Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

“ MERSİN LİMANI “ ve GERÇEKLER…

Geçmiş köşe yazılarımı tekrar okur, üzerinde düşünür ve çok kez de bugünle bağlantısını kurarım.   Mersin’de yatırım yapan, istihdam sağlayan, kent ekonomisine ciddi katkı veren bir firmanın yaptığı kültür ve sanatla ilgili bir olaya, bazı kent dinamikleri  yöneticileri ve basın karşı çıkmıştı. Bir süre bu firma üzerine bir baskı kuruldu. Aslında sahiplerini çok da tanımadığım bu firma ile ilgili bir köşe yazısı yazmıştım. Kente ekonomik değer sağlayan firmalarımızı teşvik etmeli, minnet duygularımızı belirtmeli ve onları desteklemeliyiz demiştim.   Yine yazın, bir dönem denizdeki bir kirliliğe neden olarak, küçük plastik parçaların ve çöplerin gemilerdeki  öğütme makinaları ile öğütülüp denize boşaltılması olduğuna halk arasında inanılıyordu. Yetkili kurumlarla görüşüp bir araştırma yaptıktan sonra, kirliliğin gerçek nedenini ortaya çıkardım: Akıntıyla komşu ülkedeki bir tesisten gelen kirlilikti. Bunu köşe yazımda belirtmiştim.   Şimdi bu iki köşe yazımdaki sonuçların birleştiği benzer bir konu geçtiğimiz hafta ortaya çıktı. İŞAD (Kıbrıs Türk İş İnsanları Derneği) yönetimi ile birlikte Mersin Liman İşletmesi’ni ziyaret edip, Kıbrıs ve Mersin Limanı açısından çok verimli bir görüşme yaptık.   Bu arada ben de liman yetkilileri ile görüşme ve aklıma takılan bazı soruları sorma fırsatım oldu. Bir süredir Atatürk Parkı önüne bir rıhtım yapılacağı, artık parkın kullanılamayacağı konusu Mersinlilerin tepkisine yol açmıştı. Bunun için bazı protestolar, gösteriler yapıldı. Bana limanın haritası üzerinde yapılacak yeri gösterdiler; Atatürk Parkı ile alakası olmayan, deniz içine yapılacak bir rıhtım söz konusu idi . Liman dışında sırada bekleyen gemileri hepimiz gözlemliyoruz; bu rıhtım sayesinde liman daha fazla gemiye hizmet verecekti. Bunun sonucunda da 500 kişiye doğrudan istihdam sağlanacak; dolaylı olarak 5.000 kişi bundan yararlanacaktı. Herhalde Mersin ve ülkemizin şu andaki durumu için en önemli konu ekonomi, ihracat ve istihdamdır. Liman işletmesi, yaptıkları çalışmalarda çevresel etkileri ciddi bir şekilde inceleyip, minimum seviyede zararı gözetiyorlar. Liman konusunda bize çok değerli bilgiler verdiler. Teknik bilgilerden söz etmeyeceğim; Liman İşletmesi’nin web sayfasında tüm bilgiler mevcuttur. Liman, çoğunlukla  % 100 kapasitede çalışmasına rağmen yeterli gelmiyor. Bunun için limanın genişlemesine anlamsız bahanelerle karşı çıkan her iki dönemdeki yerel yönetimleri anlamak mümkün değil! Çok profesyonel bir ekipleri var. Genel Müdür göreve başlayalı kısa bir süre olmasına rağmen konulara hakim ve Mersin’i yeterince tanımış bir yönetici. *                     *         * Mersin Liman İşletmesi’nin kentimizde birçok konuda verdiği katkının ötesinde, bazı sosyal projelerdeki (çok reklamını yapmadan) desteklerini de unutmayalım. Şu anda da yeni bir okul yaptırdıklarını biliyorum.   Yukarıda sözünü ettiğim iki yazımdaki kente ekonomik yönden katkı verme ve doğru bilgilendirme konusu bu günkü yazıma uyuyor sanırım. Son yıllarda, Mersin ekonomisine ve sosyal hayatına değer katacak her yatırıma, her projeye karşı “çevrecilik (!)” görünümlü bir kara muhalefet ortaya çıkıyor. Elbette çevre hassasiyeti kıymetlidir ve yatırımların bu düzeyde değerlendirilmesi zorunludur; burada bir sorun yoktur. Ama kamuoyundaki bu hassasiyeti suiistimal eden, yatırımlar ve projeler üzerinde kirli bir kamuoyu baskısı kurmayı hesaplayan bir muhalefet kafası oluştu. Yalan yanlış bilgileri araştırma zahmetine bile katlanmadan ve özellikle sosyal medya (!) üzerinden köpürtülen bir yalan makinası hemen çalışmaya başlıyor. Ne var ki son dönemde bu yalan odakları ve çevrecilik adıyla yatırımları engellemeye çalışan ve aslında belli bir politik hesapla hareket ettiği bilinen bu kör muhalefet büyük ölçüde önemsizleşti. Özellikle Mersin Liman İşletmesinin ülkemiz ve Mersin için hayati derecede önemli olduğunu ve atılan her geliştirici adımın çevre koruyucu bir özenle atıldığını onlar da biliyor; ama akla ziyan yalanlarla ve hiç ilgisiz iddialarla bu çok kıymetli ekonomik işletmenin gelişmesini önlemeye çalışıyorlar.   Ben de bir kent yazarı ve kentine ve ülkesine karşı sorumlu bir Mersin hemşerisi olarak, Mersin Limanı genişletme çalışmalarına ilişkin doğrulara ulaşmaya ve bunları okurlarımla paylaşmaya çalıştım. Bir eksik ya da yanlış varsa konuşulur, ilgililerle ilişki içinde doğru adım için gereği yapılır. Ama kalabalıklar oluşturarak, slogan atarak ve duygusal kışkırtmalarla aklı ve bilimi kesintiye uğratarak değil… Bu yolla Mersin’e çok kötülük yapıldı, çok yatırım baltalandı ya da kentin desteği ve ilgisi köreltildi. Bunca imkâna, doğal zenginliklerine, denizine ve limanına rağmen, komşu illere kıyasla hâlâ bir büyükşehir görünümüne kavuşamayan, kent içi ulaşımdaki çağ dışılıktan ekonomik ve sosyal hayatın gelişimine kadar hiç hak etmediği bir manzarayla boğuşan bu güzel kente, kör bir inat ve çıkışsız bir politik hesap uğruna daha fazla zarar vermeyelim.      Mersin Limanı genişletme çalışmalarında doğru bir yol izlenmektedir; yalan yanlış uydurma bilgilerle ve çevre koruma bahanesiyle engellenmesi kente zarar verecektir. Zaten proje başarıyla ilerlemektedir ve eminim ülkemiz ve özellikle de Mersin için çok hayırlı sonuçlar verecektir. Kentimize istihdam, ekonomik gelişme, sosyal projelere destek ile her yönden katkı sağlayan MIP’ e ve değerli yöneticilerine teşekkür ederim.   HARUN ARSLAN….23 Ekim 2023             
Ekleme Tarihi: 24 Ekim 2023 - Salı

