Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Yeni Normalin Bu mu Dünya

“ Dünya ile kavganızda, dünyayı destekleyin” Kafka     Geçenlerde ironi amaçlı paylaştığım şu söz epey ilgi gördü. ‘Amerika’daki olayların arkasında Amerika olabilir.’ Ancak olaya sorgulayıcı ve araştırmacı bir gözle yaklaştığınızda, paylaşılan sözün ne kadar gerçekçi olduğu çıkar ortaya. Ben konuyu ‘Trump Küreselci Savaşı’ adlı yazımda yakından anlattım. İsteyenler yazıyı o başlık altında okuyabilir. Eğer küresel bir akıl yeni bir dünya düzeni kurguluyorsa ki kurguluyor. Bunu hala dünyanın ekonomik ve askeri bakımdan bir numarası ABD üzerinden yapmak daha kolaydır. Eğer planlanan yeni dünya düzenine karşı demesek de birlikte hareket etmeyi reddeden bir hükümet varsa ki; Trump hükümeti var. O halde dünyayı dönüştürme işine, dünyanın süper gücünden başlamak gerekir.   Dünyada öteden beri süre gelen ve corona salgını ile iyice su yüzüne çıkan bir güç mücadelesi var. Ama insanlar bilgi kirliliği altında ne olup bittiğinin farkında değil. Zaten herkesten olanı biteni aynı oranda bilmesini bekleyemeyiz. Sıkıntılar var ve onların bir şekilde aşılması lazım. Öncelikle bilmeli ki; bugünkü haliyle dünya, borç yükü altında ezilmektedir. Hem devletler hem de bireyler ağır borç yükü altındadır. Borcu borç ile çevirmek gitgide zorlaşmaktadır. Örneğin, bugün dünyanın 10 gelişmiş ülkesinin 60 trilyon dolar borcu bulunmaktadır ve bu borç yükünün günlük 11 milyar dolar faizi vardır. Bu hiç de sürdürülebilir değildir. Dünya krizlerden ancak büyük savaşlarla çıkabilmiştir.   Olan bitenden bir çıkarsama yapmak gerekirse durum şudur: Dünyaya yön veren, borç veren ve devletler dahil hemen her şeyi kontrol eden küresel elit, bununla yetinmeyip daha fazlasını istemektedir. Yeni bir dünya düzeni isteyen bu kesim; “Dünya kötü yönetiliyor, müdahale edilmez ise daha da kötüye gidecek. Küresel ısınma ve çevre sorunları artmaktadır. İlaveten dünya nüfusu kontrolsüz biçimde çoğalmaktadır. Dünya gıda tedariki, artan nüfus ve iklim değişikliklerine bağlı olarak tehlike altındadır. Salgınlar, terör, borç yükü, işsizlik bildiğiniz gibi…” demek istiyor.   Fakat yeryüzünde kurulu bir düzen var. Yüz yılların alışkanlıkları, güç ve denge meseleleri var… Özellikle Türkiye gibi Rusya gibi buna Trump yönetimi dahil birçok devlet ve lider küreselcilerin planlarına karşı duruyorlar. Ulus devletler ellerindeki erki devretmek istemiyor. Onlar yeni dünya düzenini, dijital tek dünya devletine geçişi, insan fıtratına da aykırı buluyor. Hatta öyle ki bunu Tanrı’nın işine müdahale etmek gibi algılıyorlar.   Küreselciler ısrarla, para güçlerini, finans sistemini, dünya kurumlarını da ( DSÖ, Birleşmiş Milletler vs.) arkalarına alarak, salgınlarla ve daha başka başka araçlarla yeni düzeni inşa etmekten vazgeçmiyorlar. Çünkü ellerindeki uluslar arası finans, teknoloji ve medya şirketlerinin para ve etkileme gücü, devletlerinkinden fazla.   Yine tüm olan bitenden ve bölük-pörçük bilgileri derleyip bir araya getirdiğimizde küreselcilerin dünyaya önerdikleri hakkında şöyle bir okuma yapmak mümkün: Dijital entegrasyon ile bir tür’ sosyalist idare’ kurulması. İşgücüne otomasyon, yapay zeka ve robotlar yüzünden fazla ihtiyaç kalmayacağından, insanlara yetecek kadar aylık para bağlanması, karşılığında onlara çip takılması. Çip, o kişilerin sağlıkları, güvenlikleri ve her türlü işlerini daha hızlı, ucuz ve kolay halletmenin bir çözümü olarak sunuluyor. Dijital para ile merkez bankalarını, kötü para yönetimini (enflasyon vb..) devre dışına itmek. Blockchain sistemi, yüz tanıma sistemi ile aracı kurumları, devlet resmi kurumlarını (kimlik, pasaport, noter vb..) ortadan kaldırmak. Eğitimi, alışverişi, eğlenceyi, işi, sağlığı ve daha birçok konuyu internet ile evden, oturduğun yerden halletmeyi vaat ediyorlar. Karşılığında nüfusu kontrol altına almayı, devletleri işlevsiz bırakmayı hedefliyorlar.   Kısaca “biz dev, muktedir şirketlerimizle üretimi her şeyi yapalım. İşsizlere de ölmeyecek kadar para bağlayalım” diyorlar ama karşılığında mahremiyeti, kişiliği elinden alınmış biat eden kitleler istiyorlar. Bunu da üretim ve siyasi model olarak Çin’den başlatmak istiyorlar. “Eğer istediklerimiz olmazsa virüsler, çevre felaketleri, borçlar, açlık, nükleer savaş zaten sizi yok edecek” demeye getiriyorlar.  Şimdi birilerinin ortaya çıkıp seçeneksiz olmadığımızı kanıtlaması gerekiyor…         
Ekleme Tarihi: 10 Haziran 2020 - Çarşamba

