Irak petrolünün paylaşım kavgası ve Türkiye-1 Abdullah Ayan yazdı
Irak petrolünün paylaşım kavgası ve Türkiye-1 Abdullah Ayan yazdı
Bugün petrol varlığını çekip çıkarın geriye Irak diye bir ülkenin varlığından bile söz edilebilir mi emin değilim…
Bugün petrol varlığını çekip çıkarın geriye Irak diye bir ülkenin varlığından bile söz edilebilir mi emin değilim…
Bölgede 1990’ larda Saddam’ ın Kuveyt’ i işgaliyle başlayıp 2000’ lerde Irak’ ta Baas rejiminin yıkılmasıyla başka bir evreye taşınan gerilim, 2010’ larda Suriye’ de patlayan iç savaşla tüm dünyayı etkileyen bir sürece dönüştü…
2024 Aralık sonunda Esad’ ın kaçışı, HTŞ ve başını Ahmed El-Şara’ nın çektiği ekibin ülkenin bir bölümüyle sınırlı da kalsa yönetimi üstlenmesi…
Sosyal, siyasal, ekonomik her açıdan ülkeler bir yana doğrudan insanların kaderini etkilediği tüm gelişmelerde Irak petrolünün ve petrolün paylaşımıyla ilgili planların oynadığı rol yadsınamaz…
Bugün petrol varlığını çekip çıkarın geriye Irak diye bir ülkenin varlığından bile söz edilebilir mi emin değilim…
Irak petrolüyle yaşadıkları aşkın depreşmesi sonucu yeniden bölgeye avdet eden İngiliz, Fransız ve ABD’ li şirketlerin bugünlerde sergilemeye başladıkları stratejik hamleleri başka zamana bırakıp bu makalede Türkiye’ nin son günlerde atmaya hazırlandığı adımları ele alacağım…
2023’ te ülkenin sıcak seçim gündemi nedeniyle fazla ilgi çekmese de çok önemli bir gelişme yaşanır…
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ nin Ceyhan Boru hattı üzerinden sevk ettiği petrol ile ilgili Bağdat Merkezi Hükümetinin Türkiye aleyhine daha önce Paris’ teki Uluslararası Tahkim Mahkemesi nezdinde açmış olduğu dava sonuçlanır.
Ve ICC, Türkiye'nin 21 Mayıs 2014'ten itibaren Irak Petrol Bakanlığı talimatlarını ihlal ederek Ceyhan'dan petrol yüklemesi yaptığı, bu ihlaller sonucu 2 milyar dolara yaklaşan (1.997.976.023) ABD doları tazminat ödemesi gerektiğine hükmeder.
Daha sonra itirazlar, karşılıklı mahsuplaşmalar ve faiz düzenlemeleri sonrası meblağ 1 milyar 471 milyon dolara düşürülür.
Tahkim kararının açıklanmasının ardından Türkiye, Paris'te iptal davası açar. Bu dava henüz sonuçlanmasa da hem Türkiye hem Irak merkezi Hükümeti’ nin ABD' ye taşıdığı Tenfiz davasında iki ülke karşılıklı tazminat taleplerinde bulunur. (Davanın ABD’ ye taşınma sebebi Türkiye’ yi hükmedilen para cezasının dünya para sistemini elinde bulunduran ABD’ nin yaptırım gücü olması)
Yargı süreci hâlâ devam ediyor ancak karar, Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Kurulu tarafından onaylanmış olduğu için Irak’ın Uluslararası sistemde Türkiye’ den bu tazminatın ödemesini istemesinin önünde engel yok..
Ancak gerek Bağdat merkezi hükümeti gerekse de Türkiye sorunun büyük gerilimlere yol açmadan sulh içinde uzlaşmayla çözülmesi yönünde çaba gösteriyor…
Özellikle uzlaşma sağlanmaması halinde devam eden tahkim sürecinin Türkiye açısından can sıkıcı bir yanı daha var.
ICC kararı 2018 yılına kadar olan dönemi kapsıyor. O tarihten 2023’ e kadar süren zaman diliminde aynı yöntemle alınan petrole ilişkin karar bekleyen ikinci bir tahkim dosyası daha var ve bunun da 2 Türkiye’ nin 2 milyar dolara yakın yeni bir tazminat ödeme riskiyle karşı karşıya kalması demek…
Peki, şimdilik 4 milyar dolarlık tazminata konu olan ihtilafın temeli neye dayanıyor?
Türkiye ile Irak 1973 yılında akdedilen ve iki ülke parlamentolarının da onayladığı Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması çerçevesinde 1973’ te yapımına başlanan Kerkük-Ceyhan boru hattı 1977’ de faaliyete geçer…
Boru, 1,1 milyon+500 bin olmak üzere 1,6 milyon/gün petrol taşıma kapasitesine sahiptir.
Ancak Irak’ ın ABD tarafından işgali sonrası baş gösteren istikrarsızlık ve çeşitli terör örgütlerinin sabotajları sonrası 2003’ ten başlayarak boru akışı aksamaya başlar.
