Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Bir Caz Konseri… Ve Ötesi

Akdeniz Opera ve Bale Kulübü (AKOB)  bir kez daha çok değerli bir etkinlik gerçekleştirdi.   HiltonSa’daki   konserde Emin Fındıkoğlu sahneyi, genç caz vokalisti Melisa Kral, İzmir Dokuz Eylül Konservatuarı Viyolonsel Bölümü’nü bitiren, daha sonra kontrbasa geçen Derya Davulcu ve İzmir çıkışlı Grup Doğuş'ta uzun yıllar davulda yer alan Ferruh Arıç ile paylaştı.   Muhteşem konserin müzikal yanını, özellikle de ülkemizin yüz akı bir efsane caz piyanisti Fındıkoğlu’nu uzun uzun anlatabilirim; ama benim dikkatimi çeken ve kent kültürümüz açısından önemsediğim iki konudan söz edeceğim.   İlk konu: Konser bir sosyal dernek olan AKOB tarafından, herhangi bir Belediyeden ya da devlet kurumundan destek almadan yapıldı. Yalnızca birkaç firma konserin bir kısmına özel olarak sponsor oldu. Belediyelere ve Devlete yük olmadan bu güzel sanatsal etkinlik: *Mersin HiltonSa, *Olcartur, *Coraltravel, *Pegasus, -Limon Müzik  tarafından desteklenmiş. Kentli olmak, kentlileşmek böylesi modernist vizyonlarla mümkündür. Elbette farklı kültürel talepler, değişik müzik tercihleri birer zenginliktir, kıymettir. Müzik yanında resim/ heykel/ mimari gibi plastik sanatlar; şiir, öykü, roman gibi edebi sanatlar,  sinema ve tiyatro gibi sahne sanatları kent hayatının köklü tanımlarıdır; bunlardan yoksun bir kent, bu alanda beğenisi gelişmemiş bir kentli düşünülemez. Mersin’in geleneği, kültürü ve alt yapısı bununla yoğrulmuştur. Ancak, özellikle yerel yönetimler açısından bu geleneğin kıymeti bir türlü anlaşılamamış, destek ve katılım bakımından da gerekli düzey yakalanamamıştır. Bu bağlamda AKOB’un misyonu her türlü övgünün üzerindedir. Üyelerinin ve yöneticilerin kişisel çabalarıyla ülke çapında adını duyuran bu yapı, Mersin’in de onurudur. Kamu kurum ve kuruluşlarına yük olmadan, kendi çabalarıyla sponsorlara ulaşarak hemşerilere benzersiz konserler armağan ediyorlar. Kent kültürünün ve sanatsal düzeyin yükseltilmesine katkıları için, çok seçkin  konserlerle bizleri buluşturdukları için minnettarız.   İkinci konu: Konserin yapıldığı yer ve atmosfer… Konser Hiltonsa’nın doğu terasında yapıldı. Burası denize birkaç metre uzaklıkta…  Mersin kent merkezi içerisinde dolgu alanı olmadan doğal olarak muhafaza edilmiş  bir kaç yüz metre sahilden bir örnek. Konseri dinlerken fonda hafif dalga seslerini işitiyorsunuz. Denizin kokusunu hissediyorsunuz. Denizle konser yeri arasındaki palmiyeler ayrı bir güzellik veriyor. Ve en önemlisi… Dolunay!  Palmiyelerin arasında dolunayı, denizdeki yakamozu izliyor, denizden esen serin rüzgarı denizin kokusu ile hissediyorsunuz ve tüm bunlarla müziğin hoş tınıları birleşince eşsiz, keyifli bir özel ortam ortaya çıkıyor. Bu arada müthiş güzel bir jest yapıldı; sanatçılar izleyicilere dans etmelerini önerdi. Değerli okurlar; bu çağrı yeterince karşılık bulmadı. Çok kıymetli üç-beş müzik sevdalısı çift, bu enfes müzik akşamını zarif danslarıyla süslediler, o kadar. Ne oldu? İnsanın sevdiğiyle ritmik bir buluşmasıdır dans; müzikal bir esinti içinde aynı beden oluşlarıdır. Biz Mersinliler şu kör döğüşü gündelik curcuna içinde dansı da mı unuttuk? Hayat  bizden bunları alıp götürmüş sanki; birbirimize sevgiyle bakmayı, sevdiklerimize dokunmayı, dansı unutturan bu hayatı onarmalıyız.   Belki bundan sonra açık hava konserlerinde, dolunayın olduğu günler ve denize yakın yerler seçilirse; uygun ortamlarda da dansa gereğince ilgi gösterirsek hayatımız iyileşir. Doğaya, hayata ve asıl da kendimize yabancılaşmayı aşmanın biricik yoludur sanat. Kim bilir nerelerden içimize yığılmış öfkemizi, insanı körelten kara nefretimizi, ezik yanlarımızı ve hükmetme kopleksimizi çekincesiz boşalttığımız gündelik politik gerilim bütün insani enerjimizi soğurmasın! Elbette politika da bir sorumluluk ve çaba işidir, kıymetlidir; ama hayatı anlamlı kılan bin bir düzey vardır ve sanat bu anlamda benzersiz bir imkândır; hayata oradan dahil olmak, ilişkilerimizi ve düşkün yanlarımızı oradan onarmak ihmal edilemez bir insani fırsattır.  Bize bu fırsatı tekrar hatırlattıkları için AKOB yönetimine ve değerli sponsorlara teşekkür ederim Belediyelerimize ve kamu kurumlarına, dolayısıyla halkımıza bir yük getirmeden her şeyiyle gayet düzenli, doyurucu  bir etkinlik gerçekleştirdikleri, show değil sessiz sedasız kente hizmet yaptıkları için de  ayrıca alkışlıyorum ve  örnek olmalarını diliyorum. Harun Arslan
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2019 - Perşembe

