Ekonomistler “Zor ama yönü belli bir 2026” beklentisinde birleşti

Güncel 19.12.2025 - 13:30, Güncelleme: 19.12.2025 - 13:30
 

Ekonomistler “Zor ama yönü belli bir 2026” beklentisinde birleşti

Mersin Ekonomi Zirvesi’nde bir araya gelen ekonomistler, 2026’nın da 2025’e benzer şekilde geçeceğine işaret ederken, uygulanan politikaların yılsonuna doğru somut sonuçlar vermesine yönelik beklentinin yüksek olduğu konusunda ortak görüş bildirdi.

 İş dünyasına yönelik değerlendirmelerde; yapay zekâ yatırımlarının hızlandırılması, üretimin pazarlara daha yakın coğrafyalara taşınması ve işgücüne dayalı tüm sektörlerin otomasyon odaklı bir dönüşüme yönelmesinin kaçınılmaz olduğu vurgulandı. Mersin özelinde ise ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği için stratejik ve büyük ölçekli projelerde yabancı yatırımcı çekmenin kritik öneme sahip olduğu mesajı öne çıktı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) 140’ıncı kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Mersin Ekonomi Zirvesi”, iş ve ekonomi dünyasını Mersin’de buluşturdu. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ile Meclis Başkanı Hamit İzol’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen zirveye, KKTC 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Mersin Valisi Atilla Toros da katıldı. Trakya Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen zirvede; Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım ve A&M Türkiye Danışma Kurulu Başkanı Hilmi Güvenal konuşmacı olarak yer aldı. Açılış konuşmalarında Vali Toros, Mersin’in üretim gücü, dış ticaret kapasitesi ve lojistik vizyonunu aynı anda taşıyabilen nadir şehirlerden biri olduğu vurgulanırken, Cumhurbaşkanı Tatar ise Mersin ile KKTC arasında geliştirilecek işbirliklerinin her iki taraf için de ekonomiye güçlü katkılar sunacağını ifade etti. Çakır: “Mersin’i yaşanabilir bir kent yapmak, hepimizin sorumluluğudur” Konuşmasına Mersin ekonomisinin 140 yıllık tarihini özetleyerek başlayan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, kent ekonomisinin Cumhuriyetin ilk sanayi yatırımlarıyla güçlenen çok kimlikli başlayıp çok kimlikli devam eden bir yapıya sahip olduğunu anlattı. “Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak 140 yıldır Akdeniz’in incisi Mersin’imizin, işi olduk, aşı olduk” diyen Çakır, “Üyelerimizle birlikte ekonomiye, istihdama, eğitimden kentin kültür-sanat yaşamına kadar tüm sosyal ihtiyaçlarına dokunduk” dedi. MTSO çatısı altında Mersin gönüllüleri olarak çalıştıklarını vurgulayan Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok özel bir kentte yaşadığımızı biliyoruz. Tarım, sanayi, lojistik ve turizm sektörlerindeki çok kimlikli ekonomik yapısıyla daha önemlisi, dinamik iş dünyasıyla Türkiye’nin çok özel bir kentiyiz. Bu özelliğin getirdiği sorumluluğu üzerimizde taşıyarak kentimizi her alanda ekonomisi güçlü, kültür- sanatıyla, yaşam kalitesiyle, bütünsel kalkınmayı yakalamış, kucaklayıcı yapısıyla, yaşanabilir bir kent yapmak, hepimizin sorumluluğudur. Mersin iş dünyası olarak, 35 bin Mersin sevdalısı üyemizle bu sözü sizlerin huzurunda veriyoruz; Bugün gösterilen çabalarla, Mersin’in geleceği bugünden daha parlak olacaktır.” “Önerimiz Filyos – Mersin koridoru” Mersin’in bugün Türkiye’nin en büyük 7. ekonomisi olduğunu, dış ticarette yine yedinci büyük il haline geldiğini hatırlatan Çakır, “Mersin’i doğrudan küresel bir ağa bağlayan en büyük kritik göstergelerden biri ‘Yeni Sanayi Koridorları Projesi’dir. Planlanan dört sanayi koridorundan Mersin-Samsun, Mersin-Şırnak, Şırnak- Trabzon ve Sivas-Iğdır sanayi koridorları ve bizim önerdiğimiz araştırmaların en hazır koridor olarak gösterdiği; Avrupa’yı, Karadeniz’den-Akdeniz’e ve Basra’ya kadar bağlayacak olan Filyos – Mersin koridoru, tamamı Mersin’de birleşiyor. Mersin’e, sanayinin, ekonominin, Anadolu’ya yayılmasında kilit bir rol biçiliyor, bunu görmeli ve kentimizi buna göre planlamalıyız” dedi. “Mersin Lojistik Köy Projesi’ni hep birlikte hayata geçireceğiz” Yapılan tüm makro planlamadaki en önemli konunun etkin bir ulaştırma ve dünya ile buluşma olduğunu hatırlatan Çakır, devletin de yatırımlarıyla Mersin’in Türkiye’nin lojistik başkenti haline geldiğini söyledi. Açıklanan dört sanayi koridorunda ki konumuyla, Mersin’in Türkiye’nin lojistik başkenti olduğunun tescillendiğini kaydeden Çakır, “Mademki başkentiz diyoruz, lojistiğin başkentine de güzel bir lojistik köy yakışır. Sayın valimizin önderliğinde, Mersin Lojistik Köy Projesi’ni hep birlikte hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı. Mersin’i gelişmiş bir kent yapan etmenlerin arkasında ekonomi, iş dünyasının çabası ve birlikte hareket etmenin gücü olduğunu dile getiren Çakır, “Bunu görmeliyiz, birlikte beraber, Mersin’i parlak geleceğe hazırlamalıyız. 