Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Gelecek Yerel Seçimlere Bir Bakış

Yerel Seçimler için dönemin neredeyse yarısındayız; kısa süre sonra da hazırlıkları başlar.   Bu konuda geçtiğimiz haftalarda bir Mersin Ak Parti Milletvekili demeç verdi ve gelecek seçimde Büyükşehri mutlaka alacaklarını söyledi.   İyi; yıllar sonra, yaklaşık 20 yıldır iktidarda olan bir parti, Mersin gibi çok özel bir kentte Büyükşehir Belediyesini mutlaka kazanma azmiyle işe başlamış oluyor! Bu azmi besleyen gerekçeler niye önceki seçimlerde yoktu? Niye bu kentte yerel hizmetler iktidar imkânlarıyla buluşamadı? Niye bir AK Parti ileri geleni, bu kentte Büyükşehir Belediyesini mutlaka almalıyız/alacağız şeklinde bir politik hedef işaretlemedi? Niye diğer Büyükşehir Belediyeleri için partinin ağır topları öne sürülürken, Mersin’de kazanma şansı olmayan sıradan isimlerle yarışıldı?   Cevap yok! Bu açıdan Mersin yerel seçimleri her parti açısından bulanık sorularla doludur…   Gelelim yukarda söz ettiğim Sn. Ak Parti milletvekilimizin iddialı çıkışına.      Hemen son günlerde izlediğim “Nasipse Adayım” adlı sinema filmi aklıma geldi.   Film, bir “belediye başkan aday adayının başından geçenleri son derece gerçekçi bir bakış açısıyla anlatıyordu.   Filmde beni etkileyen bir diyalog vardı:  “Belediye başkan aday adayı” olan kişiye, eski ve tecrübeli bir siyasetçi “Acaba Partin seçimi kazanmak istiyor mu?” diye soruyor. Garip bir soru gibi duruyor değil mi? Öyle ya, bir siyasi parti, girdiği bir seçimi kazanmak istemez mi?   Hiç garip değil değerli okurlar; nedenini bizim gibi sıradan hemşeriler anlayamasa da, bazen böyle denklemler kuruluyor!   Öyledir; Mersin’de Ak Parti  cephesinde, “kazanmayı istememek” üzerine kurulu bir politik denklemi yıllardır seyrediyoruz değil mi?   Biraz yakından bakalım… *                     *                     * Ben  son 20 yıldır bütün yerel seçimleri yakından takip ediyorum ve konuları , kulisleri, gelişmeleri en ince ayrıntıları ile biliyorum; en üst düzey aktörlerle doğrudan temasım var ve verilen/verilmeyen kararlara, aday gösterme süreçlerine ilişkin dinamiklere tanıklık ettim.   Tüm bu bilgilerle, tanıklıklarla Ak Parti’nin Büyükşehri almak istemediği, hatta ilçeler için de çekimser durduğu  sonucuna vardım.   Nitekim; her seçim alınan yüksek oy oranına rağmen,  göstermelik bir küçük ilçe kazanılarak yola devam edildi. Son 4 yerel seçimi inceleyelim.   Genel olarak, daha işin başında, kazanamayacak bir aday tespit ediliyor.   Buna rağmen kazanma ihtimali belirirse, bunu önlemek için her türlü engelleme parti içinden yapılıyor.   Bu ve benzer süreçlere,  tartışmalar ve seçim sürecinde yapılan garip işler nedeniyle bütün bir teşkilatın adeta kazanmamaya odaklandığına ilişkin tanıklığım var.   Kaldı ki, daha yerel seçim öncesinde, Ak Parti teşkilatı için yerel seçime dönük etkin bir çalışmadan söz edilemiyor.   Meselâ; şu anda da yerel yönetimlere karşı etkili bir eleştirel  muhalefet yapılmıyor; gelecek yerel seçimlere dönük  güçlü bir alternatif inşâ edilemiyor..   *                     *                     * İktidar Partisinin kazanması, Mersin’de köşe başlarını tutan kentin değişmez dinamiklerinin işine gelmiyor.   Adeta bir İSTEMEZÜK ! korosu halinde çalışan, tutucu, vizyon yoksunu bir muhalefet, bu kentin kaderi olmuş! Merkezî iktidar tarafından yapılan her hizmet girişimi, bu uğursuz koronun duvarına çarpıyor! Bu muhalefet kafasının doğrudan bu kentin geleceğine kastettiği, çevre Büyükşehir illerindeki benzersiz gelişmelere karşı Mersin’i obez bir şişkinliğe terk ettiği nasıl görülemiyor?   *Havalimanı yapılmamalı! *Antalya Sahil Yolu açılmamalı! *liman büyütülmemeli! *hızlı tren Mersin’e gelmemeli! *yeni Organize Sanayi Bölgeleri kurulmamalı! *Serbest Bölge genişletilmemeli! *Tersane yapılmamalı! *Yeni 5 yıldızlı oteller açılmamalı ! vb… Özetle:Mersin’de güçlülerin kurdukları bir kapalı sistem devam etmeli, hiç bir şey değişmemeli! *                     *                     * Bu bağlamda, gelelim gelecek yerel seçimlere…   Ak Parti yine bu seçimi kazanmayı düşünmediğine, ufukta böyle bir enerji, iştah, yapılanma gözükmediğine  göre,  seçimi yine bir “Millet İttifakı Adayı” kazanacak.   Şu anda görev yapan Başkanlardan başarılı olan ve tekrar kazanmak isteyen biri aday olacak ya da yeni bir Millet İttifakı Adayı bulunacak.   Belediye Başkanlarını çalışmalarından gelecek dönem kazanmak isteyip istemediklerini anlayabilirsiniz.   Yalnızca bir dönem Başkanlık yapma planında olanlar günlük kısa günü kurtarıcı çalışmalarından hemen belli olurlar.   Bir de, Başkan seçildikten kısa bir süre sonra, Belediye içinde Başkanın bilgisi dışında bir oluşum ortaya çıkar. İş takibi yaparlar, siyaset yürütürler ve Belediyeye zarar verirler.   Bir süre sonra Başkan farkına varır; ya karşı çıkar ya da bu oluşuma teslim olur.   Yalnızca bir propaganda aracı olarak Belediyelerin servis ettikleri hizmet, çalışma ve  etkinlik haberlerini yayımlayan, yalnızca övücü köşe yazıları yazan, asla eleştirmeyen yeni tür bir basın Belediyeye fayda sağlamasa da, bir taşra kurnazlığı içinde kendi faydalarını korurlar.   Meselâ; “Halk Hizmete Doydu” başlığı ile başlayan haberlerin geçerliliği artık eski dönemlerde kalmış, inandırıcılığını kaybetmiştir.   Manşet düzeyinde bile yılların gerisinde bir anlayış bu! Vıcık vıcık övgü kokan cümleleri haber diye kente, okura servis eden bir ilkokul zekası! Ne yerel yönetim kültürü var, ne eleştirel fayda gözeten bir üst yorumlama; gerektiğinde Başkan’a uyarı olacak olumlu dokunuşlar ve kent açısından içtenlikle benimsenecek hizmet kalemlerini açımlayan bir ifade düzeyi hak getire!   Sonuçta Başkan dahil, herkes durumdan memnun…  *                     *                     * Bugün salgınla gelen alışılmışın dışında bu özel dönemde, Belediyeler daha çok halkın sağlığını koruyucu, ekonomik durumu bozulan halkın yaşamını kolaylaştırıcı çalışmalar yaparlarsa gelecek seçim için şanslı olacaklardır.   İktidar Partisinden olmayan, özellikle iktidarla ters düşüp projelerinin engellendiği bahanesine sığınan Belediyeler başarılı olamayacaklar, Mersin halkına da bir yarar sağlayamayacaklardır.   İktidar desteği alamayan bir Belediye, Türkî Cumhuriyetlerine kano imal edip satan bir Eskişehir Belediyesi gibi ancak Başkanın yaratıcı vizyonu ile başarılı olabilir. Bu vizyonun gerekleri nedir? Değişen çağ karşısında hizmet anlayışı nasıl değişiyor? Siyaset yapma tarzından iletişime, her şeyin kökten değiştiği modern zamanlarda, daha “toplu taşıma” konusunda olsun on yıllardır bir karış yol alamamış bir Mersin var! “Ne pahasına olursa olsun kazanmaya” değil, bu güzel kenti obez bir kasaba düzeyinde tutan yerel yönetim anlayışının ötesinde bir “hizmete odaklanan” vizyona ihtiyaç var.   Daha aday tespiti sürecinde, bu kent kaybetmeye başlamasın artık!   Kasası değil, kafası dolu aday öne çıkarılsın; içi boş vaatler değil, fiilen yapılmış hizmetler ve donanım sahne alsın; her parti, bu kente layık gördüğü aday ölçüsünde saygındır ve seçmenden o ölçüde karşılık görmelidir.   Bir kentte yaşayanlar açısından siyaset, yerelden başlar; politik kültür ve vizyon o kentin gündelik hayatına dönük bir donanım demektir. Mersin bu açıdan siyasal partiler açısından da, seçmen başarısı açısından da kötü bir karneye sahiptir. Bakalım önümüzdeki  dönem kimlere ne dersler verecektir; vermiştir? HARUN ARSLAN....01 Mayıs 2021  
Ekleme Tarihi: 01 Mayıs 2021 - Cumartesi