Yeni Normalin Bu mu Dünya

“ Dünya ile kavganızda, dünyayı destekleyin” Kafka

 

  Geçenlerde ironi amaçlı paylaştığım şu söz epey ilgi gördü. ‘Amerika’daki olayların arkasında Amerika olabilir.’ Ancak olaya sorgulayıcı ve araştırmacı bir gözle yaklaştığınızda, paylaşılan sözün ne kadar gerçekçi olduğu çıkar ortaya. Ben konuyu ‘Trump Küreselci Savaşı’ adlı yazımda yakından anlattım. İsteyenler yazıyı o başlık altında okuyabilir. Eğer küresel bir akıl yeni bir dünya düzeni kurguluyorsa ki kurguluyor. Bunu hala dünyanın ekonomik ve askeri bakımdan bir numarası ABD üzerinden yapmak daha kolaydır. Eğer planlanan yeni dünya düzenine karşı demesek de birlikte hareket etmeyi reddeden bir hükümet varsa ki; Trump hükümeti var. O halde dünyayı dönüştürme işine, dünyanın süper gücünden başlamak gerekir.

  Dünyada öteden beri süre gelen ve corona salgını ile iyice su yüzüne çıkan bir güç mücadelesi var. Ama insanlar bilgi kirliliği altında ne olup bittiğinin farkında değil. Zaten herkesten olanı biteni aynı oranda bilmesini bekleyemeyiz. Sıkıntılar var ve onların bir şekilde aşılması lazım. Öncelikle bilmeli ki; bugünkü haliyle dünya, borç yükü altında ezilmektedir. Hem devletler hem de bireyler ağır borç yükü altındadır. Borcu borç ile çevirmek gitgide zorlaşmaktadır. Örneğin, bugün dünyanın 10 gelişmiş ülkesinin 60 trilyon dolar borcu bulunmaktadır ve bu borç yükünün günlük 11 milyar dolar faizi vardır. Bu hiç de sürdürülebilir değildir. Dünya krizlerden ancak büyük savaşlarla çıkabilmiştir.

  Olan bitenden bir çıkarsama yapmak gerekirse durum şudur: Dünyaya yön veren, borç veren ve devletler dahil hemen her şeyi kontrol eden küresel elit, bununla yetinmeyip daha fazlasını istemektedir. Yeni bir dünya düzeni isteyen bu kesim; “Dünya kötü yönetiliyor, müdahale edilmez ise daha da kötüye gidecek. Küresel ısınma ve çevre sorunları artmaktadır. İlaveten dünya nüfusu kontrolsüz biçimde çoğalmaktadır. Dünya gıda tedariki, artan nüfus ve iklim değişikliklerine bağlı olarak tehlike altındadır. Salgınlar, terör, borç yükü, işsizlik bildiğiniz gibi…” demek istiyor.

  Fakat yeryüzünde kurulu bir düzen var. Yüz yılların alışkanlıkları, güç ve denge meseleleri var… Özellikle Türkiye gibi Rusya gibi buna Trump yönetimi dahil birçok devlet ve lider küreselcilerin planlarına karşı duruyorlar. Ulus devletler ellerindeki erki devretmek istemiyor. Onlar yeni dünya düzenini, dijital tek dünya devletine geçişi, insan fıtratına da aykırı buluyor. Hatta öyle ki bunu Tanrı’nın işine müdahale etmek gibi algılıyorlar.

  Küreselciler ısrarla, para güçlerini, finans sistemini, dünya kurumlarını da ( DSÖ, Birleşmiş Milletler vs.) arkalarına alarak, salgınlarla ve daha başka başka araçlarla yeni düzeni inşa etmekten vazgeçmiyorlar. Çünkü ellerindeki uluslar arası finans, teknoloji ve medya şirketlerinin para ve etkileme gücü, devletlerinkinden fazla.

  Yine tüm olan bitenden ve bölük-pörçük bilgileri derleyip bir araya getirdiğimizde küreselcilerin dünyaya önerdikleri hakkında şöyle bir okuma yapmak mümkün: Dijital entegrasyon ile bir tür’ sosyalist idare’ kurulması. İşgücüne otomasyon, yapay zeka ve robotlar yüzünden fazla ihtiyaç kalmayacağından, insanlara yetecek kadar aylık para bağlanması, karşılığında onlara çip takılması. Çip, o kişilerin sağlıkları, güvenlikleri ve her türlü işlerini daha hızlı, ucuz ve kolay halletmenin bir çözümü olarak sunuluyor. Dijital para ile merkez bankalarını, kötü para yönetimini (enflasyon vb..) devre dışına itmek. Blockchain sistemi, yüz tanıma sistemi ile aracı kurumları, devlet resmi kurumlarını (kimlik, pasaport, noter vb..) ortadan kaldırmak. Eğitimi, alışverişi, eğlenceyi, işi, sağlığı ve daha birçok konuyu internet ile evden, oturduğun yerden halletmeyi vaat ediyorlar. Karşılığında nüfusu kontrol altına almayı, devletleri işlevsiz bırakmayı hedefliyorlar.

  Kısaca “biz dev, muktedir şirketlerimizle üretimi her şeyi yapalım. İşsizlere de ölmeyecek kadar para bağlayalım” diyorlar ama karşılığında mahremiyeti, kişiliği elinden alınmış biat eden kitleler istiyorlar. Bunu da üretim ve siyasi model olarak Çin’den başlatmak istiyorlar. “Eğer istediklerimiz olmazsa virüsler, çevre felaketleri, borçlar, açlık, nükleer savaş zaten sizi yok edecek” demeye getiriyorlar.

 Şimdi birilerinin ortaya çıkıp seçeneksiz olmadığımızı kanıtlaması gerekiyor…         

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.