Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Adanmış Hayat

“ Vicdanınız temizse, özgürsünüz demektir”     Şadiye Zeyneloğlu Çelik’in yaşam öyküsünü dinlediğimde topluma, doğaya, sanata, hayvanlara adanmış bir hayat portresi çıktı karşıma. İnsanların gelecekleri çoğunlukla, çocukluklarında saklıdır. Çocukken yetiştiğiniz aile, çevre ve iyi bir öğretmene denk gelme çok belirleyicidir.   Şadiye Zeyneloğlu Çelik, 1956 yılında Tarsus’ta doğdu. Mutlu bir çocukluk geçirdi. Babası Tarsus’un tanınmış hekimlerinden Hüsnü Erdem’dir. Hüsnü bey insanları ücretsiz muayene etmesi ile ünlüdür. Uyguladığı tedaviler ve koyduğu teşhisler onun ününe ün katmıştır. Ev hanımı bir anne nezaretinde altı çocuk, güzel anılarla büyüdü. Anne- baba çocuklarıyla çok ilgiliydi. Evlerine her gün üç gazete girerdi. Şadiye Hanımın üzerinde babasının etkisi büyüktür. O, bu aralar babasıyla ilgili bir belgesel çekmekle meşgul. Şadiye Hanım bizim aracılığımızla Tarsuslulara seslenmek, babasıyla ilgili anısı olanlara ulaşmak istiyor. Onlarla iletişime geçiyor, anılarını kameraya alıyor.   Başarılı öğrenci Şadiye Zeyneloğlu Çelik, ilk-orta ve lise tahsilini Tarsus’ta yaptı. Küçüklüğünden bu yana hep doğa- sanat ve hayvansever ortamlarda bulundu. Sanata düşkündü. Lise yıllarında resim çalışmaları vardı. 1975 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesine girdi. Fakültenin ilk mezunlarından olan Şadiye Hanım: “ Bu bölümü ben dahil kimse tam olarak bilmiyordu. İnsanlar; ‘Adam mı işleteceksin’ diye alaycı sorular sorardı” diyor. İşletmeyi, kolay iş bulunuyor düşüncesiyle arkadaşı önermişti. Oysa o, bugün geriye baktığında yanlış bölümde okuduğunu düşünüyor. “Keşke moda tasarım okusaydım” diyerek hayıflanıyor. Bu isteği onu hep takip edecek ve sonunda işinden ayrılmasına neden olacaktı.   Şadiye Zeyneloğlu Çelik; fakülteyi bitirdikten sonra, memleketi Tarsus’ta 26 yaşında belediye başkan yardımcısı olarak işe başladı. Görevinde çabucak tanındı, sevildi. Çünkü insanlara çok yardımcı oluyordu. O yıllar feodal ilişkilerin güçlü olduğu Tarsus’ta genç bir kadın yönetici biraz tuhaf karşılanıyordu. Belediyede ‘Şadi bey adıyla’ arandığı çok olmuştur. Şadiye Hanım ANAP Belediyesi döneminde, yolsuzluk araştırması yaptığı için başkanla ters düşerek görevi bıraktı. Görevi ile birlikte memuriyet hayatını da noktalamış oluyordu. Çünkü başka şehirlere atanmayı kabul etmemişti.   Babası; “kızım senin mesleğin özel sektöre uygun. Git önce yabancı dilini geliştir” diyerek onu Londra’ya sekiz aylık dil eğitimine gönderdi. Dönüşte, Adana Temsa’da üretim ve planlama şefliği işi onu bekliyordu. Altı sene orada çalıştı. Fakat dinmeyen sanat aşkı ve serbest çalışma isteği ağır bastı. Gençliğinden beri içinde kalan tasarımcılığı artık uygulamak istiyordu. Bu sebeple Mersin’de bir dükkan tutarak yola koyuldu… Şile bezinden kendi tasarladığı giysileri satışa sundu. Bu arada Sabahat Akkiraz, Mustafa Özarslan gibi ünlü müşteriler de edindi. O dönemler bir kamu kuruluşu olan DÖSİM’in açtığı yarışmaya katıldı. Kendi tasarımı Mersin Yörüklerine özgü bir örtü DÖSİM mağazasında satılmaya uygun bulundu.       Şadiye Zeyneloğlu Çelik; toplumcu ve yardımsever biri. Toplumcu yanı, kitaplardan okudukları, yaşamın çelişkileri ve babasından da öğrendikleriyle birleşince, tüm bunlar sol düşünceyle tanıştırdı onu. Öğrencilik yılları (1975-80) Türkiye’nin kazanının kaynadığı yıllardı. İşçi Partisi üyeliğiyle beraber, gönüllü olarak Aydınlık’ta çalışmaya başladı. O yıllar İstanbul’da, gelecekte eşi olacak çalışkan ve idealist Aydınlık muhabiri Yusuf Çelik ile tanıştı. Birlikte gazetede çalışırken ve eylemlerde sık sık bir araya geliyorlardı. 1998 yılında da evlendiler. Şadiye Hanım 2001 yılında emekli oldu. 1994’te Vatan Partisi (o zamanlar İşçi Partisi) Tarsus belediye başkan adayı idi. Partisinden defalarca Mersin milletvekili adayı oldu. O, Aydınlık muhabiri eşinin en büyük yardımcısıdır. Tek kuruş almadan, 20 yıl eşinin kamerasını taşıdı, şoförlüğünü yaptı, editörlüğünü üstlendi.    Toplumcu yanı sadece siyaset ile sınırlı kalmadı. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler aldı. Mersin Gazeteciler Cemiyeti üyesi Zeyneloğlu Çelik; Mersin Sokak Çocukları Derneği, Mersin Hayvan Dostları Derneği ve Cumhuriyet Kadınları Derneği Mersin Şubesi kurucusudur. Mersin hayvan barınağının kuruluşunda da derneği ile öncülük etti. Yıllar boyu özel arabası ile yaralı hayvanlara cankurtaran hizmeti sundu, evine aldı, tedavi etti, sahiplendirdi…   Evlerine her gün üçü yerel, ikisi ulusal basından beş gazete giriyor. Abonelikleri basına destek verme isteğindendir. Evdeki çöpleri kaynağında ayrıştıran Şadiye Hanım, vejetaryen olmasına rağmen bahçede beslediği kedilerinin ciğerini hiç ihmal etmiyor.   Sanat atölyesini andıran Mersin’deki evlerinde eşi Yusuf Çelik ile huzurlu bir yaşam süren Şadiye Zeyneloğlu Çelik, ülke gündemi için şöyle demektedir: “ Son 50 yılın canlı tanığıyım. Türkiye uzun seneler ABD tahakkümü altında yaşadı ve ülkenin tüm sıkıntıları da buradan kaynaklandı. Bu tahakküm 2016 yılından bu tarafa kırılmaya başladığı için gelecekten umutluyum. Türk ulusu yaratıcı ve fedakar bir millettir. Çok kısa zamanda büyük gelişmeler bekliyorum. Dünyanın geleceğinden de umutluyum. Çünkü emperyalizm geriliyor. İnsanlar bilinçleniyor.”          
Ekleme Tarihi: 04 Mart 2021 - Perşembe

