Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Büyük Oyun

“ O yalan bu yalan, fili yuttu bir yılan bu da mı yalan”     Karantina günleri uzadıkça insanlarda salgına karşı şüpheler arttı. Ülkelerin, halkların hali perişan. Geçenlerde maliye bakanı açıkladı salgın, 1929 krizini aratacak düzeye gelebilirmiş. Başta dünyanın bir numaralı süper gücü ABD olmak üzere, gelişmişliğin kibrini yaşayan Batılı ülkelerin iyi organize olamadıkları görüldü. Dünya genelinde milyonlarca insan virüs kaptı, on binlercesi öldü. Ülkemiz dahil birçok ülkenin ölüm rakamlarını az gösterdikleri iddiası yayıldı. Salgının, çok hızlı yayılma özelliği taşıdığı belirlendi.   Salgının ne zaman biteceği ve sıkıcı, yıkıcı önlemlerin daha ne kadar süreceği belirsiz. Şu an konuşulan kademe kademe önlemlerin kaldırılacağı ama ne zaman tamamen salgın öncesi duruma geçileceğini ise kimse bilmiyor. Yeni dönemde ‘normalleşme’ demek, bizim eskiden bu tarafa bildiğimiz normalleşme olmayacak. Küresel, yerel ve bireysel anlamda çok şey değişecek. Örneğin her ortamda sosyal mesafe korunacak. İnsanlığın çok öncelerden bildiği ve ‘bak silahsızım benden sana zarar gelmez’ anlamı taşıyan ve karşıdakine sıcaklık ve güven vermeyi amaçlayan tokalaşma belki de tarihe karışacak.    Artık ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel alanlarda pek çok şey sorgulanacak. Yerleşik düzenler kökünden sarsılacak. Tatile çıkma, ticaret, alışveriş yapma, sağlık, eğitim anlayışı, sosyalleşme arayışları derinden değişecek…   İşte tam da bu noktada şu can alıcı soru geliyor akıllara. Acaba salgının, böyle köklü değişikler getirmesi birileri tarafından özellikle mi istendi? Dünya uluslar üstü, hükümetleri de aşan bir komployla mı yüz yüze? Hükümetlerin, sağlık kurumlarının özverili çabalarını görmekteyiz. Ancak bunlar ne derece yeterli ve gelecek için güven verici? Çünkü virüslerin mutasyona uğrayacağı ve yeni salgınların geleceği dillendiriliyor. Bildik virüse karşı aşı, ilaç bulunsa dahi, yeni yeni eskisinden daha da dirençlilerinin çıkacağı tahmin ediliyor.   Anlayacağınız yeni bir dünya düzeni ya da virüsleri salanların, istedikleri bir dünya düzeni kurulana değin insanlar salgın denen tekno silahlar ile korkutulup, sindirilecekler. Ta ki bu işi organize eden, terör örgütlerinin desteğini de alan ‘küresel mafyanın’ istedikleri olana dek…   Planlanan yeni düzende insanlar kadar ulus devletler de hedeftedir. Plan sadece virüs salgını ile sınırlı kalmayıp, örneğin gıda kıtlığı, iklim değişikliği, uzaylı istilası gibi araçlar gerektiğinde ihtiyaca göre devreye sokulacaktır.   Peki nedir bu yeni dünya düzeni?  Bu yeni düzenin adı blokchain tabanlı dijital sistem. Blockchain teknolojisi herhangi bir devlet veya resmi kurum otoritesine tabi olmayan, kullanıcı bilgisayarları üzerinden işleyen, değiştirilemez ve manipule edilemez kayıtlar zinciridir. İşlemlerin deftere kaydı ve ağa işlenmesi tamamen özgürce, ağ üzerindeki bilgisayarlar tarafından yapılır. Bir nevi dijital noter gibi de denilebilir. Dijital paraya geçiş de planın önemli parçası. Elektronik para, merkezi otoriteye bağlı olmayan, blockchain tabanlı çalışan sanal paradır.  Bu sistemlerin dünya sathına yayılması ve kullanıma geçmesi için kesintisiz internet erişimi şarttır. Şu an küresel şirketler ücretsiz ve kesintisiz internet servisi için uzayı harıl harıl uydularla donatmakla meşgul, amaçlanan uydu sayısı 13 bin adet düzeyinde.   Tabii hizmet ücretsiz olunca, bu durumda ürün kullanıcının kendisidir. İnternet ücretsiz kullanıma verilecek ama kişinin tüm bilgileri servis sağlayıcılar tarafından, bulut sistemine kaydedilip, yapay zeka tarafından idare edilecek. Kişinin tüm verileri, iş, sosyal ve özel hayatı kayıt altına girecek, orta vadede buna çipleme de eklenecek. Kişinin tüm davranışları örneğin trafikteki ya da toplumdaki davranışları çipler ve kameralar (yüz tanıma sistemi) ile puanlanacak ve bir tür ‘toplumsal kredibilitesi’ oluşturulacak. Evden iş, evden eğitim sıradan duruma gelecek. Tüm nesneler internete bağlı olacağından, örneğin periyodik idrar ölçümleri yapılacak vatandaşın sağlık durumu anlık gözlemlenecek. Yapay zeka bulut sistemi üzerinden tüm bilgiye eş zamanlı erişim sağlayacak, yargı, eğitim, sağlık, güvenlik, lojistik büyük dataya bağlı yapay zeka tarafından yürütülecek, kontrol altına alınacak. Ve daha bir sürü şey…   Şimdi, insanlık ve ulusal hükümetler buna hemen evet demeyeceği için, salgınlar ile korku salınarak, dijital sisteme geçişin provaları yapılmakta. Dijital çağın taraftarları, devletleri bypass ederek, uluslar arası seviyede, işbirliği ve adanmışlık ile adeta yeni bir dine iman etmişçesine, bu sistemin gelmesi ve yerleşmesi için görünmez gayret içindeler. İnsanlığın maddi ve manevi kayıpları onları asla yolundan caydırmayacaktır.    Yeni dünya düzenini dayatan para babaları bunu öncelikle, daha çok para ve güç elde etmek, tek dünya devletine geçmek için istiyor. Aşağılarda destekleyenler ise kişisel çıkarlarına ilaveten ‘iflah’ olmayan ve hiçbir şeyden ders almayan insanın ancak bu şekilde dizginleneceğini düşünmekteler.
Ekleme Tarihi: 03 Mayıs 2020 - Pazar