“ MERSİN LİMANI “ ve GERÇEKLER…

Geçmiş köşe yazılarımı tekrar okur, üzerinde düşünür ve çok kez de bugünle bağlantısını kurarım.

 

Mersin’de yatırım yapan, istihdam sağlayan, kent ekonomisine ciddi katkı veren bir firmanın yaptığı kültür ve sanatla ilgili bir olaya, bazı kent dinamikleri  yöneticileri ve basın karşı çıkmıştı.

Bir süre bu firma üzerine bir baskı kuruldu.

Aslında sahiplerini çok da tanımadığım bu firma ile ilgili bir köşe yazısı yazmıştım. Kente ekonomik değer sağlayan firmalarımızı teşvik etmeli, minnet duygularımızı belirtmeli ve onları desteklemeliyiz demiştim.

 

Yine yazın, bir dönem denizdeki bir kirliliğe neden olarak, küçük plastik parçaların ve çöplerin gemilerdeki  öğütme makinaları ile öğütülüp denize boşaltılması olduğuna halk arasında inanılıyordu.

Yetkili kurumlarla görüşüp bir araştırma yaptıktan sonra, kirliliğin gerçek nedenini ortaya çıkardım: Akıntıyla komşu ülkedeki bir tesisten gelen kirlilikti. Bunu köşe yazımda belirtmiştim.

 

Şimdi bu iki köşe yazımdaki sonuçların birleştiği benzer bir konu geçtiğimiz hafta ortaya çıktı.

İŞAD (Kıbrıs Türk İş İnsanları Derneği) yönetimi ile birlikte Mersin Liman İşletmesi’ni ziyaret edip, Kıbrıs ve Mersin Limanı açısından çok verimli bir görüşme yaptık.

 

Bu arada ben de liman yetkilileri ile görüşme ve aklıma takılan bazı soruları sorma fırsatım oldu.

Bir süredir Atatürk Parkı önüne bir rıhtım yapılacağı, artık parkın kullanılamayacağı konusu Mersinlilerin tepkisine yol açmıştı. Bunun için bazı protestolar, gösteriler yapıldı.

Bana limanın haritası üzerinde yapılacak yeri gösterdiler; Atatürk Parkı ile alakası olmayan, deniz içine yapılacak bir rıhtım söz konusu idi .

Liman dışında sırada bekleyen gemileri hepimiz gözlemliyoruz; bu rıhtım sayesinde liman daha fazla gemiye hizmet verecekti.

