Ahmet Akın
Köşe Yazarı
Ahmet Akın
 

“Neymiş, Millet Açmış. Aç Olarak Dolaşanları Buyurun. Siz De Doyuruverin!”

Saraylardaki konfor ve zenginlik orada yaşayanları halktan koparıyor olmalı ki, işsizlikten, geçim sıkıntısından, hayat pahalılığından ve yoksulluktan pek haberleri olmuyor. Rahat bir şekilde muhalefete, “Aç olarak dolaşanları buyurun, siz de doyuruverin” diyebiliyorlar. XVI. Louis’nin taç giyme töreninde söylenen “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözü gibi.    İktidar, Covid-19 ve geçim sıkıntısıyla boğuşan halkın taleplerini görmemezlikten gelirken işsizlik ve yoksulluk büyüyor. Ekonomik çöküş karşısında alım gücü hızlı bir şekilde düşenler temel gereksinimlerini bile karşılamakta zorlanırken iktidar, çareyi gerçekleri gizlemekte ve manipüle etmekte arıyor. Havuz Medyası’nı da çok etkin bir şekilde kullanarak, özellikle yandaşlarını zihinlerinde saplantılarından ve ezberlerinden başka bir şey olmayan bir kitle haline getirmeye çalışıyor.   Vatandaş, enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle tüketim alışkanlıklarını değiştiriyor. Geniş tanımlı işsizlik rakamı 10 milyona ulaşırken, halkın 2002’de bankalara olan borcu 6,8 milyar lirayken bu yılkı kredi borçlarının toplamı 872 milyar liraya çıkmış durumda. Salgın döneminde işsiz ve gelirsiz kalan milyonlarca insan iktidardan gerçek bir destek görmediği için tek çare olarak bankalardan borçlanma yolunu gördü ve borç yükü altına girdi.   Yılbaşından bu yana fiyatı en çok artan ürünleri et ve süt ürünleri oluşturdu. Özellikle çocuklarımızın gelişme çağında en çok tüketmesi gereken ürünlerdeki fiyat artışları dar gelirli ve yoksul aileleri derinden etkiledi. Tarım ülkesi olduğumuz söyleniyor ama insanlarımız gramla sebze taneyle meyve almak zorunda bırakıldı. Saray’ın bir günlük masrafıyla binlerce ailenin sorunu çözülecekken, bırakınız bu işleri dert edinmeyi israf ve gösteriş her geçen gün artarak devam ediyor.   İşsiz, umutsuz ve geleceksiz bir gençlik ülkemiz için en önemli sorun. Ülkede gençlerde işsizlik oranları 2018 Ekim’inde görülmeye başlanan ekonomik kriz ve daha sonrasındaki pandemi ile daha fazla arttı. OECD ülkeleri içinde en genç nüfusa sahip bir ülke olmamıza rağmen bunu istihdama ve eğitime yansıtamıyoruz. Gençlerde işsizlik oranı OECD ülkelerinde ortalama 13,4, AB ülkelerinde ise yüzde 17,2 seviyesinde. Türkiye’de ise 25,4 seviyesinde. Genç kadın işsizliğinde bu oran daha yüksek.   AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “Neymiş, millet açmış” ifadelerini sarf ettiği anlarda sosyal medyada ise hayalinin “fakir olmamak” olduğunu söyleyen bir çocuk konuşuluyordu. Çocuğun “Hayalim evde yiyecek olması” sözleri yürekleri yakıyordu.    
Ekleme Tarihi: 21 Haziran 2021 - Pazartesi

“Neymiş, Millet Açmış. Aç Olarak Dolaşanları Buyurun. Siz De Doyuruverin!”

Saraylardaki konfor ve zenginlik orada yaşayanları halktan koparıyor olmalı ki, işsizlikten, geçim sıkıntısından, hayat pahalılığından ve yoksulluktan pek haberleri olmuyor. Rahat bir şekilde muhalefete, “Aç olarak dolaşanları buyurun, siz de doyuruverin” diyebiliyorlar. XVI. Louis’nin taç giyme töreninde söylenen “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözü gibi. 

 

İktidar, Covid-19 ve geçim sıkıntısıyla boğuşan halkın taleplerini görmemezlikten gelirken işsizlik ve yoksulluk büyüyor. Ekonomik çöküş karşısında alım gücü hızlı bir şekilde düşenler temel gereksinimlerini bile karşılamakta zorlanırken iktidar, çareyi gerçekleri gizlemekte ve manipüle etmekte arıyor. Havuz Medyası’nı da çok etkin bir şekilde kullanarak, özellikle yandaşlarını zihinlerinde saplantılarından ve ezberlerinden başka bir şey olmayan bir kitle haline getirmeye çalışıyor.

 

Vatandaş, enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle tüketim alışkanlıklarını değiştiriyor. Geniş tanımlı işsizlik rakamı 10 milyona ulaşırken, halkın 2002’de bankalara olan borcu 6,8 milyar lirayken bu yılkı kredi borçlarının toplamı 872 milyar liraya çıkmış durumda. Salgın döneminde işsiz ve gelirsiz kalan milyonlarca insan iktidardan gerçek bir destek görmediği için tek çare olarak bankalardan borçlanma yolunu gördü ve borç yükü altına girdi.

 

Yılbaşından bu yana fiyatı en çok artan ürünleri et ve süt ürünleri oluşturdu. Özellikle çocuklarımızın gelişme çağında en çok tüketmesi gereken ürünlerdeki fiyat artışları dar gelirli ve yoksul aileleri derinden etkiledi. Tarım ülkesi olduğumuz söyleniyor ama insanlarımız gramla sebze taneyle meyve almak zorunda bırakıldı. Saray’ın bir günlük masrafıyla binlerce ailenin sorunu çözülecekken, bırakınız bu işleri dert edinmeyi israf ve gösteriş her geçen gün artarak devam ediyor.

 

İşsiz, umutsuz ve geleceksiz bir gençlik ülkemiz için en önemli sorun. Ülkede gençlerde işsizlik oranları 2018 Ekim’inde görülmeye başlanan ekonomik kriz ve daha sonrasındaki pandemi ile daha fazla arttı. OECD ülkeleri içinde en genç nüfusa sahip bir ülke olmamıza rağmen bunu istihdama ve eğitime yansıtamıyoruz. Gençlerde işsizlik oranı OECD ülkelerinde ortalama 13,4, AB ülkelerinde ise yüzde 17,2 seviyesinde. Türkiye’de ise 25,4 seviyesinde. Genç kadın işsizliğinde bu oran daha yüksek.

 

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “Neymiş, millet açmış” ifadelerini sarf ettiği anlarda sosyal medyada ise hayalinin “fakir olmamak” olduğunu söyleyen bir çocuk konuşuluyordu. Çocuğun “Hayalim evde yiyecek olması” sözleri yürekleri yakıyordu.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.