, Batem ve Çukurova Üniversitesi ile 5 yıllık proje yaptık. Narenciyenin bölgeye adapte edilmesi ve yeni ürünlerin çıkartılması, sezonun uzatılması konusunda çalışmalarımız sürüyor.Bu bitti. ikinci 5 yıla girdik. Elimizde başarılı sonuçlar var. Portakal tüketimi ile ilgili tanıtım filmlerimiz yayınlanmaktadır.Üniversitelerde Narenciye çeşmesi oluşturulması konusunda da çalışmalarımız olduˮ dedi. Dr. Kutlay Özcan da konuşmasında Ananas dışında tüm meyvelerin yetiştirildiği Mersinʹde Limonata ile ilgili olarak butik tarzda bir çalışma yapılabileceğini ifade etti ve bu konuda bir algı yaratmak ve bunu benimsetmek için bir çalışma yapılabileceğini, güzel bir paketleme ve güzel bir reklamla, sosyal medyayı da kullanarak insanların kendi değerini ve kendi markasını kullanmada teşvik edilebileceğini ve bu işin başarılabileceğini söyledi.                                                  
İnovatifhaber özel/Sedat Yılmaz Türkiyeʹde limon ihtiyacının %70ʹni karşılayan Mersinʹin bir limonata fabrikasına sahip olması ve bir marka değeri yaratılması konusunda çalışmalar devam ediyor. Mersin Limonata Yapılabilirlik Çalıştayıʹnda konuya destek veren STK temsilcileri ve gönüllü isimlerle birlikte masaya yatırıldı.inovatifhaber.com   Çalıştayın moderatörlüğünü Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu gerçekleştirdi. Çalıştayda ortaya çıkan görüşlerde Mersinʹe yapılabilecek bir Limonata fabrikasının yapılabilirliği ve alternatif çözümler konusunda fikirler masaya yatırılarak paylaşıldı.inovatifhaber.com Genel kanı kurulacak bir fabrikanın maliyetinin tek bir ürün üzerinden çok yüksek olacağı ve cddi rakipleri karşısında tutunamayacağı yönünde oldu Alternatif olarak butik tarzda bir ürün yapılıp, marka değeri yaratacak bir çalışma içine girilmesi ve bu şekilde büyütülmesinin daha iyi olacağı ifade edildi.   Çalıştaya her kesimden isimler katıldı. KATILIMCILAR: Mustafa Kemal Karaoğlu- Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Başkanı Kemal Kaçmaz- UTK Başkanı Mustafa Asparuk MTSO Tarım Komisyonu Başkanı Ömer Faruk Tokgöz- Mersin SMMM Odası Başkanı Ersin Özer -Mali Müşavir Murat Öztürk Mali Müşavir Erkan Özaydın-İçel Sanat Kulübü Özcan Demir -MEPİAD Başkanı Abdurrahman Şahin Mersin Gülnarlılar Derneği Başkanı Berna Ak -Avukat Dilek Oraz- Kurumsal Danışman Yılmaz Şanlı-Mali Müşavir Alpay Antmen-Avukat Doç.Dr. Eyüp Erdoğan Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Deniz Gürbüz Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Arıcı Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Gökçel Mersin Ziraat Odası Başkanı Celal Çelik Emekli Albay-İktisatçı- AB uzmanı Zeki Şan- Gümrük Müşaviri-MTSO Komite bşk. Rasim Şahin- Erdemli Ziraat Odası Başkanı Remzi Tüfenk Gıda Yüksek Mühendisi Kubilay Derin Tarım İl Müdürlüğünde Ziraat Mühendisi Aydın Çiftçi Erdemli Ziraat Odası Genel Sekreteri Neslihan Yalçın Çukurova Gazetesi Sedat Yılmaz- İnovatifhaber Gen. Yayın. Yön. Cansu Budancamanak- Phaber Mustafa Kaya- Serbest Meslek İbrahim Kırmızısaç- Mersin Sivil Toplum Birliği Başkanı Ayferi Tuğcu -Gişkad Başkanı Dr. Kutlay Özcan Arif Şengel Ahmet Baygın     Tüccar kulübünde gerçekleşen çalıştayın açılış konuşmasını konu üzerinde çalışmalar yapan ve Mersin gündemine yerleştiren Gazeteci Yazar Fatih Alkar gerçekleştirdi. Konuşmasında Mersinʹin çok önemli potansiyeli olduğunu belirten Alkar, ˮ Ama maalesef kentin çok iyi noktalara gelmesi için sonuca ulaşılamadı. Eski Mersin evlerinden tutun da narenciyeye, kentli olma kültürüne, hatta sanat etkinliklerine kadar pek çok yerde dile getirdik. Bu kentte elimizden geldiği kadar çaba gösterdik. Ama bu farklı bir konu. Mersinʹde çok önemli üretim potansiyeli var. Limon, Muz, Çilek , Kayısı gibi ürünlerde yüksek üretim mevcut. Peki neden biz bunları değerlendiremiyoruz.Neden sanayiye dönüştüremiyoruz.Aromasıyla ve diğer özellikleriyle neden bir Mersin limonatası ile başlamayalım. Limonun %70ʹini üreten Mersinʹde neden bir limonata fabrikası yok? Bu konu hepimizin el birliği ile sahip çıkması Mersinlilerin yarını ve istihdamı adına sanayiye dönüşmesi gereken bir konu diye düşünüyorum.