Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Bir ” Turab” Hikayesi… Ve Turab’ Da Yeni Dönem

TURAB ile ilgili bundan tam 12 yıl önce yazdığım bir  yazıdan bazı notlar:   *Suriye’den sonra Ürdün ve Libya ile de vizelerin kalkması ve bayramda kentimizde gördüğümüz çok sayıda Arap turist, Orta Doğu’nun  öneminin giderek arttığını ve artık bu önemin fark edilmesi gerektiği bir kez daha  vurguluyor. Geçen hafta Hürriyet Çukurova ilavesinde de Sinan Tanyıldız’ın üç gün üst üste çıkan yazılarında Suriye’nin önemi ve Hatay’a olumlu etkilerinden söz ediliyor.                                                                      Ve giderek artan Suriye ve Suriyelilerle ilgili haberler  görüyoruz.   *Bence burada asıl üzerine  görev düşen TURAB. Kuruluşundan beri dikkatle takip ediyorum.   *TURAB’ı Mersin açısından çok önemsiyorum. Ama yaptıklarını yeterli bulmuyorum.   *Mersin’de yapılan son Suriye – Türkiye İstişare toplantısını MTSO nun üyelerine  yeteri kadar duyurmadığını, ancak TURAB’ın ve üyesi Vahap Kokulu’nun gayretleriyle 80 – 90 kişi toplandığını unutmamalıyız.   *Aslında TURAB kendi gücünün ve bu günkü kazandığı önemin tam olarak farkında değil. Özellikle bu günlerde TURAB’a çok önemli görevler düşüyor. MTSO ve Üniversitenin hissedilmeyen önder ve itici gücünü TURAB üstlenebilir ve üstlenmelidir de.                                                                               ( MERSİN GAZETESİ...2009) *    *    *   Savaştan önce  sıkça yaptığım Suriye gezilerimde, özellikle Halep’te,  kendileri ya da ataları Türkiye’den göç etmiş çok sayıda insanla tanıştım. Bunların çoğu iyi eğitimli işadamı ya da sanatkar, Türkiye’yi de özlemle anan insanlardı. TURAB, bunların Mersin’e gelmelerini sağlayarak, hem barış iklimine bir katkı  sağlanması, hem de   kentin çok renkli eski günlerine dönmesi ve  değerinin artması yolunda  bir katkı verilebilirdi. Savaştan sonra Suriyelilerin Türkiye’ye ve yoğun olarak da kentimize gelmeleri üzerine, uğraşları olan konularda burada da imalat ve üretim yapmalarının doğru olacağı üzerinde düşündüm. Konuyu Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve yetkilileri ile görüştüm. Onlar da uygun gördüler; gerekli olan yer finansman  konusunda  destekleme sözü aldım. Tabii ki bu konuda TURAB öncülük yapacaktı. Meseleyi TURAB Başkanına anlattım; Büyükşehir Belediyesi ile birlikte görüşüp planlayacaktık. Tam üç yıl beklememize rağmen, maalesef TURAB Başkanı ile görüşme ve iletişim sağlayamadan, Büyükşehir Belediyesinde yönetim değişti ve  hem Suriyelilere hem de kente ekonomik anlamda yarar sağlayacak önemli bir proje de unutulmuş oldu! Keza, başka kurum ve kuruluşların TURAB ile işbirliği konusunda  girişimlerinin karşılıksız kaldığını öğreniyorum. O günlerde ben de TURAB ile ilgili tüm ümidim kaybetmiş oldum. *                     *                     *   TURAB ‘ın misyonunu  bir kez daha hatırlayalım: TURAB, “7 Türk Cumhuriyeti ve 22 Arap ülkesi arasında kardeşlik ve dostluk ilişkilerinin ekonomik ve ticari bağlamda gelişmesini ve uluslararası platformlarda ticari ve ekonomik anlamda dayanışmasını ve ortak çıkarlarını desteklemeyi temel misyon edinmiş” bir sivil toplum örgütü.   Şimdi TURAB’ın yeni bir Başkanı var ve bizler yeni bir ümitle bu önemli sivil toplum örgütünün Mersin’e ve ülkemize çok daha ileri, vizyoner katkılarını bekliyoruz.   Kısa bir süre önce Kıbrıs Cumhurbaşkanı’nı ziyaret ettikten sonra  Mersin’e gelen Azerbaycan Yükseliş Partisi Genel Başkanı Anar Esedli ile TURAB yeni Başkanı’nın görüşmesini sağladım Genel Başkan hem Türkiye ile ilişkilerin gelişmesini hem de ekonomik alanda İstanbul ve Ankara dışında, özellikle Mersin ve Adanalı, yani Çukurovalı işadamları ile işbirliği yapılmasını hedefliyordu. Yeni TURAB Başkanı ile çok yararlı bir görüşme sağlandı.   Bu kadar önemli bir dernek olan TURAB’ın gücünü bugüne kadar tam olarak gösterdiğini ve yapabileceğini bütünüyle yaptığını söyleyemeyiz. Çok zaman eleştirdiğim TURAB ‘ın şimdi yeni bir Başkanı var; son derece iyi niyetli , kentimize ve ülkemize faydalı olup başarılı olma isteğinde ve hedefinde olduğunu biliyorum.   Şimdi yeni dönemde, göreve gelmelerinin üzerinden yeterli bir süre geçen yeni TURAB yönetiminden bazı girişimlerde bulunmalarını bekleyebiliriz.   TURAB, Türkî Cumhuriyetlerle ilişkilerimizin güçlenmesinde, ekonomik alanda ortak yatırımların yapılmasında  somut adımlar atmalıdır. Ayrıca KKTC’nin tanınması konusunda TURAB gayret göstermeli, üyesi olan Türkî Cumhuriyetleri ve Arap ülkelerinin KKTC’yi tanımaları bağlamında üzerlerine düşen görevi yapmalıdır.   HARUN ARSLAN.....02 Kasım 2021  
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2021 - Çarşamba