Bir Caz Konseri… Ve Ötesi

Akdeniz Opera ve Bale Kulübü (AKOB)  bir kez daha çok değerli bir etkinlik gerçekleştirdi.

 

HiltonSa’daki   konserde Emin Fındıkoğlu sahneyi, genç caz vokalisti Melisa Kral, İzmir Dokuz Eylül Konservatuarı Viyolonsel Bölümü’nü bitiren, daha sonra kontrbasa geçen Derya Davulcu ve İzmir çıkışlı Grup Doğuş'ta uzun yıllar davulda yer alan Ferruh Arıç ile paylaştı.

 

Muhteşem konserin müzikal yanını, özellikle de ülkemizin yüz akı bir efsane caz piyanisti Fındıkoğlu’nu uzun uzun anlatabilirim; ama benim dikkatimi çeken ve kent kültürümüz açısından önemsediğim iki konudan söz edeceğim.

 

İlk konu: Konser bir sosyal dernek olan AKOB tarafından, herhangi bir Belediyeden ya da devlet kurumundan destek almadan yapıldı.

Yalnızca birkaç firma konserin bir kısmına özel olarak sponsor oldu.

Belediyelere ve Devlete yük olmadan bu güzel sanatsal etkinlik:

*Mersin HiltonSa,

*Olcartur,

*Coraltravel,

*Pegasus,

-Limon Müzik  tarafından desteklenmiş.

Kentli olmak, kentlileşmek böylesi modernist vizyonlarla mümkündür.

Elbette farklı kültürel talepler, değişik müzik tercihleri birer zenginliktir, kıymettir. Müzik yanında resim/ heykel/ mimari gibi plastik sanatlar; şiir, öykü, roman gibi edebi sanatlar,  sinema ve tiyatro gibi sahne sanatları kent hayatının köklü tanımlarıdır; bunlardan yoksun bir kent, bu alanda beğenisi gelişmemiş bir kentli düşünülemez. Mersin’in geleneği, kültürü ve alt yapısı bununla yoğrulmuştur. Ancak, özellikle yerel yönetimler açısından bu geleneğin kıymeti bir türlü anlaşılamamış, destek ve katılım bakımından da gerekli düzey yakalanamamıştır.

