Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Dünyayı Büvelek Tuttu

“ Çok gelişmiş bir teknolojiyi sihirden ayırmak imkansızdır”   Dünyada onca yaşananlara olan bitene bakınca, aklıma ister istemez bu başlık geldi. ‘İnekleri büvelek tuttu’ sözünü anımsadım. Kırsal hayatı bilenler, mutlaka duymuştur bu sözü. Büvelek sineği ineğe dadanınca, inek sağa sola kaçar, dengesiz, huysuz hareketler yapar, sinekten kurtulmaya çalışır. Dünyanın bugünkü ortamını büvelek tutmuş ineğe benzetiyorum. Birçok çılgınca ve akıl ile açıklanamayacak durumlar söz konusu.   Sağa sola savrulan istikametini yitirmiş bir dünya var karşımızda. Dünyanın gidişatı salt siyasi ya da ekonomik açıdan izah edilebilir mi? Elbette bu iki konunun dünya üzerinde büyük belirleyici rolleri var ama başka unsurların da dünyadaki olayların seyrine etki ettiğini savunan görüşler var.   Ezber bozan ve sıra dışı diyebileceğimiz yeni fikirlere herkes kolay adapte olamaz. Veya bunları kolayca zihin dünyasında dosyalayamaz, anlamlandıramaz. Kaldı ki bugüne değin öğrendiklerimizin, alışkanlıklarımızın verdiği teskin edici korunaklı bir taraf da vardır. Öğrenilmiş kalıpların dışına çıkmak bir anlamda rahatı da bozan, yeni çabalar gerektirdiğinden insanlar bunlarla uğraşmak istemezler. Nasıl olsa onlar için her şeyi düşünen, yola koyan birileri vardır(!)   Geçenlerde tesadüf eseri Hakan Yedican isimli, müzik alanında doktora yapmış bir akademisyenin sıra dışı, ezber bozan görüşleri ile tanıştım. Yedican, müzisyen olduğundan titreşimler, frekanslar üzerinde yoğun ve uzun çalışmalar yapmış. Seminerleri ve video yayınları bulunan Hakan Yedican, bende farklı pencereler açtı. Elbette dile getirilen görüşlerini hemen doğru kabul edin demiyorum. Ama olan bitene bir de frekans penceresinden bakmakta yarar var.   Yedican görüşlerini iki büyük bilim insanı Tesla ve Einstein’e dayandırır. Einstein’in “ Madde dediğimiz şey aslında, titreşimi duygularımızın algılayamayacağı kadar düşük olan enerjidir. Madde diye bir şey yoktur” tezi üzerinde düşünmeye değerdir.   Buna göre; döngüsü olan titreşimi olan her şey frekanstır. Nabızdan tutun da elektronlara kadar, gök cisimlerine, dünyanın güneş etrafında dönmesine kadar evrende her şeyin bir frekans salınımı vardır. Döngü uzunluğu ne olursa olsun frekans bilgisi o varlık hakkında çok şey anlatır. Frekansların efendisi Nikola Tesla bu konuda şu ünlü sözünü söylemiş; “Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz.”   Dünyanın başına gelen türlü doğal felaketlerin ardında HAARP teknolojisinin yattığına dair yoğun iddialar vardır ve bu teknoloji de frekansla alakalıdır. Türkçesi; ‘Yüksek frekanslı etkin güneşsel araştırma programıdır’ ve merkezi ABD’nin Alaska eyaletindedir. Proje Pentagon tarafından kontrol edilmekte ve ABD ordusunun hizmetindedir. Fikir babası Tesla’dır. Bölgede 180 dev anten bulunur ve orası askeri yasak bölgedir. İddialara göre; bu teknoloji bir silah olarak kullanılmaktadır ve iklimleri değiştirmek, ozon tabakası ile oynamak deprem yaratmak, zihin kontrolü dahil, radyasyon yaymayan termonükleer patlamalar yaratmak gibi korkunç güce sahiptir. Şimdi birçoğunuzun aklına hemen Beyrut patlaması gelmiş olabilir.   Schumann rezonansı (tınlaşım) da dünyadaki dengesiz gidişatın nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor ve tabii ki bu konu da frekanslarla alakalı. Schumann rezonansı, dünyanın kalp atışı diye de kabul edilir ve yeryüzü ile iyonosfer arasındaki titreşimdir. Küresel elektro manyetik alan bu titreşimle alakalıdır. Biliyorsunuz dünyadaki manyetik alanlarda zaman zaman kaymalar olur. Kutuplar yer değiştirir. İlk ölçüldüğü yıllarda 7.8 hertz olan bu titreşimin giderek arttığı ve şu an 12.65 hertz seviyesinde bulunduğu söylenmektedir. 13 hertz seviyesinde de manyetik kaymanın başlayacağı iddia edilir.   Dünyanın ‘kalp atış ritminin’ hızlanmasının insanları çok etkilediği ve hatta şu anki kaotik ortamın, kargaşanın sorumlusu olabileceği savı çok güçlüdür. Yine bu yüksek titreşim halinin iklimler, küresel ısınma üzerinde etkilerinin varlığı da kuvvetle dillendirilmektedir.   Tüm evren ve canlılar enerjiden ibaret ise ve birbirleriyle etkileşim içinde ise şimdiki ‘büvelek tutma haline’ bir de bu açılardan bakmakta yarar var derim. .         
Ekleme Tarihi: 12 Ağustos 2020 - Çarşamba

Dünyayı Büvelek Tuttu

“ Çok gelişmiş bir teknolojiyi sihirden ayırmak imkansızdır”

  Dünyada onca yaşananlara olan bitene bakınca, aklıma ister istemez bu başlık geldi. ‘İnekleri büvelek tuttu’ sözünü anımsadım. Kırsal hayatı bilenler, mutlaka duymuştur bu sözü. Büvelek sineği ineğe dadanınca, inek sağa sola kaçar, dengesiz, huysuz hareketler yapar, sinekten kurtulmaya çalışır. Dünyanın bugünkü ortamını büvelek tutmuş ineğe benzetiyorum. Birçok çılgınca ve akıl ile açıklanamayacak durumlar söz konusu.

