Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Yerelden Ulusala İnternet Gazeteciliği’nde Yeni Dönem Ve Tingader-2

Haber kalitesi ve Türkçe kullanımı bakımından okunabilir haber yapan, köşe yazısı yazan gazeteciler yetişmedi. Bugün ülke çapında isim yapmış ve kentimizden yetişmiş bir gazetecinin olmaması çok acıdır. Siyasetçilere yanaşarak ya da gazeteci kimliğini kullanarak kolay kazanca yönelme alışkanlığı, sonuç olarak etik bir kirlenme yanında, kolaycılığa gidilmesini sağlamıştır. Kalite ve rekabet geri planda kalınca da sektörde çalışanlar, reklam toplama dışında kendilerini yetiştirmemişler; gazetecilik yapmamışlar…   Bugün neredeyse tüm yerel gazeteleri incelediğiniz zam, sayısız imlâ hatası bulursunuz, bırakın yabancı bir dil bilmeyi, Türkçeyi dahi doğru kullanamayan gazeteciler! Sonuç? Bugün kentimizde günlük gazetelerin  satışları iki haneli rakamlarda kalıyor.. Bayide ise yok denecek kadar az satılmaktadır. Hatta salgın dönemini bahane ederek uzun süre dağıtım dahi yapılmamıştır. Peki bu gazeteler nasıl yaşıyor? diye sorarsak, bir başka acıklı hikaye karşımıza çıkar: Basın ilan kurumundan aldıkları para ile yaşıyorlar! Bunun belli sayıda sigortalı çalıştırma ve belli sayıda gazete basma ve bayide satılmasını sağlama şartına bağlı olduğunu biliyorum; ama  bunun tam olarak yerine getirildiği hususunda şüpheler vardır. Kazanç hırsına giren gazete patronlar, çalışanlarına asgari ücret bazen de asgari ücretinde altında para verirler. Onlar da çoğu zaman (yukarıda bir gazetecinin söylediği gibi) gazete patronunun emrinde, onun gösterdiği kişiler aleyhinde yazmaya hatta işi şantaj ve tehdide kadar götürmeye mecbur kalıyorlar. durumuna giriyorlar. Buna uymazlarsa işlerinde olma tehlikesi var! Tabii aldıkları çok az ücretle de yaşamaya çalışırken mesleklerinde başarılı olamıyorlar ve kendilerini geliştiremiyorlar. *                     *                     * Sonuç olarak Basın Kurumu’ndan aldıkları para ile yaşayan, abonesi olmayan, okunmayan gazeteler… Bu gazetelerde doğru yazı yazamayan, Türkçeyi doğru kullanamayan, haber yapamayan, ajanslardan alınan haberlerle gazete dolduran formalite gazeteler… Tabi tüm bunların sonunda da ne muhabir, ne köşe yazarı, ne haberci ne de gerçek bir gazeteci yetişiyor. Gelelim bu sorunu besleyen bir diğer konuya: Kentin köşe noktalarına oturmuş, koltuklarına yapışmış, yalnızca bu kentin rantından yararlanmak isteyen kent dinamikleri, küçük bir grup olmalarına rağmen tüm kentin yönetimini ellerinde bulunduruyorlar. Kentin gelişimini ve özellikle değişimini engelleyip aynı düzenin sürmesini sağlıyorlar. Bu kişiler bir takım yerel basınla da işbirliği içerisine girmişler,  ortak çıkarları oluşmuş. Onlar da bu kişilerin savunuculuğunu yapıyorlar. Oysa, eski bir alışkanlıkla hâlâ yazılı yerel basının çok önemli ve kent çapında etkili ve yaptırım gücü olduğuna inanılsa da, artık  iş insanları ve resmi çevreler üzerinde bir etkisinin olmadığı bir gerçektir ve bu durum artık bir zaman sonra daha da iyi anlaşılacak. Yani yerel basın kendi işini ciddiye almıyor; habercilik anlayışını çağcıl ölçülerde yerine getiremiyor. Sayısız örnek verebiliriz; ama yalnızca  geçtiğimiz aylarda yaşadığımız yalnızca bir olayı örnek vermek istiyorum. Kentimizde önemli bir etkinlik gerçekleştiriyor: “Hayat Boyu Öğrenme Haftası”. Şüphesiz, eğitim açısından çok önemli bir projedir bu. Nedenlerini içeren  bazı ayrıntılara birlikte bakalım: *Bu proje ilk kez ilimizde uygulanıyor; *Milli Eğitim Bakan yardımcısı sırf bu etkinlik için Mersin’e geliyor; *Başka İllerden ilimize canlı yayınla bağlantı sağlanıyor; *Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü programa katılıyor; *Bazı Daire Başkanları ve Bakanlık personeli Mersin’de; *Valimiz katılıyor; *Bazı Belediye Başkanları programda; *Bütün ilçelerin Halk Eğitim Merkezleri stant açıyor; *Stantlarda kursiyerler elişlerini sergiliyorlar; *Olgunlaşma Enstitüsü bir defile düzenliyor; *Birçok müzik ve folklor grubu etkinlikte yer alıyor; *Saz aşıkları program yapıyorlar.   Milli Eğitim Müdürlüğü’nün son derece iyi hazırlanmış olduğu bu etkinliğin önemini daha fazla anlatmaya gerek yok. Herhalde son zamanlarda kentimizde  haber değeri en yüksek etkinlik. Halkın çok ciddi bir ilgisi var, yapıldığı geniş alan tamamen dolmuş durumda. Bir tv kanalı, bazı haber ajansları yanında yalnızca bazı internet gazetesi muhabirleri var. Yazılı basından kimse yok. Basın açısından gerçekten üzücü bir görünümdür bu. Yerel basın, kentte olan her haberi hiç bir etki, art niyet, ön yargı, beklenti, algı yönetimi olmadan yapmalıdır. (devam edecek)   HARUN ARSLAN.....09 Aralık 2022
Ekleme Tarihi: 10 Ocak 2022 - Pazartesi

