Abdullah Ayan
Köşe Yazarı
Abdullah Ayan
 

1924 TBMM’ si ve Mersin liman müzakereleri -7

(Nafıa ve Maliye Encümenlerinin liman analizleri, beklentiler) Türkiye hükümeti ile Fransız Gronblad şirketi arasında imzalanan Mersin Liman inşaatını amaçlayan imtiyaz sözleşmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulundaki görüşmelerine ışık  tutan ve proje hakkında en aydınlatıcı bilgilerin yer aldığı Nafıa Encümeni raporu şöyle devam ediyordu: " Esasen Şirketin Mersin'e evvelce bir çok malzeme getirmiş ve inşaata başlamış olması ve hükümete pek müsait şerait dermeyen etmesi de taahhüdünü ifa edeceğine dair emniyet bahş olmaktadır. Tarifenin şimdiden tespit edilmemiş olması encümence daii mahzur görülmemiştir (sorun edilmemiş anlamında). Tarife evvelâ Nafıa Vekâletinin tasvibine iktiran edeceğine ve Bahri Sefid (Akdeniz)  Yafa ile İzmir ve bu limanlar beyninde mevcut veya atiyen (gelecekte) yapılacak limanların tatbik edecekleri tarifelerden hükümetçe en müsait şeraiti cami (en uygun tarifelerden oluşan) bir tarife intihabının meşrut olmasına (tarife seçimi şart koşulduğuna) ve tarife hakkındaki diğer kuyuda (kayıtlara) nazaran mukavelenin 23.maddesinde muvafık görülmüştür…" TBMM Nafıa  Encümeninin Gronblad şirketi ile hükümet arasında imzalanan mukavele hakkındaki mütalaasını kimi sözcükleri günümüz Türkçesindeki karşılıklarıyla paylaştım.. Encümen görüşünü özetleyecek olursam: -Mersin'in rüzgar ve fırtınalara açık olması nedeniyle mendirek inşaatıyla korunaklı hale getirilecek bir liman doğal olanlara göre hem pahalı hem yapımı zor.. Bu nedenle Almanlar Bağdat Demiryoluna Mersin' i bağlamak istemelerine rağmen yüklü maliyet yerine buradan vazgeçip İskenderun limanını tercih ediyorlar… -Mersin birinci dünya savaşından önce Samsun limanına yakın yıllık 100 bin ton yükleme/boşaltma kapasitesine sahip bir liman, o tarihlerde bir ton yük elleçlemesi ise 250 kuruş.. Savaş yorgunu olması gereken ülkenin iktisat alanındaki beklentilerini yansıtan önemli öngörülerden biri de Mersin limanı için hedeflenen yıllık elleçleme rakamları… Projenin mali tablosunu 14 Nisan 1924 günü TBMM' de sözleşme müzakereleri sırasında genel kurulda okunan 'Muvazenei Maliye Encümeni Mazbatası' detaylandırmıştı. Günümüzdeki Meclis Bütçe komisyonuna eş sayılabilecek Encümen raporuna göre sözleşmenin kabulü halinde 4 yıl içinde ilk etabı tamamlanacak liman 18 yıl sonunda 450 bin tonluk elleçleme kapasitesine ulaşacaktı. (ilginçtir Komisyon raporu 18 yıl sonrası olarak 1356 (1940) yılını tanımlıyordu. Bu ise 1924' te Mecliste görüşülse de liman yapımının 1922' de fiilen başladığı anlamına geliyordu.) Aynı raporda gümrük kayıtları temel alınarak "1328 senesinde (1912 yılı) Mersin'in ihracatı 60 047, ithalâtı (yekûn) 95 741 ton, 1329 senesinde (1913) Mersin'in ihracatı 43 332, ithalâtı 52 409 yekûn 98 929 ton" bilgisi yer almaktadır.. Dört yıl içinde ilk etabının hizmete girmesi ön görülen Mersin Limanında,  1344 senesinde (1928)  ithalât ve ihracat tonajının asgari 126 bin ton olacağı hesaplanırken, 1346' da (1930) 168 bin ton , 1351 tarihinde(1935)  270 bin ve 1356 tarihinde (1940 yılı) yıllık 450 bin ton elleçleme miktarına ulaşılması bekleniyordu… (Bu projeksiyonlar yapılırken henüz 1929 küresel ekonomi krizi patlamamıştı ve dünyayı yakıp yıkan ikinci büyük savaşın ayak sesleri dahi duyulmamaktaydı) -Mukavelesi onay için Meclis'e getirilen Gronblad ile ilgili gözden kaçan çok önemli bir detayı yine Nafıa Encümeninin raporundan öğreniyoruz. Buna göre Gronblad Şirketi daha sözleşme TBMM onayından geçmeden çok önce Mersin'e liman yapımıyla ilgili çok sayıda malzeme/ekipman getirmiş ve inşaata başlamıştı.. (önceki paragrafta 18 yıllık projeksiyon hedefi olarak 1940 yılının gösterildiğine bunun anlamının ise Gronblad' ın 1922' de işe koyulduğu anlamına geleceğine işaret etmiştim.) ** TBMM' ye sunulan 'Muvazenei Maliye Encümeni'  gerek Mersin liman projesi gerekse de dünya limanlarının o günkü durumlarına ayna tutması bakımından hayli kapsamlı bilgiler içermekte… O bilgileri derleyip burada yer vermenin ileride konuyu araştıracak olanlara sağlayacağı yarar bakımından önemli buluyorum. Muvazenei Maliye Encümeni (Maliye denklik komisyonu olarak ta okuyabiliriz) raporu limanın kaderini derinden etkileyecek iki çok önemli hususa dikkat çekiyor… - Mersin Limanının ülkenin ekonomik hayatı dikkate alındığında, her ne kadar hükümet ve Nafıa Encümeni ile aynı görüşte olunsa da, bu limanın konumu itibariyle coğrafi açıdan önemi nedeniyle ülke çıkarları ve ekonomik açıdan Devlet idaresi tarafından yönetilmesi.. (o günün Türkçesiyle: 'hayatı umumiyei iktisadiyemiz itibariyle ehemmiyetini takdirde hükümet ve Nafıa Encümeniyle müttefik olmakla beraber bu limanın vaziyeti coğrafyayı mahsusası hasebiyle memleketin menafii umumiye ve iktisadiyesi noktayi nazarından Devletçe idaresi vücubu' ) İkinci itiraz gerekçesi daha da ilginç ve önemli: -Komisyonun, plan ve teknik açıdan incelediğinde tasarlanan liman projesinin gelecekteki ekonomik gereksinimleri karşılamaktan uzak bulması…  (ifade aynen şöyle: 'mukavele ve şartnamelerle plan ve evrakı müteferriasının tetkiki neticesinde; fennî noktayi nazardan bu liman projesini ihtiyacatı atiyei iktisadiyemizi tatminden uzak bulmuştur' ) Bir limanın inşaatı üstlenen şirket veya başka bir özel kuruluş tarafından mı devletçe mi işletileceği hususu iktisadi olduğu kadar siyasi açıdan da yönetim biçimine uzanan bir siyasi tercih konusu olsa da, projenin genç Türkiye' nin ekonomik geleceğini tatminden uzak olduğu görüşü üzerinde durulmaya değer önemde… Peki, neydi Encümen' in incelediği Mersin liman projesiyle ilgili kaygıları, öngörülen liman hangi gerekçelerle yetersiz bulunmuştu? Soruların yanıtı dizinin sonraki bölümünde…
Ekleme Tarihi: 30 Haziran 2022 - Perşembe

