Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Mersin Yerel Basınında Yeni Ümit…

Gazeteciler Cemiyeti seçimleri yapıldı; mevcut yönetim tekrar görev aldı. Bugüne kadar seçilen en ümit verici, çok değerli ve hak eden üyelerden oluşan bir yönetimdir bu. Dolayısıyla,  kentimiz yerel basınında olumlu gelişmelere bağlı olarak,  sektörel iyileşme anlamında beklentilerimizin olması da doğaldır. Cemiyet Başkanı’nın geçen yıl Basın Günü için yayımladığı basın bildirisini hatırlayalım:   “Hukukun evrensel standartlarına bağlı kalınmasının ve basın özgürlüğünün istismar edilmemesinin yanı sıra; doğru haber verme, tarafsızlık, özel hayata ve kişi haklarına saygı gibi ilkelerin gözetilmesi de önem taşımaktadır. Türk basını her zaman bu ilkeleri üstün tutmalıdır. Medya yöneticilerimiz ve çalışanlarımız da basın yayın meslek ilkeleri ve etik değerler doğrultusunda yayın yapmak, kişilik haklarına, özel yaşama saygı göstermek suretiyle, demokrasimizin gelişmesine katkıda bulunmalıdır.” Burada, yerel basınla ilgili çok ince bir özeleştiri yapıldığını, anlayan anlamıştı. Ancak; o gün bu konu ile ilgili yazdığım köşe yazısındaki bazı uyarıcı notlar, maalesef hala gündemdeki yerini koruyor.. Bu sektörün kent hayatımızdaki öneminin, değerinin altını bir kez daha çiziyorum; basın çalışanlarının hak ve hukukunun korunması, mesleklerini insan onuruna yakışır koşullarda icra edebilmeleri, kendilerini geliştirmeleri ve çağdaş haberciliğin gerekleriyle donanmaları bu kentin yararınadır. Buna rağmen, Mersin’de yerel basının hak ettiği ilgi ve saygı düzeyine ulaşamadığı gerçeği de ortadadır. Bunun hem meslek içi, hem de meslek dışı nedenleri var; yıllardır bu nedenler üzerinde faydasız polemikler sürer durur. Şimdi, olanca sükûnetle, meslekî ahlakın ötesinde, insanî değerlerimizle düşünerek kendimizi bir kez daha gözden geçirelim. *                     *                     * Mersin basını daha önce de birkaç kez yazdığım gibi iftira, tehdit, şantaj haberleri ile saygınlığı zedelenmiştir; kentte takip edilmeyen ve güvenilmeyen bir basın oluşmasına sebep olunmuştur. Basın özgürlüğü (söz ve yazı özgürlüğü) görünüşü altında yalan, saldırgan ve hakaret sınırını aşan beyanlarda bulunmak, hele bu çerçevede şantaja  yönelik imalarda bulunmak, etik ve yasa karşısında ciddi sorumluluk yükler ve ayrıca  ilgili kurumsal yapının buna müdahil olması gerekir. Yığınla ucuz eleman ortalıkta gazeteci kimliğiyle dolaşmakta, belediyeleri geçim kapısı saymaktadır. Ötesinde, yığınla hastalıklı kişilik, psişik sorunlarla malûl küçük tipler sağa sola pislik atmayı basın özgürlüğü saymaktadır. Burada çok önemli bir bariyer: Gazete, radyo, televizyon sahipleri bünyelerinde çalışan kişilerin basın ahlâkı ve kişi haklarına saygı   konusunda  pervasızlıklarını önlemeleri gerekir. Bu hastalıklı kişiler, çalıştıkları ya da bağlı oldukları yayın organları vasıtasıyla istedikleri haberleri yaparlar; ötesinde, kentteki gündelik hayatlarındaki ilişkilerinde, basın kimliklerini ve kurumlarındaki  görevlerini kullanarak olumsuz ve zararlı, basın ahlâkına uymayan faaliyetlerini sürdürürler. Demek ki, bu kişilerin yaptığı basın ahlâkına uymayan faaliyetlerinden bağlı oldukları basın kurumu da sorumlu olmalıdır. Öyle ya; eline kalem verip cebine kimlik kartı koyduğunuz kişiyi gazeteci olarak toplumun içine salmak bir sorumluluktur; (bugünlerde bir de mantar gibi sayısız, vasıfsız Belediye yardımını bekleyen internet haber siteleri çıkmıştır) bu kişiler en olmadık yalanlarla sağa sola küfredecek, hakaret edecek, kendi ruhsal travmalarını buralarda tatmin edecek ve daha vahimi kentteki yerel basının saygınlığını ve güvenini mahvetmeye devam edecek!    