Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

1920 koşullarında imzalanan Mersin liman Sözleşmesinde yer alan ilginç hükümler...

1922 yılında dönemin Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Mersin’ e liman yapılması hakkındaki kanun tasarısı ve ekinde yer alan ve projeyi üstlenen şirketle imzalanan mukavele/şartname içerikleri şaşkınlık verici… Mersin’ e hayat vermenin ötesinde varlık sebebi olarak tanımladığım limanla ilgili, kuruluştan bugüne yaşanan süreçleri araştıran, kafa yoran biri olarak o günkü TBMM tartışmaları ve savaş yorgunu parlamenterlerin büyük bir titizlikle anlaşma maddelerini didik didik etmeleri dahi başlı başına üzerinde durulması, düşünülmesi gereken bir konu… 2007 yılında mevcut limanın özelleştirilmesi ardından işletilmesini üstlenen şirketin hizmet alanları canından bezdiren pek çok uygulamasına, daha ilk günler hayata geçirdiği zamlı fiyat tarifesine karşı çıkarken, devletle kiracı arasında imzalanan sözleşme merak konusu oldu… O günlerde sözleşme detaylarına erişmek için verdiğim mücadeleyi anımsıyorum da, ülkede 1920 koşullarındaki şeffaflıkla bugünkü ‘sır perdeleri’ arasındaki uçurum gerçekten arasındaki uçurum gerçekten önemli bir temel sorunu yansıtıyor… Olağanüstü savaş koşulları göz önüne alındığında ‘Kanun Gücünde kararnamelere’ çok daha gerek duyulan o günlerde henüz bu uygulamayı keşfetmemiş, kavramı telaffuz bile etme ihtiyacı duymayan, istisnasız her konuyu gündeme alıp çatısı altında tartışan o ‘Kurucu’ meclisten bugünkü parlamentoya demokratikleşme anlamında nereden nereye geldiğimizin hüzünlü tablosu… Fransız Gronblad şirketi ve o günkü tanımlamayla Türkiye hükümeti adına Nafıa Vekâletinin imzaladığı 30 maddeden oluşan mukavele ve ekindeki 17 maddelik şartnameye tüm detaylarıyla ileride yeniden basılacak olursa ‘Mersin Dedikleri Bir Limandı Aslında’ kitabında Limanı anlattığım bölümde yer vermeyi umuyorum.. Ancak anlaşma ve şartnamede ilginç bulduğum öylesine maddeler var ki, Liman yapımıyla ilgili kanun tasarısının Meclis görüşmelerine geçmeden önce bu maddeleri günümüz Türkçesiyle özetleyip yorumlamakta yarar var… ** Madde 12.- (…) Rıhtımlar ile doklar, antrepolar, mağazaların ve liman hududu dâhilinde denizden kazanılacak arazi ve bu arazi üzerinde sahibi imtiyaz tarafından yapılacak mebaninin (her türlü binaların) idare, icar ve satış muamelâtının sureti icrasını muarrif olmak üzere icabeden nizamat lâyihaları Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin nazarı tasvibine arz olunacaktır.  (liman yapım ve işletme imtiyazı tanınan şirketin proje kapsamında inşa ettiği rıhtım, dok, antrepo, mağazalar ve denizin doldurulmasıyla kazanılacak alandaki her türlü arazinin ileride kiralanması, satış ve idaresi için gerekli kanuni düzenlemeler Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin onayına tabi olacak.. Madde 13.- (…) Liman yapım ve işletmesini üstlenen Fransız Gronblad kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde ‘Mersin Liman ve Rıhtımları Türk Anonim Şirketi adıyla tamamen Türkiye yasalarına tabi bir şirket kuracak. Bu şirket, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin muvafakati olmadıkça kendisine verilen imtiyazı hiçbir kimseye veya başka bir şirkete ihale ve terk edemeyecek. Madde 14.