Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Şırnak Gabar Müjdesi

“Gerçekçi olmayan iyimserlik zararlıdır”     Bugünkü anlatacaklarımı yazmak için ne ekonomi uzmanı ne de enerji uzmanı olmaya gerek vardır. Her Türk vatandaşının ana hatlarıyla bilmesi gerekenlerdir. Kasım ayı sonunda medyaya düşen ‘Gabar Heyecanı’ başlıklı haber bende heyecan uyandırdı. Habere göre; Türkiye’nin Karadeniz’de 540 milyar metreküp doğalgaz keşfi sonrası enerjide yeni keşiflerin müjdesi gelmeye devam ediyor. Sondaj çalışması yapılan Gabar Dağı’nda Türkiye’deki toplam rezervin iki katına denk gelebilecek petrol bulundu.   Konuyla ilgili detay bilgiler yakında kamuoyuna açıklanacak. Genel seçimler arifesinde bu haberi seçimlere yönelik bir balon olarak görenler mutlaka çıkacaktır ki onlar için yapılacak pek bir şey yoktur. Zira onlara göre ülkedeki tüm üretilenler, yenilikler, bulunan enerji kaynakları falan toptan hikayedir ve yalandır. Fakat bizler ülkemizdeki gelişmeleri duyurmak ve kendimizce yorumlamakla mükellefiz. Bir kısım insan bununla alay edecek diye konulara kayıtsız kalamayız. Karadeniz doğalgaz keşfi (Ağustos 2020) yapıldığında, kimi uzmanlarca(!) bunun ekonomik olmadığı ve kullanıma girmesi için en az 8 seneye ihtiyaç duyulacağı gibi iddialar oldukça yaygındı. Oysa bugün görüyoruz ki Karadeniz doğalgazı 3 yılı geçmeyen bir sürede ulusal dağıtım ağına bağlanacak ve 2023 ilk çeyreğinde kullanıma sunulacak.   Bu amaçla Filyos TPAO tesislerinde 7 bin personel hummalı bir çalışma içinde. 170 km açıkta, 4 bin metre derinlikteki doğalgaz Filyos’a bağlanacak. Filyos, liman- doğalgaz tesisleri bittiğinde 30 bin kişi istihdam edilecek. Gabar Dağı’nda da benzer bir hareketlilik var. TPAO, Gabar’daki mevcut 5 bin varil/gün petrol üretimini ilk etapta 20 bin/gün varile çıkartmayı hedefliyor. Arkası çoğalarak gelecek. 6 sondaj makinesi kuyular açmaya devam ediyor..   Yeryüzünde hiçbir devlet yok ki hem enerjide dışa bağımlı olsun hem de süper güç olsun. Buna en iyi örnek Almanya’dır. Diğer Avrupa ülkeleridir. Enerjide Rusya’ya, ucuz işçilikte Çin’e, güvenlikte ABD’ye bağımlı Avrupa’nın hali ortada. Zenginlik dünyada söz sahibi olmaya yetmiyor.    Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değil. Nüfuz alanları var. Türkiye istese de istemese de bu böyle. Türk Cumhuriyetlerinde, İslam Coğrafyasında tüm gözler Türkiye üzerinde. Gelecek Türkiye yüzyılı olacaksa eğer, önce enerji işi halledilmeli. Enerji ile beraber, savunma sanayisinde de dışa bağımlılık bitmelidir. Türkiye, üzerinde ‘demoklesin kılıcı’ gibi sallanan döviz kırılganlığını aşmalıdır. Döviz kırılganlığının ana sebebi enerji ithalatıdır. Türkiye yılda 50-60 milyar dolarlık enerji ithalatı yapıyor. Bu rakam cari açığın büyük bir kısmını oluşturuyor.   Hep söylüyoruz. Yine yazalım. Türk devlet aklı 2016 yılından itibaren birçok konsept değişikliğine gitti. Bunlardan bir tanesi de ‘Milli Enerji Doktrini’ idi. Türkiye 2017 yılında kendi deniz sondaj filosunu kurdu. Halihazırda 4 sondaj gemisi ve 2 sismik araştırma gemisiyle dünyada enerji aramalarında söz sahibi ülke statüsüne yükseldi. Milli enerji doktrinine uygun adımlar atmaya başlayan Türkiye, kendi doğalgazını, petrolünü çıkarmaya başladı.   Gabar’daki keşfin terör olaylarının baskılanmasına denk gelmesi tesadüf değildir. Bölgenin zenginlikleri, terör belası nedeniyle atıl kaldı. Bölgenin ve ülkenin refahına sunulamadı.   Uzun yıllar boyu enerji aramalarını yabancı şirketlere yaptırmış olan Türkiye, onlara milyonlarca dolar paralar ödedi. Karşılığında ‘bu sahada doğalgaz, petrol yoktur’ raporları ile eli boş döndü. Ama artık bir şeyler değişmeye başladı. Bilhassa Doğu Akdeniz’de trilyon dolarlık enerji rezervleri keşfedildi. Batılı ülkeler buralara hemen çöreklenmek istedi. Türkiye bu girişimlere de karşı durdu. Savunma sanayisindeki özgün silah sistemleriyle ‘ben de varım’ mesajları verdi. Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması antlaşması yaptı. İsrail ve Mısır ile yumuşama politikası uygulayarak, Batı’nın Yunanistan üzerinden Doğu Akdeniz’deki hamlelerine dur deme ihtiyacı hissetti.      Enerji sorununu aşmayan Türkiye, lider ve iddialı ülke olamaz. Tüm sahalarda verilen mücadeleyi iç politika malzemesi yapmadan, bu perspektiften değerlendirmekte yarar vardır.
Ekleme Tarihi: 12 Aralık 2022 - Pazartesi

Şırnak Gabar Müjdesi

“Gerçekçi olmayan iyimserlik zararlıdır”

 

  Bugünkü anlatacaklarımı yazmak için ne ekonomi uzmanı ne de enerji uzmanı olmaya gerek vardır. Her Türk vatandaşının ana hatlarıyla bilmesi gerekenlerdir. Kasım ayı sonunda medyaya düşen ‘Gabar Heyecanı’ başlıklı haber bende heyecan uyandırdı. Habere göre; Türkiye’nin Karadeniz’de 540 milyar metreküp doğalgaz keşfi sonrası enerjide yeni keşiflerin müjdesi gelmeye devam ediyor. Sondaj çalışması yapılan Gabar Dağı’nda Türkiye’deki toplam rezervin iki katına denk gelebilecek petrol bulundu.