Büyük Oyun

“ O yalan bu yalan, fili yuttu bir yılan bu da mı yalan”

 

  Karantina günleri uzadıkça insanlarda salgına karşı şüpheler arttı. Ülkelerin, halkların hali perişan. Geçenlerde maliye bakanı açıkladı salgın, 1929 krizini aratacak düzeye gelebilirmiş. Başta dünyanın bir numaralı süper gücü ABD olmak üzere, gelişmişliğin kibrini yaşayan Batılı ülkelerin iyi organize olamadıkları görüldü. Dünya genelinde milyonlarca insan virüs kaptı, on binlercesi öldü. Ülkemiz dahil birçok ülkenin ölüm rakamlarını az gösterdikleri iddiası yayıldı. Salgının, çok hızlı yayılma özelliği taşıdığı belirlendi.

  Salgının ne zaman biteceği ve sıkıcı, yıkıcı önlemlerin daha ne kadar süreceği belirsiz. Şu an konuşulan kademe kademe önlemlerin kaldırılacağı ama ne zaman tamamen salgın öncesi duruma geçileceğini ise kimse bilmiyor. Yeni dönemde ‘normalleşme’ demek, bizim eskiden bu tarafa bildiğimiz normalleşme olmayacak. Küresel, yerel ve bireysel anlamda çok şey değişecek. Örneğin her ortamda sosyal mesafe korunacak. İnsanlığın çok öncelerden bildiği ve ‘bak silahsızım benden sana zarar gelmez’ anlamı taşıyan ve karşıdakine sıcaklık ve güven vermeyi amaçlayan tokalaşma belki de tarihe karışacak. 

  Artık ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel alanlarda pek çok şey sorgulanacak. Yerleşik düzenler kökünden sarsılacak. Tatile çıkma, ticaret, alışveriş yapma, sağlık, eğitim anlayışı, sosyalleşme arayışları derinden değişecek…

  İşte tam da bu noktada şu can alıcı soru geliyor akıllara. Acaba salgının, böyle köklü değişikler getirmesi birileri tarafından özellikle mi istendi? Dünya uluslar üstü, hükümetleri de aşan bir komployla mı yüz yüze? Hükümetlerin, sağlık kurumlarının özverili çabalarını görmekteyiz. Ancak bunlar ne derece yeterli ve gelecek için güven verici? Çünkü virüslerin mutasyona uğrayacağı ve yeni salgınların geleceği dillendiriliyor. Bildik virüse karşı aşı, ilaç bulunsa dahi, yeni yeni eskisinden daha da dirençlilerinin çıkacağı tahmin ediliyor.