Bir ” Turab” Hikayesi… Ve Turab’ Da Yeni Dönem

TURAB ile ilgili bundan tam 12 yıl önce yazdığım bir  yazıdan bazı notlar:

 

*Suriye’den sonra Ürdün ve Libya ile de vizelerin kalkması ve bayramda kentimizde gördüğümüz çok sayıda Arap turist, Orta Doğu’nun  öneminin giderek arttığını ve artık bu önemin fark edilmesi gerektiği bir kez daha  vurguluyor.

Geçen hafta Hürriyet Çukurova ilavesinde de Sinan Tanyıldız’ın üç gün üst üste çıkan yazılarında Suriye’nin önemi ve Hatay’a olumlu etkilerinden söz ediliyor.                                                                     

Ve giderek artan Suriye ve Suriyelilerle ilgili haberler  görüyoruz.

 

*Bence burada asıl üzerine  görev düşen TURAB. Kuruluşundan beri dikkatle takip ediyorum.

 

*TURAB’ı Mersin açısından çok önemsiyorum. Ama yaptıklarını yeterli bulmuyorum.

 

*Mersin’de yapılan son Suriye – Türkiye İstişare toplantısını MTSO nun üyelerine  yeteri kadar duyurmadığını, ancak TURAB’ın ve üyesi Vahap Kokulu’nun gayretleriyle 80 – 90 kişi toplandığını unutmamalıyız.

 

*Aslında TURAB kendi gücünün ve bu günkü kazandığı önemin tam olarak farkında değil. Özellikle bu günlerde TURAB’a çok önemli görevler düşüyor. MTSO ve Üniversitenin hissedilmeyen önder ve itici gücünü TURAB üstlenebilir ve üstlenmelidir de.

                                                                              ( MERSİN GAZETESİ...2009)

*    *    *

 

Savaştan önce  sıkça yaptığım Suriye gezilerimde, özellikle Halep’te,  kendileri ya da ataları Türkiye’den göç etmiş çok sayıda insanla tanıştım.

