Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Büyük Sıfırlama

“ Neye odaklanırsanız; onu beslersiniz ”   Corona’daki ikinci dalgayla birlikte ‘büyük sıfırlama’ (great reset) sözünü daha sık duyar olduk. O kadar çok komplo teorisi dolaşıyor ki insanlar hangi yöne döneceklerini şaşırdı. Peki büyük sıfırlamadan ne anlamalıyız? Büyük sıfırlama; yeni bir dünya düzeninin habercisidir. Şu anki haliyle dünya birçok açıdan sıkıntılıdır. Kapitalist düzen krizdedir. Şimdiki düzeni kuranlar, işin vahametini mutlaka bizden iyi biliyorlar. Yine aynı egemen sınıf, ipler ellerinde kalmak kaydıyla yeni bir dünya düzeni tasarlıyor. Uluslar arası küresel elit parayı, teknolojiyi, medyayı, iletişimi, büyük dünya kurumlarını kontrol ediyor.    İkinci dünya savaşına değin dünya hakimiyeti Britanya Krallığı’ndaydı. Savaş ertesi, hakimiyet Birleşik Krallıktan ABD’ye geçti. 1945 sonrası oluşan yeni dünya düzeni petrol ve onun ödeme aracı ABD doları etrafında kuruldu. Dolar rezerv para oldu. Kısaca bu yeni düzen borçlanmaya dayalı bir düzendi. Gelinen noktada devletler ve şahıslar aşırı borçlandı. Sistem tıkandı. Şu an dünyanın 277 trilyon dolar borcu var. Bunu döndürmek neredeyse imkansız hale geldi.   Küresel elitin adeta sözcülüğünü üstlenen ve virüs, aşı, büyük sıfırlama konularında sıkça açıklamalar yapan iki isim var. Bunlardan Klaus Schwab; Dünya Ekonomik Forumu kurucu başkanıdır (Davos Toplantıları Organizatörü) şöyle demektedir: “ Covid 19 sonrası, dünyada eski düzene dönmek imkansız.” Sürece yön verenlerden bir diğeri Bill Gates; Microsoft kurucusu, Bill Gates Vakfı Başkanı da şöyle söylüyor: “İş seyahatlarını, önceki ofis yaşamını unutun! Salgın bitse bile yaşam eskisi gibi olmayacak!” Bu etkin insanlar DSÖ ve başka uluslar arası örgütlerden destek alarak, uyumlu çalışıyorlar.   Büyük sıfırlamayı bilgisayar metaforu üzerinden düşünün. Aşırı yüklenen, virüs bulaşan ve dolayısıyla istenilen seviyede, hızda çalışmayan, kapanan bilgisayarlara format atılır. İşte dünyanın bugünkü hali de biraz evdeki virüslü bilgisayar gibi. Doğası kirlenmiş, hızlı nüfus artışına maruz kalmış, aşırı borçlanmış, siyasi, ekonomik krizlerle, savaşlarla sarsılmış bir dünya…   Egemen sınıf buradan bir çıkış arıyor. Bugüne değin büyük krizler savaşlara yol açmış, korkunç yıkımlar yaşanmıştır. Gelinen noktada dünyayı birkaç kez yok etme potansiyeli taşıyan nükleer silahlar var. Küçük ülke çatışmaları, vekalet savaşları, terörle dizayn istenilen sonucu vermiyor. Olası bir dünya savaşı da atom silahlarıyla dünyayı bitireceğinden, biyolojik savaşlarla (virüsler) istenilen sonuç, yıkımsız başarılmak isteniyor.   Küresel elit; büyük sıfırlama sonrası dijital bir dünya hedefliyor. Üretim üssü seçtikleri ve teknolojilerini ilk uygulamaya soktukları ülke bu kez Çin. Çin’deki sermaye yine bunların sermayesidir. ABD hegemonyası, petrolün de dünya sahnesinden çekilecek olmasıyla ve doların rezerv para özelliğinin sonlanmasıyla 2035-2045 yılları gibi egemenliği Çin’e devredecek. Tüm öngörüler Çin’in azami 10-15 yıl içerisinde dünya liderliğine oturacağını gösteriyor.   Biliyorsunuz sermayenin vatanı olmaz. Sermaye kendine ucuz iş gücü, az bürokrasi, yatırım teşviki ve de hukuki güvenceler arar. Çin, yatırımcılarının beklentilerini iyi biliyor. İstenilen yatırım iklimini fazlasıyla karşılayarak, tüm dünyadan yatırımcıları ülkesine çekiyor. Bugünlerde tüm dünya küçülürken Çin büyümesini sürdürüyor. Aynı zamanda kendisi de dünya sathına yayılma sürecini işletiyor. Çin ayrıca yeni teknolojilerin deneme üssüdür. Dünya devleri, yüz tanıma sistemi, 5G teknolojisi, dijital para, blokchain, çip, aşı vb..bir sürü yeniliği otoriter sistemiyle bürokrasiye, bağımsız yargıya, sivil toplum kuruluşlarına takılmadan hızla hayata sokan, yeni deneylere ve uygulamalara son derece açık ülkeye geliyor. Oysa bireysel hakları öteleyen icraatları, Batı demokrasilerinde uygulama şansınız çok zayıf. İşte o bakımdan küresel sermaye Çin’i tercih ediyor. Dünya ulusal hükümetleri bu gidişata direnç göstermek isteseler de yapacakları fazla bir şey yok. Direnenlerden Trump seçimleri kaybetti.   Büyük Sıfırlama ile dünyaya format atılacak. Dünya birçok ‘fazlalıklarından’ kurtulacak. Nüfus artışı dizginlenecek, dijital para ile balon finans sistemi patlayacak dünya şişkinliklerini atacak. Veriler blokchain tabanlı işlenecek, tıbbı veri tabanı gelecek, ulus devletlerin etkinliği kırılacak, geliri olmayanlara vatandaşlık maaşı bağlanacak, bir çeşit dünya devletine geçişle, paydaş kapitalizm denen sistem uygulamaya sokulacak.   Kısaca nemalandıkları, korkunç sermaye birikimi yaptıkları bu düzenin tıkandığını gören küresel elit, virüsleri buldozer (yol yapım makinası) gibi kullanıp hızla, yıkımsız ve az zararla yeni bir dünya düzeni oluşturmak istiyor. Tabii bu isteğin ‘karakolda’ bitme riski de var. Yaşayan görecek…        
Ekleme Tarihi: 23 Kasım 2020 - Pazartesi