  Sağa sola savrulan istikametini yitirmiş bir dünya var karşımızda. Dünyanın gidişatı salt siyasi ya da ekonomik açıdan izah edilebilir mi? Elbette bu iki konunun dünya üzerinde büyük belirleyici rolleri var ama başka unsurların da dünyadaki olayların seyrine etki ettiğini savunan görüşler var.

  Ezber bozan ve sıra dışı diyebileceğimiz yeni fikirlere herkes kolay adapte olamaz. Veya bunları kolayca zihin dünyasında dosyalayamaz, anlamlandıramaz. Kaldı ki bugüne değin öğrendiklerimizin, alışkanlıklarımızın verdiği teskin edici korunaklı bir taraf da vardır. Öğrenilmiş kalıpların dışına çıkmak bir anlamda rahatı da bozan, yeni çabalar gerektirdiğinden insanlar bunlarla uğraşmak istemezler. Nasıl olsa onlar için her şeyi düşünen, yola koyan birileri vardır(!)

  Geçenlerde tesadüf eseri Hakan Yedican isimli, müzik alanında doktora yapmış bir akademisyenin sıra dışı, ezber bozan görüşleri ile tanıştım. Yedican, müzisyen olduğundan titreşimler, frekanslar üzerinde yoğun ve uzun çalışmalar yapmış. Seminerleri ve video yayınları bulunan Hakan Yedican, bende farklı pencereler açtı. Elbette dile getirilen görüşlerini hemen doğru kabul edin demiyorum. Ama olan bitene bir de frekans penceresinden bakmakta yarar var.

  Yedican görüşlerini iki büyük bilim insanı Tesla ve Einstein’e dayandırır. Einstein’in “ Madde dediğimiz şey aslında, titreşimi duygularımızın algılayamayacağı kadar düşük olan enerjidir. Madde diye bir şey yoktur” tezi üzerinde düşünmeye değerdir.

  Buna göre; döngüsü olan titreşimi olan her şey frekanstır. Nabızdan tutun da elektronlara kadar, gök cisimlerine, dünyanın güneş etrafında dönmesine kadar evrende her şeyin bir frekans salınımı vardır. Döngü uzunluğu ne olursa olsun frekans bilgisi o varlık hakkında çok şey anlatır. Frekansların efendisi Nikola Tesla bu konuda şu ünlü sözünü söylemiş; “Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz.”

  Dünyanın başına gelen türlü doğal felaketlerin ardında HAARP teknolojisinin yattığına dair yoğun iddialar vardır ve bu teknoloji de frekansla alakalıdır. Türkçesi; ‘Yüksek frekanslı etkin güneşsel araştırma programıdır’ ve merkezi ABD’nin Alaska eyaletindedir. Proje Pentagon tarafından kontrol edilmekte ve ABD ordusunun hizmetindedir. Fikir babası Tesla’dır. Bölgede 180 dev anten bulunur ve orası askeri yasak bölgedir. İddialara göre; bu teknoloji bir silah olarak kullanılmaktadır ve iklimleri değiştirmek, ozon tabakası ile oynamak deprem yaratmak, zihin kontrolü dahil, radyasyon yaymayan termonükleer patlamalar yaratmak gibi korkunç güce sahiptir. Şimdi birçoğunuzun aklına hemen Beyrut patlaması gelmiş olabilir.

  Schumann rezonansı (tınlaşım) da dünyadaki dengesiz gidişatın nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor ve tabii ki bu konu da frekanslarla alakalı. Schumann rezonansı, dünyanın kalp atışı diye de kabul edilir ve yeryüzü ile iyonosfer arasındaki titreşimdir. Küresel elektro manyetik alan bu titreşimle alakalıdır. Biliyorsunuz dünyadaki manyetik alanlarda zaman zaman kaymalar olur. Kutuplar yer değiştirir. İlk ölçüldüğü yıllarda 7.8 hertz olan bu titreşimin giderek arttığı ve şu an 12.65 hertz seviyesinde bulunduğu söylenmektedir. 13 hertz seviyesinde de manyetik kaymanın başlayacağı iddia edilir.

  Dünyanın ‘kalp atış ritminin’ hızlanmasının insanları çok etkilediği ve hatta şu anki kaotik ortamın, kargaşanın sorumlusu olabileceği savı çok güçlüdür. Yine bu yüksek titreşim halinin iklimler, küresel ısınma üzerinde etkilerinin varlığı da kuvvetle dillendirilmektedir.

  Tüm evren ve canlılar enerjiden ibaret ise ve birbirleriyle etkileşim içinde ise şimdiki ‘büvelek tutma haline’ bir de bu açılardan bakmakta yarar var derim.

.         

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.