Yerelden Ulusala İnternet Gazeteciliği’nde Yeni Dönem Ve Tingader-2

Haber kalitesi ve Türkçe kullanımı bakımından okunabilir haber yapan, köşe yazısı yazan gazeteciler yetişmedi. Bugün ülke çapında isim yapmış ve kentimizden yetişmiş bir gazetecinin olmaması çok acıdır.

Siyasetçilere yanaşarak ya da gazeteci kimliğini kullanarak kolay kazanca yönelme alışkanlığı, sonuç olarak etik bir kirlenme yanında, kolaycılığa gidilmesini sağlamıştır. Kalite ve rekabet geri planda kalınca da sektörde çalışanlar, reklam toplama dışında kendilerini yetiştirmemişler; gazetecilik yapmamışlar…

 

Bugün neredeyse tüm yerel gazeteleri incelediğiniz zam, sayısız imlâ hatası bulursunuz, bırakın yabancı bir dil bilmeyi, Türkçeyi dahi doğru kullanamayan gazeteciler! Sonuç?

Bugün kentimizde günlük gazetelerin  satışları iki haneli rakamlarda kalıyor.. Bayide ise yok denecek kadar az satılmaktadır.

Hatta salgın dönemini bahane ederek uzun süre dağıtım dahi yapılmamıştır.

Peki bu gazeteler nasıl yaşıyor? diye sorarsak, bir başka acıklı hikaye karşımıza çıkar: Basın ilan kurumundan aldıkları para ile yaşıyorlar! Bunun belli sayıda sigortalı çalıştırma ve belli sayıda gazete basma ve bayide satılmasını sağlama şartına bağlı olduğunu biliyorum; ama  bunun tam olarak yerine getirildiği hususunda şüpheler vardır.

Kazanç hırsına giren gazete patronlar, çalışanlarına asgari ücret bazen de asgari ücretinde altında para verirler. Onlar da çoğu zaman (yukarıda bir gazetecinin söylediği gibi) gazete patronunun emrinde, onun gösterdiği kişiler aleyhinde yazmaya hatta işi şantaj ve tehdide kadar götürmeye mecbur kalıyorlar. durumuna giriyorlar.