Bu bağlamda AKOB’un misyonu her türlü övgünün üzerindedir.

Üyelerinin ve yöneticilerin kişisel çabalarıyla ülke çapında adını duyuran bu yapı, Mersin’in de onurudur.

Kamu kurum ve kuruluşlarına yük olmadan, kendi çabalarıyla sponsorlara ulaşarak hemşerilere benzersiz konserler armağan ediyorlar.

Kent kültürünün ve sanatsal düzeyin yükseltilmesine katkıları için, çok seçkin  konserlerle bizleri buluşturdukları için minnettarız.

 

İkinci konu: Konserin yapıldığı yer ve atmosfer…

Konser Hiltonsa’nın doğu terasında yapıldı.

Burası denize birkaç metre uzaklıkta… 

Mersin kent merkezi içerisinde dolgu alanı olmadan doğal olarak muhafaza edilmiş  bir kaç yüz metre sahilden bir örnek.

Konseri dinlerken fonda hafif dalga seslerini işitiyorsunuz.

Denizin kokusunu hissediyorsunuz.

Denizle konser yeri arasındaki palmiyeler ayrı bir güzellik veriyor.

Ve en önemlisi… Dolunay! 

Palmiyelerin arasında dolunayı, denizdeki yakamozu izliyor, denizden esen serin rüzgarı denizin kokusu ile hissediyorsunuz ve tüm bunlarla müziğin hoş tınıları birleşince eşsiz, keyifli bir özel ortam ortaya çıkıyor.

Bu arada müthiş güzel bir jest yapıldı; sanatçılar izleyicilere dans etmelerini önerdi.

Değerli okurlar; bu çağrı yeterince karşılık bulmadı.

Çok kıymetli üç-beş müzik sevdalısı çift, bu enfes müzik akşamını zarif danslarıyla süslediler, o kadar.

Ne oldu? İnsanın sevdiğiyle ritmik bir buluşmasıdır dans; müzikal bir esinti içinde aynı beden oluşlarıdır.

Biz Mersinliler şu kör döğüşü gündelik curcuna içinde dansı da mı unuttuk?

Hayat  bizden bunları alıp götürmüş sanki; birbirimize sevgiyle bakmayı, sevdiklerimize dokunmayı, dansı unutturan bu hayatı onarmalıyız.

 

Belki bundan sonra açık hava konserlerinde, dolunayın olduğu günler ve denize yakın yerler seçilirse; uygun ortamlarda da dansa gereğince ilgi gösterirsek hayatımız iyileşir. Doğaya, hayata ve asıl da kendimize yabancılaşmayı aşmanın biricik yoludur sanat. Kim bilir nerelerden içimize yığılmış öfkemizi, insanı körelten kara nefretimizi, ezik yanlarımızı ve hükmetme kopleksimizi çekincesiz boşalttığımız gündelik politik gerilim bütün insani enerjimizi soğurmasın! Elbette politika da bir sorumluluk ve çaba işidir, kıymetlidir; ama hayatı anlamlı kılan bin bir düzey vardır ve sanat bu anlamda benzersiz bir imkândır; hayata oradan dahil olmak, ilişkilerimizi ve düşkün yanlarımızı oradan onarmak ihmal edilemez bir insani fırsattır. 

Bize bu fırsatı tekrar hatırlattıkları için AKOB yönetimine ve değerli sponsorlara teşekkür ederim

Belediyelerimize ve kamu kurumlarına, dolayısıyla halkımıza bir yük getirmeden her şeyiyle gayet düzenli, doyurucu  bir etkinlik gerçekleştirdikleri, show değil sessiz sedasız kente hizmet yaptıkları için de  ayrıca alkışlıyorum ve  örnek olmalarını diliyorum.

Harun Arslan

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.