- Kurulacak şirketin sermayesi 12 milyon Osmanlı lirası olacak. İmtiyaz sahibi Gronblad kurulacak şirketin yarısını Türk sermayesine ayırıp tahsis edecek ve bunu her türlü gazete ilanı resmi ve diğer yollarla duyuracak. Türk sermayesine ayrılan hisselere ilân tarihinden itibaren dört ay zarfında Türk talip çıkmadığı takdirde imtiyaz sahibi (Gronblad zikrediliyor)  talip çıkmayan kısmını Hükümete teklif edecek, Hükümet de iki ay zarfında kati kararını şirkete tebliğ edecektir, eğer Hükümet te hisseleri almak istemezse şirketin, hisseleri ancak o zaman ecnebilere satmasına izin verilecek. Türk hissedarlar yönetim kurulunda sermayeleri oranında temsil edilecek. Ancak Türk üyelerin sayısı hiçbir zaman toplam kurulun yarısından az olmayacaktır. Bu mümkün olmazsa Hükümet, şirketin kendisine Türk kimlikli zevat arasından eksik kalan üyeyi belirleyecek. Bir başka ifadeyle şirket yönetim kurulunda çoğunluk Türk temsilcilerden oluşacak. Madde 15. — Türkiye Büyük Millet Meclisi ' Hükümetine, liman ve teferruatına mütaallik  hasılatı sâfiyeden yüzde yirmibeş hisse ita kılınacaktır. (Bir başka ifadeyle elde edilecek net kârın %25’i devlete ödenecek) Aynı maddede Mersin Belediyesi de unutulmamış; “(…) Sahibi imtiyaz, Mersin Belediyesine aid olup liman inşası hasebiyle muattal olacak olan iskeleden almakta olduğu rüsum karşılığı olmak üzere yalnız rıhtım hâsılatı gayri sâfiyesinin yüzde beşini her sene Belediyeye tediye edecektir. (Liman yapılmasıyla Belediyeye ait iskelenin atıl duruma düşmesi sonucu belediyenin buradan aldığı rüsumdan kaynaklı kaybına karşı yapılacak limanın rıhtım gelirinin yüzde beşi belediyeye verilecek. Burada asıl dikkat çeken husus, belediyeye ödenecek meblağın net kâr değil, gayri safi hâsılat üzerinden hesaplanacak olması. Bugün Mersin limanının yılda 9 milyon ton dökme yük ve 2 milyon konteyner elleçlediği düşünülürse Mersin Büyükşehir Belediyesinin süreç içinde nasıl büyük bir potansiyel gelirden mahrum kaldığı daha iyi anlaşılır.  ) Madde 16.- (…) İnşa edilecek liman ve her türlü eklentisinde verilecek hizmet tarifesi Nafıa Vekaleti onayına tabi olacak. Madde 23.- (…) Belirlenecek tarife Mersin limanının ticari ve ekonomik anlamda gelişmesi amacıyla Yafa ile İzmir liman tarifesinden yüksek olmayacak. Hükümet gerekli gördüğü hallerde belirlenecek ihraç ve ithal mallarının liman hizmetlerinden tenzilatlı yararlanması amacıyla şirket tarifelerinde indirim talep edebilecek. Madde 24- (…)Limanda çalıştırılacak tüm Memur ve müstahdemlerle işçiler Türk olacaktır. Ancak şirket direktörlerinin ve Türkiye'de bulunamadığı takdirde Hükümetin onayıyla mütehassıs fen memurlarının (teknisyen vb) geçici olarak ecnebi tebaasından istihdamına izin verilecektir. Madde 29. — Öğretmenleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından seçilmek ve her türlü geçimleri liman imtiyazı verilen şirketçe karşılanmak üzere liman memur ve çalışanların çocuklarına mahsus ücretsiz bir okulun yapımını imtiyaz sahibi şirket taahhüt eder..  Madde 30. — (…) Mersin limanı imtiyazını talebedenler 28 Mart 1923 tarihinde Nafıa Vekâletine (Bayındırlık Bakanlığına) sundukları mektupla Mersin'de Türk mühendis ve fen memurlarının (teknisyenlerin) liman hizmetlerinde çalışmalarını teminen eğitim ve gelişmelerini sağlamak üzere bir okul yapımını önermişlerdir. Giderleri Mersin Liman Şirketi tarafından temin edilecek olan bu mektebin dersleri Paris Turuk ve Meabir mektebi muallimlerinden Şinayder ve şürekâsı Fabrikası Umuru Bahriye Umum Müdürü Mojo grubunun müşavir mühendislerinden Mösyö Lüi Püten tarafından talim ve idare edilecektir. Nazarî (Pratik) dersleri, imalât ve tatbikat takip edecek ve bunlar liman tersanelerinde gösterilecektir…
Ekleme Tarihi: 02 Haziran 2022 - Perşembe

1920 koşullarında imzalanan Mersin liman Sözleşmesinde yer alan ilginç hükümler...

