Orta gelir tuzağından çıkma sürecindeki Çin… Nüfusun yaşlanması tehdit mi, fırsat mı?

Güncel 01.02.2024 - 16:00, Güncelleme: 01.02.2024 - 16:00
 

Orta gelir tuzağından çıkma sürecindeki Çin… Nüfusun yaşlanması tehdit mi, fırsat mı?

Çin’ deki nüfus artışının durması bir yana beklenenden de hızlı erimeye başlaması, bundan sonraki sürecin yönetilmesine bağlı olarak hem sorunlara hem de iyi değerlendirilirse fırsatlara da gebe…

Çin Komünist Partisi yetmiş yıldır dünyanın en kalabalık ülkesini yönetiyor. Uzmanlar, ülkenin nüfusunun zirveye ulaşıp azalmaya başlamasıyla birlikte, ülkenin yaşlıları desteklemekten ordunun saflarını doldurmaya kadar çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalacağını söylüyor. Nüfus artışının yavaşladığı yıllardır biliniyordu, yine de 2022'de 850 bin civarında azaldığına dair veriler, yapılan projeksiyonlardan daha erken geldi. Çin’ deki nüfus artışının durması bir yana beklenenden de hızlı erimeye başlaması, bundan sonraki sürecin yönetilmesine bağlı olarak hem sorunlara hem de iyi değerlendirilirse fırsatlara da gebe…  Miami Üniversitesi'nden Çinli siyaset uzmanı June Teufel Dreyer nüfusun nicelik olarak azalmasından çok nitelik kazanmasının yaratacağı dinamizme dikkat çekiyor… Şöyle diyor Dreyer: “Çin giderek daha yüksek teknolojiye sahip bir ülke haline geliyor, bu nedenle özellikle yoksul kırsal alanlarda ve kentlerin geliri düşük bölgelerinde eğitim sistemini iyileştirmeye odaklanmak bu kesimlerin ülke gelişmesine katkı sağlamaları ve üretkenliği verimliliği arttırması bakımından yaşamsal öneme sahip. “ Gerçekten de, Çin’ in dünya sahnesine çıkışı emek-yoğun sektörlerin ihracat alanındaki katkılarıyla yaklaşık 30-35 yıl önce başlamıştı ancak kısacık diyeceğimiz 20 yıllık son zaman diliminde teknolojideki baş döndüren gelişmelere ve inovatif ürünlerde de dünyaya parmak ısırtan sıçramalara sahne oldu… Katma değeri yüksek ürünler ülkeye adil biçimde yansımasa da nisbi olarak refaha büyük katkı sağladı… Bugün yüzde 10-15’ lerle sınırlı da olsa, Çin’ de artık kategorik olarak zengin bir sınıftan söz edebiliriz.. Unutmayalım, başka ülkede olsa küçük gibi görünen oranlar iş Çin gibi 1,5 milyar nüfusa dayanan bir ülkede meydana gelince satın alma bakımından çok önemli bir potansiyelin varlığını gösteriyor… Bugün Çin’ de serpilip büyüyen zengin insanlar çok daha fazla şeye, çok daha büyük bütçeler ayırabiliyor, çok daha fazla seyahat ediyor, kısaca artık boğaz tokluğuna çalışan yüz milyonlarca insanın yerine tıpkı batıda olduğu gibi yaşam kalitesi yüksek, Paris’ten Roma’ dan giyinen, mücevherat alan bir sınıf omuzluyor Çin’i ve büyümeyi destekleyen yeni ekonomi modelini… Toplam GSMH’ da ABD’ ye yaklaşan ve en geç beş yılın sonunda dünya liderliğini üstlenecek Çin’ de nüfusun azalması bir yanıyla kişi başına düşen milli gelirin artması demek.. (Makaleyi kaleme alırken 2023 ABD GSMH’ i resmen açıklandı. Buna göre ABD 2023'te yüzde 6,3 büyüdü ve GSMH 1,61 trilyon dolar artışla 27,36 trilyon dolara yükseldi) 2023’te önceki yıla oranla yüzde 5,2 büyüyen ve toplam GSMH’ yi resmi kaynaklara göre 17 trilyon 647 milyar dolara (126,060 trilyon yuan) ve 2024’ e girerken ortalama kişi başı geliri de 12 bin 500 dolara çıkaran bir Çin gerçeğiyle karşı karşıyayız… (Ancak Çin ve ABD arasındaki nefes kesen yarışta yıllar sonra ilk kez Çin büyüme oranlarında ABD gerisine düşmüş bulunuyor)* Düne kadar hayata tutunabilmek için boğaz tokluğuna çalışan bir toplumun önemli kesiminin artık batı standartlarında tüketiciliğe sıçradığını gösteren veriler son günlerde yayınlanan 2023 büyüme