İstiyorum ki bir marka değeri olan Limonatayı ve akabinde diğer ürünleri bir sanayiye dönüştürelim.Bunu başka şehirler yapabiliyorlar. biz de yapabiliriz.Bunun zamanı geldi. Bu konuda çok ileri noktalara gitmeliyiz.ˮdediinovatifhaber.com Alkar, ayrıca Mersin limonatası konusunda kentte bir algı oluştuğunu ve ˮMerlim ˮ olarak marka tescili yaptırdıkları bilgisini de sözlerine ekledi.   Kurumsal Danışman Dilek Oraz Mersin limonata fabrikası yapılabilirlik çalışması konulu bir sunum gerçekleştirdi. Oraz, Mersinʹde yapılabilirlik araştırmaları sonucunda, limonata üretimine yönelik bir üretim tesisinin yaklaşık 2.3 milyon euro sermaye ile kurulabileceği sonucunun elde edildiğini belirterek,ˮ Böyle bir fabrikanın imalat kapasitesinin günlük 8, yıllık yaklaşık 2900 tona ulaşmaktadır. 250 mlʹlik şişelerde ambalajlanması durumunda günlük 4000, yıllık 1.440.000 adet limonata üretimi gerçekleşebilecektir. Toplam hammadde maliyetinin yıllık yaklaşık 400 bin euro, ambalaj maliyetinin de yıllık 430 bin euro ʹdur. Üretim sırasında gerçekleşecek aşamalar için gerekli makine parkı maliyeti de 915.000 euroʹdur.Yıllık pazarlama maliyetinin de 35 bin euroʹyu bulabilecek.Bina maliyetinin de yaklaşık 1 milyon euroʹyu bulmaktadır. ˮ dedi. Oraz, diğer giderlerle birlikte Mersin limonata fabrikasının başlangıç yatırım maliyetinin yaklaşık 2.310.000 euro ve 1 yıllık işletme sermayesi ihtiyacının da 1.720.000 euro tutacağını sözlerine ekledi.   Sunumun ardından katılımcılar söz alarak görüşlerini dile getirdiler. Mersin Türkiyeʹnin tarımsal üretim yönünden en önemli bölgelerinden biri olduğunu belirten Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Başkanı Mustafa Kemal Karaoğlu ˮÖzellikle 65ʹin üzerinde çeşidin üretildiği Türkiyeʹnin çok istisnai bir bölgesi.Tarsusʹtan Anamurʹa kadar Türkiyeʹde yetişen bütün ürünler (özel ürünler dışında) yetişmektedir. Mersin Türkiyeʹde 3 ürün üretiminde birincidir. Limon, muz ve çilek. Kayısıda da şu an ikinci durumdayız.   Mersinʹde üretim çok iyi ve örtü altı dediğimiz Türkiyeʹnin %69 meyve ihtiyacını üretiyoruz. Genel olarak da %12-15 meyve üretimini sağlamaktayız.Durum böyle olunca üretimde çok iyiyiz ama Meyve suyu ve konsantrenin pazarlama ve sanayisinde yokuz.Mersin limonatası konusu önemsenecek bir konu. . Tarımsal sanayiye geçmek zorundayız. Bu çalıştayı da bunun için düzenledik.Bu konuda yol almak istiyoruz. ˮ dedi   Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz, konuşmasında, ˮBu güne kadar Mersin ve Çukurova başta olmak üzere tüm Türkiye genelinde tüm üretim bölgeleri ve ihracat merkezleri olmak üzere bir dizi çalışmalar yürüttük, yürütmeye de devam ediyoruz. Mersin limonla özdeşleşmiş bir şehrimiz. Limon ve liman iki önemli unsur. UTK olarak limonata ve narenciyeden üretilen diğer yan ürünlerin eterik yağların çıkartılması konusunda bir AB proje çalışması yaptık.Ama projeyi zamanında yetiştiremediğimiz için bu sene atladık. 2020 Dünya Turunçgil Kongresi Mersinʹde yapılacak. 