1922 yılında dönemin Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Mersin’ e liman yapılması hakkındaki kanun tasarısı ve ekinde yer alan ve projeyi üstlenen şirketle imzalanan mukavele/şartname içerikleri şaşkınlık verici…

Mersin’ e hayat vermenin ötesinde varlık sebebi olarak tanımladığım limanla ilgili, kuruluştan bugüne yaşanan süreçleri araştıran, kafa yoran biri olarak o günkü TBMM tartışmaları ve savaş yorgunu parlamenterlerin büyük bir titizlikle anlaşma maddelerini didik didik etmeleri dahi başlı başına üzerinde durulması, düşünülmesi gereken bir konu…

2007 yılında mevcut limanın özelleştirilmesi ardından işletilmesini üstlenen şirketin hizmet alanları canından bezdiren pek çok uygulamasına, daha ilk günler hayata geçirdiği zamlı fiyat tarifesine karşı çıkarken, devletle kiracı arasında imzalanan sözleşme merak konusu oldu…

O günlerde sözleşme detaylarına erişmek için verdiğim mücadeleyi anımsıyorum da, ülkede 1920 koşullarındaki şeffaflıkla bugünkü ‘sır perdeleri’ arasındaki uçurum gerçekten arasındaki uçurum gerçekten önemli bir temel sorunu yansıtıyor…

Olağanüstü savaş koşulları göz önüne alındığında ‘Kanun Gücünde kararnamelere’ çok daha gerek duyulan o günlerde henüz bu uygulamayı keşfetmemiş, kavramı telaffuz bile etme ihtiyacı duymayan, istisnasız her konuyu gündeme alıp çatısı altında tartışan o ‘Kurucu’ meclisten bugünkü parlamentoya demokratikleşme anlamında nereden nereye geldiğimizin hüzünlü tablosu…

Fransız Gronblad şirketi ve o günkü tanımlamayla Türkiye hükümeti adına Nafıa Vekâletinin imzaladığı 30 maddeden oluşan mukavele ve ekindeki 17 maddelik şartnameye tüm detaylarıyla ileride yeniden basılacak olursa ‘Mersin Dedikleri Bir Limandı Aslında’ kitabında Limanı anlattığım bölümde yer vermeyi umuyorum..

Ancak anlaşma ve şartnamede ilginç bulduğum öylesine maddeler var ki, Liman yapımıyla ilgili kanun tasarısının Meclis görüşmelerine geçmeden önce bu maddeleri günümüz Türkçesiyle özetleyip yorumlamakta yarar var…

**

Madde 12.- (…) Rıhtımlar ile doklar, antrepolar, mağazaların ve liman hududu dâhilinde denizden kazanılacak arazi ve bu arazi üzerinde sahibi imtiyaz tarafından yapılacak mebaninin (her türlü binaların) idare, icar ve satış muamelâtının sureti icrasını muarrif olmak üzere icabeden nizamat lâyihaları Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin nazarı tasvibine arz olunacaktır.  (liman yapım ve işletme imtiyazı tanınan şirketin proje kapsamında inşa ettiği rıhtım, dok, antrepo, mağazalar ve denizin doldurulmasıyla kazanılacak alandaki her türlü arazinin ileride kiralanması, satış ve idaresi için gerekli kanuni düzenlemeler Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin onayına tabi olacak..

Madde 13.- (…) Liman yapım ve işletmesini üstlenen Fransız Gronblad kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde ‘Mersin Liman ve Rıhtımları Türk Anonim Şirketi adıyla tamamen Türkiye yasalarına tabi bir şirket kuracak.

Bu şirket, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin muvafakati olmadıkça kendisine verilen imtiyazı hiçbir kimseye veya başka bir şirkete ihale ve terk edemeyecek.

Madde 14.- Kurulacak şirketin sermayesi 12 milyon Osmanlı lirası olacak.

İmtiyaz sahibi Gronblad kurulacak şirketin yarısını Türk sermayesine ayırıp tahsis edecek ve bunu her türlü gazete ilanı resmi ve diğer yollarla duyuracak. Türk sermayesine ayrılan hisselere ilân tarihinden itibaren dört ay zarfında Türk talip çıkmadığı takdirde imtiyaz sahibi (Gronblad zikrediliyor)  talip çıkmayan kısmını Hükümete teklif edecek, Hükümet de iki ay zarfında kati kararını şirkete tebliğ edecektir, eğer Hükümet te hisseleri almak istemezse şirketin, hisseleri ancak o zaman ecnebilere satmasına izin verilecek.

