Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

“Ak Parti İl Kongresi” nin Ardından…

Ak Parti İl Kongresi geçtiğimiz hafta yapıldı. Mersin basınında sessizlik içerisinde izlendi; çok fazla yorum da yapılmadı,  önemli haber olarak da yer almadı; zaten kongre salonunda da çok az basın mensubu vardı. Bu Ak Parti açısından bugüne kadar hep alışılmış bir ilgi eksikliğidir. 19 yıldır ülke yönetimine damgasını vurmuş bir partide, bakan düzeyinde temsil edilmiş bir önemli il, kongre yapıyor ve neredeyse çıt çıkmıyor! Oysa böylesi kongreler yerel düzeyde bir gövde gösterisine dönüşmeli; yerel siyasetin ve projelerin yüksek sesle konuşulduğu bir medya ortamına çevrilmeliydi. Ama Mersin, küresel ölçekte iddialı siyasetlerle ülke tarihine şimdiden damga vurmuş, iç siyaset açısından özgün ve kalıcı değişimlere imza atmış bir siyasi parti açısından hep durgun, iddiasız, sessiz bir kent olarak kaldı. Nitekim; genelde Ak Parti halkın büyük çoğunluğunun oyunu almasına rağmen, Mersin’de hem yeterli ilgiyi görmez hem de meselâ BBelediye seçimlerinde hep başarısız olur. Bunun nedenlerini birçok kez yazılarımda belirtmiş ve “Ak Parti’nin Mersin’de yerel yönetimleri kazanmak istemediğini!” yazmıştım. Eski seçimleri hatırlayalım: Ya yanlış adayla seçime girilmiştir; ya da teşkilat yeterli desteği vermediği için yerel seçimler kaybedilmiştir. Tesadüfen kazanılan bazı Belediyelerde, karşı cephenin bir hesap ve ittifak anlaşmazlığı sonunda ilçe düzeyinde başarı gözlenebilmiştir..   Bu nedenle, Mersin’de  Ak Parti il kongreleri çok heyecan yaratan, olay olan hadiseler değildir. Özellikle de son salgın döneminde bir kaç il kongresinin aynı günde yapılması bu heyecanı daha da azaltmıştır. *                     *                     * Bu tür organizasyonlarda öncesi ve sonrası yaşananlar ve bazı ayrıntılar önemlidir. Ben de İl Kongresi öncesi durumu gözlemlemek için erken saatte ulaşmaya çalıştım. Özellikle salgından ve iş günü olmasından dolayı çok kalabalık olmayacağını düşünmüştüm; yanılmışım. Çok büyük bir ilgi ve kalabalık vardı ve salon erken saatte dolmaya başlamıştı. Bu da mevcut İl yönetiminin başarısını ve halkında ilgisinin de arttığını gösteriyordu. Uzun bir süre park yeri aradım; neredeyse salona bir kilometre uzaklıkta bir yere park ettim; böylece salonu ve katılanları erkenden gözlemleme imkanım olmadı. Son derece başarılı bir organizasyonla yapılan Kongre bittikten sonra da yakından izledim. Çevrelerinde büyük kalabalıklar nedeniyle tüm siyasiler uzun bir süre salonda kaldıktan sonra terk ettiler. Sonuçta, ilginç bir gözlemim oldu: salonda ve dışardaki alanda tüm siyasiler gittikten sonra, yalnızca bir kişinin kalabalıktan  ve yakın ilgiden dolayı ayrılamadığını gördük: Bu kişi, Mersin’le ve yerel siyasetle her zaman yakından ilgilenen, Bakanlığı süresince de çok parlak bir imaj oluşturan Sn.Kürşad Tüzmen’di… Çevresinde sorunlarını anlatanlar, konuşmak isteyenler, sevgi gösterenler, birlikte resim çektirenler uzun bir süre Sn.Kürşad Tüzmen’i bırakmadılar. Uzun bir zaman geçmesine rağmen Eski Bakan Kürşad Tüzmen Mersin’de unutulmamış, aynı sevgi ve ilgi muhafaza edilmişti. Bu manzara, hemen tüm siyaset ilgililerince dikkatle analiz edilmelidir.   Bu bağlamda, biraz geriye gidip son yerel seçimler öncesini hatırlamaya çalışalım: İttifak yapılıp da bir jest olarak MHP lehine aday gösterilme durumu olmasa idi, büyük bir olasılıkla Ak Parti adayı olarak Kürşad Tüzmen gösterilecekti. Acaba Mersin’in durumu şu anda nasıl olurdu? sorusunu sormadan edemiyorum. Mersin için siyasal, sosyal, ekonomik bir Rönesans olacağı kesindi!   Önümüzdeki günlerde biz yine bitmeyen Havalimanı, tamamlanmayan Akdeniz Sahil Yolu, başlanamayan Metro, genişleyemeyen Liman, yapılamayan yeni Organize Sanayi ve Serbest Bölgeler konuları ile uğraşıp duracağız… Tabii en önemlisi de,  salgın döneminde yeterli çalışmaların yapılmamasını, gerekli tedbirlerin alınmamasını ve sıkıntılarını maalesef bu talihsiz kentin  kaderi olarak yaşamaya devam edeceğiz. Bu nesnel, dramatik gerçekliğin elbette her siyasi parti ve siyasetçiler kadar, ama özellikle merkezi iktidar düzeyinde söz sahibi bir parti durumundaki Ak Parti İl Yönetimi tarafından dikkatle analiz edilmesi, ülke ve kent yararına sonuçlar çıkarılması gerekiyor. Merkezi yönetimin ve liderliğin başarılarıyla beslenerek değil, bizzat yerelde vizyoner siyasetler ve icraatlar üreterek Mersin’e hizmet açığı nasıl giderilir? Bu ağır ve ciddi soru Ak Parti İl Yönetiminin önünde duruyor. Ülke ve kent için, Mersin için başarılı bir hizmet dönemi diliyorum.   HARUN ARSLAN.....30. 01. 2021  
Ekleme Tarihi: 30 Ocak 2021 - Cumartesi