  Anlayacağınız yeni bir dünya düzeni ya da virüsleri salanların, istedikleri bir dünya düzeni kurulana değin insanlar salgın denen tekno silahlar ile korkutulup, sindirilecekler. Ta ki bu işi organize eden, terör örgütlerinin desteğini de alan ‘küresel mafyanın’ istedikleri olana dek…

  Planlanan yeni düzende insanlar kadar ulus devletler de hedeftedir. Plan sadece virüs salgını ile sınırlı kalmayıp, örneğin gıda kıtlığı, iklim değişikliği, uzaylı istilası gibi araçlar gerektiğinde ihtiyaca göre devreye sokulacaktır.

  Peki nedir bu yeni dünya düzeni?  Bu yeni düzenin adı blokchain tabanlı dijital sistem. Blockchain teknolojisi herhangi bir devlet veya resmi kurum otoritesine tabi olmayan, kullanıcı bilgisayarları üzerinden işleyen, değiştirilemez ve manipule edilemez kayıtlar zinciridir. İşlemlerin deftere kaydı ve ağa işlenmesi tamamen özgürce, ağ üzerindeki bilgisayarlar tarafından yapılır. Bir nevi dijital noter gibi de denilebilir. Dijital paraya geçiş de planın önemli parçası. Elektronik para, merkezi otoriteye bağlı olmayan, blockchain tabanlı çalışan sanal paradır.  Bu sistemlerin dünya sathına yayılması ve kullanıma geçmesi için kesintisiz internet erişimi şarttır. Şu an küresel şirketler ücretsiz ve kesintisiz internet servisi için uzayı harıl harıl uydularla donatmakla meşgul, amaçlanan uydu sayısı 13 bin adet düzeyinde.

  Tabii hizmet ücretsiz olunca, bu durumda ürün kullanıcının kendisidir. İnternet ücretsiz kullanıma verilecek ama kişinin tüm bilgileri servis sağlayıcılar tarafından, bulut sistemine kaydedilip, yapay zeka tarafından idare edilecek. Kişinin tüm verileri, iş, sosyal ve özel hayatı kayıt altına girecek, orta vadede buna çipleme de eklenecek. Kişinin tüm davranışları örneğin trafikteki ya da toplumdaki davranışları çipler ve kameralar (yüz tanıma sistemi) ile puanlanacak ve bir tür ‘toplumsal kredibilitesi’ oluşturulacak. Evden iş, evden eğitim sıradan duruma gelecek. Tüm nesneler internete bağlı olacağından, örneğin periyodik idrar ölçümleri yapılacak vatandaşın sağlık durumu anlık gözlemlenecek. Yapay zeka bulut sistemi üzerinden tüm bilgiye eş zamanlı erişim sağlayacak, yargı, eğitim, sağlık, güvenlik, lojistik büyük dataya bağlı yapay zeka tarafından yürütülecek, kontrol altına alınacak. Ve daha bir sürü şey…

  Şimdi, insanlık ve ulusal hükümetler buna hemen evet demeyeceği için, salgınlar ile korku salınarak, dijital sisteme geçişin provaları yapılmakta. Dijital çağın taraftarları, devletleri bypass ederek, uluslar arası seviyede, işbirliği ve adanmışlık ile adeta yeni bir dine iman etmişçesine, bu sistemin gelmesi ve yerleşmesi için görünmez gayret içindeler. İnsanlığın maddi ve manevi kayıpları onları asla yolundan caydırmayacaktır. 

  Yeni dünya düzenini dayatan para babaları bunu öncelikle, daha çok para ve güç elde etmek, tek dünya devletine geçmek için istiyor. Aşağılarda destekleyenler ise kişisel çıkarlarına ilaveten ‘iflah’ olmayan ve hiçbir şeyden ders almayan insanın ancak bu şekilde dizginleneceğini düşünmekteler.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.