Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Kentin Değişmeyen Başkanları!.. ve Bir DEĞERLİ BAŞKAN

Kentin özellikle son 20 yılına baktığımızda hep değişmeyen, değiştirilemeyen başkanları görürüz: Belli kişiler Oda, Konsey, Platform, gibi çeşitli isimler altındaki bir oluşumun başkanıdırlar. Bir kez koltuğa oturduktan ve koltuğun sağladığı maddi - manevi keyfi aldıktan ve çevrelerinin sürekli “sayın başkan !” hitabıyla mest olduktan sonra, onları  koltuktan indirmek mümkün olmaz. Ellerindeki gücü maddi ve manevi olarak kullanarak, çevrelerinde kendilerini destekleyen ciddi bir güç meydana getirirler. Tüzüğün ve yönetimde olmanın bütün imkanlarını kullanırlar ve kendilerine oy verecek kesimi belirleme gücünü  sonuna kadar kullanırlar.   Mersin uzun süre değişmeyen ve değiştirilemeyen bir “Başkanlar Dönemi” yaşadı. Fakat son yıllarda Mersin’de dengeler değişmeye başladı. Değiştirilemez denen Başkanlar değişmeye başladı. *                       *                     * Geçmiş döneme bir göz atalım: Yıllardır koltukta kalan bir Belediye Başkanından, bir Oda Başkanından, bir Üniversite Rektöründen ve bir Platform Başkanından ve bazı başka örneklerden, bir değişimin başladığını gördük.   Fakat Mersin’de az sayıda da olsa, kente katkı veren, değer katan, kentin gelişmesinde rol oynayan “Başkanlar” vardır. Bunlar da keşke hep görevde kalsalar, hiç değişmeseler… diye düşünürüz. Ellerini dokundurdukları her şey başarılı bir şekilde devam eder; onlar geri planda, sonuçtan bir beklentileri olmadan dururlar. Her ince ayrıntıyı titizlikle takip ederler, düzenlerler, sonuçtaki başarının manevi hazzı ile tatmin olurlar. Başkanlıkta kaldıkça tecrübeleri artar ve giderek kente daha yararlı olurlar. Sözünü ettiğim ender kişilerden biri: Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir … Ticaret Borsası Başkanlığını yeniden kazandı. *                       *                     * Olumsuz örneklerin eleştirisi kamusal bir hak ve görevdir; ama olumlu örneklerin de konuşulması, gösterilerek çoğalmalarının desteklenmesi de aynı ölçüde görevdir. Bu bağlamda Abdullah Özdemir ismi, üzerinde durulmayı, hakkında söz edilmeyi sonuna kadar hak ederek bugünlere ulaştı. Onu ilk defa kentin en büyük etkinliği olan, bugüne kadar başarı ile devam eden  Narenciye Festivali’nin düzenlenmesi ile de tanıdık.  “TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkanlığı” görevine 27 yıl sonra ilk kez bir Mersinli olarak seçilmişti. 2016 yılı Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Bakliyat Yılı ilan edildi. O günden beri her yıl Mersin’de başarı ile kutlanmasını sağlıyor.   Geçmişten önemli bir olayı hatırlayalım: Kentimiz adına çok anlamlı ve önemli bir durum yaşandı; haber değeri çok yüksek bu gelişme ne idi?   “Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, 73. TOBB Genel Kurulu’nu yönetmişti.”   TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde yapılan Genel Kurul’a Cumhurbaşkanı, Başbakan ve çok sayıda bakan, parti temsilcileri, siyasetçi, bürokrat ve işadamı katılmıştı. Ayrıca 81 il ve 160 ilçenin delegeleri, Oda ve Borsa temsilcilerinden oluşan 4 bin kişi Genel Kurulda bulundu. Mersin’li bir delege, hemşerimiz Abdullah Özdemir’in, bu düzeyde önemli bir Genel Kurul’u yönetmesi kentimiz adına sevindirici ve gurur verici idi.   Peki bu ülke çapında değerli bir olgu, Mersin’de nasıl yankılandı? Bu haberin en başta kentin ekonomisi ve ticareti ile ilgili “MTSO Haber” gazetesinde çıkmasını beklersiniz değil mi?. Öyle ya; bunca kıymetli, önemli bir gelişmeyi sahiplenmek, okurları bilgilendirmek ve ilgili hemşerimizi kutlamak hem yayıncılık açısından, hem de etik olarak bir görevdi. Ama inanılmaz bir “sükût suikastı” karşısında idik: Genel Kurulu Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir’in yönettiği haberi MTSO Haber gazetesinde yoktu! Maalesef Mersin’de kente faydalı kişilerin önlerini kesme, onların yaptıklarını önemsizleştirme geleneğini hep sürdü; bu konu da öylece suskunlukla geçiştirildi. Hep kente katkı vermeyen koltuğa yapışan Başkanlar seçilmeli ve kendi aralarında da işbirliği içinde olmalıydılar. *               *                     * Abdullah Özdemir, artık Mersin’in Adana’nın uydusu gibi görülmesi fikrinin ortadan kalması gerektiğini, Mersin’in birçok yönden Adana’yı geçtiğini ifade ediyor. Ayrıca Mersin’le ilgili her zamanki gibi doğru ve yerinde fikirleri var.  