Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Bu Bir Dış Politika Yazısı Değildir

“Her ağacın kurdu özünden olur”     Hangi konuya değinseniz memnun edemediğiniz bir kesim mutlaka vardır. İster iç politikada,  ister yerelde belediye bazında ya da sadece çiçek-böcek dahi yazsanız, memnuniyetsiz bir kitleyi bulursunuz karşınızda. Hemen ‘kardeşim bu senin alanın mı, konunun uzmanı mısın?’ sorularına muhatap olmak olasıdır. Oysa bilgi ve iletişim çağında internet ortamında evden dahi, birçok şeyi halletmek mümkündür. Günümüzde arama motorlarında 150 ansiklopediyi geçkin bilginin varlığından söz ediliyor ki içerik günden güne artıyor tabii…      Küçülen dünyada hiçbir şey birbirinden bağımsız değil. Size uzak gelen coğrafyalarda yaşananlar sizi oturduğunuz yerde yakalar. Misal, büyük devletlerin uyguladığı ekonomik siyasi politikalar veya bir salgın ya da savaşlar, isteseniz de istemeseniz de sağlığınızı, cüzdanınızı ve daha birçok şeyi etkiler. İşte o bakımdan ‘bundan bana ne, en iyisi ben uzak durayım, karışmayayım veya o konuda bilgilenmeyeyim’ diyemezsiniz.   Bir insanın dış dünyada gerçekleşen olayları, iç politikaya yansımaları bakımından değerlendirmesi ve buradan bazı çıkarsamalar yapması öyle uzmanlık gerektiren bir şey değildir. Medyayı objektif şekilde takip ettiğinizde-  buna yabancı medya da dahil edilebilir- karşınıza birtakım veriler çıkacaktır. Ama her şeye rağmen büyük bir halk kitlesi ülkede olan- biteni sadece ülke sınırları içinde gerçekleşiyor gibi algılar ve dışarıyla pek irtibatlandıramaz. Elbette herkesten bunu yapması beklenemez ama az çok söyleyecek sözü olanlar veya bir cemiyet- teşkilat içinde bulunanlardan ve çok ilgili kimselerden irtibatlandırmaları beklenmelidir. Yoksa sadece düşmanlık ve nefret söylemi ile nereye kadar?   Ben artık kendi adıma, kendini belli konularda geliştirmemiş, analiz-sentez yeteneği bulunmayanlara, sadece nefret duyguları ile hareket eden ve nefsini önceleyen insanlara zaman ayırmamayı düşünüyorum ve bunu son iki senedir tam olmasa da usul usul devreye sokmuş durumdayım. Aksi durumda zaman israfı ve sağlık sorunları çıkıyor ortaya. Fakat her ne olursa olsun insan haddini asla aşmamalıdır. Mevlana’ya sormuşlar, ‘o kadar yazarsın o kadar okursun ne bilirsin?’ Bilge zat cevap vermiş, ‘Haddimi bilirim.’   Haddimi bilmeyi göz önünde tutarak, belli prensipler doğrultusunda ilerlemeye çalışırım. İnsan gün be gün farklı bilgilere ulaşıyor. Kör dövüşü olmaması ve bulanık suda balık avlanmaması için, bu bilgilerin iyi tasnif edilmesi ve birbirleriyle ilişkilendirilmesi gerekiyor. Misal, şu ünlü Güney Kore çıkışlı Moon tarikatı bizdeki Fetö örgütüyle çok benzerlikler taşıyor. Moon tarikatı, 1950’lerde Kuzey Kore’den Güney Kore’ye kaçan bir rahip tarafından kurulmuş. Tesadüfe bakar mısınız? Kuruluş tarihi, felsefesi, yapılanma şekli ve güttüğü amaçlar itibarıyla- Hristiyan olmasına rağmen- bizim Fetö örgütüne çok benziyor.   Yine tesadüfe bakınız ki Moon tarikatı Türkiye’de Feto ile iyi ilişkiler içinde olan Kasım Gülek ile temas kuruyor. Tekrar bugüne dönelim. Japonya eski başbakanı Şinzo Abe ülkesindeki seçimlere iki gün kala suikasta kurban gidiyor. Abe’yi vuran kişi onu, Moon tarikatıyla ilişki içinde olduğu için vurduğunu söylüyor. Abe, Nato ve ABD yanlısı ama ülkesi anayasa gereği pasifist. Japon anayasası silahlanmayı ve Nato gibi örgütlere girmeyi yasaklıyor. Tesadüfe bakar mısınız? Abe suikastından sonra seçimleri silahlanma ve Nato yanlısı Abe’nin liberal demokrat partisi bu kez anayasayı değiştirecek çoğunlukla kazanıyor. Çünkü silahlanmayı arttırma ve Nato’ya dahil olma bir anayasa değişiklinden geçiyor.     Abe, muhtemelen ilişkide bulunduğu Fetö vari bir Nato örgütü olan, Moon tarikatı tarafından kurban edilerek, yani bir mağdur yaratılarak seçimleri Nato ve ABD yanlısı partinin, bu kez anayasal değişikliği sağlayacak şekilde kazanması sağlanıyor.   Nato, Batı’da Ukrayna savaşı, Finlandiya-İsveç üyelikleri ile Rusya’yı batı cephesinden çevrelerken, Pazifikte de Japonya, Güney Kore gibi ülkelerle doğudan çevrelemeyi planlıyor. Tüm bunları da kurmuş olduğu tarikatlar, örgütler üzerinden gerçekleştiriyor. Benim vatandaşım da ülkede gerçekleşen birçok olumsuz olayın sebebini alakasız yerlerde arıyor.
Ekleme Tarihi: 28 Temmuz 2022 - Perşembe

