Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

“Pandemi Süreci” De Bir “Savaş Hâli”Dir…

Bir ülkede savaş olsa neler yaşanır, bir düşünelim: İnsanlar ölür. İnsanlar yaralanır. İnsanlar işlerinden olur. İşyerleri kapanır. Ekonomik durum etkilenir. Seyahatler kısıtlanır. Çeşitli yasaklar gündeme gelir. Şu anda pandemi döneminde tüm bunları yaşıyoruz. Yani, adeta bir savaş koşullarındayız. Toplumsal disiplin, kişisel davranışlarda koruyucu önlemler, ekonomik ve psikolojik açıdan dayanışma gereği vb. bir ulusal görev halindedir Böyle bir dönemde yönetimsel olarak birçok önleyici tedbir alınması ve halka yardımcı olunması gerekir. Toplumsal hayatı düzenlerken savaş dönemi şartlarına uyulur. En azından acil gerekler dışında toplantı yapılmaz; eğlenmeye, kutlamaya, sohbete, sosyal etkinliklere dönük programlar ertelenir; ulusal anlamı olanlar  dışında, insanları riske atacak törenler, açılışlar yapılmaz. Bütün kurumsal yapıların toplumsal sorumluluk açısından böyle davranarak örnek olmaları  gerekir.   Maalesef, salgının her gün acı bir şekilde biraz daha artmasına rağmen, hem yeterli önlemler alınmıyor, salgını arttıracak toplu etkinliklerde bulunuluyor hem de halkımız maske, mesafe gibi önlemlere hâlâ uymuyor.   Defalarca yazmamıza rağmen konserler, sergiler, kapalı yerlerde basın toplantıları, toplu etkinlikler, açılışlar ve kutlamalar sorumsuzca sürüyor. Hem kurallara uyulmuyor, hem de yeterli ölçüde caydırıcı denetimler yapılmıyor.   Belediyeler ise,  anlaşılmaz bir şekilde adeta bir etkinlik yarışına girmişler! Oysa İçişleri Bakanlığının, şimdilik  1 Aralık 2020 tarihine kadar bu tür topluluk halindeki programların yapılmaması yönünde yasal uyarıları sık sık güncelleniyor; ama özellikle belediyelerimiz bildiklerini okuyorlar; hiçbir aciliyeti olmayan gereksiz toplantılar, konserler, konferanslar, açılışlar, yemekli buluşmalar peş peşe yapılıyor, kentteki reklam panolarında çarşaf çarşaf duyuruluyor! Nedir bunlar? İnsanlarımız ölüyor; devlet çırpınıyor; sağlık çalışanlarımızda her gün yeni ölüm vakaları işitiyoruz ve onlar hiç çekincesiz, savaş koşullarına uygun, insanüstü bir çaba içindeler… ve siz törenlere, kutlamalara, konserlere, yemekli buluşmalara devam ediyorsunuz; üstelik de bunları toplumsal sorumluluğu olan kurumsal yapılar olarak yapıyorsunuz! Aklın, dilin, vicdanın sustuğu yer burası değilse neresidir, lütfen düşünür müsünüz?     Her etkinlikte, her toplaşmada  salgının bulaşma tehlikesi var ve mutlaka da bu toplu buluşmalarda  bir şekilde virüs yayılıyor; kim bilir, belki de tam bu toplantı nedeniyle bir ya da birkaç kişi ölüme randevu veriyor!   İlginçtir; soğuklarla salgının artacağı bugünlerde Toroslar Belediyesi “Kar Festivali”ne hazırlanıyor! “Mersin'in İlk ve Gerçek Kar Festivali Toroslar'da…” sloganı Belediyeler arasında da bir etkinlik yarışının olduğunu da gösteriyor. İlk yılında 20 bin kişinin katıldığı söylenen festivalin ikinci yılında “büyük bir coşkuyla” yapılması hedefleniyor.   Gerçekten inanılması güç. Tüm bu toplu etkinliklerle salgına davet çıkarılmasının yanında, belediyelere ciddi bir maliyet yükleneceği unutulmamalıdır. Gereksiz eğlenceler için harcanan bu para,  işini kaybetmiş, geliri azalmış, sıkıntıya düşmüş insanlarımıza destek olmak için kullanılabilir.   Bilindiği gibi her il, Valiliğin kararıyla kendi önlemlerini almakla yükümlüdür. Yani kentin bir kısmının sorumsuz davranması, kurallara uymaması tüm kent halkını etkileyecek. *Tedbirlere saygılı insanlarımıza, *Hastanelerimizde çırpınan sağlık çalışanlarımıza, *Oralarda bir düzgün nefes için boğulurcasına acı çeken hastalarımıza, *İlkokula giden yavrularımıza, onların minicik hayatlarında maske- mesafe disiplini içinde yaşamalarına, *Sevdiklerine dokunamamanın  bedelini duygusal çöküş halinde yaşayan insanlarımıza karşı ayıptır, utanç vericidir, günahtır.   Umarım yerel yöneticiler, kentteki tüm kurumlar ve kuruluşlar en azından bundan sonra bu savaş durumunun farkında ve bilincinde olarak toplu etkinliklerden, içinde bulunduğumuz hassas dönemde vaz geçerek yaşanacak olumsuzluklardan sorumlu olmazlar,  merkezi yöneticilerimiz de yetkilerini kullanarak gerekli yaptırımlarda bulunurlar.   HARUN ARSLAN.....15 Kasım 2020      
Ekleme Tarihi: 15 Kasım 2020 - Pazar

“Pandemi Süreci” De Bir “Savaş Hâli”Dir…

Bir ülkede savaş olsa neler yaşanır, bir düşünelim:

İnsanlar ölür.