Büyük Sıfırlama

“ Neye odaklanırsanız; onu beslersiniz ”

  Corona’daki ikinci dalgayla birlikte ‘büyük sıfırlama’ (great reset) sözünü daha sık duyar olduk. O kadar çok komplo teorisi dolaşıyor ki insanlar hangi yöne döneceklerini şaşırdı. Peki büyük sıfırlamadan ne anlamalıyız? Büyük sıfırlama; yeni bir dünya düzeninin habercisidir. Şu anki haliyle dünya birçok açıdan sıkıntılıdır. Kapitalist düzen krizdedir. Şimdiki düzeni kuranlar, işin vahametini mutlaka bizden iyi biliyorlar. Yine aynı egemen sınıf, ipler ellerinde kalmak kaydıyla yeni bir dünya düzeni tasarlıyor. Uluslar arası küresel elit parayı, teknolojiyi, medyayı, iletişimi, büyük dünya kurumlarını kontrol ediyor.

   İkinci dünya savaşına değin dünya hakimiyeti Britanya Krallığı’ndaydı. Savaş ertesi, hakimiyet Birleşik Krallıktan ABD’ye geçti. 1945 sonrası oluşan yeni dünya düzeni petrol ve onun ödeme aracı ABD doları etrafında kuruldu. Dolar rezerv para oldu. Kısaca bu yeni düzen borçlanmaya dayalı bir düzendi. Gelinen noktada devletler ve şahıslar aşırı borçlandı. Sistem tıkandı. Şu an dünyanın 277 trilyon dolar borcu var. Bunu döndürmek neredeyse imkansız hale geldi.

  Küresel elitin adeta sözcülüğünü üstlenen ve virüs, aşı, büyük sıfırlama konularında sıkça açıklamalar yapan iki isim var. Bunlardan Klaus Schwab; Dünya Ekonomik Forumu kurucu başkanıdır (Davos Toplantıları Organizatörü) şöyle demektedir: “ Covid 19 sonrası, dünyada eski düzene dönmek imkansız.” Sürece yön verenlerden bir diğeri Bill Gates; Microsoft kurucusu, Bill Gates Vakfı Başkanı da şöyle söylüyor: “İş seyahatlarını, önceki ofis yaşamını unutun! Salgın bitse bile yaşam eskisi gibi olmayacak!” Bu etkin insanlar DSÖ ve başka uluslar arası örgütlerden destek alarak, uyumlu çalışıyorlar.