Özellikle de 2009’ da IŞİD’ in artan saldırılarıyla petrol sevkiyatı tamamen durur…
Türkiye ile IKBY arasındaki petrol ticaretine dayalı ilişki bu kaotik dönemin etkisiyle ‘kazan-kazan’ formülüyle tanımlanacak yeni bir sürece evrilir.
2013 yılında, Irak Kürdistan Bölgesel Hükümeti, Kerkük ve Duhok üzerinden Türkiye-Irak sınırındaki Peş Habur'a uzanan bir boru hattını tamamlayarak Kerkük-Ceyhan boru hattına bağlar. Günlük 150 bin varil taşıma kapasitesine sahip bu hattın tamamlanması ardından Irak Kürdistan Bölgesel Hükümeti, ilk petrolü Mayıs 2014’ te Ceyhan'da tankere yüklendiğini duyurur.
Bağdat yönetiminin sonradan Uluslararası Tahkim’ e taşıdığı ve tazminat talebinde bulunduğu konu işte bu merkezi yönetimi devre dışı bırakan petrol sevkiyat ve ticareti…
Irak devleti sıfatıyla ICC’ ye yapılan ve sonunda Türkiye’ nin itirazlar sonucu 1 milyar 473 milyon dolara çekilen tazminata mahkûm edilmesi iki temel gerekçeye dayanıyor:
-Irak Anayasası'na göre, Irak'ın hangi bölgesi hatta noktasında olursa olsun üretilen petrolün ihracat yetkisi yalnız ve ancak merkezi hükümete ait… Bu nedenle Kuzeyde üretilen petrolü 'Kürt petrolü' diyerek Barzani'nin doğrudan satması Irak Anayasası'na aykırı…
-İkinci ihlal ise Türkiye'nin 1973 tarihli Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması'na aykırı hareket etmesi…
Söz konusu Anlaşmaya göre, Türkiye topraklarındaki boru hattında Irak hükümetinin talimatları doğrultusunda hareket edilmesi gerekiyor hatta uluslararası nitelikteki anlaşma Ceyhan terminalinde Irak adına 24 saat uzman bulundurulabileceği maddesini de içeriyor…
İşte Bağdat yönetiminin Irak devletinin hükümranlık haklarını koruyan ve 1973 anlaşmasının Irak’ı resmen temsil eden tarafı olarak ICC’ ye başvurduğu ve Türkiye’ yi tazminata mahkûm ettiği gerekçeler…
Ve sonuçta resmi muhatabın bypass edilerek IKBY’ nin kontrolündeki sahadan çıkarılan petrol kaynaklı uğradığı zararın Türkiye tarafından karşılanması kararı…
Mali Portreyi veriler ışığında ortaya koymak gerekirse yaklaşık 10 yıl boyunca süren –ilk etapta 2014-2018 yılları arası) ticaret karara bağlanıyor, 2018-2023 arasını kapsayan süreçle ilgili de bugünlerde karar verilmesi bekleniyor..
Günde 150 bin varil yılda yaklaşık 5,4 milyon varil demek ve bu da bugünkü fiyatlarla 3,5 milyar dolara tekabül ediyor ki sürdürülen yargısal mücadele boşuna değil…
Makaleyi kaleme aldığım süreç içinde çok önemli bir gelişme daha yaşandı 27 Temmuz 2025 günü Resmi Gazete’ de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Türkiye, 1973 yılında imzalanan Türkiye-Irak Ham Petrol Boru Hattı Anlaşmasını sonlandırdığını ve 2026 Temmuz itibarıyla anlaşmadan çekileceğini duyurdu…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, 29 Temmuz 2025’te yaptığı açıklamada bir dönemin kapandığını ve yeni konjonktür ışığında başlaması düşünülen yeni döneme ilişkin Türkiye beklentilerini şöyle özetliyordu:
"Mevcut boru hattı günde yaklaşık 1,5 milyon varil kapasiteye sahip. Şu anda akış yok. Zaten faaliyette olduğu dönemde de tam kapasiteyle çalışmamıştı. Irak merkezi hükümetinden talebimiz boru hattının tam kapasiteyle kullanılmasını garanti altına alacak bir mekanizmayı yeni anlaşmada yer almasını sağlamak..”
Türkiye bölgesel gelişmeler ışığında; petrol alımı ve sevkiyatı ile sınırlı olmayan Irak’ a doğalgaz ve elektrik satmayı da kapsayan kısaca ‘dengeli bir alışverişe’ dayanan bir açılım hedeflerken Irak merkezi hükümeti alternatif kartları masaya sürüp çaresiz olmadığını ve Suriye üzerinden Akdeniz’ e açılan unutulmaya yüz tutmuş Kerkük- Baniyas boru hattının yeniden faaliyete geçirilebileceği tezini dillendiriyor…
Konuyu diğer cepheleriyle değerlendirmeyi sürdüreceğim…
Abdullah AYAN
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.