2050 yılında nasıl bir Mersin, 2075 yılında nasıl bir Mersin istediğimizi şimdiden planlamamalıyız” dedi. Yıldırım: “Kuru tarıma geçiş başlamalı” Türkiye’nin tarımsal verilerini değerlendiren Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, daralmanın sebeplerini yalnızca kuraklıkla açıklamanın doğru olmayacağını, yüksek girdi maliyetleri, finansman, işçilik ve kalıntı gibi sorunların tarımda yıllardır yaşandığını söyledi. Su sorununun ise Türkiye’de her geçen gün büyüdüğüne dikkat çeken Yıldırım, Devlet Su İşlerinin 2026 yılı için valiliklere yazı göndererek çiftçileri sulu tarımdan uzaklaştırıp kuru tarıma yönlendirmeye başlayacağını, su isteyen bitkiler yerine kuru tarıma geçileceğini aktardı. Türkiye’de tarımda su verimliliğinin yüzde 51 olduğunu bildiren Yıldırım, barajlardan tarlaya gelene kadar suyun yüzde 49’unun yolda kaybolduğunu söyledi. Kapalı sisteme geçmek gerektiğini belirtip bu konuda çalışma olacağını ifade etti. “Mersin kendi stratejisini belirlemeli” 2026’da da tarımda gündemi yine iklim krizinin oluşturacağını aktaran Yıldırım, “Yüksek maliyetler, düşük fiyatlar, gıda enflasyonu, Hal Yasası konuşulmaya devam edecek” dedi. Türk tarımında üretilen ürünlerin fiyatının alıcıya yüksek üreticiye düşük geldiğini hatırlatan Yıldırım, bunun mutlaka çözülmesi gerektiğini vurguladı. Neler yapılması gerektiği sorusunu da yanıtlayan Yıldırım şu önerilerde bulundu: “1 – Tarladaki sorunu çözmeden sanayideki, ticaretteki, ihracattaki sorunları çözmek mümkün değil. 2 – Planlama havza bazlı olmalı. 3 – Çukurova’yı bütün olarak ele alıp planlamalı. 4 – Tarımda işlenmemiş ürün ihracatı yerine işlenmiş marka ürünlere yönelmeli. 5 – Orta ve uzun vadeli planlar yapmalı. Uzun vadeli gerçek bir stratejik plan yok. 6 – Destekler ürün bazlı olmalı, maliyet düşürücü çalışmalar yapılmalı 7 – Teknolojiye ve dünyaya hakim gençler tarımda desteklenmeli. Ben gençlerin tarım ve gıdada Türkiye’nin kaderini değiştireceğine inanıyorum.” Bu noktada Mersin’in de kendisine bir strateji belirlemesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım. Limon ve portakal üretiminde Mısır’la rekabet mi edilmeli yoksa ürün desenine mi gidilmeli karar verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Güldağ: “Dünya gerçekten değişiyor” Genel olarak Türkiye ve dünya ekonomisini değerlendiren Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, 2025 yılında makro dengelerin düzelmeye başladığını ancak halen istenen seviyelerin yakalanmadığını söyledi. Özellikle sanayi rakamlarında sorun yaşandığını belirtip, “Üretim kaslarımızda ciddi erimeler var” diyen Güldağ, “2025 iş gücü kaybettiğimiz, pazar kaybettiğimiz bir süreç oldu ama makro dengeler bakımından mesafe aldık. Enflasyon iyi kötü 30’lu seviyelere doğru geldi. Önümüzdeki yıl biraz daha aşağı inmesini bekliyoruz ama faizler yüksek ve yüksek kalmaya devam edecek görünüyor” değerlendirmesini yaptı. Dünyaya ilişkin değerlendirmeler de yapan Güldağ; Çin, Hindistan, Brezilya gibi geçmişin geri kalmış ülkelerinin geliştiğini, artık sadece eşitlik istemeyip yaptıkları yatırımlarla, dünya pazarlarına açılmalarıyla üstünlük ister hale geldiklerini belirtip, “Dünya gerçekten değişiyor” ifadesini kullandı. “Faiz büyüktür enflasyon, enflasyon büyüktür kurdan” 2026 yılına yönelik beklentilerini de paylaşan Güldağ, “Kural değişmeyecek. 2025’te olduğu gibi Faiz büyüktür enflasyon, enflasyon büyüktür kur formülü devam edecek” dedi. Kontrollü kur rejiminin de devam edeceğini belirterek, “Gelir dağılımındaki bozulma net görünüyor. Üretim tarafının ihtiyaçlarını biraz daha dikkate almak gerekebilir. Avrupa tarafında canlanma bekleniyor. Euro, 2026’da değerlenmeye devam edecek. Daha zayıf bir dolar olacak. Yapay zekanın önemi daha da artacak” değerlendirmelerini yaptı. Avrupa’da Made in Euro kriterlerinin belirlendiğine de değinen Güldağ, Türkiye’yi dışarıda bırakacak kriterler oluşmaya başladığına işaret etti. Bu kriterlerin yalnızca AB sınırındaki üretimi sübvanse edip destekleyeceğini kaydeden Güldağ, bunun önemli bir tehdit olduğunu vurguladı. Avrupa’nın giderek yaşlandığını hatırlatıp onların ihtiyaçlarına yönelik işbirlikleri önerilmesi tavsiyesinde bulunan Güldağ, “Bunu üretiyorum kim isterse alsın dönemi bitti. Pazarın ihtiyaçlarını doğru okuyup yüksek teknolojiyi her işin içine biraz çekmeli” dedi. Güvenal: “Bu sene tüm düğmelere basma senesi” A&M Türkiye Danışma Kurulu Başkanı Hilmi Güvenal ise şirketlerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Konkordato süreçlerinin 2026’da da devam edeceğini belirten Güvenal şunları söyledi: “Enflasyon düşse de faizler düşmeyecek. Vergi affı beklemiyorum. Kemer sıkma konusundaki son senemiz. Enflasyonun gerçekten düşeceği sene olmazsa bir sonraki sene olacağına ilişkin beklentim yok. İşletmelerin konkordatoları devam edecektir çünkü çalışma modeli olarak ucuz işgücü, düşük faiz, kura dayalı sistemin yürümeyeceğini artık herkes kabul etmeli. Sürekli teşvike dayalı sistemin yürümediğini gördük. Rekabeti çok bir iş kolundaysanız ve farkınızı ortaya koyamıyorsanız işletmenizi sürdürmeyi bir kez daha düşünmelisiniz. Dezenflasyon paketi sizin yapışkan maliyetlerinizin artmaya devam edeceğini söylüyor. İçeride oluşan fiyatlar maliyeti artırmaya devam edecek. 2026’da zam yapma denecek ama tüm maliyetler artacak. Bu sene alınacak önlemlerle sonuç alınmalı. Sonuca ulaşmak için tüm düğmelere basma senesi. Yüksek tansiyon gibi yüksek enflasyonla da uzun süre yaşamak gibi bir durum yok.”
Mersin Ekonomi Zirvesi’nde bir araya gelen ekonomistler, 2026’nın da 2025’e benzer şekilde geçeceğine işaret ederken, uygulanan politikaların yılsonuna doğru somut sonuçlar vermesine yönelik beklentinin yüksek olduğu konusunda ortak görüş bildirdi.