Türkçeyi doğru kullanamayan, yazı yazamayan, haber yapamayan, okumayan, kendini geliştirmeden küçük dünyalarında eşinerek yıllarını geçiren bu kişiler ancak tehdit, şantaj, yalan haber yaparak ve kişilik haklarına saldırarak yaşamlarını sürdürmekteler. Bu kente donanımlı, meslekî bilgiyle yetişmiş, okuyan, dil bilen, girdiği ortamda gerekli saygıyı gören gazeteci büyük ihtiyaçtır. Geçmişte bu nitelikte gazetecilerin kente nasıl yön ve katkı verdiğini yaşayanlar bilir, hatırlar…   * * * Geçtiğimiz dönem yönetimleri keyfi olarak birçok basın mensubunun bilgileri olmadan yönetmeliklere aykırı olarak kaydını silmişlerdir. Yeni yönetim öncelikli olarak bu durumu  bir an önce düzeltmelidir.   Bugün için yeni bir dönem başlamıştır. Birçok oluşum faaliyetlerini asgariye indirdiklerinden ve birçok etkinlik yapılmadığından, reklamların azalmasından basının gelir düzeyi aşağılara inmiştir. Bunun sonucunda neredeyse tüm gelir kapısı Belediyeler olmuştur! Maalesef Belediye Başkanları da bu kişilere taviz vererek, yalnızca Belediye haberleri yapan, Belediyeyi destekleyen, Belediyeyi eleştiremeyen ve sonuçta Belediyeden geçinen bir basın gurubu oluşmasına yol açmıştır. Böylesi bir basın çevresinin ve habercilik düzeninin okur açısından, kent açısından hiçbir değerinin olmadığını, haber olarak bile dikkate alınmadığını ilgililer nasıl bilmezler!   Yeni Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi’nin sorunlu bir dönemden sonra elleri daha serbest olarak göreve devam etmeleri önemlidir. Önlerindeki yığınla meslekî sorunu bir ucundan çözebilmeleri için, önce özgüvenli bir eleştirel tespit yapılmalıdır. Kentin desteğine, dış ilişkilere, ekonomiye bağlı sorunların çözümü, meslekî saygınlığa, güvene, güçlü ve objektif haberciliğe bağlıdır. Ya şantajcı, tehditçi, basın ahlakının yerlerde sürünmesine yol açan ve birçokları da yasal olarak suçları sabitlenip ceza almış kişileri bu camianın içerisinde temizleyecekler, ya da bu itibar ve saygı görmeyen basın devam edecektir. Yineliyorum: Haberciliğin objektif gereklerine uyumlu; belediyeleri överek değil, eleştirel bir vicdanla onlara yardımcı olan; kentle ve olaylarla ilgili doğru habercilik yapan, gazeteciliği düşük bir tehdit/şantaj aracı değil, saygın bir meslek olarak sürdüren bir yerel basına herkesin, her kurum ve kuruluşun ihtiyacı vardır. Lütfen Mersin’in yıllardır süren bu ihtiyacına artık karşılık verelim; içimizdeki urlardan kurtulalım ve 1970’lerden itibaren on yıllarca süren ve bu meslekte yerel basından ulusal basına yol alan eski kuşak gazeteci büyüklerimizin hatırasına saygı için toparlanalım. O altın kuşaktan hâlâ yaşayan temsilciler var aramızda; o yılları yaşayanlar var bu kentte… Bu bilinçle, bu özlemle, bu ihtiyaçla ve büyük bir iyi niyetle, Yeni Yönetim’i kutluyorum, başarılar diliyorum.   HARUN ARSLAN......02 Nisan 2021  
Ekleme Tarihi: 02 Nisan 2021 - Cuma

Mersin Yerel Basınında Yeni Ümit…

Gazeteciler Cemiyeti seçimleri yapıldı; mevcut yönetim tekrar görev aldı.

