Özdemir "Bakliyat ARGE Merkezimiz faaliyetlerine başladı"

Güncel 22.12.2022 - 21:42, Güncelleme: 23.12.2022 - 09:20
 

Özdemir "Bakliyat ARGE Merkezimiz faaliyetlerine başladı"

Ulusal Baklagil Konseyi 11. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirirken, UBK Başkanı Ö.Abdullah Özdemir Bakliyat ARGE Merkezinin faaliyetlerine başladığını belirtti

inovatifhaber/Sedat Yılmaz Kongrenin divan başkanlığını Prof.Dr. İbrahim Ekiz, katip üyeliklerini de Doç.Dr. Salih Aksay  ve Dr. Sedat Subaşı yaptı. Saygı duruşu ve istiklal marşının ardından kongrenin açılış konuşmasını Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Ö.Abdullah Özdemir gerçekleştirdi. Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Ö.Abdullah Özdemir, UBK olarak bugüne kadar istişare içerisinde gerek çalıştay ve seminerlerle gerekse toplantılar ve bire bir görüşmelerle sektör sorunlarını masaya yatırdıklarını belirterek, “İlgili tüm makamlara sadece sorunlarımızı değil çözüm önerilerimizi de ilettik.” Dedi. “Maalesef net ithalatçıyız” Ülkenin bakliyat sektöründeki performansına değinen Özdemir, “80’li yıllarda bakliyatta ekili alan 21 milyon dekardı. Şu an 9 milyon dekar. Yüzde 57 düşüş var.Aynı dönemde dünyada bakliyat ekili alanlar yüzde 35 arttı.Üretimimiz o yıllarda 2,1 milyon tona kadar çıkmıştı. Şimdi 1,1 milyon ton. Yüzde 48 azalma var.Oysa Dünya bakliyat üretimi bu dönemde yüzde 52 yükseldi. TÜİK tahminlerine göre üretim hacmimizin bu yıl 1,3 milyon ton olması bekleniyor. Şu anki bakliyat üretim hacmimizin üzerinde ihracatımız vardı.İhracatımız 1,2 milyon tona ulaşmıştı ve dünya talebinin yüzde 20’sini karşılayarak ilk sıradaydık. Şimdi maalesef net ithalatçıyız.” Dedi. Bakliyat üretiminin kendi ana vatanında azalmasıyla sektördeki güçlü pozisyonlarını kaybettiklerini belirten Özdemir, “Nüfus artışı ve üretimde düşüşle bakliyatta kendi kendine yetemeyen bir ülke olduk. İhracatımızı artık kendi ürettiğimiz ürünlerle değil, DİR kapsamında getirdiğimiz kırmızı mercimek ve bezelye ile yapıyoruz.Bu tabloyu tersine çevirmek ve gen merkezi Anadolu olan bakliyat için yıllardır savunduğumuz önerilerimizi  bizzat Sayın Bakanımızla istişare ettik.Bunlardan biri nadas ve atıl alanların üretime kazandırılması konusuydu” dedi “Nadas ve atıl alanlar üretime kazandırılması gerekmektedir” Türkiye’de 235 milyon dekar işlenen tarım arazisi olduğuna işaret eden Özdemir, “Nadas alanı 31 milyon ve atıl alan 20 milyon dekar. Yani işlenen tarım arazisinin yüzde 22’si olan 51 milyon dekarlık ciddi bir alan var.Bu alanı mutlaka üretime kazandırmalıyız.Bu alanların bakliyat ekimine uygun bölümlerinde bakliyat üretimini özellikle teşvik etmeliyiz.” Dedi Özdemir, Bakanlığın 2018 yılında “Nadas Alanlarının Üretime Kazandırılması” projesini nohut ile başlattığını, temennimizin böyle bir projenin çok daha geniş ölçekte ve çok daha teşvik edici bir şekilde uygulanması olduğunu Bakana ilettiklerini söyledi. “Havza Bazlı Destekleme Modeli Amacına Uygun İşlemiyor” 2022 için ürün listesinde bakliyatın desteklendiği havza sayısının bir önceki yıla göre daha da arttığını belirten Özdemir, “Şu an ülkemizdeki 973 ilçenin 945 tanesi ayrı birer havza.Nohut 566, kuru fasulye 377 ve mercimek 266 havzada destekleniyor. Yani her bir ürün “çok farklı bölgelerde” ve “fazla sayıda havzada” destekleniyor. Dolayısıyla hem ismine uymuyor hem de amacına hizmet etmiyor.Oysa bu modelin amacını ismine uygun şekilde tek kelime ‘Kümelenme’dir ” dedi. “Sertifikalı Tohum Üretimi ve Kullanımının Yaygınlaştırılması Gerekmekte.” Bakanlığın verdiği bilgilere göre son 20 yılda tohumluk üretimin 9 kat, tohum ihracatının da 13 kat arttığını belirten Özdemir, “Bu hepimizin görmeyi istediği olumlu bir tablo.Özellikle hububatta oldukça başarılı olduk.Bu tabloyu bakliyata da yansıtmamız gerektiğini düşünüyorum.