Gelecek Yerel Seçimlere Bir Bakış

Yerel Seçimler için dönemin neredeyse yarısındayız; kısa süre sonra da hazırlıkları başlar.

 

Bu konuda geçtiğimiz haftalarda bir Mersin Ak Parti Milletvekili demeç verdi ve gelecek seçimde Büyükşehri mutlaka alacaklarını söyledi.

 

İyi; yıllar sonra, yaklaşık 20 yıldır iktidarda olan bir parti, Mersin gibi çok özel bir kentte Büyükşehir Belediyesini mutlaka kazanma azmiyle işe başlamış oluyor! Bu azmi besleyen gerekçeler niye önceki seçimlerde yoktu? Niye bu kentte yerel hizmetler iktidar imkânlarıyla buluşamadı? Niye bir AK Parti ileri geleni, bu kentte Büyükşehir Belediyesini mutlaka almalıyız/alacağız şeklinde bir politik hedef işaretlemedi? Niye diğer Büyükşehir Belediyeleri için partinin ağır topları öne sürülürken, Mersin’de kazanma şansı olmayan sıradan isimlerle yarışıldı?

 

Cevap yok! Bu açıdan Mersin yerel seçimleri her parti açısından bulanık sorularla doludur…

 

Gelelim yukarda söz ettiğim Sn. Ak Parti milletvekilimizin iddialı çıkışına.   

 

Hemen son günlerde izlediğim “Nasipse Adayım” adlı sinema filmi aklıma geldi.

 

Film, bir “belediye başkan aday adayının başından geçenleri son derece gerçekçi bir bakış açısıyla anlatıyordu.

 

Filmde beni etkileyen bir diyalog vardı:  “Belediye başkan aday adayı” olan kişiye, eski ve tecrübeli bir siyasetçi “Acaba Partin seçimi kazanmak istiyor mu?” diye soruyor. Garip bir soru gibi duruyor değil mi? Öyle ya, bir siyasi parti, girdiği bir seçimi kazanmak istemez mi?

 

Hiç garip değil değerli okurlar; nedenini bizim gibi sıradan hemşeriler anlayamasa da, bazen böyle denklemler kuruluyor!

 

Öyledir; Mersin’de Ak Parti  cephesinde, “kazanmayı istememek” üzerine kurulu bir politik denklemi yıllardır seyrediyoruz değil mi?

 

Biraz yakından bakalım…

*                     *                     *

Ben  son 20 yıldır bütün yerel seçimleri yakından takip ediyorum ve konuları , kulisleri, gelişmeleri en ince ayrıntıları ile biliyorum; en üst düzey aktörlerle doğrudan temasım var ve verilen/verilmeyen kararlara, aday gösterme süreçlerine ilişkin dinamiklere tanıklık ettim.

 

Tüm bu bilgilerle, tanıklıklarla Ak Parti’nin Büyükşehri almak istemediği, hatta ilçeler için de çekimser durduğu  sonucuna vardım.

 

Nitekim; her seçim alınan yüksek oy oranına rağmen,  göstermelik bir küçük ilçe kazanılarak yola devam edildi.

Son 4 yerel seçimi inceleyelim.

 

Genel olarak, daha işin başında, kazanamayacak bir aday tespit ediliyor.

 

Buna rağmen kazanma ihtimali belirirse, bunu önlemek için her türlü engelleme parti içinden yapılıyor.

 

Bu ve benzer süreçlere,  tartışmalar ve seçim sürecinde yapılan garip işler nedeniyle bütün bir teşkilatın adeta kazanmamaya odaklandığına ilişkin tanıklığım var.

 

Kaldı ki, daha yerel seçim öncesinde, Ak Parti teşkilatı için yerel seçime dönük etkin bir çalışmadan söz edilemiyor.

 

Meselâ; şu anda da yerel yönetimlere karşı etkili bir eleştirel  muhalefet yapılmıyor; gelecek yerel seçimlere dönük  güçlü bir alternatif inşâ edilemiyor..

 

*                     *                     *

İktidar Partisinin kazanması, Mersin’de köşe başlarını tutan kentin değişmez dinamiklerinin işine gelmiyor.

 

Adeta bir İSTEMEZÜK ! korosu halinde çalışan, tutucu, vizyon yoksunu bir muhalefet, bu kentin kaderi olmuş! Merkezî iktidar tarafından yapılan her hizmet girişimi, bu uğursuz koronun duvarına çarpıyor! Bu muhalefet kafasının doğrudan bu kentin geleceğine kastettiği, çevre Büyükşehir illerindeki benzersiz gelişmelere karşı Mersin’i obez bir şişkinliğe terk ettiği nasıl görülemiyor?

 

*Havalimanı yapılmamalı!

*Antalya Sahil Yolu açılmamalı!

*liman büyütülmemeli!

*hızlı tren Mersin’e gelmemeli!