  Konuyla ilgili detay bilgiler yakında kamuoyuna açıklanacak. Genel seçimler arifesinde bu haberi seçimlere yönelik bir balon olarak görenler mutlaka çıkacaktır ki onlar için yapılacak pek bir şey yoktur. Zira onlara göre ülkedeki tüm üretilenler, yenilikler, bulunan enerji kaynakları falan toptan hikayedir ve yalandır. Fakat bizler ülkemizdeki gelişmeleri duyurmak ve kendimizce yorumlamakla mükellefiz. Bir kısım insan bununla alay edecek diye konulara kayıtsız kalamayız. Karadeniz doğalgaz keşfi (Ağustos 2020) yapıldığında, kimi uzmanlarca(!) bunun ekonomik olmadığı ve kullanıma girmesi için en az 8 seneye ihtiyaç duyulacağı gibi iddialar oldukça yaygındı. Oysa bugün görüyoruz ki Karadeniz doğalgazı 3 yılı geçmeyen bir sürede ulusal dağıtım ağına bağlanacak ve 2023 ilk çeyreğinde kullanıma sunulacak.

  Bu amaçla Filyos TPAO tesislerinde 7 bin personel hummalı bir çalışma içinde. 170 km açıkta, 4 bin metre derinlikteki doğalgaz Filyos’a bağlanacak. Filyos, liman- doğalgaz tesisleri bittiğinde 30 bin kişi istihdam edilecek. Gabar Dağı’nda da benzer bir hareketlilik var. TPAO, Gabar’daki mevcut 5 bin varil/gün petrol üretimini ilk etapta 20 bin/gün varile çıkartmayı hedefliyor. Arkası çoğalarak gelecek. 6 sondaj makinesi kuyular açmaya devam ediyor..

  Yeryüzünde hiçbir devlet yok ki hem enerjide dışa bağımlı olsun hem de süper güç olsun. Buna en iyi örnek Almanya’dır. Diğer Avrupa ülkeleridir. Enerjide Rusya’ya, ucuz işçilikte Çin’e, güvenlikte ABD’ye bağımlı Avrupa’nın hali ortada. Zenginlik dünyada söz sahibi olmaya yetmiyor. 

  Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değil. Nüfuz alanları var. Türkiye istese de istemese de bu böyle. Türk Cumhuriyetlerinde, İslam Coğrafyasında tüm gözler Türkiye üzerinde. Gelecek Türkiye yüzyılı olacaksa eğer, önce enerji işi halledilmeli. Enerji ile beraber, savunma sanayisinde de dışa bağımlılık bitmelidir. Türkiye, üzerinde ‘demoklesin kılıcı’ gibi sallanan döviz kırılganlığını aşmalıdır. Döviz kırılganlığının ana sebebi enerji ithalatıdır. Türkiye yılda 50-60 milyar dolarlık enerji ithalatı yapıyor. Bu rakam cari açığın büyük bir kısmını oluşturuyor.

  Hep söylüyoruz. Yine yazalım. Türk devlet aklı 2016 yılından itibaren birçok konsept değişikliğine gitti. Bunlardan bir tanesi de ‘Milli Enerji Doktrini’ idi. Türkiye 2017 yılında kendi deniz sondaj filosunu kurdu. Halihazırda 4 sondaj gemisi ve 2 sismik araştırma gemisiyle dünyada enerji aramalarında söz sahibi ülke statüsüne yükseldi. Milli enerji doktrinine uygun adımlar atmaya başlayan Türkiye, kendi doğalgazını, petrolünü çıkarmaya başladı.

  Gabar’daki keşfin terör olaylarının baskılanmasına denk gelmesi tesadüf değildir. Bölgenin zenginlikleri, terör belası nedeniyle atıl kaldı. Bölgenin ve ülkenin refahına sunulamadı.

  Uzun yıllar boyu enerji aramalarını yabancı şirketlere yaptırmış olan Türkiye, onlara milyonlarca dolar paralar ödedi. Karşılığında ‘bu sahada doğalgaz, petrol yoktur’ raporları ile eli boş döndü. Ama artık bir şeyler değişmeye başladı. Bilhassa Doğu Akdeniz’de trilyon dolarlık enerji rezervleri keşfedildi. Batılı ülkeler buralara hemen çöreklenmek istedi. Türkiye bu girişimlere de karşı durdu. Savunma sanayisindeki özgün silah sistemleriyle ‘ben de varım’ mesajları verdi. Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması antlaşması yaptı. İsrail ve Mısır ile yumuşama politikası uygulayarak, Batı’nın Yunanistan üzerinden Doğu Akdeniz’deki hamlelerine dur deme ihtiyacı hissetti.   

  Enerji sorununu aşmayan Türkiye, lider ve iddialı ülke olamaz. Tüm sahalarda verilen mücadeleyi iç politika malzemesi yapmadan, bu perspektiften değerlendirmekte yarar vardır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.