Çünkü bakliyat üretiminde arzu ettiğimiz artışı engelleyen nedenlerden biri verim sorunu.Son yıllarda verim konusunda her ne kadar artış olsa da sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaşması bu çıtayı çok daha yukarı taşıyacaktır. Sertifikalı tohum üretimi ve kullanımını özendirecek mekanizmanın daha da güçlendirilmesi olduğunu bakanlığımızla paylaştık.” dedi Özdemir,  Münavebeli ekimi teşvik eden model uygulanması ve arazi denetimlerinin de sıkı bir şekilde yapılması halinde büyük yarar sağlayacaklarını sözlerine ekledi. UBK Başkanı Abdullah Özdemir, Sektörde ARGE Çalışmaları ve Sanayi İşbirliğinin Güçlendirilmesi konusunda  tohum ıslah çalışmalarında üretici, tüketici ve sanayici tercihlerinin mutlaka göz önüne alınması gerektiğini söyledi. “Etkin bir üretim planlaması ile sektördeki konumumuzu güçlendirebiliriz.” 2021 yılında son 51 yılın en sıcak temmuz ayını yaşadıklarını belirten Özdemir, iklim değişikliği konusunda yeni bir planlamanın yapılmasının önemine değinerek “Meteoroloji verilerine göre bakliyat üretim bölgelerinde yağışlar yüzde 20-40 arasında azalmıştı.Bu yıl ise Bakanlığımızın Çölleşme Hassasiyet Haritasında bu bölgeler riski yüksek olarak açıklandı.Dolayısıyla iklim şartlarını temel alan, ilave tedbir ve teşvikler içeren etkin bir üretim planlaması ile sektördeki konumumuzu güçlendirebiliriz.Ayrıca su kısıtlı bölgelerde nohut ve mercimek ekimini mutlaka teşvik etmeliyiz.” Dedi “Bakliyat ARGE Merkezimiz faaliyetlerine başladı” Özdemir, çocuklar ve gençler için bakliyat tüketiminin özendirilmesi için, dünyadaki ülkelerin bu konuda yatırımlar yaptığını belirterek, “Vegan, vejeteryan beslenme alışkanlıkları yaygınlaşıyor.Dolayısıyla et ile eşdeğer, yüksek proteinli bakliyat da gelecekte bu trendin en değerli parçalarından biri olacaktır. UBK ve Mersin Ticaret Borsası olarak bakliyat tohumculuğunda olduğu gibi elimizi taşın altına koyduk. Bakliyat ARGE Merkezimiz faaliyetlerine başladı.” Dedi “Yapmamız gereken Üretim, Üretim, Üretim” Özdemir, sözlerinin sonunda “UBK olarak Bakanlığımız çatısı altında bulunan bir konseyiz.Burada bulunan tüm hazirun da sektörümüze gönlünü vermiş, tecrübeleriyle fahri birer danışman konumunda.Bakanlığımızdan beklentimiz, aramızdaki koordinasyonun daha da güçlenmesi, bilgi alışverişinin artmasıdır. Üretim ve tüketim geçmişimiz asırlara dayanan ve ticaret kültürümüz yerleşmiş olan bakliyatta, rekabetçi pozisyonumuza yeniden kavuşacak potansiyele sahibiz.Kendi yerli üretimimizle hem iç tüketimi hem de ihracatı karşılamak en büyük arzumuz. Bunun için yapmamız gereken Üretim, Üretim, Üretim…” şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından Genel Kurulda yönetim kurulu faaliyet raporu, gelir gider hesapları ve denetim kurulu raporları  UBK Genel Sekreteri İsmail İnam tarafından okundu ve oylanarak kabul edildi. Genel kurulun sonunda Mersin Ticaret Borsası Bakliyat Ürünleri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Merkezi’ (BAM)  Genel Koordinatörü  Dr. Canan Tiryaki, Ar-Ge Merkezinin amacı ve çalışmaları hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Tiryaki, BAM’ın paketlenerek değerlendirilen bakliyat ürünlerinin türev ürünler üretimi ile katma değer kazanması, geleceğin trendi vegan/vejeteryan , glutensiz, no alerjen ve sağlıklı atıştırmalık dünya pazarında Türkye’nin de yer alması, bakliyat sektöründe faaliyet gösteren firmalara Know-How  veya Show-How desteği ile sektörün gelişimi, Bakliyat ürünlerine yönelik dünya genelinde yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda oluşan bilgi birikiminin ülkemize kazandırılması ve sektörün kullanımına sunulması, Atık ürün değerlendirmesi, düşük karbon ayak izi, sürdürülebilir gıda çalışmaları ve geçmişten günümüze Anadolu mutfağındaki tariflerin gastonomiye kazandırılması, gıda mühendisliği ile geliştirilmesi ve sanayicilerimizle buluşturulması gibi konuları amaç edindiklerini söyledi. Tiryaki, bu konularda şu ana kadar yapılan çalışmalardan örnekler verdi. Bakliyatın değerlendirilebildiği alanları ve bundan sonra neler yapmayı planladıklarını haziruna anlattı.  
Ulusal Baklagil Konseyi 11. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirirken, UBK Başkanı Ö.Abdullah Özdemir Bakliyat ARGE Merkezinin faaliyetlerine başladığını belirtti

