Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Bir Ömür Nasıl Yaşanır

“Herkes kendi talihinin mimarıdır”     “Bir Ömür Nasıl Yaşanır” gazeteci Yenal Bilgici’nin Prof. İlber Ortaylı ile yaptığı söyleşi kitabının adı. Alt başlık olarak da kitaba “Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler” ismi verilmiş. Söyleşi İlber Ortaylı ile olunca, kitap ilgimi çekti. Türkiye’de kendini her açıdan iyi yetiştirmiş ve de entelektüel bakımdan üst seviyelerde bulunan az sayıdaki insanlardandır Ortaylı. Bugüne değin hiçbir kitabını okuma fırsatı bulamamıştım fakat gazetelerde çıkan yazılarını takip ederim. Ayrıca tv programlarında hayli dinlemişliğim vardır kendisini.   Tv programlarına hemen hemen tek çıkar. Ayrılan zamanı başkalarıyla paylaşmaz. Hoşsohbet oluşu ve olağanüstü bilgi birikimiyle, yayını tek başına götürür. Verilen süreyi azami ölçüde kullanır. Bir insanın kendini bu denli eğitmesi, geliştirmesi, benzersiz tecrübe ve gözlem gücüyle donatması hiç sıradan değildir.  İşte bu olağanüstü yetiler onda fazlasıyla mevcuttur. Belki ‘çok popülist bir yaklaşım’ diye düşünülecek ama bana göre İlber Ortaylı kalibresinde bir diğer isim de  Celal Şengör’dür.    Bunu sadece medyatikliklerinden ötürü söylemiyorum elbette. Sürekli ‘kendi sahasında top çeviren’ insanlar veya kurumlar bana göre çok başarılı değildir. Geçenlerde bir arkadaşım ‘futbolla neden alakalı değilsin ’ sorusunu yöneltti. Ben de ‘futbolla alakam 2000 yılı UEFA kupası  finalinde Kopenhag’da kesildi’ dedim. Futbol veya sanat, ticaret ya da başka bir sektör ayrımsız; başarı ancak uluslar arası arenada edinilmişse başarıdır benim için. Ortaylı da Şengör de bu kategoriye giren diller bilen ve dışarıda kabul gören bilim insanlarıdır.     ‘Her dil bir insandır’ sözünü sıkça duyarız. Şu halde Ortaylı örneğinde beş- altı dil bilen biri, demek ki beş- altı insan kapasitesindedir. Yoksa onun hayatına sığdırdıkları kesinlikle bir insan ömrüne yetmez.   Herkes tavsiyeye ihtiyaç duyar. Kaldı ki Türkiye’yi ve dünyayı tanıyan birinden kim tavsiyeler almak istemez ki? İşte kitap bu noktadan hareketle başta gençler olmak üzere herkesimden insana, Ortaylı’nın engin yaşam bilgisi ve görgüsünden süzülmüş pratik tavsiyeler içeriyor.    Şimdi ‘akıl verme para ver’ serzenişlerini duyar gibiyim. Ya da ‘tavsiye sende kalsın bana para lazım’ diyenleri…Ancak insanın kendini gerçekleştirmesi, hayallerine ulaşması para ile alakalı değildir ve etrafımızda birçok örnekleri vardır. Bilmem siz de duydunuz mu? Başarıya giden yolda bir ‘keÇi’ formülü vardır ve bu çok makbul bulduğum bir formüldür. K- kalıtımı, e- eğitimi, Ç- ki en etkili olanı çevreyi ve i- de istemeyi sembolize eder.   Kalıtım, belirleyici genler, aldığınız eğitim, bulunduğunuz çevre ve istemek. Ortaylı’nın hayatını incelediğimde tüm bunların onun yaşam eğrisinde bulunduklarını gördüm. Anlayacağınız ‘keÇi’ yi tam bacağından yakalamış sevimli profesörümüz.   Kitaba dönersek, sekiz ana başlık altında tavsiyelere, anılara yer verilmiş. “Bir Ömür Nasıl Yaşanır- Kimden Ne Öğrenilir- İnsan Kendini Nasıl Yetiştirir- Nasıl Çalışmak Gerekir- Nasıl Seyehat Edilir/ Nereleri Görmek Gerekir- Eğitimde Hangi Tercihleri Yapmak Gerekir- Ne İzlemeli/ Ne Dinlemeli/ Ne Okumalı- İnsan Yaşadığı Şehirden Nasıl Yararlanır. Eğer siz de Ortaylı ile bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız ve konu başlıkları size ilginç geldiyse, okumanızı tavsiye ederim.   Çünkü Türkiye’yi ve insanını anlamak, dünyayı görme, tanıma tecrübesiyle daha kolay, daha mümkündür. İşte Ortaylı’nın ayrıcalığı burada başlamaktadır.   Madem ki o bir aydındır. Ortaylı’nın beğendiğim aydın tarifi ile bitirelim yazıyı: “ Aydın olmak için şu üç şey muhakkak gerekir; yabancı dil, hukuk bilgisi, mukayese becerisi.”  
Ekleme Tarihi: 21 Ağustos 2019 - Çarşamba