rakamlarına ve o büyümeyi sağlayan dinamiklere yansıyor… Örneğin, 2023 yılında Çin’de tüketim mallarının toplam perakende satışının 6,5 trilyon doları (47 trilyon yuan) aşarak rekor seviyeye ulaştığı görülüyor… Tüketim artık Çin’ in de ekonomik büyümesinin temel motoru hâline gelmiş bulunuyor… Veriler, Çin’de geçen yıl tüketim harcamalarının ekonomik büyümeye katkısının bir önceki yıla göre 43,1 puan artarak yüzde 82,5’e yükseldiğini ve iç piyasanın potansiyelinin ortaya çıkmasıyla, yurt içi tüketimin ekonomik büyümeye kazandırdığı ivmeyi güçlendirdiğini gösteriyor… Yapılan hesaplara göre iç talebin ekonomik büyümeye katkısı, 2022’ye kıyasla 2023 yılında 25,3 puan yükselerek yüzde 111,4’e çıktı. Önümüzdeki beş yıl orta gelir tuzağı dediğimiz bariyeri aşması bakımından çok kritik… Eğer Çin azalan nüfusuna rağmen, teknolojik atılımı sürdürürse nitelikli üretim ve ihracat sayesinde büyüyen ekonomisiyle gelişmiş ülkeler arasına girebilir… Dünyanın en büyük nüfusa sahip iki ülkesinden birinin böylesi bir gelişmeye sahne olması dünya bakımından da çok önemli bir gelişme… Bunlar hem Çin hem de dünya ekonomisi bakımından önemli gelişmeler… Ancak nüfusun azalması yanından yaşlanma eğilimi böyle sürerse ülke nüfusunun 2050 yılına kadar 1 milyar 410 milyondan, 1 milyar 300 milyona düşeceğini orada da kalmayıp düşüşün süreceğini ön görüyor Birleşmiş Milletler’ in öngörüsü… Pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke açısından azalan doğum oranları ve yaşlanan nüfus, aşılması gereken büyük darboğazın da ötesinde artık ‘beka meselesi’… Mao döneminde devlet terörünü andıran baskılarla nüfus artışını durdurmaya yönelik tek çocuk politikalarıyla Çin yönetimleri 400 milyon fazladan doğumu önlediklerini iddia etseler de, ülkelerin demografik değişimlerinde doğum oranlarındaki düşüşün etkisi tartışmalı bir konu… Nüfus bilimciler, tek çocuk politikası yanında, toplumsal değişimin özellikle de küresel fabrika konumuna gelen Çin’ de ekonomik patlamanın etkisiyle insanların şehirlerde yaşamak için akın etmesinin büyük rolü olduğu görüşünde… Kırsaldan kente göçle birlikte insanların yaşam biçimlerinin değişmesi, okul ve sağlık başta olmak üzere masrafları artması, doğurganlığın düşmesinde devletin tek çocuk politikasından çok daha etkili oldu… Çin’ in bugün baş etmeye çalıştığı doğurganlığın artması çabalarının çok daha fazlasını ortaya koyan Avrupa ve Japonya deneyimleri gösteriyor ki, devlet teşvikleri ve kampanyalarıyla zihniyetleri değiştirmek ve gerilemeyi tersine çevirmek neredeyse olanaksız… Bu durumda üretimi besleyecek istihdamda çıkacak iş gücü açığını kapatmak için Çin, günümüzdeki; kadınlar için 50-55 ve erkekler için 60 olan emeklilik yaşını arttırmayı doğacak tepkilere aldırmadan gündeme almış bulunuyor.. Artan refahla birlikte yaşam süresi uzayan nüfus bakımından tıpkı doğurganlığın azalması gibi kaçınılmaz bir son… Ülkelerin yaşlanmasının tehdit ve fırsat ikilemini işlemeye devam edeceğim… Abdullah Ayan, 29 Ocak 2024 *dolar bazında Kişi başı yıllık milli gelir (Dünya Bankası verileri) Ülke 1980 1990 2000 2005 2010 2015 2018 2021 2022 Türkiye 1561 2773 4278 7370 10622 11050 9569 9743 10674 G. Kore 1715 6610 12257 19402 23079 28737 33447 35142 32422 Vietnam - 97 395 693 1684 2595 3267 3756 4164 Çin 312 347 960 1753 4550 8016 9905 12617 12720 ABD 12574 23888 36308 44123 48650 56763 62823 70219 76330   Abdullah Ayan
Çin’ deki nüfus artışının durması bir yana beklenenden de hızlı erimeye başlaması, bundan sonraki sürecin yönetilmesine bağlı olarak hem sorunlara hem de iyi değerlendirilirse fırsatlara da gebe…