inovatifhaber/Sedat Yılmaz

Kongrenin divan başkanlığını Prof.Dr. İbrahim Ekiz, katip üyeliklerini de Doç.Dr. Salih Aksay  ve Dr. Sedat Subaşı yaptı.

Saygı duruşu ve istiklal marşının ardından kongrenin açılış konuşmasını Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Ö.Abdullah Özdemir gerçekleştirdi.

Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Ö.Abdullah Özdemir, UBK olarak bugüne kadar istişare içerisinde gerek çalıştay ve seminerlerle gerekse toplantılar ve bire bir görüşmelerle sektör sorunlarını masaya yatırdıklarını belirterek, “İlgili tüm makamlara sadece sorunlarımızı değil çözüm önerilerimizi de ilettik.” Dedi.

“Maalesef net ithalatçıyız”

Ülkenin bakliyat sektöründeki performansına değinen Özdemir, “80’li yıllarda bakliyatta ekili alan 21 milyon dekardı. Şu an 9 milyon dekar. Yüzde 57 düşüş var.Aynı dönemde dünyada bakliyat ekili alanlar yüzde 35 arttı.Üretimimiz o yıllarda 2,1 milyon tona kadar çıkmıştı. Şimdi 1,1 milyon ton. Yüzde 48 azalma var.Oysa Dünya bakliyat üretimi bu dönemde yüzde 52 yükseldi.

TÜİK tahminlerine göre üretim hacmimizin bu yıl 1,3 milyon ton olması bekleniyor. Şu anki bakliyat üretim hacmimizin üzerinde ihracatımız vardı.İhracatımız 1,2 milyon tona ulaşmıştı ve dünya talebinin yüzde 20’sini karşılayarak ilk sıradaydık. Şimdi maalesef net ithalatçıyız.” Dedi.