 İş dünyasına yönelik değerlendirmelerde; yapay zekâ yatırımlarının hızlandırılması, üretimin pazarlara daha yakın coğrafyalara taşınması ve işgücüne dayalı tüm sektörlerin otomasyon odaklı bir dönüşüme yönelmesinin kaçınılmaz olduğu vurgulandı. Mersin özelinde ise ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği için stratejik ve büyük ölçekli projelerde yabancı yatırımcı çekmenin kritik öneme sahip olduğu mesajı öne çıktı.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) 140’ıncı kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen “ Mersin Ekonomi Zirvesi”, iş ve ekonomi dünyasını Mersin’de buluşturdu. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ile Meclis Başkanı Hamit İzol’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen zirveye, KKTC 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Mersin Valisi Atilla Toros da katıldı. Trakya Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu’nun moderatörlüğünde düzenlenen zirvede; Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım ve A&M Türkiye Danışma Kurulu Başkanı Hilmi Güvenal konuşmacı olarak yer aldı. Açılış konuşmalarında Vali Toros, Mersin’in üretim gücü, dış ticaret kapasitesi ve lojistik vizyonunu aynı anda taşıyabilen nadir şehirlerden biri olduğu vurgulanırken, Cumhurbaşkanı Tatar ise Mersin ile KKTC arasında geliştirilecek işbirliklerinin her iki taraf için de ekonomiye güçlü katkılar sunacağını ifade etti.