2017-18 ve 19ʹ da neler yapacağımızı planladık. Bu süreci nasıl daha iyi götürebiliriz. Limonu dünyaya nasıl tanıtabiliriz diye çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şu anda Mersinʹin ve limonun tanıtım filmi yayınlanıyor ve tüm dünya izliyor. Narenciye ihracatçısı ülkeler Mersinʹe odaklanmış durumda. Biz burada narenciye endüstrisini nasıl geliştirebiliriz.Onun bir dizi çalışmasını yapıyoruz.Buradan çıkan fikirleri de değerlendireceğiz. Bizlere mutlaka katı verecek.ˮ dedi. MTSO Tarım Komisyonu Başkanı Mustafa Asparuk konuşmasında, ˮŞuanda hal hazırda çarkı hızla dönen işletmelerle rekabet edebilmek için boyutumuzu yükseltmek lazım.Ama buna karşılık biz bu ürünlere o firmalar kadar başarılı pazarlayabilecek miyiz? İkisi birbiriyle çelişiyor. Kurulacak işletme küçük bir işletme. Günlük 3 ton işleme sahip. Bu çalışmayı tekrarlamamız lazım. Türkiyeʹde üretilen limon 850 bin ton. Bunun %80ʹi Doğu Akdenizʹde. Bunu da 500 bin tonu da Mersinʹde.Burada meyve konsantresi ve paketlemesi yapan firmalar var. Bu iş ekonomik mi değil mi? Aşağı yukarı alt yapısı hazır olan firmalar ekonomik bir marj görseler zaten hiç düşünmeden bu işin ek yatırımını yaparlar.Eğer böyle bir iş için girişimde bulunulacaksa bence hali hazırda meyveyi alıp belki dolum işleme kısmını realize etmek daha gerçekçi olabilir. Onlarla birlikte çalışma imkanı olabilir mi olamaz mı? Veya sadece limonataya yönelik olursa bu işletme çapını biraz daha büyütmek gerçekçi olur mu? Riski ne olur?Buna bakmak lazım. Marka yaratmak işin en önemli kısmı.ˮ şeklinde konuştu.   Gıda Yüksek Mühendisi Remzi Tüfenk, hazırlanan projenin maliyetinin tek bir ürün için çok yüksek olduğunu ifade ederek, butik tarzda yapılıp, Mersinʹin de tanıtımı yapılarak, bir markası olur, coğrafi işareti alınır, tescili yapılır ve tanıtımı yapılır. Unutuşmuş bir markayı çıkarabilme yönünde bir çalışma yapılırsa daha iyi olacağını sözlerine ekledi.   Mali Müşavir- Yönetim Danışmanı Hatice İğde, konuşmasında yatırımdan daha çok bir şeyin fizibile olması, katma değer yaratıyor olması çok daha önemli. Bizim burada amacımız sadece katma değer yaratmak değil, marka değeri oluşturmak, Mersinʹe artı bir katkı sağlamak. Çok büyük bir yatırıma gerek olduğunu düşünmüyorum. Bütün dünya bugün şunu söylüyor; bir işletmenin başarılı olması için iki yerden para gelir. Biri pazarlamadan diğeri de yenilikten. Bu çalışmamız içinde pazarlama alanı çalışması ve yeni fark yaratan bir çalışma yoksa bu kadar rakipler içinde işimiz çok zor olur. Muhtemelen uzun bir süre de kendini amorti edemeyecektir. Önce pazara bakmak lazım. Biz o pazara nasıl girebiliriz ki bunu sadece katma değer yaratmak adına düşünüyorsak. O da uzun soluklu bir iş ve Mersin yatırımcısını yoracaktır. Bizim birinci önceliğimiz Mersin adına da yapıyorsak marka değerinin arttırılması gerektiğini düşünüyorum. daha butik, daha özel ve özellikle altını çizerek söylüyorum daha farklı olmalı. Çünkü rakipler çok dişli.Fark yaratmazsak marka olamayız. Limon çok iyi nokta. Fatih beyi tebrik ediyorumˮ dediinovatifhaber.com   İktisatçı -AB uzmanı Celal Çelik, konuşmasında marka yakalanacaksa özel bir şeylerin olması gerektiğini, piyasa beklentilerinin ve yatırım koşullarının araştırılması gerektiğine, kamuoyu algısını ölçmek, algı yaratmanın önemine değindi. Eldeki verilerin iyi değerlendirip, ekonomiye ve Mersinʹin tanıtımına kazandırılması gerektiğini ifade etti.Profesyonel bir yönetim ve anlayışıyla yapılabileceğine inanmanın gerektiğine vurgu yaptı ve Hollanda örneğini verdi.   