Adanmış Hayat

“ Vicdanınız temizse, özgürsünüz demektir”

 

  Şadiye Zeyneloğlu Çelik’in yaşam öyküsünü dinlediğimde topluma, doğaya, sanata, hayvanlara adanmış bir hayat portresi çıktı karşıma. İnsanların gelecekleri çoğunlukla, çocukluklarında saklıdır. Çocukken yetiştiğiniz aile, çevre ve iyi bir öğretmene denk gelme çok belirleyicidir.

  Şadiye Zeyneloğlu Çelik, 1956 yılında Tarsus’ta doğdu. Mutlu bir çocukluk geçirdi. Babası Tarsus’un tanınmış hekimlerinden Hüsnü Erdem’dir. Hüsnü bey insanları ücretsiz muayene etmesi ile ünlüdür. Uyguladığı tedaviler ve koyduğu teşhisler onun ününe ün katmıştır. Ev hanımı bir anne nezaretinde altı çocuk, güzel anılarla büyüdü. Anne- baba çocuklarıyla çok ilgiliydi. Evlerine her gün üç gazete girerdi. Şadiye Hanımın üzerinde babasının etkisi büyüktür. O, bu aralar babasıyla ilgili bir belgesel çekmekle meşgul. Şadiye Hanım bizim aracılığımızla Tarsuslulara seslenmek, babasıyla ilgili anısı olanlara ulaşmak istiyor. Onlarla iletişime geçiyor, anılarını kameraya alıyor.

  Başarılı öğrenci Şadiye Zeyneloğlu Çelik, ilk-orta ve lise tahsilini Tarsus’ta yaptı. Küçüklüğünden bu yana hep doğa- sanat ve hayvansever ortamlarda bulundu. Sanata düşkündü. Lise yıllarında resim çalışmaları vardı. 1975 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesine girdi. Fakültenin ilk mezunlarından olan Şadiye Hanım: “ Bu bölümü ben dahil kimse tam olarak bilmiyordu. İnsanlar; ‘Adam mı işleteceksin’ diye alaycı sorular sorardı” diyor. İşletmeyi, kolay iş bulunuyor düşüncesiyle arkadaşı önermişti. Oysa o, bugün geriye baktığında yanlış bölümde okuduğunu düşünüyor. “Keşke moda tasarım okusaydım” diyerek hayıflanıyor. Bu isteği onu hep takip edecek ve sonunda işinden ayrılmasına neden olacaktı.