Çakır: “Mersin’i yaşanabilir bir kent yapmak, hepimizin sorumluluğudur”
Konuşmasına Mersin ekonomisinin 140 yıllık tarihini özetleyerek başlayan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, kent ekonomisinin Cumhuriyetin ilk sanayi yatırımlarıyla güçlenen çok kimlikli başlayıp çok kimlikli devam eden bir yapıya sahip olduğunu anlattı.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak 140 yıldır Akdeniz’in incisi Mersin’imizin, işi olduk, aşı olduk” diyen Çakır, “Üyelerimizle birlikte ekonomiye, istihdama, eğitimden kentin kültür-sanat yaşamına kadar tüm sosyal ihtiyaçlarına dokunduk” dedi. MTSO çatısı altında Mersin gönüllüleri olarak çalıştıklarını vurgulayan Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çok özel bir kentte yaşadığımızı biliyoruz. Tarım, sanayi, lojistik ve turizm sektörlerindeki çok kimlikli ekonomik yapısıyla daha önemlisi, dinamik iş dünyasıyla Türkiye’nin çok özel bir kentiyiz. Bu özelliğin getirdiği sorumluluğu üzerimizde taşıyarak kentimizi her alanda ekonomisi güçlü, kültür- sanatıyla, yaşam kalitesiyle, bütünsel kalkınmayı yakalamış, kucaklayıcı yapısıyla, yaşanabilir bir kent yapmak, hepimizin sorumluluğudur. Mersin iş dünyası olarak, 35 bin Mersin sevdalısı üyemizle bu sözü sizlerin huzurunda veriyoruz; Bugün gösterilen çabalarla, Mersin’in geleceği bugünden daha parlak olacaktır.”

“Önerimiz Filyos – Mersin koridoru”
Mersin’in bugün Türkiye’nin en büyük 7. ekonomisi olduğunu, dış ticarette yine yedinci büyük il haline geldiğini hatırlatan Çakır, “Mersin’i doğrudan küresel bir ağa bağlayan en büyük kritik göstergelerden biri ‘Yeni Sanayi Koridorları Projesi’dir. Planlanan dört sanayi koridorundan Mersin-Samsun, Mersin-Şırnak, Şırnak- Trabzon ve Sivas-Iğdır sanayi koridorları ve bizim önerdiğimiz araştırmaların en hazır koridor olarak gösterdiği; Avrupa’yı, Karadeniz’den-Akdeniz’e ve Basra’ya kadar bağlayacak olan Filyos – Mersin koridoru, tamamı Mersin’de birleşiyor. Mersin’e, sanayinin, ekonominin, Anadolu’ya yayılmasında kilit bir rol biçiliyor, bunu görmeli ve kentimizi buna göre planlamalıyız” dedi.

