Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Bu Bir Reklamdır (!)

   Yöreler, bölgeler, şehirler özdeşleştikleri şeylerle anılır. Bundan otuz-kırk yıl önce Mersin portakal, limon, deniz, güneş ile anılır, bilinirken; şimdilerde Mersin denince akla hemen tantuni geliyor. Ünü Türkiye sınırlarını çoktan aştı. Bırakın diğer illeri, yurtdışında bile tantuni dükkanları açılır oldu. En azından benim gözlemlerim bu yönde. Mersin dışına çıktığımızda hissediyoruz; narenciyenin tahtını iyice sallamış tantuni. Şehrin eski simgelerinin yerini tantuni, göç ve güvenlik sorunları almış, öne çıkmış. Gönül isterdi ki; başka türlü anılalım. Fakat ne yazık ki; elimizdeki malzeme şimdilik bu. Turizmden, üretimden, ticaretten, tarımdan bahsedebilseydik keşke… Ee artık deniz ve narenciyeden oluşan Mersin amblemi de buna uygun, yeniden dizayn edilir artık.    Şöyle bir düşünün! Mersin’e ilk kez gelen biri olsanız, neler dikkatinizi çekerdi acaba? İşsizliğe, trafik sıkışıklığına, plansızlığa, yeşil alan azlığına ilaveten; tantuninin de başlara oynayacağına garanti veririm. Öyle ki; adına festivaller düzenlenir oldu. İl dışındaki tanıtım günlerinin baş konuğu tantuni. Tantuni adeta bir tanıtım aracına dönüştü. Fakat dikkat! Örnekleri var. İyi şekilde hazırlanmazsa, ucuz malzeme ve ustasının elinden çıkmazsa da kötü tanıtıma yol açar.      Tantuninin bazı yerlerden hele hele tanımadığınız, güvenmediğiniz yerlerden yenmesini hiç tavsiye etmem. Mersin’de en sık rastlayacağınız yemek türüdür tantuni; 1,5 tl den tavuklusundan başlayarak lüks mekanlardaki 9 tl lik biftek dürüme kadar adım başı karşılaşırsınız. Yakınlardaki tantuniciyi, bakınca göremediğinizde bile etrafa yayılan et ve baharat kokusu sizi, o tarafa doğru yönlendirir. Şehrimize gelenlerin uğrak yeridir tantuniciler. Bazı mekanların ismi, tanınırlığı oldukça yüksektir. Ünlülerin, sanatçıların gelerek fotoğraf çektirdikleri yerler hayli revaçta.    Geçenlerde il dışından misafirlerim vardı. Tabii misafirleri tantuniciye götürmeden, Mersin ziyareti tamamlanmış sayılmaz. Fakat iyi bildiğimden dolayı gitmek istemediğim bir tantunici ismi söylediler bana ve ısrarla oraya gitmek arzusundaydılar. Neymiş efendim orası ünlülerin uğrak yeriymiş ve ayrıca mekandaki ünlü fotoğraflarını görmek istiyorlarmış. Şimdi buradan isim vermeyeceğim. Dükkan sanki sadece dışarıdan gelenlere yönelik tasarlanmış. Bir anda etrafınız çevriliyor. Masa istediklerinizden çok, istemediklerinizle donatılıyor. Sorulmadan hemen küçük açık ekmek “dürümcükler” geliyor; tadımlık boyunda, doymak ne mümkün. Ben somun arası istediğim de gönülsüz servis edildi. Ne yediğimi, nereme yediğimi anlamadım. İçerisi baştan sona bahşiş almaya, yüksek adisyon çıkartmaya odaklı. Gittik gitmesine de ben memnun kalmadım, tat almadım. Misafirler ise olan bitenden habersiz, duvarlarda tanıdık ünlü arıyorlardı.    Yukarıda ısrarla isim vermedim ama şimdi size bir tantunici ismi vereceğim. Gittiğinizde beğeneceğinizi biliyorum. Burası 25 yıldır faaliyette, tadımlık, bakımlık değil tam ağzınıza göre doyumluk bir lezzet durağı. Hani salaş denecek türden bir yer ama temiz. İşyeri sahibi babadan- oğula tezgah başında, müşteri memnuniyeti peşinde… İşte burası Metropol zemin kattaki Haydar Usta’nın yeri Mersi Tantuni. Biriken memnuniyetsizlik; sonunda beni reklam yapmak zorunda bıraktı. Afiyet Olsun!...    Bekir Zorba         
Ekleme Tarihi: 29 Nisan 2015 - Çarşamba

Bu Bir Reklamdır (!)