  Şadiye Zeyneloğlu Çelik; fakülteyi bitirdikten sonra, memleketi Tarsus’ta 26 yaşında belediye başkan yardımcısı olarak işe başladı. Görevinde çabucak tanındı, sevildi. Çünkü insanlara çok yardımcı oluyordu. O yıllar feodal ilişkilerin güçlü olduğu Tarsus’ta genç bir kadın yönetici biraz tuhaf karşılanıyordu. Belediyede ‘Şadi bey adıyla’ arandığı çok olmuştur. Şadiye Hanım ANAP Belediyesi döneminde, yolsuzluk araştırması yaptığı için başkanla ters düşerek görevi bıraktı. Görevi ile birlikte memuriyet hayatını da noktalamış oluyordu. Çünkü başka şehirlere atanmayı kabul etmemişti.

  Babası; “kızım senin mesleğin özel sektöre uygun. Git önce yabancı dilini geliştir” diyerek onu Londra’ya sekiz aylık dil eğitimine gönderdi. Dönüşte, Adana Temsa’da üretim ve planlama şefliği işi onu bekliyordu. Altı sene orada çalıştı. Fakat dinmeyen sanat aşkı ve serbest çalışma isteği ağır bastı. Gençliğinden beri içinde kalan tasarımcılığı artık uygulamak istiyordu. Bu sebeple Mersin’de bir dükkan tutarak yola koyuldu… Şile bezinden kendi tasarladığı giysileri satışa sundu. Bu arada Sabahat Akkiraz, Mustafa Özarslan gibi ünlü müşteriler de edindi. O dönemler bir kamu kuruluşu olan DÖSİM’in açtığı yarışmaya katıldı. Kendi tasarımı Mersin Yörüklerine özgü bir örtü DÖSİM mağazasında satılmaya uygun bulundu.    

  Şadiye Zeyneloğlu Çelik; toplumcu ve yardımsever biri. Toplumcu yanı, kitaplardan okudukları, yaşamın çelişkileri ve babasından da öğrendikleriyle birleşince, tüm bunlar sol düşünceyle tanıştırdı onu. Öğrencilik yılları (1975-80) Türkiye’nin kazanının kaynadığı yıllardı. İşçi Partisi üyeliğiyle beraber, gönüllü olarak Aydınlık’ta çalışmaya başladı. O yıllar İstanbul’da, gelecekte eşi olacak çalışkan ve idealist Aydınlık muhabiri Yusuf Çelik ile tanıştı. Birlikte gazetede çalışırken ve eylemlerde sık sık bir araya geliyorlardı. 1998 yılında da evlendiler. Şadiye Hanım 2001 yılında emekli oldu. 1994’te Vatan Partisi (o zamanlar İşçi Partisi) Tarsus belediye başkan adayı idi. Partisinden defalarca Mersin milletvekili adayı oldu. O, Aydınlık muhabiri eşinin en büyük yardımcısıdır. Tek kuruş almadan, 20 yıl eşinin kamerasını taşıdı, şoförlüğünü yaptı, editörlüğünü üstlendi. 

  Toplumcu yanı sadece siyaset ile sınırlı kalmadı. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler aldı. Mersin Gazeteciler Cemiyeti üyesi Zeyneloğlu Çelik; Mersin Sokak Çocukları Derneği, Mersin Hayvan Dostları Derneği ve Cumhuriyet Kadınları Derneği Mersin Şubesi kurucusudur. Mersin hayvan barınağının kuruluşunda da derneği ile öncülük etti. Yıllar boyu özel arabası ile yaralı hayvanlara cankurtaran hizmeti sundu, evine aldı, tedavi etti, sahiplendirdi…

  Evlerine her gün üçü yerel, ikisi ulusal basından beş gazete giriyor. Abonelikleri basına destek verme isteğindendir. Evdeki çöpleri kaynağında ayrıştıran Şadiye Hanım, vejetaryen olmasına rağmen bahçede beslediği kedilerinin ciğerini hiç ihmal etmiyor.

  Sanat atölyesini andıran Mersin’deki evlerinde eşi Yusuf Çelik ile huzurlu bir yaşam süren Şadiye Zeyneloğlu Çelik, ülke gündemi için şöyle demektedir: “ Son 50 yılın canlı tanığıyım. Türkiye uzun seneler ABD tahakkümü altında yaşadı ve ülkenin tüm sıkıntıları da buradan kaynaklandı. Bu tahakküm 2016 yılından bu tarafa kırılmaya başladığı için gelecekten umutluyum. Türk ulusu yaratıcı ve fedakar bir millettir. Çok kısa zamanda büyük gelişmeler bekliyorum. Dünyanın geleceğinden de umutluyum. Çünkü emperyalizm geriliyor. İnsanlar bilinçleniyor.”  

       

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.