Üçüncü hegemonya savaşına doğru… Abdullah Ayan yazdı

Güncel 19.10.2023 - 08:58, Güncelleme: 19.10.2023 - 09:11
 

Üçüncü hegemonya savaşına doğru… Abdullah Ayan yazdı

Dünya daha büyük bir kaotik savaşın eşiğinde mi?

Kapitalizm kendisini yok etmesi beklenen iki büyük bunalımı iki büyük savaş sayesinde atlattı. Atlatmakla da kalmadı, güçlenerek çıktı.. Birinci dünya savaşının emperyal kapitalizm bayrağını Birleşik Krallık (İngiltere) taşıyordu ve savaşın temellerini oluşturan en önemli dinamiklerinden biri petrole erişim alanındaydı.. Hesaplar tam olarak görülmediği ve ganimet paylaşımı kimi tarafları tatmin edemediği için birincinin ateşi sönmeden ikinci savaş patladı. İkinci savaşın emperyal liderliğini bayrağı İngiltere’den devralan Amerika Birleşik Devletleri üstlendi… Kapitalizm cephesine karşı iki savaş iki büyük karşı cepheyi de yarattı… Birincide Lenin liderliğindeki Rusya temelli Sovyetler Birliği, ikinci savaşta ise Mao’ nun Çin’ i… Soğuk savaş dönemi kapitalist ve sosyalist blokların birbirini dengede tutması, iki tarafın da ülkeleri paylaşma, en azından ittifaklarına dâhil etmesiyle 45 yıl gibi uzun sayılabilecek bir zaman diliminde ortaya çıkan pek çok gerginliğe rağmen iyi kötü sürdürüldü… Ancak 60’ lardan başlayarak tıkanmaya başlayan ve halklara mutluluk vaadi yerine yarattığı oligarşik yapıyla çürümeye başlayan Sovyetler 1989’ da çöktü… ABD öncülüğündeki batı bloğunu simgeleyen emperyal kapitalizmi ‘kâğıttan kaplan’ olarak tanımlayan Mao’ nun Komünist Parti’ ye emanet ettiği Çin’ de de işler iyi gitmiyordu. Köylü toplum kendisini refaha erdirecek sanayileşme sürecine geçmek bir yana, hayatını idame ettirecek yaşam koşullarından bile yoksundu… 1990’ da Sovyetler Birliği dağılırken, Çin sosyalizmden umudunu kesip ‘devlet kapitalizmi’ olarak tanımlanabilecek başka bir modeli uygulamaya geçti… İki savaşın yarattığı dinamiklerle kasalarını dolduran ve daralan iç pazarlar yerine yenilerini aramaya çıkan küresel sermaye, güçlenen işçi sınıfının artı değerden daha fazla pay istemeye başlaması ve almasıyla artan maliyetleri göz önüne alarak özellikle emek maliyetinin düşük olduğu yeni coğrafyalara açılmaya başladı. Çin’ de Komünist Parti’ nin varlığını sürdürmesi için milyarları aşan insanına çalışma alanları yaratma,  küresel sermayenin düşlerini süsleyen ucuz ve verimli iş gücü bulma arayışları çıkarlar doğrultusunda buluşunca ulusların güç mücadelesiyle şekillenen emperyal kapitalin yerini alan küresel şirketlere dayalı finans kapitalin önünde uçsuz bucaksız yeni ufuklar açıldı… Başlarda ABD, bünyesinden doğan devasa şirketlerin ucuz maliyetli ürünlerinin yarattığı iklimden ve bir taşla birkaç kuş vurmaktan oldukça memnundu… -Çin’ de yatırım yapan ve para kazanan büyük şirketlerin neredeyse tamamı zaten ABD merkezliydi ve dünyanın her yanında kazandıkları para eninde sonunda ABD’ ye dönüyor, üstelik kazançları üzerinden vergiler de ülkelerinin kasasına akıyordu.. -Girdi maliyetleri sayesinde inanılmaz fiyatlara gerileyen ürünlere en düşük ücrete sahip kesimlerin erişimi artık mümkündü.. Dünyanın en büyük fabrikası Çin küresel tedarik merkezi olarak her gelirden insanı giydirip doyurmakla kalmıyor, her türden ürünü akıl almaz fiyatlarla pazarlara sunuyordu… -Zaman içinde Çin’ de refahın artması halkın satın alma olanaklarını eskiye oranla akıl almaz boyutlara taşıyınca mısır, soya, pamuk ve benzeri pek çok ABD ürününün bu yeni pazara ulaşmasını, böylece ABD tarım kesiminin eline daha fazla para geçmesini sağladı. Yeni dönemde süreç bununla sınırlı kalmadı, satın alma gücü gelişmiş