Bunun sonucunda da 500 kişiye doğrudan istihdam sağlanacak; dolaylı olarak 5.000 kişi bundan yararlanacaktı.

Herhalde Mersin ve ülkemizin şu andaki durumu için en önemli konu ekonomi, ihracat ve istihdamdır.

Liman işletmesi, yaptıkları çalışmalarda çevresel etkileri ciddi bir şekilde inceleyip, minimum seviyede zararı gözetiyorlar.

Liman konusunda bize çok değerli bilgiler verdiler.

Teknik bilgilerden söz etmeyeceğim; Liman İşletmesi’nin web sayfasında tüm bilgiler mevcuttur.

Liman, çoğunlukla  % 100 kapasitede çalışmasına rağmen yeterli gelmiyor. Bunun için limanın genişlemesine anlamsız bahanelerle karşı çıkan her iki dönemdeki yerel yönetimleri anlamak mümkün değil!

Çok profesyonel bir ekipleri var. Genel Müdür göreve başlayalı kısa bir süre olmasına rağmen konulara hakim ve Mersin’i yeterince tanımış bir yönetici.

*                     *         *

Mersin Liman İşletmesi’nin kentimizde birçok konuda verdiği katkının ötesinde, bazı sosyal projelerdeki (çok reklamını yapmadan) desteklerini de unutmayalım.

Şu anda da yeni bir okul yaptırdıklarını biliyorum.

 

Yukarıda sözünü ettiğim iki yazımdaki kente ekonomik yönden katkı verme ve doğru bilgilendirme konusu bu günkü yazıma uyuyor sanırım.

Son yıllarda, Mersin ekonomisine ve sosyal hayatına değer katacak her yatırıma, her projeye karşı “çevrecilik (!)” görünümlü bir kara muhalefet ortaya çıkıyor. Elbette çevre hassasiyeti kıymetlidir ve yatırımların bu düzeyde değerlendirilmesi zorunludur; burada bir sorun yoktur. Ama kamuoyundaki bu hassasiyeti suiistimal eden, yatırımlar ve projeler üzerinde kirli bir kamuoyu baskısı kurmayı hesaplayan bir muhalefet kafası oluştu. Yalan yanlış bilgileri araştırma zahmetine bile katlanmadan ve özellikle sosyal medya (!) üzerinden köpürtülen bir yalan makinası hemen çalışmaya başlıyor. Ne var ki son dönemde bu yalan odakları ve çevrecilik adıyla yatırımları engellemeye çalışan ve aslında belli bir politik hesapla hareket ettiği bilinen bu kör muhalefet büyük ölçüde önemsizleşti.

Özellikle Mersin Liman İşletmesinin ülkemiz ve Mersin için hayati derecede önemli olduğunu ve atılan her geliştirici adımın çevre koruyucu bir özenle atıldığını onlar da biliyor; ama akla ziyan yalanlarla ve hiç ilgisiz iddialarla bu çok kıymetli ekonomik işletmenin gelişmesini önlemeye çalışıyorlar.

 

Ben de bir kent yazarı ve kentine ve ülkesine karşı sorumlu bir Mersin hemşerisi olarak, Mersin Limanı genişletme çalışmalarına ilişkin doğrulara ulaşmaya ve bunları okurlarımla paylaşmaya çalıştım. Bir eksik ya da yanlış varsa konuşulur, ilgililerle ilişki içinde doğru adım için gereği yapılır. Ama kalabalıklar oluşturarak, slogan atarak ve duygusal kışkırtmalarla aklı ve bilimi kesintiye uğratarak değil… Bu yolla Mersin’e çok kötülük yapıldı, çok yatırım baltalandı ya da kentin desteği ve ilgisi köreltildi.

Bunca imkâna, doğal zenginliklerine, denizine ve limanına rağmen, komşu illere kıyasla hâlâ bir büyükşehir görünümüne kavuşamayan, kent içi ulaşımdaki çağ dışılıktan ekonomik ve sosyal hayatın gelişimine kadar hiç hak etmediği bir manzarayla boğuşan bu güzel kente, kör bir inat ve çıkışsız bir politik hesap uğruna daha fazla zarar vermeyelim.   

 

Mersin Limanı genişletme çalışmalarında doğru bir yol izlenmektedir; yalan yanlış uydurma bilgilerle ve çevre koruma bahanesiyle engellenmesi kente zarar verecektir. Zaten proje başarıyla ilerlemektedir ve eminim ülkemiz ve özellikle de Mersin için çok hayırlı sonuçlar verecektir.

Kentimize istihdam, ekonomik gelişme, sosyal projelere destek ile her yönden katkı sağlayan MIP’ e ve değerli yöneticilerine teşekkür ederim.

 

HARUN ARSLAN….23 Ekim 2023

 

 

 

 

    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.