Çin Komünist Partisi yetmiş yıldır dünyanın en kalabalık ülkesini yönetiyor. Uzmanlar, ülkenin nüfusunun zirveye ulaşıp azalmaya başlamasıyla birlikte, ülkenin yaşlıları desteklemekten ordunun saflarını doldurmaya kadar çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalacağını söylüyor.

Nüfus artışının yavaşladığı yıllardır biliniyordu, yine de 2022'de 850 bin civarında azaldığına dair veriler, yapılan projeksiyonlardan daha erken geldi.

Çin’ deki nüfus artışının durması bir yana beklenenden de hızlı erimeye başlaması, bundan sonraki sürecin yönetilmesine bağlı olarak hem sorunlara hem de iyi değerlendirilirse fırsatlara da gebe…

 Miami Üniversitesi'nden Çinli siyaset uzmanı June Teufel Dreyer nüfusun nicelik olarak azalmasından çok nitelik kazanmasının yaratacağı dinamizme dikkat çekiyor…

Şöyle diyor Dreyer: “Çin giderek daha yüksek teknolojiye sahip bir ülke haline geliyor, bu nedenle özellikle yoksul kırsal alanlarda ve kentlerin geliri düşük bölgelerinde eğitim sistemini iyileştirmeye odaklanmak bu kesimlerin ülke gelişmesine katkı sağlamaları ve üretkenliği verimliliği arttırması bakımından yaşamsal öneme sahip. “

Gerçekten de, Çin’ in dünya sahnesine çıkışı emek-yoğun sektörlerin ihracat alanındaki katkılarıyla yaklaşık 30-35 yıl önce başlamıştı ancak kısacık diyeceğimiz 20 yıllık son zaman diliminde teknolojideki baş döndüren gelişmelere ve inovatif ürünlerde de dünyaya parmak ısırtan sıçramalara sahne oldu…

Katma değeri yüksek ürünler ülkeye adil biçimde yansımasa da nisbi olarak refaha büyük katkı sağladı…

Bugün yüzde 10-15’ lerle sınırlı da olsa, Çin’ de artık kategorik olarak zengin bir sınıftan söz edebiliriz..

Unutmayalım, başka ülkede olsa küçük gibi görünen oranlar iş Çin gibi 1,5 milyar nüfusa dayanan bir ülkede meydana gelince satın alma bakımından çok önemli bir potansiyelin varlığını gösteriyor…

Bugün Çin’ de serpilip büyüyen zengin insanlar çok daha fazla şeye, çok daha büyük bütçeler ayırabiliyor, çok daha fazla seyahat ediyor, kısaca artık boğaz tokluğuna çalışan yüz milyonlarca insanın yerine tıpkı batıda olduğu gibi yaşam kalitesi yüksek, Paris’ten Roma’ dan giyinen, mücevherat alan bir sınıf omuzluyor Çin’i ve büyümeyi destekleyen yeni ekonomi modelini…

Toplam GSMH’ da ABD’ ye yaklaşan ve en geç beş yılın sonunda dünya liderliğini üstlenecek Çin’ de nüfusun azalması bir yanıyla kişi başına düşen milli gelirin artması demek.. (Makaleyi kaleme alırken 2023 ABD GSMH’ i resmen açıklandı. Buna göre ABD 2023'te yüzde 6,3 büyüdü ve GSMH 1,61 trilyon dolar artışla 27,36 trilyon dolara yükseldi)

2023’te önceki yıla oranla yüzde 5,2 büyüyen ve toplam GSMH’ yi resmi kaynaklara göre 17 trilyon 647 milyar dolara (126,060 trilyon yuan) ve 2024’ e girerken ortalama kişi başı geliri de 12 bin 500 dolara çıkaran bir Çin gerçeğiyle karşı karşıyayız… (Ancak Çin ve ABD arasındaki nefes kesen yarışta yıllar sonra ilk kez Çin büyüme oranlarında ABD gerisine düşmüş bulunuyor)*

Düne kadar hayata tutunabilmek i çin boğaz tokluğuna çalışan bir toplumun önemli kesiminin artık batı standartlarında tüketiciliğe sıçradığını gösteren veriler son günlerde yayınlanan 2023 büyüme rakamlarına ve o büyümeyi sağlayan dinamiklere yansıyor…