“Ak Parti İl Kongresi” nin Ardından…

Ak Parti İl Kongresi geçtiğimiz hafta yapıldı.

Mersin basınında sessizlik içerisinde izlendi; çok fazla yorum da yapılmadı,  önemli haber olarak da yer almadı; zaten kongre salonunda da çok az basın mensubu vardı.

Bu Ak Parti açısından bugüne kadar hep alışılmış bir ilgi eksikliğidir.

19 yıldır ülke yönetimine damgasını vurmuş bir partide, bakan düzeyinde temsil edilmiş bir önemli il, kongre yapıyor ve neredeyse çıt çıkmıyor! Oysa böylesi kongreler yerel düzeyde bir gövde gösterisine dönüşmeli; yerel siyasetin ve projelerin yüksek sesle konuşulduğu bir medya ortamına çevrilmeliydi.

Ama Mersin, küresel ölçekte iddialı siyasetlerle ülke tarihine şimdiden damga vurmuş, iç siyaset açısından özgün ve kalıcı değişimlere imza atmış bir siyasi parti açısından hep durgun, iddiasız, sessiz bir kent olarak kaldı.

Nitekim; genelde Ak Parti halkın büyük çoğunluğunun oyunu almasına rağmen, Mersin’de hem yeterli ilgiyi görmez hem de meselâ BBelediye seçimlerinde hep başarısız olur.

Bunun nedenlerini birçok kez yazılarımda belirtmiş ve “Ak Parti’nin Mersin’de yerel yönetimleri kazanmak istemediğini!” yazmıştım.

Eski seçimleri hatırlayalım: Ya yanlış adayla seçime girilmiştir; ya da teşkilat yeterli desteği vermediği için yerel seçimler kaybedilmiştir.

Tesadüfen kazanılan bazı Belediyelerde, karşı cephenin bir hesap ve ittifak anlaşmazlığı sonunda ilçe düzeyinde başarı gözlenebilmiştir..