Bugüne kadar seçilen en ümit verici, çok değerli ve hak eden üyelerden oluşan bir yönetimdir bu.

Dolayısıyla,  kentimiz yerel basınında olumlu gelişmelere bağlı olarak,  sektörel iyileşme anlamında beklentilerimizin olması da doğaldır.

Cemiyet Başkanı’nın geçen yıl Basın Günü için yayımladığı basın bildirisini hatırlayalım:

 

“Hukukun evrensel standartlarına bağlı kalınmasının ve basın özgürlüğünün istismar edilmemesinin yanı sıra; doğru haber verme, tarafsızlık, özel hayata ve kişi haklarına saygı gibi ilkelerin gözetilmesi de önem taşımaktadır. Türk basını her zaman bu ilkeleri üstün tutmalıdır.

Medya yöneticilerimiz ve çalışanlarımız da basın yayın meslek ilkeleri ve etik değerler doğrultusunda yayın yapmak, kişilik haklarına, özel yaşama saygı göstermek suretiyle, demokrasimizin gelişmesine katkıda bulunmalıdır.”

Burada, yerel basınla ilgili çok ince bir özeleştiri yapıldığını, anlayan anlamıştı.

Ancak; o gün bu konu ile ilgili yazdığım köşe yazısındaki bazı uyarıcı notlar, maalesef hala gündemdeki yerini koruyor..

Bu sektörün kent hayatımızdaki öneminin, değerinin altını bir kez daha çiziyorum; basın çalışanlarının hak ve hukukunun korunması, mesleklerini insan onuruna yakışır koşullarda icra edebilmeleri, kendilerini geliştirmeleri ve çağdaş haberciliğin gerekleriyle donanmaları bu kentin yararınadır.

Buna rağmen, Mersin’de yerel basının hak ettiği ilgi ve saygı düzeyine ulaşamadığı gerçeği de ortadadır.

Bunun hem meslek içi, hem de meslek dışı nedenleri var; yıllardır bu nedenler üzerinde faydasız polemikler sürer durur.

Şimdi, olanca sükûnetle, meslekî ahlakın ötesinde, insanî değerlerimizle düşünerek kendimizi bir kez daha gözden geçirelim.

*                     *                     *

Mersin basını daha önce de birkaç kez yazdığım gibi iftira, tehdit, şantaj haberleri ile saygınlığı zedelenmiştir; kentte takip edilmeyen ve güvenilmeyen bir basın oluşmasına sebep olunmuştur.

Basın özgürlüğü (söz ve yazı özgürlüğü) görünüşü altında yalan, saldırgan ve hakaret sınırını aşan beyanlarda bulunmak, hele bu çerçevede şantaja  yönelik imalarda bulunmak, etik ve yasa karşısında ciddi sorumluluk yükler ve ayrıca  ilgili kurumsal yapının buna müdahil olması gerekir.

Yığınla ucuz eleman ortalıkta gazeteci kimliğiyle dolaşmakta, belediyeleri geçim kapısı saymaktadır.

Ötesinde, yığınla hastalıklı kişilik, psişik sorunlarla malûl küçük tipler sağa sola pislik atmayı basın özgürlüğü saymaktadır.

Burada çok önemli bir bariyer: Gazete, radyo, televizyon sahipleri bünyelerinde çalışan kişilerin basın ahlâkı ve kişi haklarına saygı   konusunda  pervasızlıklarını önlemeleri gerekir.

Bu hastalıklı kişiler, çalıştıkları ya da bağlı oldukları yayın organları vasıtasıyla istedikleri haberleri yaparlar; ötesinde, kentteki gündelik hayatlarındaki

ilişkilerinde, basın kimliklerini ve kurumlarındaki  görevlerini kullanarak olumsuz ve zararlı, basın ahlâkına uymayan faaliyetlerini sürdürürler.

Demek ki, bu kişilerin yaptığı basın ahlâkına uymayan faaliyetlerinden bağlı oldukları basın kurumu da sorumlu olmalıdır.