Bir Ömür Nasıl Yaşanır

“Herkes kendi talihinin mimarıdır”

 

  “Bir Ömür Nasıl Yaşanır” gazeteci Yenal Bilgici’nin Prof. İlber Ortaylı ile yaptığı söyleşi kitabının adı. Alt başlık olarak da kitaba “Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler” ismi verilmiş. Söyleşi İlber Ortaylı ile olunca, kitap ilgimi çekti. Türkiye’de kendini her açıdan iyi yetiştirmiş ve de entelektüel bakımdan üst seviyelerde bulunan az sayıdaki insanlardandır Ortaylı. Bugüne değin hiçbir kitabını okuma fırsatı bulamamıştım fakat gazetelerde çıkan yazılarını takip ederim. Ayrıca tv programlarında hayli dinlemişliğim vardır kendisini.

  Tv programlarına hemen hemen tek çıkar. Ayrılan zamanı başkalarıyla paylaşmaz. Hoşsohbet oluşu ve olağanüstü bilgi birikimiyle, yayını tek başına götürür. Verilen süreyi azami ölçüde kullanır. Bir insanın kendini bu denli eğitmesi, geliştirmesi, benzersiz tecrübe ve gözlem gücüyle donatması hiç sıradan değildir.  İşte bu olağanüstü yetiler onda fazlasıyla mevcuttur. Belki ‘çok popülist bir yaklaşım’ diye düşünülecek ama bana göre İlber Ortaylı kalibresinde bir diğer isim de  Celal Şengör’dür. 

  Bunu sadece medyatikliklerinden ötürü söylemiyorum elbette. Sürekli ‘kendi sahasında top çeviren’ insanlar veya kurumlar bana göre çok başarılı değildir. Geçenlerde bir arkadaşım ‘futbolla neden alakalı değilsin ’ sorusunu yöneltti. Ben de ‘futbolla alakam 2000 yılı UEFA kupası  finalinde Kopenhag’da kesildi’ dedim. Futbol veya sanat, ticaret ya da başka bir sektör ayrımsız; başarı ancak uluslar arası arenada edinilmişse başarıdır benim için. Ortaylı da Şengör de bu kategoriye giren diller bilen ve dışarıda kabul gören bilim insanlarıdır.  

  ‘Her dil bir insandır’ sözünü sıkça duyarız. Şu halde Ortaylı örneğinde beş- altı dil bilen biri, demek ki beş- altı insan kapasitesindedir. Yoksa onun hayatına sığdırdıkları kesinlikle bir insan ömrüne yetmez.

  Herkes tavsiyeye ihtiyaç duyar. Kaldı ki Türkiye’yi ve dünyayı tanıyan birinden kim tavsiyeler almak istemez ki? İşte kitap bu noktadan hareketle başta gençler olmak üzere herkesimden insana, Ortaylı’nın engin yaşam bilgisi ve görgüsünden süzülmüş pratik tavsiyeler içeriyor. 

  Şimdi ‘akıl verme para ver’ serzenişlerini duyar gibiyim. Ya da ‘tavsiye sende kalsın bana para lazım’ diyenleri…Ancak insanın kendini gerçekleştirmesi, hayallerine ulaşması para ile alakalı değildir ve etrafımızda birçok örnekleri vardır. Bilmem siz de duydunuz mu? Başarıya giden yolda bir ‘keÇi’ formülü vardır ve bu çok makbul bulduğum bir formüldür. K- kalıtımı, e- eğitimi, Ç- ki en etkili olanı çevreyi ve i- de istemeyi sembolize eder.

  Kalıtım, belirleyici genler, aldığınız eğitim, bulunduğunuz çevre ve istemek. Ortaylı’nın hayatını incelediğimde tüm bunların onun yaşam eğrisinde bulunduklarını gördüm. Anlayacağınız ‘keÇi’ yi tam bacağından yakalamış sevimli profesörümüz.

  Kitaba dönersek, sekiz ana başlık altında tavsiyelere, anılara yer verilmiş. “Bir Ömür Nasıl Yaşanır- Kimden Ne Öğrenilir- İnsan Kendini Nasıl Yetiştirir- Nasıl Çalışmak Gerekir- Nasıl Seyehat Edilir/ Nereleri Görmek Gerekir- Eğitimde Hangi Tercihleri Yapmak Gerekir- Ne İzlemeli/ Ne Dinlemeli/ Ne Okumalı- İnsan Yaşadığı Şehirden Nasıl Yararlanır. Eğer siz de Ortaylı ile bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız ve konu başlıkları size ilginç geldiyse, okumanızı tavsiye ederim.

  Çünkü Türkiye’yi ve insanını anlamak, dünyayı görme, tanıma tecrübesiyle daha kolay, daha mümkündür. İşte Ortaylı’nın ayrıcalığı burada başlamaktadır.

  Madem ki o bir aydındır. Ortaylı’nın beğendiğim aydın tarifi ile bitirelim yazıyı:

“ Aydın olmak için şu üç şey muhakkak gerekir; yabancı dil, hukuk bilgisi, mukayese becerisi.”  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.