Havaalanını tartışmaların bitip, belirlenen yerde bir an önce yapılması için gayret sarf edilmesi gerektiğini söylüyor.   Kısaca: Mersin’de artık yıllardır koltuklarında oturan, heyecanlarını, çalışma arzularını kaybetmiş, yenilik getiremeyen, vizyonları kalmamış yöneticilerin ve başkanların değişmesini istiyoruz!   Umalım, yenileşme, değişim sürer; kenti değişmeyenler ve kenti geliştirmeyenler daha fazla bu kentin önünü tıkamazlar.   Ülkemizin gelişme hızına ve enerjisine yakışır, vizyoner bir kuşağın Mersin’de yönetim ağırlığı olmalıdır. Çağ değişiyor, küresel ekonomideki köklü savrulmalar, kırılmalar, değişimler klasik anlayışları aşıyor ve yönetsel/bilişsel kavrayışlarda çok daha yeni vizyonlar gerekiyor. Hemen her sektörde olduğu gibi, özellikle pandemi sonrası ekonomi ve finans alanında alışılmadık bir devinim, kırılma ve beklenmedik gelişmeler yaşanıyor. Bunların akıllı ve donanımlı kadrolarca izlenmesi, gerekli reflekslerin gösterilmesi gerekiyor.   Mersin Limanı gibi müthiş bir ekonomik/lojistik odak noktası elimizin altında ve ülkemiz ekonomisindeki müthiş ataklar bu limandan hareket ediyor. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği Avrupa’daki ihtiyaçlar krizi, ülkemize ve dolayısıyla Mersin Limanı üzerinden Mersin’e büyük imkânlar hazırlıyor ve bu bağlamda aracı firmalar Mersin üzerinden büyük ticari işlemler gerçekleştiriyor. Kısır günlük siyaset tartışmalarının ve körleştirici bir  kutuplaşmanın batağından kurtularak, ülkemiz ve Mersin için ortaya çıkan bu büyük imkânı kalıcı bir sektörel yapıya taşımak gerekiyor.   Belediyelerden siyaset çevrelerine, kurumsal yapılardan yönetici kademelere varıncaya kadar bu yeni dünya düzenini anlayan, karar ve yönelimlerinde bu vizyona karşılık verebilen donanımlı insanlar gerekiyor. Bunun için de yıllardır belirli görevlere çöreklenen yıpranmış paslı isimler artık sahneyi terk etmelidir. Değilse, zaten hayat bu isimleri silip süpürecektir; bu da başlamıştır.   Mersinliler olarak olumlu gelişmelerin önümüzdeki ayki seçimlerde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda ve Mersin Üniversitesi’nde de olmasını ümit ediyoruz.   Abdullah Özdemir, yukarda özetlemeye çalıştığım küresel dönüşümü kentimiz adına karşılayacak tecrübede ve donanımda bir üst düzey yöneticidir. Dileğim, bu isimlerin çoğalması, kent adına sahiplenilmesi ve örnek olarak konuşulmasıdır; çünkü hayat her şeye ve hepimize rağmen akıyor, değişerek ve büyük kırılmalarla ilerliyor. Bu sürecin en köklü yapısal dinamiği ise ekonomidir, ticarettir, finanstır. Mersin’deki her bir insanımız ve özellikle karar verici iradeler bu küresel değişime cevap verebilecek kavrayışta ve bilinçte olmalıdır. Basın başta olmak üzere, kamuoyunu şekillendiren bütün mecralar da buna uygun pozisyon almak zorundadır ve belki de işin en zor cephesi burasıdır   Ben bu süreçte göreve devam edecek olan Abdullah Özdemir Başkan’ı ülkem ve kentim adına umutla ve sevinçle kutluyorum; dönemin ülkemize ve kentimize sunduğu çok büyük fırsatları ve imkânları gereğince verimli kullanacağına inanıyorum.   HARUN ARSLAN....20 Ekim 2022
Ekleme Tarihi: 20 Ekim 2022 - Perşembe

Kentin Değişmeyen Başkanları!.. ve Bir DEĞERLİ BAŞKAN

Kentin özellikle son 20 yılına baktığımızda hep değişmeyen, değiştirilemeyen başkanları görürüz: Belli kişiler Oda, Konsey, Platform, gibi çeşitli isimler altındaki bir oluşumun başkanıdırlar.