Bakliyat üretiminin kendi ana vatanında azalmasıyla sektördeki güçlü pozisyonlarını kaybettiklerini belirten Özdemir, “Nüfus artışı ve üretimde düşüşle bakliyatta kendi kendine yetemeyen bir ülke olduk. İhracatımızı artık kendi ürettiğimiz ürünlerle değil, DİR kapsamında getirdiğimiz kırmızı mercimek ve bezelye ile yapıyoruz.Bu tabloyu tersine çevirmek ve gen merkezi Anadolu olan bakliyat için yıllardır savunduğumuz önerilerimizi  bizzat Sayın Bakanımızla istişare ettik.Bunlardan biri nadas ve atıl alanların üretime kazandırılması konusuydu” dedi

“Nadas ve atıl alanlar üretime kazandırılması gerekmektedir”

Türkiye’de 235 milyon dekar işlenen tarım arazisi olduğuna işaret eden Özdemir, “Nadas alanı 31 milyon ve atıl alan 20 milyon dekar. Yani işlenen tarım arazisinin yüzde 22’si olan 51 milyon dekarlık ciddi bir alan var.Bu alanı mutlaka üretime kazandırmalıyız.Bu alanların bakliyat ekimine uygun bölümlerinde bakliyat üretimini özellikle teşvik etmeliyiz.” Dedi

Özdemir, Bakanlığın 2018 yılında “Nadas Alanlarının Üretime Kazandırılması” projesini nohut ile başlattığını, temennimizin böyle bir projenin çok daha geniş ölçekte ve çok daha teşvik edici bir şekilde uygulanması olduğunu Bakana ilettiklerini söyledi.

“Havza Bazlı Destekleme Modeli Amacına Uygun İşlemiyor”

2022 için ürün listesinde bakliyatın desteklendiği havza sayısının bir önceki yıla göre daha da arttığını belirten Özdemir, “Şu an ülkemizdeki 973 ilçenin 945 tanesi ayrı birer havza.Nohut 566, kuru fasulye 377 ve mercimek 266 havzada destekleniyor. Yani her bir ürün “çok farklı bölgelerde” ve “fazla sayıda havzada” destekleniyor. Dolayısıyla hem ismine uymuyor hem de amacına hizmet etmiyor.Oysa bu modelin amacını ismine uygun şekilde tek kelime ‘Kümelenme’dir ” dedi.

“Sertifikalı Tohum Üretimi ve Kullanımının Yaygınlaştırılması Gerekmekte.”

Bakanlığın verdiği bilgilere göre son 20 yılda tohumluk üretimin 9 kat, tohum ihracatının da 13 kat arttığını belirten Özdemir, “Bu hepimizin görmeyi istediği olumlu bir tablo.Özellikle hububatta oldukça başarılı olduk.Bu tabloyu bakliyata da yansıtmamız gerektiğini düşünüyorum.Çünkü bakliyat üretiminde arzu ettiğimiz artışı engelleyen nedenlerden biri verim sorunu.Son yıllarda verim konusunda her ne kadar artış olsa da sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaşması bu çıtayı çok daha yukarı taşıyacaktır. Sertifikalı tohum üretimi ve kullanımını özendirecek mekanizmanın daha da güçlendirilmesi olduğunu bakanlığımızla paylaştık.” dedi

Özdemir,  Münavebeli ekimi teşvik eden model uygulanması ve arazi denetimlerinin de sıkı bir şekilde yapılması halinde büyük yarar sağlayacaklarını sözlerine ekledi.

UBK Başkanı Abdullah Özdemir, Sektörde ARGE Çalışmaları ve Sanayi İşbirliğinin Güçlendirilmesi konusunda  tohum ıslah çalışmalarında üretici, tüketici ve sanayici tercihlerinin mutlaka göz önüne alınması gerektiğini söyledi.

“Etkin bir üretim planlaması ile sektördeki konumumuzu güçlendirebiliriz.”