1924 TBMM’ si ve Mersin liman müzakereleri -7

(Nafıa ve Maliye Encümenlerinin liman analizleri, beklentiler)

Türkiye hükümeti ile Fransız Gronblad şirketi arasında imzalanan Mersin Liman inşaatını amaçlayan imtiyaz sözleşmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulundaki görüşmelerine ışık  tutan ve proje hakkında en aydınlatıcı bilgilerin yer aldığı Nafıa Encümeni raporu şöyle devam ediyordu:

" Esasen Şirketin Mersin'e evvelce bir çok malzeme getirmiş ve inşaata başlamış olması ve hükümete pek müsait şerait dermeyen etmesi de taahhüdünü ifa edeceğine dair emniyet bahş olmaktadır.

Tarifenin şimdiden tespit edilmemiş olması encümence daii mahzur görülmemiştir (sorun edilmemiş anlamında). Tarife evvelâ Nafıa Vekâletinin tasvibine iktiran edeceğine ve Bahri Sefid (Akdeniz)  Yafa ile İzmir ve bu limanlar beyninde mevcut veya atiyen (gelecekte) yapılacak limanların tatbik edecekleri tarifelerden hükümetçe en müsait şeraiti cami (en uygun tarifelerden oluşan) bir tarife intihabının meşrut olmasına (tarife seçimi şart koşulduğuna) ve tarife hakkındaki diğer kuyuda (kayıtlara) nazaran mukavelenin 23.maddesinde muvafık görülmüştür…"

TBMM Nafıa  Encümeninin Gronblad şirketi ile hükümet arasında imzalanan mukavele hakkındaki mütalaasını kimi sözcükleri günümüz Türkçesindeki karşılıklarıyla paylaştım..

Encümen görüşünü özetleyecek olursam:

-Mersin'in rüzgar ve fırtınalara açık olması nedeniyle mendirek inşaatıyla korunaklı hale getirilecek bir liman doğal olanlara göre hem pahalı hem yapımı zor.. Bu nedenle Almanlar Bağdat Demiryoluna Mersin' i bağlamak istemelerine rağmen yüklü maliyet yerine buradan vazgeçip İskenderun limanını tercih ediyorlar…

-Mersin birinci dünya savaşından önce Samsun limanına yakın yıllık 100 bin ton yükleme/boşaltma kapasitesine sahip bir liman, o tarihlerde bir ton yük elleçlemesi ise 250 kuruş..