Örneğin, 2023 yılında Çin’de tüketim mallarının toplam perakende satışının 6,5 trilyon doları (47 trilyon yuan) aşarak rekor seviyeye ulaştığı görülüyor…

Tüketim artık Çin’ in de ekonomik büyümesinin temel motoru hâline gelmiş bulunuyor…

Veriler, Çin’de geçen yıl tüketim harcamalarının ekonomik büyümeye katkısının bir önceki yıla göre 43,1 puan artarak yüzde 82,5’e yükseldiğini ve iç piyasanın potansiyelinin ortaya çıkmasıyla, yurt içi tüketimin ekonomik büyümeye kazandırdığı ivmeyi güçlendirdiğini gösteriyor…

Yapılan hesaplara göre iç talebin ekonomik büyümeye katkısı, 2022’ye kıyasla 2023 yılında 25,3 puan yükselerek yüzde 111,4’e çıktı.

Önümüzdeki beş yıl orta gelir tuzağı dediğimiz bariyeri aşması bakımından çok kritik…

Eğer Çin azalan nüfusuna rağmen, teknolojik atılımı sürdürürse nitelikli üretim ve ihracat sayesinde büyüyen ekonomisiyle gelişmiş ülkeler arasına girebilir…

Dünyanın en büyük nüfusa sahip iki ülkesinden birinin böylesi bir gelişmeye sahne olması dünya bakımından da çok önemli bir gelişme…

Bunlar hem Çin hem de dünya ekonomisi bakımından önemli gelişmeler…

Ancak nüfusun azalması yanından yaşlanma eğilimi böyle sürerse ülke nüfusunun 2050 yılına kadar 1 milyar 410 milyondan, 1 milyar 300 milyona düşeceğini orada da kalmayıp düşüşün süreceğini ön görüyor Birleşmiş Milletler’ in öngörüsü…

Pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke açısından azalan doğum oranları ve yaşlanan nüfus, aşılması gereken büyük darboğazın da ötesinde artık ‘beka meselesi’…

Mao döneminde devlet terörünü andıran baskılarla nüfus artışını durdurmaya yönelik tek çocuk politikalarıyla Çin yönetimleri 400 milyon fazladan doğumu önlediklerini iddia etseler de, ülkelerin demografik değişimlerinde doğum oranlarındaki düşüşün etkisi tartışmalı bir konu…

Nüfus bilimciler, tek çocuk politikası yanında, toplumsal değişimin özellikle de küresel fabrika konumuna gelen Çin’ de ekonomik patlamanın etkisiyle insanların şehirlerde yaşamak i çin akın etmesinin büyük rolü olduğu görüşünde…

Kırsaldan kente göçle birlikte insanların yaşam biçimlerinin değişmesi, okul ve sağlık başta olmak üzere masrafları artması, doğurganlığın düşmesinde devletin tek çocuk politikasından çok daha etkili oldu…

Çin’ in bugün baş etmeye çalıştığı doğurganlığın artması çabalarının çok daha fazlasını ortaya koyan Avrupa ve Japonya deneyimleri gösteriyor ki, devlet teşvikleri ve kampanyalarıyla zihniyetleri değiştirmek ve gerilemeyi tersine çevirmek neredeyse olanaksız…

Bu durumda üretimi besleyecek istihdamda çıkacak iş gücü açığını kapatmak i çin Çin, günümüzdeki; kadınlar i çin 50-55 ve erkekler i çin 60 olan emeklilik yaşını arttırmayı doğacak tepkilere aldırmadan gündeme almış bulunuyor..

Artan refahla birlikte yaşam süresi uzayan nüfus bakımından tıpkı doğurganlığın azalması gibi kaçınılmaz bir son…

Ülkelerin yaşlanmasının tehdit ve fırsat ikilemini işlemeye devam edeceğim…

Abdullah Ayan, 29 Ocak 2024

*dolar bazında Kişi başı yıllık milli gelir (Dünya Bankası verileri)

Ülke

1980

1990

2000

2005

2010

2015

2018

2021

2022

Türkiye

1561

2773

4278

7370

10622

11050

9569

9743

10674

G. Kore

1715

6610

12257

19402

23079

28737

33447

35142

32422

Vietnam

-

97

395

693

1684

2595

3267

3756

4164

Çin

312

347

960

1753

4550

8016

9905

12617

12720

ABD

12574

23888

36308

44123

48650

56763

62823

70219

76330

 

Abdullah Ayan

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.