Mersin Lojistik Köy Projesi’ni hep birlikte hayata geçireceğiz”
Yapılan tüm makro planlamadaki en önemli konunun etkin bir ulaştırma ve dünya ile buluşma olduğunu hatırlatan Çakır, devletin de yatırımlarıyla Mersin’in Türkiye’nin lojistik başkenti haline geldiğini söyledi. Açıklanan dört sanayi koridorunda ki konumuyla, Mersin’in Türkiye’nin lojistik başkenti olduğunun tescillendiğini kaydeden Çakır, “Mademki başkentiz diyoruz, lojistiğin başkentine de güzel bir lojistik köy yakışır. Sayın valimizin önderliğinde, Mersin Lojistik Köy Projesi’ni hep birlikte hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.
Mersin’i gelişmiş bir kent yapan etmenlerin arkasında ekonomi, iş dünyasının çabası ve birlikte hareket etmenin gücü olduğunu dile getiren Çakır, “Bunu görmeliyiz, birlikte beraber, Mersin’i parlak geleceğe hazırlamalıyız. 2050 yılında nasıl bir Mersin, 2075 yılında nasıl bir Mersin istediğimizi şimdiden planlamamalıyız” dedi.

Yıldırım: “Kuru tarıma geçiş başlamalı”
Türkiye’nin tarımsal verilerini değerlendiren Ekonomi Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, daralmanın sebeplerini yalnızca kuraklıkla açıklamanın doğru olmayacağını, yüksek girdi maliyetleri, finansman, işçilik ve kalıntı gibi sorunların tarımda yıllardır yaşandığını söyledi. Su sorununun ise Türkiye’de her geçen gün büyüdüğüne dikkat çeken Yıldırım, Devlet Su İşlerinin 2026 yılı için valiliklere yazı göndererek çiftçileri sulu tarımdan uzaklaştırıp kuru tarıma yönlendirmeye başlayacağını, su isteyen bitkiler yerine kuru tarıma geçileceğini aktardı. Türkiye’de tarımda su verimliliğinin yüzde 51 olduğunu bildiren Yıldırım, barajlardan tarlaya gelene kadar suyun yüzde 49’unun yolda kaybolduğunu söyledi. Kapalı sisteme geçmek gerektiğini belirtip bu konuda çalışma olacağını ifade etti.

Mersin kendi stratejisini belirlemeli”
2026’da da tarımda gündemi yine iklim krizinin oluşturacağını aktaran Yıldırım, “Yüksek maliyetler, düşük fiyatlar, gıda enflasyonu, Hal Yasası konuşulmaya devam edecek” dedi. Türk tarımında üretilen ürünlerin fiyatının alıcıya yüksek üreticiye düşük geldiğini hatırlatan Yıldırım, bunun mutlaka çözülmesi gerektiğini vurguladı. Neler yapılması gerektiği sorusunu da yanıtlayan Yıldırım şu önerilerde bulundu:

“1 – Tarladaki sorunu çözmeden sanayideki, ticaretteki, ihracattaki sorunları çözmek mümkün değil.

2 – Planlama havza bazlı olmalı.

3 – Çukurova’yı bütün olarak ele alıp planlamalı.

4 – Tarımda işlenmemiş ürün ihracatı yerine işlenmiş marka ürünlere yönelmeli.

5 – Orta ve uzun vadeli planlar yapmalı. Uzun vadeli gerçek bir stratejik plan yok.

6 – Destekler ürün bazlı olmalı, maliyet düşürücü çalışmalar yapılmalı

7 – Teknolojiye ve dünyaya hakim gençler tarımda desteklenmeli. Ben gençlerin tarım ve gıdada Türkiye’nin kaderini değiştireceğine inanıyorum.”