ülkeler seviyesine çıkan üç yüz milyonluk yeni zengin Çin’ li, batıda ne tüketiliyorsa tüketmeye başladı… Pahalı otomobiller, mücevherat, kaliteli şaraplar, gelişmiş ülkelerdeki hazır yemek zincirlerinden kafelere her türlü batı icadı Çin’ i istila etti ve bu da küresel markalara beklemedikleri yeni pazarlar yarattı… Ancak zaman içinde Çin’ e kaptırılan üretim ağının bunca olumlu yanına karşı çok ciddi sorunlara yol açtığı görülmeye başlandı… Her şeyi çok ucuza üreten ‘küresel fabrika’, ABD’ deki küçük büyük pek çok tesisin kepenk kapatmasına, rekabet edemediği için üretime son vermesine yol açtı… Bu ise milyonlarca çalışanın işsizliği olarak yansımaya başladı… Giydiği gömleğin ya da elbisenin yenisini almanın temizlemeye ödeyeceği paradan daha ucuza mal olmasıyla pek çok küçük ve orta boy işletme ortadan kayboldu, atölyeler kapandı… Örneğin dünya otomotiv sektörünün kalbi Detroit hayalete döndü… 2016’ da Trump, ABD başkanı olurken Çin nedeniyle işini kaybedenlere uygulayacağı yüksek gümrük vergileri ve benzeri yaptırımlarla ithalatın önünü keseceğini, ‘yerli ve milli’ üretimi canlandırarak yeniden istihdamın önünü açacağını vaat ediyordu ancak koltuğa oturduktan sonra bu türden adımların atılmasının zan ettiği kadar kolay olmadığını gördü… Çin, ABD’ nin uygulamaya koyduğu yüksek gümrük duvarlarına karşı iki etkisi inanılmaz büyük hamleyle cevap verdi: -Ürünlerin yüksek gümrük duvarlarına karşı, ihracatçıyı düşük kur ile destekledi. Böylece gümrük oranları sübvanse edildi. -Daha da güçlü bir silahı Çin kullanmakta gecikmedi; ABD’ nin ambargosuna karşı Trump’ a oy veren seçmenlerin ağırlıkta olduğu ve ihracatla para eden tarımsal ürünlere yüksek gümrük vergileri koydu.. ABD’ nin başını çektiği batı blokunun kurduğu Yeni Dünya düzeninin tüm aygıtlarını kullanan ve oyunu ABD’ nin belirlediği kurallara harfiyen uyan Çin, küresel sahneye öylesine giriş yaptı ki, kapladığı alan, aldığı pay itibariyle kısa zamanda kurgunun parçası olmaktan çıkıp oyun kurucu konumuna geldi… Figüranlıktan as oyunculuğa uzanan süreç hiç te zaman almadı… 30 yıllık yolculuğun sonunda bugün her alanda batı ile rekabet eden, egemenlik sahasını genişletme hamlelerinde peş peşe adımlarla ABD’ yi gerileten bir Çin gerçeğiyle karşı karşıyayız… ABD hantal fabrikalarında zaten rekabette zorlandığı otomotivde son aylar büyüyen grev fırtınasıyla sarsılırken, yeni teknolojiler alanında çağ atlayan Çin artık sektörün dünyadaki en büyük üretici ve ihracatçısı… Üstelik Çin ABD eksenli kapitalizmin icadı Dünya Ticaret Örgütü’ nün belirlediği kuralları uygulayan ve örgütü savunan ülke konumuna gelirken ABD kendi kurduğu örgütten şikâyet eden ülke görünümünde… ABD’ nin başını çektiği küresel kapitalizm artık kontrolden çıktığı tartışılmaz gerçek olarak görülen Çin’ e ve Çin’ deki devlet kapitalizminin dünyaya yayılmasına engel olmak için birinci ve ikinci bunalım dönemlerini sona erdiren yeni bir paylaşım savaşının eşiğinde… Yaşamsal soru şu; Çin şu anda her sahada görülen ticaret savaşlarıyla en azından durdurulabilecek mi? Yoksa dünya daha büyük bir kaotik savaşın eşiğinde mi? İsrail-Filistin çatışması, Ukrayna’ ya saldırıp olan enerjisini burada tüketen Putin Rusya’ sı… Benzer pek çok sıcak gelişmeyi, Çin ile büyük hesaplaşmaya hazırlanan finans kapitalin koruyucu hamisi ABD ve müttefiki batı bloğunun mıntıka temizliğini tarihi hesaplaşma sürecindeki aşamalar olarak ta okumak mümkün… Son gelişmeleri bu perspektif ışığında ele almayı sürdüreceğim… Abdullah Ayan , Mersin, 16 Ekim 2023    
Dünya daha büyük bir kaotik savaşın eşiğinde mi?