Savaş yorgunu olması gereken ülkenin iktisat alanındaki beklentilerini yansıtan önemli öngörülerden biri de Mersin limanı için hedeflenen yıllık elleçleme rakamları…

Projenin mali tablosunu 14 Nisan 1924 günü TBMM' de sözleşme müzakereleri sırasında genel kurulda okunan 'Muvazenei Maliye Encümeni Mazbatası' detaylandırmıştı.

Günümüzdeki Meclis Bütçe komisyonuna eş sayılabilecek Encümen raporuna göre sözleşmenin kabulü halinde 4 yıl içinde ilk etabı tamamlanacak liman 18 yıl sonunda 450 bin tonluk elleçleme kapasitesine ulaşacaktı. (ilginçtir Komisyon raporu 18 yıl sonrası olarak 1356 (1940) yılını tanımlıyordu. Bu ise 1924' te Mecliste görüşülse de liman yapımının 1922' de fiilen başladığı anlamına geliyordu.)

Aynı raporda gümrük kayıtları temel alınarak "1328 senesinde (1912 yılı) Mersin'in ihracatı 60 047, ithalâtı (yekûn) 95 741 ton, 1329 senesinde (1913) Mersin'in ihracatı 43 332, ithalâtı 52 409 yekûn 98 929 ton" bilgisi yer almaktadır..

Dört yıl içinde ilk etabının hizmete girmesi ön görülen Mersin Limanında,  1344 senesinde (1928)  ithalât ve ihracat tonajının asgari 126 bin ton olacağı hesaplanırken, 1346' da (1930) 168 bin ton , 1351 tarihinde(1935)  270 bin ve 1356 tarihinde (1940 yılı) yıllık 450 bin ton elleçleme miktarına ulaşılması bekleniyordu… (Bu projeksiyonlar yapılırken henüz 1929 küresel ekonomi krizi patlamamıştı ve dünyayı yakıp yıkan ikinci büyük savaşın ayak sesleri dahi duyulmamaktaydı)

-Mukavelesi onay için Meclis'e getirilen Gronblad ile ilgili gözden kaçan çok önemli bir detayı yine Nafıa Encümeninin raporundan öğreniyoruz. Buna göre Gronblad Şirketi daha sözleşme TBMM onayından geçmeden çok önce Mersin'e liman yapımıyla ilgili çok sayıda malzeme/ekipman getirmiş ve inşaata başlamıştı.. (önceki paragrafta 18 yıllık projeksiyon hedefi olarak 1940 yılının gösterildiğine bunun anlamının ise Gronblad' ın 1922' de işe koyulduğu anlamına geleceğine işaret etmiştim.)

**

TBMM' ye sunulan 'Muvazenei Maliye Encümeni'  gerek Mersin liman projesi gerekse de dünya limanlarının o günkü durumlarına ayna tutması bakımından hayli kapsamlı bilgiler içermekte…

O bilgileri derleyip burada yer vermenin ileride konuyu araştıracak olanlara sağlayacağı yarar bakımından önemli buluyorum.

Muvazenei Maliye Encümeni (Maliye denklik komisyonu olarak ta okuyabiliriz) raporu limanın kaderini derinden etkileyecek iki çok önemli hususa dikkat çekiyor…

- Mersin Limanının ülkenin ekonomik hayatı dikkate alındığında, her ne kadar hükümet ve Nafıa Encümeni ile aynı görüşte olunsa da, bu limanın konumu itibariyle coğrafi açıdan önemi nedeniyle ülke çıkarları ve ekonomik açıdan Devlet idaresi tarafından yönetilmesi.. (o günün Türkçesiyle: 'hayatı umumiyei iktisadiyemiz itibariyle ehemmiyetini takdirde hükümet ve Nafıa Encümeniyle müttefik olmakla beraber bu limanın vaziyeti coğrafyayı mahsusası hasebiyle memleketin menafii umumiye ve iktisadiyesi noktayi nazarından Devletçe idaresi vücubu' )

İkinci itiraz gerekçesi daha da ilginç ve önemli:

-Komisyonun, plan ve teknik açıdan incelediğinde tasarlanan liman projesinin gelecekteki ekonomik gereksinimleri karşılamaktan uzak bulması…  (ifade aynen şöyle: 'mukavele ve şartnamelerle plan ve evrakı müteferriasının tetkiki neticesinde; fennî noktayi nazardan bu liman projesini ihtiyacatı atiyei iktisadiyemizi tatminden uzak bulmuştur' )

Bir limanın inşaatı üstlenen şirket veya başka bir özel kuruluş tarafından mı devletçe mi işletileceği hususu iktisadi olduğu kadar siyasi açıdan da yönetim biçimine uzanan bir siyasi tercih konusu olsa da, projenin genç Türkiye' nin ekonomik geleceğini tatminden uzak olduğu görüşü üzerinde durulmaya değer önemde…

Peki, neydi Encümen' in incelediği Mersin liman projesiyle ilgili kaygıları, öngörülen liman hangi gerekçelerle yetersiz bulunmuştu?

Soruların yanıtı dizinin sonraki bölümünde…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.