Bunların çoğu iyi eğitimli işadamı ya da sanatkar, Türkiye’yi de özlemle anan insanlardı. TURAB, bunların Mersin’e gelmelerini sağlayarak, hem barış iklimine bir katkı  sağlanması, hem de   kentin çok renkli eski günlerine dönmesi ve  değerinin artması yolunda  bir katkı verilebilirdi.

Savaştan sonra Suriyelilerin Türkiye’ye ve yoğun olarak da kentimize gelmeleri üzerine, uğraşları olan konularda burada da imalat ve üretim yapmalarının doğru olacağı üzerinde düşündüm.

Konuyu Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve yetkilileri ile görüştüm. Onlar da uygun gördüler; gerekli olan yer finansman  konusunda  destekleme sözü aldım.

Tabii ki bu konuda TURAB öncülük yapacaktı.

Meseleyi TURAB Başkanına anlattım; Büyükşehir Belediyesi ile birlikte görüşüp planlayacaktık.

Tam üç yıl beklememize rağmen, maalesef TURAB Başkanı ile görüşme ve iletişim sağlayamadan, Büyükşehir Belediyesinde yönetim değişti ve  hem Suriyelilere hem de kente ekonomik anlamda yarar sağlayacak önemli bir proje de unutulmuş oldu!

Keza, başka kurum ve kuruluşların TURAB ile işbirliği konusunda  girişimlerinin karşılıksız kaldığını öğreniyorum.

O günlerde ben de TURAB ile ilgili tüm ümidim kaybetmiş oldum.

*                     *                     *

 

TURAB ‘ın misyonunu  bir kez daha hatırlayalım:

TURAB,7 Türk Cumhuriyeti ve 22 Arap ülkesi arasında kardeşlik ve dostluk ilişkilerinin ekonomik ve ticari bağlamda gelişmesini ve uluslararası platformlarda ticari ve ekonomik anlamda dayanışmasını ve ortak çıkarlarını desteklemeyi temel misyon edinmiş” bir sivil toplum örgütü.

 

Şimdi TURAB’ın yeni bir Başkanı var ve bizler yeni bir ümitle bu önemli sivil toplum örgütünün Mersin’e ve ülkemize çok daha ileri, vizyoner katkılarını bekliyoruz.

 

Kısa bir süre önce Kıbrıs Cumhurbaşkanı’nı ziyaret ettikten sonra  Mersin’e gelen Azerbaycan Yükseliş Partisi Genel Başkanı Anar Esedli ile TURAB yeni Başkanı’nın görüşmesini sağladım

Genel Başkan hem Türkiye ile ilişkilerin gelişmesini hem de ekonomik alanda İstanbul ve Ankara dışında, özellikle Mersin ve Adanalı, yani Çukurovalı işadamları ile işbirliği yapılmasını hedefliyordu.

Yeni TURAB Başkanı ile çok yararlı bir görüşme sağlandı.

 

Bu kadar önemli bir dernek olan TURAB’ın gücünü bugüne kadar tam olarak gösterdiğini ve yapabileceğini bütünüyle yaptığını söyleyemeyiz.

Çok zaman eleştirdiğim TURAB ‘ın şimdi yeni bir Başkanı var; son derece iyi niyetli , kentimize ve ülkemize faydalı olup başarılı olma isteğinde ve hedefinde olduğunu biliyorum.

 

Şimdi yeni dönemde, göreve gelmelerinin üzerinden yeterli bir süre geçen yeni TURAB yönetiminden bazı girişimlerde bulunmalarını bekleyebiliriz.

 

TURAB, Türkî Cumhuriyetlerle ilişkilerimizin güçlenmesinde, ekonomik alanda ortak yatırımların yapılmasında  somut adımlar atmalıdır.

Ayrıca KKTC’nin tanınması konusunda TURAB gayret göstermeli, üyesi olan Türkî Cumhuriyetleri ve Arap ülkelerinin KKTC’yi tanımaları bağlamında üzerlerine düşen görevi yapmalıdır.

 

HARUN ARSLAN.....02 Kasım 2021

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.