  Büyük sıfırlamayı bilgisayar metaforu üzerinden düşünün. Aşırı yüklenen, virüs bulaşan ve dolayısıyla istenilen seviyede, hızda çalışmayan, kapanan bilgisayarlara format atılır. İşte dünyanın bugünkü hali de biraz evdeki virüslü bilgisayar gibi. Doğası kirlenmiş, hızlı nüfus artışına maruz kalmış, aşırı borçlanmış, siyasi, ekonomik krizlerle, savaşlarla sarsılmış bir dünya…

  Egemen sınıf buradan bir çıkış arıyor. Bugüne değin büyük krizler savaşlara yol açmış, korkunç yıkımlar yaşanmıştır. Gelinen noktada dünyayı birkaç kez yok etme potansiyeli taşıyan nükleer silahlar var. Küçük ülke çatışmaları, vekalet savaşları, terörle dizayn istenilen sonucu vermiyor. Olası bir dünya savaşı da atom silahlarıyla dünyayı bitireceğinden, biyolojik savaşlarla (virüsler) istenilen sonuç, yıkımsız başarılmak isteniyor.

  Küresel elit; büyük sıfırlama sonrası dijital bir dünya hedefliyor. Üretim üssü seçtikleri ve teknolojilerini ilk uygulamaya soktukları ülke bu kez Çin. Çin’deki sermaye yine bunların sermayesidir. ABD hegemonyası, petrolün de dünya sahnesinden çekilecek olmasıyla ve doların rezerv para özelliğinin sonlanmasıyla 2035-2045 yılları gibi egemenliği Çin’e devredecek. Tüm öngörüler Çin’in azami 10-15 yıl içerisinde dünya liderliğine oturacağını gösteriyor.

  Biliyorsunuz sermayenin vatanı olmaz. Sermaye kendine ucuz iş gücü, az bürokrasi, yatırım teşviki ve de hukuki güvenceler arar. Çin, yatırımcılarının beklentilerini iyi biliyor. İstenilen yatırım iklimini fazlasıyla karşılayarak, tüm dünyadan yatırımcıları ülkesine çekiyor. Bugünlerde tüm dünya küçülürken Çin büyümesini sürdürüyor. Aynı zamanda kendisi de dünya sathına yayılma sürecini işletiyor. Çin ayrıca yeni teknolojilerin deneme üssüdür. Dünya devleri, yüz tanıma sistemi, 5G teknolojisi, dijital para, blokchain, çip, aşı vb..bir sürü yeniliği otoriter sistemiyle bürokrasiye, bağımsız yargıya, sivil toplum kuruluşlarına takılmadan hızla hayata sokan, yeni deneylere ve uygulamalara son derece açık ülkeye geliyor. Oysa bireysel hakları öteleyen icraatları, Batı demokrasilerinde uygulama şansınız çok zayıf. İşte o bakımdan küresel sermaye Çin’i tercih ediyor. Dünya ulusal hükümetleri bu gidişata direnç göstermek isteseler de yapacakları fazla bir şey yok. Direnenlerden Trump seçimleri kaybetti.

  Büyük Sıfırlama ile dünyaya format atılacak. Dünya birçok ‘fazlalıklarından’ kurtulacak. Nüfus artışı dizginlenecek, dijital para ile balon finans sistemi patlayacak dünya şişkinliklerini atacak. Veriler blokchain tabanlı işlenecek, tıbbı veri tabanı gelecek, ulus devletlerin etkinliği kırılacak, geliri olmayanlara vatandaşlık maaşı bağlanacak, bir çeşit dünya devletine geçişle, paydaş kapitalizm denen sistem uygulamaya sokulacak.

  Kısaca nemalandıkları, korkunç sermaye birikimi yaptıkları bu düzenin tıkandığını gören küresel elit, virüsleri buldozer (yol yapım makinası) gibi kullanıp hızla, yıkımsız ve az zararla yeni bir dünya düzeni oluşturmak istiyor. Tabii bu isteğin ‘karakolda’ bitme riski de var. Yaşayan görecek…

     

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.