Mali Müşavir Yılmaz Şanlı, Mersinʹde bir kamuoyu yaratılması gerektiğine işaret etti. Proje gönüllülerle, Mersinʹi seven insanlarla, milletvekilleriyle, il başkanlarıyla, vali ile yani tüm kent dinamikleri ile yapılabileceğini, böylesine güzel bir kentte marka değeri olma açısından bu tür güzel şeylerin başlangıcı olması gerektiğini ifade etti. Sistemi tartışmak gerektiğini ve oluşturulacak bir heyetle bu projenin yapılabilirliğinin masaya yatırılması ve daha geniş bir çalışmayla kamuoyu ile paylaşılabileceğini ve böyle bir limonata fabrikasının da kurulabileceğine inandığını söyledi. Mersin Gülnarlılar Derneği Başkanı Abdurrahman Şahin de konuşmasında ˮ Öncelikle Mersinʹde bir algı oluşturmak gereklidir. Küçük bir hedefle başlayıp daha büyük bir hedefe gidilebilir diye düşünüyorum. İlk süreçte okullarda dağıtılan süt örneğinde olduğu gibi Mersin Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile bir çalışma yapılıp algıyı oluşturabiliriz. Bu algıyı oluşturduktan sonra sanayicileri ve yatırımcıları buraya çekebiliriz. Öncelikle Mersin limonatasında duygusal algıyı yaratabilmek. ˮdedi   Av. Alpay Antmen yapılacak bu girişimin butik tarza ve kooperatife dönüştürülerek gerçekleştirilmesini önerdi. Kooperatif tarzda yapılacak bir işletmenin AB fonlarından da yararlanabileceğini ve bu şekilde de zaman içinde büyüyebileceğini ifade etti.   Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel de konuşmasında ˮ Burada bu iddiamızı devam ettirelim.Üzerimize düşeni yapalım. Limonla alakalı ürün konusu orjinal sıkılmış, hiçbir katkı maddesi olmadan direkt mutfakta tüketilebilecek bir sistemin nasıl işleyebileceği ile ilgili bir çalışma yapılmasını öneriyorum.İçinde Turunçgil adının geçtiği sokak gösterisinin bile olmasını istiyorum. Bu hazirun çok güzel işler yapacaktır. 2 yıldır Narenciye Festivali yapılmıyor. Adana bizim önümüze geçti. Burada basına ve stklara görev düşüyor. Yerel yöneticilerinde iktidarın da biz yakasına yapışalım. Bu festival aksasa da olsa yeniden devam ettirelim. Biz de yurt dışına gidiyoruz.Mersin festivaline biz beğenmesek de onlar farklı noktalardan bakıyorlar ve çok beğeniyorlar. O yüzden bu çalışmalara ısrarla devam edelim.ˮ şeklinde konuştu   UTK Başkanı Kemal Kaçmaz, tekrar söz alarak Narenciye Festivali ile ilgili bir ekleme yaptı. Kaçmaz, İlk festivali anlattıktan sonra, ˮ Brezilyaʹdaki Turunçgil Kongresinde Biz Mersin sunumumuzda Narenciye Festivalinden görüntülere de yer verdik Bizden şunu talep ettiler; 2020 yılında yapılacak Dünya Turunçgil Kongresiʹni de Narenciye Festivalini eş zamanlı yaparsanız bizim için daha iyi olacak denildi. Böyle bir realite de var. Bunun dışında konsantre ile ilgili olarak daha önceki yıllarda yaptığımız bir projede İngiltereʹye bölgede yetişen tüm portakal çeşitlerini gönderdik. sadece Kozan yerlisi denilen bir tür uygun bulundu. Diğer ürettiğimiz geleneksel çeşitler uymadı. Biz bu arada NTG olarak bölgemizde ürün geliştirme adına Alata, Batem ve Çukurova Üniversitesi ile 5 yıllık proje yaptık. Narenciyenin bölgeye adapte edilmesi ve yeni ürünlerin çıkartılması, sezonun uzatılması konusunda çalışmalarımız sürüyor.Bu bitti. ikinci 5 yıla girdik. Elimizde başarılı sonuçlar var. Portakal tüketimi ile ilgili tanıtım filmlerimiz yayınlanmaktadır.Üniversitelerde Narenciye çeşmesi oluşturulması konusunda da çalışmalarımız olduˮ dedi. Dr. Kutlay Özcan da konuşmasında Ananas dışında tüm meyvelerin yetiştirildiği Mersinʹde Limonata ile ilgili olarak butik tarzda bir çalışma yapılabileceğini ifade etti ve bu konuda bir algı yaratmak ve bunu benimsetmek için bir çalışma yapılabileceğini, güzel bir paketleme ve güzel bir reklamla, sosyal medyayı da kullanarak insanların kendi değerini ve kendi markasını kullanmada teşvik edilebileceğini ve bu işin başarılabileceğini söyledi.                                                  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.