Kapitalizm kendisini yok etmesi beklenen iki büyük bunalımı iki büyük savaş sayesinde atlattı.

Atlatmakla da kalmadı, güçlenerek çıktı..

Birinci dünya savaşının emperyal kapitalizm bayrağını Birleşik Krallık (İngiltere) taşıyordu ve savaşın temellerini oluşturan en önemli dinamiklerinden biri petrole erişim alanındaydı..

Hesaplar tam olarak görülmediği ve ganimet paylaşımı kimi tarafları tatmin edemediği için birincinin ateşi sönmeden ikinci savaş patladı. İkinci savaşın emperyal liderliğini bayrağı İngiltere’den devralan Amerika Birleşik Devletleri üstlendi…

Kapitalizm cephesine karşı iki savaş iki büyük karşı cepheyi de yarattı…

Birincide Lenin liderliğindeki Rusya temelli Sovyetler Birliği, ikinci savaşta ise Mao’ nun Çin’ i…

Soğuk savaş dönemi kapitalist ve sosyalist blokların birbirini dengede tutması, iki tarafın da ülkeleri paylaşma, en azından ittifaklarına dâhil etmesiyle 45 yıl gibi uzun sayılabilecek bir zaman diliminde ortaya çıkan pek çok gerginliğe rağmen iyi kötü sürdürüldü…

Ancak 60’ lardan başlayarak tıkanmaya başlayan ve halklara mutluluk vaadi yerine yarattığı oligarşik yapıyla çürümeye başlayan Sovyetler 1989’ da çöktü…

ABD öncülüğündeki batı bloğunu simgeleyen emperyal kapitalizmi ‘kâğıttan kaplan’ olarak tanımlayan Mao’ nun Komünist Parti’ ye emanet ettiği Çin’ de de işler iyi gitmiyordu. Köylü toplum kendisini refaha erdirecek sanayileşme sürecine geçmek bir yana, hayatını idame ettirecek yaşam koşullarından bile yoksundu…

1990’ da Sovyetler Birliği dağılırken, Çin sosyalizmden umudunu kesip ‘devlet kapitalizmi’ olarak tanımlanabilecek başka bir modeli uygulamaya geçti…

İki savaşın yarattığı dinamiklerle kasalarını dolduran ve daralan iç pazarlar yerine yenilerini aramaya çıkan küresel sermaye, güçlenen işçi sınıfının artı değerden daha fazla pay istemeye başlaması ve almasıyla artan maliyetleri göz önüne alarak özellikle emek maliyetinin düşük olduğu yeni coğrafyalara açılmaya başladı.

Çin’ de Komünist Parti’ nin varlığını sürdürmesi için milyarları aşan insanına çalışma alanları yaratma,  küresel sermayenin düşlerini süsleyen ucuz ve verimli iş gücü bulma arayışları çıkarlar doğrultusunda buluşunca ulusların güç mücadelesiyle şekillenen emperyal kapitalin yerini alan küresel şirketlere dayalı finans kapitalin önünde uçsuz bucaksız yeni ufuklar açıldı…

Başlarda ABD, bünyesinden doğan devasa şirketlerin ucuz maliyetli ürünlerinin yarattığı iklimden ve bir taşla birkaç kuş vurmaktan oldukça memnundu…

-Çin’ de yatırım yapan ve para kazanan büyük şirketlerin neredeyse tamamı zaten ABD merkezliydi ve dünyanın her yanında kazandıkları para eninde sonunda ABD’ ye dönüyor, üstelik kazançları üzerinden vergiler de ülkelerinin kasasına akıyordu..

-Girdi maliyetleri sayesinde inanılmaz fiyatlara gerileyen ürünlere en düşük ücrete sahip kesimlerin erişimi artık mümkündü.. Dünyanın en büyük fabrikası Çin küresel tedarik merkezi olarak her gelirden insanı giydirip doyurmakla kalmıyor, her türden ürünü akıl almaz fiyatlarla pazarlara sunuyordu…

-Zaman içinde Çin’ de refahın artması halkın satın alma olanaklarını eskiye oranla akıl almaz boyutlara taşıyınca mısır, soya, pamuk ve benzeri pek çok ABD ürününün bu yeni pazara ulaşmasını, böylece ABD tarım kesiminin eline daha fazla para geçmesini sağladı.