Bu Bir Dış Politika Yazısı Değildir

“Her ağacın kurdu özünden olur”

 

  Hangi konuya değinseniz memnun edemediğiniz bir kesim mutlaka vardır. İster iç politikada,  ister yerelde belediye bazında ya da sadece çiçek-böcek dahi yazsanız, memnuniyetsiz bir kitleyi bulursunuz karşınızda. Hemen ‘kardeşim bu senin alanın mı, konunun uzmanı mısın?’ sorularına muhatap olmak olasıdır. Oysa bilgi ve iletişim çağında internet ortamında evden dahi, birçok şeyi halletmek mümkündür. Günümüzde arama motorlarında 150 ansiklopediyi geçkin bilginin varlığından söz ediliyor ki içerik günden güne artıyor tabii…   

  Küçülen dünyada hiçbir şey birbirinden bağımsız değil. Size uzak gelen coğrafyalarda yaşananlar sizi oturduğunuz yerde yakalar. Misal, büyük devletlerin uyguladığı ekonomik siyasi politikalar veya bir salgın ya da savaşlar, isteseniz de istemeseniz de sağlığınızı, cüzdanınızı ve daha birçok şeyi etkiler. İşte o bakımdan ‘bundan bana ne, en iyisi ben uzak durayım, karışmayayım veya o konuda bilgilenmeyeyim’ diyemezsiniz.

  Bir insanın dış dünyada gerçekleşen olayları, iç politikaya yansımaları bakımından değerlendirmesi ve buradan bazı çıkarsamalar yapması öyle uzmanlık gerektiren bir şey değildir. Medyayı objektif şekilde takip ettiğinizde-  buna yabancı medya da dahil edilebilir- karşınıza birtakım veriler çıkacaktır. Ama her şeye rağmen büyük bir halk kitlesi ülkede olan- biteni sadece ülke sınırları içinde gerçekleşiyor gibi algılar ve dışarıyla pek irtibatlandıramaz. Elbette herkesten bunu yapması beklenemez ama az çok söyleyecek sözü olanlar veya bir cemiyet- teşkilat içinde bulunanlardan ve çok ilgili kimselerden irtibatlandırmaları beklenmelidir. Yoksa sadece düşmanlık ve nefret söylemi ile nereye kadar?

  Ben artık kendi adıma, kendini belli konularda geliştirmemiş, analiz-sentez yeteneği bulunmayanlara, sadece nefret duyguları ile hareket eden ve nefsini önceleyen insanlara zaman ayırmamayı düşünüyorum ve bunu son iki senedir tam olmasa da usul usul devreye sokmuş durumdayım. Aksi durumda zaman israfı ve sağlık sorunları çıkıyor ortaya. Fakat her ne olursa olsun insan haddini asla aşmamalıdır. Mevlana’ya sormuşlar, ‘o kadar yazarsın o kadar okursun ne bilirsin?’ Bilge zat cevap vermiş, ‘Haddimi bilirim.’

  Haddimi bilmeyi göz önünde tutarak, belli prensipler doğrultusunda ilerlemeye çalışırım. İnsan gün be gün farklı bilgilere ulaşıyor. Kör dövüşü olmaması ve bulanık suda balık avlanmaması için, bu bilgilerin iyi tasnif edilmesi ve birbirleriyle ilişkilendirilmesi gerekiyor. Misal, şu ünlü Güney Kore çıkışlı Moon tarikatı bizdeki Fetö örgütüyle çok benzerlikler taşıyor. Moon tarikatı, 1950’lerde Kuzey Kore’den Güney Kore’ye kaçan bir rahip tarafından kurulmuş. Tesadüfe bakar mısınız? Kuruluş tarihi, felsefesi, yapılanma şekli ve güttüğü amaçlar itibarıyla- Hristiyan olmasına rağmen- bizim Fetö örgütüne çok benziyor.

  Yine tesadüfe bakınız ki Moon tarikatı Türkiye’de Feto ile iyi ilişkiler içinde olan Kasım Gülek ile temas kuruyor. Tekrar bugüne dönelim. Japonya eski başbakanı Şinzo Abe ülkesindeki seçimlere iki gün kala suikasta kurban gidiyor. Abe’yi vuran kişi onu, Moon tarikatıyla ilişki içinde olduğu için vurduğunu söylüyor. Abe, Nato ve ABD yanlısı ama ülkesi anayasa gereği pasifist. Japon anayasası silahlanmayı ve Nato gibi örgütlere girmeyi yasaklıyor. Tesadüfe bakar mısınız? Abe suikastından sonra seçimleri silahlanma ve Nato yanlısı Abe’nin liberal demokrat partisi bu kez anayasayı değiştirecek çoğunlukla kazanıyor. Çünkü silahlanmayı arttırma ve Nato’ya dahil olma bir anayasa değişiklinden geçiyor.  

  Abe, muhtemelen ilişkide bulunduğu Fetö vari bir Nato örgütü olan, Moon tarikatı tarafından kurban edilerek, yani bir mağdur yaratılarak seçimleri Nato ve ABD yanlısı partinin, bu kez anayasal değişikliği sağlayacak şekilde kazanması sağlanıyor.

  Nato, Batı’da Ukrayna savaşı, Finlandiya-İsveç üyelikleri ile Rusya’yı batı cephesinden çevrelerken, Pazifikte de Japonya, Güney Kore gibi ülkelerle doğudan çevrelemeyi planlıyor. Tüm bunları da kurmuş olduğu tarikatlar, örgütler üzerinden gerçekleştiriyor. Benim vatandaşım da ülkede gerçekleşen birçok olumsuz olayın sebebini alakasız yerlerde arıyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.