İnsanlar yaralanır.

İnsanlar işlerinden olur.

İşyerleri kapanır.

Ekonomik durum etkilenir.

Seyahatler kısıtlanır.

Çeşitli yasaklar gündeme gelir.

Şu anda pandemi döneminde tüm bunları yaşıyoruz.

Yani, adeta bir savaş koşullarındayız.

Toplumsal disiplin, kişisel davranışlarda koruyucu önlemler, ekonomik ve psikolojik açıdan dayanışma gereği vb. bir ulusal görev halindedir

Böyle bir dönemde yönetimsel olarak birçok önleyici tedbir alınması ve halka yardımcı olunması gerekir.

Toplumsal hayatı düzenlerken savaş dönemi şartlarına uyulur.

En azından acil gerekler dışında toplantı yapılmaz; eğlenmeye, kutlamaya, sohbete, sosyal etkinliklere dönük programlar ertelenir; ulusal anlamı olanlar  dışında, insanları riske atacak törenler, açılışlar yapılmaz. Bütün kurumsal yapıların toplumsal sorumluluk açısından böyle davranarak örnek olmaları  gerekir.

 

Maalesef, salgının her gün acı bir şekilde biraz daha artmasına rağmen, hem yeterli önlemler alınmıyor, salgını arttıracak toplu etkinliklerde bulunuluyor hem de halkımız maske, mesafe gibi önlemlere hâlâ uymuyor.

 

Defalarca yazmamıza rağmen konserler, sergiler, kapalı yerlerde basın toplantıları, toplu etkinlikler, açılışlar ve kutlamalar sorumsuzca sürüyor.

Hem kurallara uyulmuyor, hem de yeterli ölçüde caydırıcı denetimler yapılmıyor.

 

Belediyeler ise,  anlaşılmaz bir şekilde adeta bir etkinlik yarışına girmişler!

Oysa İçişleri Bakanlığının, şimdilik  1 Aralık 2020 tarihine kadar bu tür topluluk halindeki programların yapılmaması yönünde yasal uyarıları sık sık güncelleniyor; ama özellikle belediyelerimiz bildiklerini okuyorlar; hiçbir aciliyeti olmayan gereksiz toplantılar, konserler, konferanslar, açılışlar, yemekli buluşmalar peş peşe yapılıyor, kentteki reklam panolarında çarşaf çarşaf duyuruluyor!

Nedir bunlar? İnsanlarımız ölüyor; devlet çırpınıyor; sağlık çalışanlarımızda her gün yeni ölüm vakaları işitiyoruz ve onlar hiç çekincesiz, savaş koşullarına uygun, insanüstü bir çaba içindeler… ve siz törenlere, kutlamalara, konserlere, yemekli buluşmalara devam ediyorsunuz; üstelik de bunları toplumsal sorumluluğu olan kurumsal yapılar olarak yapıyorsunuz!

Aklın, dilin, vicdanın sustuğu yer burası değilse neresidir, lütfen düşünür müsünüz?    

Her etkinlikte, her toplaşmada  salgının bulaşma tehlikesi var ve mutlaka da bu toplu buluşmalarda  bir şekilde virüs yayılıyor; kim bilir, belki de tam bu toplantı nedeniyle bir ya da birkaç kişi ölüme randevu veriyor!

 

İlginçtir; soğuklarla salgının artacağı bugünlerde Toroslar Belediyesi

“Kar Festivali”ne hazırlanıyor!

Mersin'in İlk ve Gerçek Kar Festivali Toroslar'da…” sloganı Belediyeler arasında da bir etkinlik yarışının olduğunu da gösteriyor.

İlk yılında 20 bin kişinin katıldığı söylenen festivalin ikinci yılında “büyük bir coşkuyla” yapılması hedefleniyor.

 

Gerçekten inanılması güç. Tüm bu toplu etkinliklerle salgına davet çıkarılmasının yanında, belediyelere ciddi bir maliyet yükleneceği unutulmamalıdır.

Gereksiz eğlenceler için harcanan bu para,  işini kaybetmiş, geliri azalmış, sıkıntıya düşmüş insanlarımıza destek olmak için kullanılabilir.

 

Bilindiği gibi her il, Valiliğin kararıyla kendi önlemlerini almakla yükümlüdür.

Yani kentin bir kısmının sorumsuz davranması, kurallara uymaması tüm kent halkını etkileyecek.

*Tedbirlere saygılı insanlarımıza,

*Hastanelerimizde çırpınan sağlık çalışanlarımıza,

*Oralarda bir düzgün nefes için boğulurcasına acı çeken hastalarımıza,

*İlkokula giden yavrularımıza, onların minicik hayatlarında maske- mesafe disiplini içinde yaşamalarına,

*Sevdiklerine dokunamamanın  bedelini duygusal çöküş halinde yaşayan insanlarımıza karşı ayıptır, utanç vericidir, günahtır.

 

Umarım yerel yöneticiler, kentteki tüm kurumlar ve kuruluşlar en azından bundan sonra bu savaş durumunun farkında ve bilincinde olarak toplu etkinliklerden, içinde bulunduğumuz hassas dönemde vaz geçerek yaşanacak olumsuzluklardan sorumlu olmazlar,  merkezi yöneticilerimiz de yetkilerini kullanarak gerekli yaptırımlarda bulunurlar.

 

HARUN ARSLAN.....15 Kasım 2020

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.