Yeni dönemde süreç bununla sınırlı kalmadı, satın alma gücü gelişmiş ülkeler seviyesine çıkan üç yüz milyonluk yeni zengin Çin’ li, batıda ne tüketiliyorsa tüketmeye başladı…

Pahalı otomobiller, mücevherat, kaliteli şaraplar, gelişmiş ülkelerdeki hazır yemek zincirlerinden kafelere her türlü batı icadı Çin’ i istila etti ve bu da küresel markalara beklemedikleri yeni pazarlar yarattı…

Ancak zaman içinde Çin’ e kaptırılan üretim ağının bunca olumlu yanına karşı çok ciddi sorunlara yol açtığı görülmeye başlandı…

Her şeyi çok ucuza üreten ‘küresel fabrika’, ABD’ deki küçük büyük pek çok tesisin kepenk kapatmasına, rekabet edemediği için üretime son vermesine yol açtı…

Bu ise milyonlarca çalışanın işsizliği olarak yansımaya başladı…

Giydiği gömleğin ya da elbisenin yenisini almanın temizlemeye ödeyeceği paradan daha ucuza mal olmasıyla pek çok küçük ve orta boy işletme ortadan kayboldu, atölyeler kapandı…

Örneğin dünya otomotiv sektörünün kalbi Detroit hayalete döndü…

2016’ da Trump, ABD başkanı olurken Çin nedeniyle işini kaybedenlere uygulayacağı yüksek gümrük vergileri ve benzeri yaptırımlarla ithalatın önünü keseceğini, ‘yerli ve milli’ üretimi canlandırarak yeniden istihdamın önünü açacağını vaat ediyordu ancak koltuğa oturduktan sonra bu türden adımların atılmasının zan ettiği kadar kolay olmadığını gördü…

Çin, ABD’ nin uygulamaya koyduğu yüksek gümrük duvarlarına karşı iki etkisi inanılmaz büyük hamleyle cevap verdi:

-Ürünlerin yüksek gümrük duvarlarına karşı, ihracatçıyı düşük kur ile destekledi. Böylece gümrük oranları sübvanse edildi.

-Daha da güçlü bir silahı Çin kullanmakta gecikmedi; ABD’ nin ambargosuna karşı Trump’ a oy veren seçmenlerin ağırlıkta olduğu ve ihracatla para eden tarımsal ürünlere yüksek gümrük vergileri koydu..

ABD’ nin başını çektiği batı blokunun kurduğu Yeni Dünya düzeninin tüm aygıtlarını kullanan ve oyunu ABD’ nin belirlediği kurallara harfiyen uyan Çin, küresel sahneye öylesine giriş yaptı ki, kapladığı alan, aldığı pay itibariyle kısa zamanda kurgunun parçası olmaktan çıkıp oyun kurucu konumuna geldi…

Figüranlıktan as oyunculuğa uzanan süreç hiç te zaman almadı…

30 yıllık yolculuğun sonunda bugün her alanda batı ile rekabet eden, egemenlik sahasını genişletme hamlelerinde peş peşe adımlarla ABD’ yi gerileten bir Çin gerçeğiyle karşı karşıyayız…

ABD hantal fabrikalarında zaten rekabette zorlandığı otomotivde son aylar büyüyen grev fırtınasıyla sarsılırken, yeni teknolojiler alanında çağ atlayan Çin artık sektörün dünyadaki en büyük üretici ve ihracatçısı…

Üstelik Çin ABD eksenli kapitalizmin icadı Dünya Ticaret Örgütü’ nün belirlediği kuralları uygulayan ve örgütü savunan ülke konumuna gelirken ABD kendi kurduğu örgütten şikâyet eden ülke görünümünde…

ABD’ nin başını çektiği küresel kapitalizm artık kontrolden çıktığı tartışılmaz gerçek olarak görülen Çin’ e ve Çin’ deki devlet kapitalizminin dünyaya yayılmasına engel olmak için birinci ve ikinci bunalım dönemlerini sona erdiren yeni bir paylaşım savaşının eşiğinde…

Yaşamsal soru şu; Çin şu anda her sahada görülen ticaret savaşlarıyla en azından durdurulabilecek mi?

Yoksa dünya daha büyük bir kaotik savaşın eşiğinde mi?

İsrail-Filistin çatışması, Ukrayna’ ya saldırıp olan enerjisini burada tüketen Putin Rusya’ sı…

Benzer pek çok sıcak gelişmeyi, Çin ile büyük hesaplaşmaya hazırlanan finans kapitalin koruyucu hamisi ABD ve müttefiki batı bloğunun mıntıka temizliğini tarihi hesaplaşma sürecindeki aşamalar olarak ta okumak mümkün…

Son gelişmeleri bu perspektif ışığında ele almayı sürdüreceğim…

Abdullah Ayan ,

Mersin, 16 Ekim 2023

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.