Bu noktada Mersin’in de kendisine bir strateji belirlemesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım. Limon ve portakal üretiminde Mısır’la rekabet mi edilmeli yoksa ürün desenine mi gidilmeli karar verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Güldağ: “Dünya gerçekten değişiyor”
Genel olarak Türkiye ve dünya ekonomisini değerlendiren Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, 2025 yılında makro dengelerin düzelmeye başladığını ancak halen istenen seviyelerin yakalanmadığını söyledi. Özellikle sanayi rakamlarında sorun yaşandığını belirtip, “Üretim kaslarımızda ciddi erimeler var” diyen Güldağ, “2025 iş gücü kaybettiğimiz, pazar kaybettiğimiz bir süreç oldu ama makro dengeler bakımından mesafe aldık. Enflasyon iyi kötü 30’lu seviyelere doğru geldi. Önümüzdeki yıl biraz daha aşağı inmesini bekliyoruz ama faizler yüksek ve yüksek kalmaya devam edecek görünüyor” değerlendirmesini yaptı.
Dünyaya ilişkin değerlendirmeler de yapan Güldağ; Çin, Hindistan, Brezilya gibi geçmişin geri kalmış ülkelerinin geliştiğini, artık sadece eşitlik istemeyip yaptıkları yatırımlarla, dünya pazarlarına açılmalarıyla üstünlük ister hale geldiklerini belirtip, “Dünya gerçekten değişiyor” ifadesini kullandı.

“Faiz büyüktür enflasyon, enflasyon büyüktür kurdan”
2026 yılına yönelik beklentilerini de paylaşan Güldağ, “Kural değişmeyecek. 2025’te olduğu gibi Faiz büyüktür enflasyon, enflasyon büyüktür kur formülü devam edecek” dedi.
Kontrollü kur rejiminin de devam edeceğini belirterek, “Gelir dağılımındaki bozulma net görünüyor. Üretim tarafının ihtiyaçlarını biraz daha dikkate almak gerekebilir. Avrupa tarafında canlanma bekleniyor. Euro, 2026’da değerlenmeye devam edecek. Daha zayıf bir dolar olacak. Yapay zekanın önemi daha da artacak” değerlendirmelerini yaptı.
Avrupa’da Made in Euro kriterlerinin belirlendiğine de değinen Güldağ, Türkiye’yi dışarıda bırakacak kriterler oluşmaya başladığına işaret etti. Bu kriterlerin yalnızca AB sınırındaki üretimi sübvanse edip destekleyeceğini kaydeden Güldağ, bunun önemli bir tehdit olduğunu vurguladı. Avrupa’nın giderek yaşlandığını hatırlatıp onların ihtiyaçlarına yönelik işbirlikleri önerilmesi tavsiyesinde bulunan Güldağ, “Bunu üretiyorum kim isterse alsın dönemi bitti. Pazarın ihtiyaçlarını doğru okuyup yüksek teknolojiyi her işin içine biraz çekmeli” dedi.

Güvenal: “Bu sene tüm düğmelere basma senesi”
A&M Türkiye Danışma Kurulu Başkanı Hilmi Güvenal ise şirketlerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekti. Konkordato süreçlerinin 2026’da da devam edeceğini belirten Güvenal şunları söyledi:
“Enflasyon düşse de faizler düşmeyecek. Vergi affı beklemiyorum. Kemer sıkma konusundaki son senemiz. Enflasyonun gerçekten düşeceği sene olmazsa bir sonraki sene olacağına ilişkin beklentim yok. İşletmelerin konkordatoları devam edecektir çünkü çalışma modeli olarak ucuz işgücü, düşük faiz, kura dayalı sistemin yürümeyeceğini artık herkes kabul etmeli. Sürekli teşvike dayalı sistemin yürümediğini gördük. Rekabeti çok bir iş kolundaysanız ve farkınızı ortaya koyamıyorsanız işletmenizi sürdürmeyi bir kez daha düşünmelisiniz. Dezenflasyon paketi sizin yapışkan maliyetlerinizin artmaya devam edeceğini söylüyor. İçeride oluşan fiyatlar maliyeti artırmaya devam edecek. 2026’da zam yapma denecek ama tüm maliyetler artacak. Bu sene alınacak önlemlerle sonuç alınmalı. Sonuca ulaşmak için tüm düğmelere basma senesi. Yüksek tansiyon gibi yüksek enflasyonla da uzun süre yaşamak gibi bir durum yok.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.