 

Bu nedenle, Mersin’de  Ak Parti il kongreleri çok heyecan yaratan, olay olan hadiseler değildir. Özellikle de son salgın döneminde bir kaç il kongresinin aynı günde yapılması bu heyecanı daha da azaltmıştır.

*                     *                     *

Bu tür organizasyonlarda öncesi ve sonrası yaşananlar ve bazı ayrıntılar önemlidir.

Ben de İl Kongresi öncesi durumu gözlemlemek için erken saatte ulaşmaya çalıştım. Özellikle salgından ve iş günü olmasından dolayı çok kalabalık olmayacağını düşünmüştüm; yanılmışım. Çok büyük bir ilgi ve kalabalık vardı ve salon erken saatte dolmaya başlamıştı. Bu da mevcut İl yönetiminin başarısını ve halkında ilgisinin de arttığını gösteriyordu.

Uzun bir süre park yeri aradım; neredeyse salona bir kilometre uzaklıkta bir yere park ettim; böylece salonu ve katılanları erkenden gözlemleme imkanım olmadı.

Son derece başarılı bir organizasyonla yapılan Kongre bittikten sonra da yakından izledim. Çevrelerinde büyük kalabalıklar nedeniyle tüm siyasiler uzun bir süre salonda kaldıktan sonra terk ettiler.

Sonuçta, ilginç bir gözlemim oldu: salonda ve dışardaki alanda tüm siyasiler gittikten sonra, yalnızca bir kişinin kalabalıktan  ve yakın ilgiden dolayı ayrılamadığını gördük: Bu kişi, Mersin’le ve yerel siyasetle her zaman yakından ilgilenen, Bakanlığı süresince de çok parlak bir imaj oluşturan Sn.Kürşad Tüzmen’di…

Çevresinde sorunlarını anlatanlar, konuşmak isteyenler, sevgi gösterenler, birlikte resim çektirenler uzun bir süre Sn.Kürşad Tüzmen’i bırakmadılar.

Uzun bir zaman geçmesine rağmen Eski Bakan Kürşad Tüzmen Mersin’de unutulmamış, aynı sevgi ve ilgi muhafaza edilmişti.

Bu manzara, hemen tüm siyaset ilgililerince dikkatle analiz edilmelidir.

 

Bu bağlamda, biraz geriye gidip son yerel seçimler öncesini hatırlamaya çalışalım:

İttifak yapılıp da bir jest olarak MHP lehine aday gösterilme durumu olmasa idi, büyük bir olasılıkla Ak Parti adayı olarak Kürşad Tüzmen gösterilecekti.

Acaba Mersin’in durumu şu anda nasıl olurdu? sorusunu sormadan edemiyorum. Mersin için siyasal, sosyal, ekonomik bir Rönesans olacağı kesindi!

 

Önümüzdeki günlerde biz yine bitmeyen Havalimanı, tamamlanmayan Akdeniz Sahil Yolu, başlanamayan Metro, genişleyemeyen Liman, yapılamayan yeni Organize Sanayi ve Serbest Bölgeler konuları ile uğraşıp duracağız…

Tabii en önemlisi de,  salgın döneminde yeterli çalışmaların yapılmamasını, gerekli tedbirlerin alınmamasını ve sıkıntılarını maalesef bu talihsiz kentin  kaderi olarak yaşamaya devam edeceğiz.

Bu nesnel, dramatik gerçekliğin elbette her siyasi parti ve siyasetçiler kadar, ama özellikle merkezi iktidar düzeyinde söz sahibi bir parti durumundaki Ak Parti İl Yönetimi tarafından dikkatle analiz edilmesi, ülke ve kent yararına sonuçlar çıkarılması gerekiyor. Merkezi yönetimin ve liderliğin başarılarıyla beslenerek değil, bizzat yerelde vizyoner siyasetler ve icraatlar üreterek Mersin’e hizmet açığı nasıl giderilir?

Bu ağır ve ciddi soru Ak Parti İl Yönetiminin önünde duruyor.

Ülke ve kent için, Mersin için başarılı bir hizmet dönemi diliyorum.

 

HARUN ARSLAN.....30. 01. 2021

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.