Bir kez koltuğa oturduktan ve koltuğun sağladığı maddi - manevi keyfi aldıktan ve çevrelerinin sürekli “sayın başkan !” hitabıyla mest olduktan sonra, onları  koltuktan indirmek mümkün olmaz.

Ellerindeki gücü maddi ve manevi olarak kullanarak, çevrelerinde kendilerini destekleyen ciddi bir güç meydana getirirler. Tüzüğün ve yönetimde olmanın bütün imkanlarını kullanırlar ve kendilerine oy verecek kesimi belirleme gücünü  sonuna kadar kullanırlar.  

Mersin uzun süre değişmeyen ve değiştirilemeyen bir “Başkanlar Dönemi” yaşadı.

Fakat son yıllarda Mersin’de dengeler değişmeye başladı.

Değiştirilemez denen Başkanlar değişmeye başladı.

*                       *                     *

Geçmiş döneme bir göz atalım: Yıllardır koltukta kalan bir Belediye Başkanından, bir Oda Başkanından, bir Üniversite Rektöründen ve bir Platform Başkanından ve bazı başka örneklerden, bir değişimin başladığını gördük.

 

Fakat Mersin’de az sayıda da olsa, kente katkı veren, değer katan, kentin gelişmesinde rol oynayan “Başkanlar” vardır. Bunlar da keşke hep görevde kalsalar, hiç değişmeseler… diye düşünürüz.

Ellerini dokundurdukları her şey başarılı bir şekilde devam eder; onlar geri planda, sonuçtan bir beklentileri olmadan dururlar. Her ince ayrıntıyı titizlikle takip ederler, düzenlerler, sonuçtaki başarının manevi hazzı ile tatmin olurlar. Başkanlıkta kaldıkça tecrübeleri artar ve giderek kente daha yararlı olurlar.

Sözünü ettiğim ender kişilerden biri:

Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir

Ticaret Borsası Başkanlığını yeniden kazandı.

*                       *                     *

Olumsuz örneklerin eleştirisi kamusal bir hak ve görevdir; ama olumlu örneklerin de konuşulması, gösterilerek çoğalmalarının desteklenmesi de aynı ölçüde görevdir. Bu bağlamda Abdullah Özdemir ismi, üzerinde durulmayı, hakkında söz edilmeyi sonuna kadar hak ederek bugünlere ulaştı.

Onu ilk defa kentin en büyük etkinliği olan, bugüne kadar başarı ile devam eden  Narenciye Festivali’nin düzenlenmesi ile de tanıdık.

 “TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkanlığı görevine 27 yıl sonra ilk kez bir Mersinli olarak seçilmişti.

2016 yılı Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Bakliyat Yılı ilan edildi. O günden beri her yıl Mersin’de başarı ile kutlanmasını sağlıyor.

 

Geçmişten önemli bir olayı hatırlayalım: Kentimiz adına çok anlamlı ve önemli bir durum yaşandı; haber değeri çok yüksek bu gelişme ne idi?

 

“Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir,

73. TOBB Genel Kurulu’nu yönetmişti.”

 

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde yapılan Genel Kurul’a Cumhurbaşkanı, Başbakan ve çok sayıda bakan, parti temsilcileri, siyasetçi, bürokrat ve işadamı katılmıştı. Ayrıca 81 il ve 160 ilçenin delegeleri, Oda ve Borsa temsilcilerinden oluşan 4 bin kişi Genel Kurulda bulundu.

Mersin’li bir delege, hemşerimiz Abdullah Özdemir’in, bu düzeyde önemli bir Genel Kurul’u yönetmesi kentimiz adına sevindirici ve gurur verici idi.

 

Peki bu ülke çapında değerli bir olgu, Mersin’de nasıl yankılandı?

Bu haberin en başta kentin ekonomisi ve ticareti ile ilgili “MTSO Haber” gazetesinde çıkmasını beklersiniz değil mi?.

Öyle ya; bunca kıymetli, önemli bir gelişmeyi sahiplenmek, okurları bilgilendirmek ve ilgili hemşerimizi kutlamak hem yayıncılık açısından, hem de etik olarak bir görevdi. Ama inanılmaz bir “sükût suikastı” karşısında idik:

Genel Kurulu Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir’in yönettiği haberi MTSO Haber gazetesinde yoktu!