   Yöreler, bölgeler, şehirler özdeşleştikleri şeylerle anılır. Bundan otuz-kırk yıl önce Mersin portakal, limon, deniz, güneş ile anılır, bilinirken; şimdilerde Mersin denince akla hemen tantuni geliyor. Ünü Türkiye sınırlarını çoktan aştı. Bırakın diğer illeri, yurtdışında bile tantuni dükkanları açılır oldu. En azından benim gözlemlerim bu yönde. Mersin dışına çıktığımızda hissediyoruz; narenciyenin tahtını iyice sallamış tantuni. Şehrin eski simgelerinin yerini tantuni, göç ve güvenlik sorunları almış, öne çıkmış. Gönül isterdi ki; başka türlü anılalım. Fakat ne yazık ki; elimizdeki malzeme şimdilik bu. Turizmden, üretimden, ticaretten, tarımdan bahsedebilseydik keşke… Ee artık deniz ve narenciyeden oluşan Mersin amblemi de buna uygun, yeniden dizayn edilir artık.

   Şöyle bir düşünün! Mersin’e ilk kez gelen biri olsanız, neler dikkatinizi çekerdi acaba? İşsizliğe, trafik sıkışıklığına, plansızlığa, yeşil alan azlığına ilaveten; tantuninin de başlara oynayacağına garanti veririm. Öyle ki; adına festivaller düzenlenir oldu. İl dışındaki tanıtım günlerinin baş konuğu tantuni. Tantuni adeta bir tanıtım aracına dönüştü. Fakat dikkat! Örnekleri var. İyi şekilde hazırlanmazsa, ucuz malzeme ve ustasının elinden çıkmazsa da kötü tanıtıma yol açar.

     Tantuninin bazı yerlerden hele hele tanımadığınız, güvenmediğiniz yerlerden yenmesini hiç tavsiye etmem. Mersin’de en sık rastlayacağınız yemek türüdür tantuni; 1,5 tl den tavuklusundan başlayarak lüks mekanlardaki 9 tl lik biftek dürüme kadar adım başı karşılaşırsınız. Yakınlardaki tantuniciyi, bakınca göremediğinizde bile etrafa yayılan et ve baharat kokusu sizi, o tarafa doğru yönlendirir. Şehrimize gelenlerin uğrak yeridir tantuniciler. Bazı mekanların ismi, tanınırlığı oldukça yüksektir. Ünlülerin, sanatçıların gelerek fotoğraf çektirdikleri yerler hayli revaçta.

   Geçenlerde il dışından misafirlerim vardı. Tabii misafirleri tantuniciye götürmeden, Mersin ziyareti tamamlanmış sayılmaz. Fakat iyi bildiğimden dolayı gitmek istemediğim bir tantunici ismi söylediler bana ve ısrarla oraya gitmek arzusundaydılar. Neymiş efendim orası ünlülerin uğrak yeriymiş ve ayrıca mekandaki ünlü fotoğraflarını görmek istiyorlarmış. Şimdi buradan isim vermeyeceğim. Dükkan sanki sadece dışarıdan gelenlere yönelik tasarlanmış. Bir anda etrafınız çevriliyor. Masa istediklerinizden çok, istemediklerinizle donatılıyor. Sorulmadan hemen küçük açık ekmek “dürümcükler” geliyor; tadımlık boyunda, doymak ne mümkün. Ben somun arası istediğim de gönülsüz servis edildi. Ne yediğimi, nereme yediğimi anlamadım. İçerisi baştan sona bahşiş almaya, yüksek adisyon çıkartmaya odaklı. Gittik gitmesine de ben memnun kalmadım, tat almadım. Misafirler ise olan bitenden habersiz, duvarlarda tanıdık ünlü arıyorlardı.

   Yukarıda ısrarla isim vermedim ama şimdi size bir tantunici ismi vereceğim. Gittiğinizde beğeneceğinizi biliyorum. Burası 25 yıldır faaliyette, tadımlık, bakımlık değil tam ağzınıza göre doyumluk bir lezzet durağı. Hani salaş denecek türden bir yer ama temiz. İşyeri sahibi babadan- oğula tezgah başında, müşteri memnuniyeti peşinde… İşte burası Metropol zemin kattaki Haydar Usta’nın yeri Mersi Tantuni. Biriken memnuniyetsizlik; sonunda beni reklam yapmak zorunda bıraktı. Afiyet Olsun!...

 

 Bekir Zorba

 

 

    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.