Buna uymazlarsa işlerinde olma tehlikesi var! Tabii aldıkları çok az ücretle de yaşamaya çalışırken mesleklerinde başarılı olamıyorlar ve kendilerini geliştiremiyorlar.

*                     *                     *

Sonuç olarak Basın Kurumu’ndan aldıkları para ile yaşayan, abonesi olmayan, okunmayan gazeteler… Bu gazetelerde doğru yazı yazamayan, Türkçeyi doğru kullanamayan, haber yapamayan, ajanslardan alınan haberlerle gazete dolduran formalite gazeteler…

Tabi tüm bunların sonunda da ne muhabir, ne köşe yazarı, ne haberci ne de gerçek bir gazeteci yetişiyor.

Gelelim bu sorunu besleyen bir diğer konuya:

Kentin köşe noktalarına oturmuş, koltuklarına yapışmış, yalnızca bu kentin rantından yararlanmak isteyen kent dinamikleri, küçük bir grup olmalarına rağmen tüm kentin yönetimini ellerinde bulunduruyorlar.

Kentin gelişimini ve özellikle değişimini engelleyip aynı düzenin sürmesini sağlıyorlar.

Bu kişiler bir takım yerel basınla da işbirliği içerisine girmişler,  ortak çıkarları oluşmuş. Onlar da bu kişilerin savunuculuğunu yapıyorlar.

Oysa, eski bir alışkanlıkla hâlâ yazılı yerel basının çok önemli ve kent çapında etkili ve yaptırım gücü olduğuna inanılsa da, artık  iş insanları ve resmi çevreler üzerinde bir etkisinin olmadığı bir gerçektir ve bu durum artık bir zaman sonra daha da iyi anlaşılacak. Yani yerel basın kendi işini ciddiye almıyor; habercilik anlayışını çağcıl ölçülerde yerine getiremiyor.

Sayısız örnek verebiliriz; ama yalnızca  geçtiğimiz aylarda yaşadığımız yalnızca bir olayı örnek vermek istiyorum.

Kentimizde önemli bir etkinlik gerçekleştiriyor: “Hayat Boyu Öğrenme Haftası”.

Şüphesiz, eğitim açısından çok önemli bir projedir bu.

Nedenlerini içeren  bazı ayrıntılara birlikte bakalım:

*Bu proje ilk kez ilimizde uygulanıyor;

*Milli Eğitim Bakan yardımcısı sırf bu etkinlik için Mersin’e geliyor;

*Başka İllerden ilimize canlı yayınla bağlantı sağlanıyor;

*Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü programa katılıyor;

*Bazı Daire Başkanları ve Bakanlık personeli Mersin’de;

*Valimiz katılıyor;

*Bazı Belediye Başkanları programda;

*Bütün ilçelerin Halk Eğitim Merkezleri stant açıyor;

*Stantlarda kursiyerler elişlerini sergiliyorlar;

*Olgunlaşma Enstitüsü bir defile düzenliyor;

*Birçok müzik ve folklor grubu etkinlikte yer alıyor;

*Saz aşıkları program yapıyorlar.

 

Milli Eğitim Müdürlüğü’nün son derece iyi hazırlanmış olduğu bu etkinliğin önemini daha fazla anlatmaya gerek yok.

Herhalde son zamanlarda kentimizde  haber değeri en yüksek etkinlik.

Halkın çok ciddi bir ilgisi var, yapıldığı geniş alan tamamen dolmuş durumda.

Bir tv kanalı, bazı haber ajansları yanında yalnızca bazı internet gazetesi muhabirleri var. Yazılı basından kimse yok.

Basın açısından gerçekten üzücü bir görünümdür bu.

Yerel basın, kentte olan her haberi hiç bir etki, art niyet, ön yargı, beklenti, algı yönetimi olmadan yapmalıdır.

(devam edecek)

 

HARUN ARSLAN.....09 Aralık 2022

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.