Türk hissedarlar yönetim kurulunda sermayeleri oranında temsil edilecek. Ancak Türk üyelerin sayısı hiçbir zaman toplam kurulun yarısından az olmayacaktır. Bu mümkün olmazsa Hükümet, şirketin kendisine Türk kimlikli zevat arasından eksik kalan üyeyi belirleyecek. Bir başka ifadeyle şirket yönetim kurulunda çoğunluk Türk temsilcilerden oluşacak.

Madde 15. — Türkiye Büyük Millet Meclisi ' Hükümetine, liman ve teferruatına mütaallik  hasılatı sâfiyeden yüzde yirmibeş hisse ita kılınacaktır. (Bir başka ifadeyle elde edilecek net kârın %25’i devlete ödenecek)

Aynı maddede Mersin Belediyesi de unutulmamış;

“(…) Sahibi imtiyaz, Mersin Belediyesine aid olup liman inşası hasebiyle muattal olacak olan iskeleden almakta olduğu rüsum karşılığı olmak üzere yalnız rıhtım hâsılatı gayri sâfiyesinin yüzde beşini her sene Belediyeye tediye edecektir. (Liman yapılmasıyla Belediyeye ait iskelenin atıl duruma düşmesi sonucu belediyenin buradan aldığı rüsumdan kaynaklı kaybına karşı yapılacak limanın rıhtım gelirinin yüzde beşi belediyeye verilecek. Burada asıl dikkat çeken husus, belediyeye ödenecek meblağın net kâr değil, gayri safi hâsılat üzerinden hesaplanacak olması. Bugün Mersin limanının yılda 9 milyon ton dökme yük ve 2 milyon konteyner elleçlediği düşünülürse Mersin Büyükşehir Belediyesinin süreç içinde nasıl büyük bir potansiyel gelirden mahrum kaldığı daha iyi anlaşılır.  )

Madde 16.- (…) İnşa edilecek liman ve her türlü eklentisinde verilecek hizmet tarifesi Nafıa Vekaleti onayına tabi olacak.

Madde 23.- (…) Belirlenecek tarife Mersin limanının ticari ve ekonomik anlamda gelişmesi amacıyla Yafa ile İzmir liman tarifesinden yüksek olmayacak. Hükümet gerekli gördüğü hallerde belirlenecek ihraç ve ithal mallarının liman hizmetlerinden tenzilatlı yararlanması amacıyla şirket tarifelerinde indirim talep edebilecek.

Madde 24- (…)Limanda çalıştırılacak tüm Memur ve müstahdemlerle işçiler Türk olacaktır. Ancak şirket direktörlerinin ve Türkiye'de bulunamadığı takdirde Hükümetin onayıyla mütehassıs fen memurlarının (teknisyen vb) geçici olarak ecnebi tebaasından istihdamına izin verilecektir.

Madde 29. — Öğretmenleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından seçilmek ve her türlü geçimleri liman imtiyazı verilen şirketçe karşılanmak üzere liman memur ve çalışanların çocuklarına mahsus ücretsiz bir okulun yapımını imtiyaz sahibi şirket taahhüt eder..

 Madde 30. — (…) Mersin limanı imtiyazını talebedenler 28 Mart 1923 tarihinde Nafıa Vekâletine (Bayındırlık Bakanlığına) sundukları mektupla Mersin'de Türk mühendis ve fen memurlarının (teknisyenlerin) liman hizmetlerinde çalışmalarını teminen eğitim ve gelişmelerini sağlamak üzere bir okul yapımını önermişlerdir.

Giderleri Mersin Liman Şirketi tarafından temin edilecek olan bu mektebin dersleri Paris Turuk ve Meabir mektebi muallimlerinden Şinayder ve şürekâsı Fabrikası Umuru Bahriye Umum Müdürü Mojo grubunun müşavir mühendislerinden Mösyö Lüi Püten tarafından talim ve idare edilecektir. Nazarî (Pratik) dersleri, imalât ve tatbikat takip edecek ve bunlar liman tersanelerinde gösterilecektir…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.