Maalesef Mersin’de kente faydalı kişilerin önlerini kesme, onların yaptıklarını önemsizleştirme geleneğini hep sürdü; bu konu da öylece suskunlukla geçiştirildi. Hep kente katkı vermeyen koltuğa yapışan Başkanlar seçilmeli ve kendi aralarında da işbirliği içinde olmalıydılar.

*               *                     *

Abdullah Özdemir, artık Mersin’in Adana’nın uydusu gibi görülmesi fikrinin ortadan kalması gerektiğini, Mersin’in birçok yönden Adana’yı geçtiğini ifade ediyor.

Ayrıca Mersin’le ilgili her zamanki gibi doğru ve yerinde fikirleri var.  Havaalanını tartışmaların bitip, belirlenen yerde bir an önce yapılması için gayret sarf edilmesi gerektiğini söylüyor.

 

Kısaca: Mersin’de artık yıllardır koltuklarında oturan, heyecanlarını, çalışma arzularını kaybetmiş, yenilik getiremeyen, vizyonları kalmamış yöneticilerin ve başkanların değişmesini istiyoruz!

 

Umalım, yenileşme, değişim sürer; kenti değişmeyenler ve kenti geliştirmeyenler daha fazla bu kentin önünü tıkamazlar.

 

Ülkemizin gelişme hızına ve enerjisine yakışır, vizyoner bir kuşağın Mersin’de yönetim ağırlığı olmalıdır.

Çağ değişiyor, küresel ekonomideki köklü savrulmalar, kırılmalar, değişimler klasik anlayışları aşıyor ve yönetsel/bilişsel kavrayışlarda çok daha yeni vizyonlar gerekiyor.

Hemen her sektörde olduğu gibi, özellikle pandemi sonrası ekonomi ve finans alanında alışılmadık bir devinim, kırılma ve beklenmedik gelişmeler yaşanıyor. Bunların akıllı ve donanımlı kadrolarca izlenmesi, gerekli reflekslerin gösterilmesi gerekiyor.

 

Mersin Limanı gibi müthiş bir ekonomik/lojistik odak noktası elimizin altında ve ülkemiz ekonomisindeki müthiş ataklar bu limandan hareket ediyor. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği Avrupa’daki ihtiyaçlar krizi, ülkemize ve dolayısıyla Mersin Limanı üzerinden Mersin’e büyük imkânlar hazırlıyor ve bu bağlamda aracı firmalar Mersin üzerinden büyük ticari işlemler gerçekleştiriyor.

Kısır günlük siyaset tartışmalarının ve körleştirici bir  kutuplaşmanın batağından kurtularak, ülkemiz ve Mersin için ortaya çıkan bu büyük imkânı kalıcı bir sektörel yapıya taşımak gerekiyor.

 

Belediyelerden siyaset çevrelerine, kurumsal yapılardan yönetici kademelere varıncaya kadar bu yeni dünya düzenini anlayan, karar ve yönelimlerinde bu vizyona karşılık verebilen donanımlı insanlar gerekiyor.

Bunun için de yıllardır belirli görevlere çöreklenen yıpranmış paslı isimler artık sahneyi terk etmelidir. Değilse, zaten hayat bu isimleri silip süpürecektir; bu da başlamıştır.

 

Mersinliler olarak olumlu gelişmelerin önümüzdeki ayki seçimlerde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda ve Mersin Üniversitesi’nde de olmasını ümit ediyoruz.

 

Abdullah Özdemir, yukarda özetlemeye çalıştığım küresel dönüşümü kentimiz adına karşılayacak tecrübede ve donanımda bir üst düzey yöneticidir. Dileğim, bu isimlerin çoğalması, kent adına sahiplenilmesi ve örnek olarak konuşulmasıdır; çünkü hayat her şeye ve hepimize rağmen akıyor, değişerek ve büyük kırılmalarla ilerliyor. Bu sürecin en köklü yapısal dinamiği ise ekonomidir, ticarettir, finanstır.

Mersin’deki her bir insanımız ve özellikle karar verici iradeler bu küresel değişime cevap verebilecek kavrayışta ve bilinçte olmalıdır.

Basın başta olmak üzere, kamuoyunu şekillendiren bütün mecralar da buna uygun pozisyon almak zorundadır ve belki de işin en zor cephesi burasıdır

 

Ben bu süreçte göreve devam edecek olan Abdullah Özdemir Başkan’ı ülkem ve kentim adına umutla ve sevinçle kutluyorum; dönemin ülkemize ve kentimize sunduğu çok büyük fırsatları ve imkânları gereğince verimli kullanacağına inanıyorum.

 

HARUN ARSLAN....20 Ekim 2022

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.