2021 yılında son 51 yılın en sıcak temmuz ayını yaşadıklarını belirten Özdemir, iklim değişikliği konusunda yeni bir planlamanın yapılmasının önemine değinerek “Meteoroloji verilerine göre bakliyat üretim bölgelerinde yağışlar yüzde 20-40 arasında azalmıştı.Bu yıl ise Bakanlığımızın Çölleşme Hassasiyet Haritasında bu bölgeler riski yüksek olarak açıklandı.Dolayısıyla iklim şartlarını temel alan, ilave tedbir ve teşvikler içeren etkin bir üretim planlaması ile sektördeki konumumuzu güçlendirebiliriz.Ayrıca su kısıtlı bölgelerde nohut ve mercimek ekimini mutlaka teşvik etmeliyiz.” Dedi

Bakliyat ARGE Merkezimiz faaliyetlerine başladı”

Özdemir, çocuklar ve gençler için bakliyat tüketiminin özendirilmesi için, dünyadaki ülkelerin bu konuda yatırımlar yaptığını belirterek, “Vegan, vejeteryan beslenme alışkanlıkları yaygınlaşıyor.Dolayısıyla et ile eşdeğer, yüksek proteinli bakliyat da gelecekte bu trendin en değerli parçalarından biri olacaktır.

UBK ve Mersin Ticaret Borsası olarak bakliyat tohumculuğunda olduğu gibi elimizi taşın altına koyduk. Bakliyat ARGE Merkezimiz faaliyetlerine başladı.” Dedi

“Yapmamız gereken Üretim, Üretim, Üretim”

Özdemir, sözlerinin sonunda “UBK olarak Bakanlığımız çatısı altında bulunan bir konseyiz.Burada bulunan tüm hazirun da sektörümüze gönlünü vermiş, tecrübeleriyle fahri birer danışman konumunda.Bakanlığımızdan beklentimiz, aramızdaki koordinasyonun daha da güçlenmesi, bilgi alışverişinin artmasıdır. Üretim ve tüketim geçmişimiz asırlara dayanan ve ticaret kültürümüz yerleşmiş olan bakliyatta, rekabetçi pozisyonumuza yeniden kavuşacak potansiyele sahibiz.Kendi yerli üretimimizle hem iç tüketimi hem de ihracatı karşılamak en büyük arzumuz. Bunun için yapmamız gereken Üretim, Üretim, Üretim…” şeklinde konuştu.

Konuşmanın ardından Genel Kurulda yönetim kurulu faaliyet raporu, gelir gider hesapları ve denetim kurulu raporları  UBK Genel Sekreteri İsmail İnam tarafından okundu ve oylanarak kabul edildi.

Genel kurulun sonunda Mersin Ticaret Borsası Bakliyat Ürünleri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Merkezi’ (BAM)  Genel Koordinatörü  Dr. Canan Tiryaki, Ar-Ge Merkezinin amacı ve çalışmaları hakkında bir sunum gerçekleştirdi.

Tiryaki, BAM’ın paketlenerek değerlendirilen bakliyat ürünlerinin türev ürünler üretimi ile katma değer kazanması, geleceğin trendi vegan/vejeteryan , glutensiz, no alerjen ve sağlıklı atıştırmalık dünya pazarında Türkye’nin de yer alması, bakliyat sektöründe faaliyet gösteren firmalara Know-How  veya Show-How desteği ile sektörün gelişimi, Bakliyat ürünlerine yönelik dünya genelinde yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda oluşan bilgi birikiminin ülkemize kazandırılması ve sektörün kullanımına sunulması, Atık ürün değerlendirmesi, düşük karbon ayak izi, sürdürülebilir gıda çalışmaları ve geçmişten günümüze Anadolu mutfağındaki tariflerin gastonomiye kazandırılması, gıda mühendisliği ile geliştirilmesi ve sanayicilerimizle buluşturulması gibi konuları amaç edindiklerini söyledi. Tiryaki, bu konularda şu ana kadar yapılan çalışmalardan örnekler verdi. Bakliyatın değerlendirilebildiği alanları ve bundan sonra neler yapmayı planladıklarını haziruna anlattı.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.