Öyle ya; eline kalem verip cebine kimlik kartı koyduğunuz kişiyi gazeteci olarak toplumun içine salmak bir sorumluluktur; (bugünlerde bir de mantar gibi sayısız, vasıfsız Belediye yardımını bekleyen internet haber siteleri çıkmıştır) bu kişiler en olmadık yalanlarla sağa sola küfredecek, hakaret edecek, kendi ruhsal travmalarını buralarda tatmin edecek ve daha vahimi kentteki yerel basının saygınlığını ve güvenini mahvetmeye devam edecek! 

 

Türkçeyi doğru kullanamayan, yazı yazamayan, haber yapamayan, okumayan, kendini geliştirmeden küçük dünyalarında eşinerek yıllarını geçiren bu kişiler ancak tehdit, şantaj, yalan haber yaparak ve kişilik haklarına saldırarak yaşamlarını sürdürmekteler.

Bu kente donanımlı, meslekî bilgiyle yetişmiş, okuyan, dil bilen, girdiği ortamda gerekli saygıyı gören gazeteci büyük ihtiyaçtır. Geçmişte bu nitelikte gazetecilerin kente nasıl yön ve katkı verdiğini yaşayanlar bilir, hatırlar…

 

* * *

Geçtiğimiz dönem yönetimleri keyfi olarak birçok basın mensubunun bilgileri olmadan yönetmeliklere aykırı olarak kaydını silmişlerdir. Yeni yönetim öncelikli olarak bu durumu  bir an önce düzeltmelidir.

 

Bugün için yeni bir dönem başlamıştır. Birçok oluşum faaliyetlerini asgariye indirdiklerinden ve birçok etkinlik yapılmadığından, reklamların azalmasından basının gelir düzeyi aşağılara inmiştir.

Bunun sonucunda neredeyse tüm gelir kapısı Belediyeler olmuştur!

Maalesef Belediye Başkanları da bu kişilere taviz vererek, yalnızca Belediye haberleri yapan, Belediyeyi destekleyen, Belediyeyi eleştiremeyen ve sonuçta Belediyeden geçinen bir basın gurubu oluşmasına yol açmıştır.

Böylesi bir basın çevresinin ve habercilik düzeninin okur açısından, kent açısından hiçbir değerinin olmadığını, haber olarak bile dikkate alınmadığını ilgililer nasıl bilmezler!

 

Yeni Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi’nin sorunlu bir dönemden sonra elleri daha serbest olarak göreve devam etmeleri önemlidir. Önlerindeki yığınla meslekî sorunu bir ucundan çözebilmeleri için, önce özgüvenli bir eleştirel tespit yapılmalıdır. Kentin desteğine, dış ilişkilere, ekonomiye bağlı sorunların çözümü, meslekî saygınlığa, güvene, güçlü ve objektif haberciliğe bağlıdır.

Ya şantajcı, tehditçi, basın ahlakının yerlerde sürünmesine yol açan ve birçokları da yasal olarak suçları sabitlenip ceza almış kişileri bu camianın içerisinde temizleyecekler, ya da bu itibar ve saygı görmeyen basın devam edecektir.

Yineliyorum: Haberciliğin objektif gereklerine uyumlu; belediyeleri överek değil, eleştirel bir vicdanla onlara yardımcı olan; kentle ve olaylarla ilgili doğru habercilik yapan, gazeteciliği düşük bir tehdit/şantaj aracı değil, saygın bir meslek olarak sürdüren bir yerel basına herkesin, her kurum ve kuruluşun ihtiyacı vardır. Lütfen Mersin’in yıllardır süren bu ihtiyacına artık karşılık verelim; içimizdeki urlardan kurtulalım ve 1970’lerden itibaren on yıllarca süren ve bu meslekte yerel basından ulusal basına yol alan eski kuşak gazeteci büyüklerimizin hatırasına saygı için toparlanalım. O altın kuşaktan hâlâ yaşayan temsilciler var aramızda; o yılları yaşayanlar var bu kentte…

Bu bilinçle, bu özlemle, bu ihtiyaçla ve büyük bir iyi niyetle, Yeni Yönetim’i kutluyorum, başarılar diliyorum.

 

HARUN ARSLAN......02 Nisan 2021

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.