*yeni Organize Sanayi Bölgeleri kurulmamalı!

*Serbest Bölge genişletilmemeli!

*Tersane yapılmamalı!

*Yeni 5 yıldızlı oteller açılmamalı ! vb…

Özetle:Mersin’de güçlülerin kurdukları bir kapalı sistem devam etmeli, hiç bir şey değişmemeli!

*                     *                     *

Bu bağlamda, gelelim gelecek yerel seçimlere…

 

Ak Parti yine bu seçimi kazanmayı düşünmediğine, ufukta böyle bir enerji, iştah, yapılanma gözükmediğine  göre,  seçimi yine bir “Millet İttifakı Adayı” kazanacak.

 

Şu anda görev yapan Başkanlardan başarılı olan ve tekrar kazanmak isteyen biri aday olacak ya da yeni bir Millet İttifakı Adayı bulunacak.

 

Belediye Başkanlarını çalışmalarından gelecek dönem kazanmak isteyip istemediklerini anlayabilirsiniz.

 

Yalnızca bir dönem Başkanlık yapma planında olanlar günlük kısa günü kurtarıcı çalışmalarından hemen belli olurlar.

 

Bir de, Başkan seçildikten kısa bir süre sonra, Belediye içinde Başkanın bilgisi dışında bir oluşum ortaya çıkar. İş takibi

yaparlar, siyaset yürütürler ve Belediyeye zarar verirler.

 

Bir süre sonra Başkan farkına varır; ya karşı çıkar ya da bu oluşuma teslim olur.

 

Yalnızca bir propaganda aracı olarak Belediyelerin servis ettikleri hizmet, çalışma ve  etkinlik haberlerini yayımlayan, yalnızca övücü köşe yazıları yazan, asla eleştirmeyen yeni tür bir basın Belediyeye fayda sağlamasa da, bir taşra kurnazlığı içinde kendi faydalarını korurlar.

 

Meselâ; “Halk Hizmete Doydu” başlığı ile başlayan haberlerin geçerliliği artık eski dönemlerde kalmış, inandırıcılığını kaybetmiştir.

 

Manşet düzeyinde bile yılların gerisinde bir anlayış bu! Vıcık vıcık övgü kokan cümleleri haber diye kente, okura servis eden bir ilkokul zekası! Ne yerel yönetim kültürü var, ne eleştirel fayda gözeten bir üst yorumlama; gerektiğinde Başkan’a uyarı olacak olumlu dokunuşlar ve kent açısından içtenlikle benimsenecek hizmet kalemlerini açımlayan bir ifade düzeyi hak getire!

 

Sonuçta Başkan dahil, herkes durumdan memnun… 

*                     *                     *

Bugün salgınla gelen alışılmışın dışında bu özel dönemde, Belediyeler daha çok halkın sağlığını koruyucu, ekonomik durumu bozulan halkın yaşamını kolaylaştırıcı çalışmalar yaparlarsa gelecek seçim için şanslı olacaklardır.

 

İktidar Partisinden olmayan, özellikle iktidarla ters düşüp projelerinin engellendiği bahanesine sığınan Belediyeler başarılı olamayacaklar, Mersin halkına da bir yarar sağlayamayacaklardır.

 

İktidar desteği alamayan bir Belediye, Türkî Cumhuriyetlerine kano imal edip satan bir Eskişehir Belediyesi gibi ancak Başkanın yaratıcı vizyonu ile başarılı olabilir. Bu vizyonun gerekleri nedir? Değişen çağ karşısında hizmet anlayışı nasıl değişiyor? Siyaset yapma tarzından iletişime, her şeyin kökten değiştiği modern zamanlarda, daha “toplu taşıma” konusunda olsun on yıllardır bir karış yol alamamış bir Mersin var! “Ne pahasına olursa olsun kazanmaya” değil, bu güzel kenti obez bir kasaba düzeyinde tutan yerel yönetim anlayışının ötesinde bir “hizmete odaklanan” vizyona ihtiyaç var.

 

Daha aday tespiti sürecinde, bu kent kaybetmeye başlamasın artık!

 

Kasası değil, kafası dolu aday öne çıkarılsın; içi boş vaatler değil, fiilen yapılmış hizmetler ve donanım sahne alsın; her parti, bu kente layık gördüğü aday ölçüsünde saygındır ve seçmenden o ölçüde karşılık görmelidir.

 

Bir kentte yaşayanlar açısından siyaset, yerelden başlar; politik kültür ve vizyon o kentin gündelik hayatına dönük bir donanım demektir. Mersin bu açıdan siyasal partiler açısından da, seçmen başarısı açısından da kötü bir karneye sahiptir. Bakalım önümüzdeki  dönem kimlere ne dersler verecektir; vermiştir?

HARUN ARSLAN....01 Mayıs 2021

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.