Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Elon Musk Neyin Peşinde

“Sizce ben deli miyim?”  Elon Musk     Bundan iki yıl önce  ‘Elon Musk; Geleceğin Peşinde’ adlı bir yazı yazmıştım. Yazıda 2015 yılında Ashlee Vance tarafından yayımlanan Elon Musk biyografi kitabını anlatmıştım. Benim yazının üzerinden iki yıl, çıkan kitabın üzerinden de beş yıl geçti. Bu süre, baş döndürücü hızla ilerleyen dünyada, olaylar zinciri bakımından büyük zaman dilimleridir. Çünkü bildiğimiz her şey, başta teknoloji olağanüstü bir hızla ilerlemektedir. O bakımdan yazılanlar, çizilenler sürekli revize edilmek durumundadır.   Musk’ın bugüne değin başardıkları 1971 doğumlu biri için imkansıza yakın bir şeydir. O risk alan ve başarısızlıklardan korkmayan biri. Türkiye ziyaretinde sabah erken saatlerde Anıtkabir’den attığı bir tweetle Türk halkının sempatisini kazanmıştı. Türkiye uzaya göndereceği uydularını Musk’ın SpaceX şirketi tarafından taşıtacak. Bu amaçla 2021 senesinde ilk fırlatma gerçekleşecek.   Türkiye yerli otomobil üretimi için de kolları sıvadı. Elektrikli ilk yerli otomobil 2023 senesinde piyasaya çıkacak. Ancak elektrikli otomobiller konusunda da Musk, Tesla markasıyla yollara çoktan çıkmış durumda. O, kendi otomobilini sıfırdan başlatan ve sekiz-dokuz yılını bu amaç uğruna harcayan ve birkaç kez iflas etme noktasına gelmiş biri.   Musk bugüne değin çılgın bir mucit profili çizdi. Cesur, yakışıklı bir film yıldızı kadar ilgi gören yatırımcı iş adamı. Sıradışı ve geleceğin teknolojilerine yatırım yapmayı seviyor. Projelerini tanıtırken insanlığa faydalı olma isteğini hep önde tuttu. Güneş enerjisini insanlığın kullanımına yaygın biçimde sokmak, çevreyi kirletmeyen otomobilleri güneş enerjisinden sağladığı elektrikle dünya yollarına sürmek, dünyayı güneşten beslenen şarj istasyonları ile donatmak çevreci ve ilgi gören bir yaklaşımdı. SolarCity şirketi bunu başarmak için kuruldu.    O, sadece para peşinde değildi, idealleri vardı. Bunlardan bir tanesi de insan soyunu gezegenler arası yolculuk yapabilen, oralara yerleşebilen bir ırka dönüştürmekti. Bu amaçla SpaceX şirketini kurdu. Öncelikle Mars gezegenini kolonileştirmekti amacı. Birçok insana uçuk-kaçık gelebilecek fikirler onun için kışkırtıcıydı ve geleceğin teknolojileriydi. Ayrıca şehirleri hatta kıtaları birbirine 1200km/saat hızla birleştirecek ulaşım aracı tasarlıyordu, Hyperloop projesiyle…   Musk; tüm bu projelerini mutlaka sürdürüyordur. O zamanki basın toplantılarından çevreci, insanlığa hizmet etmek isteyen bir profil çizdiği anlaşılıyordu. Öyle ki bundan beş sene öncesine kadar Musk; insanlığa büyük zarar verebilecek ve hatta bugünkü medeniyeti sonlandırabilecek bir tehlikeden söz ediyordu. Bu ‘Yapay Zeka’ idi. Dikkat ederseniz önceki projeleri hep insanlığa yararlı olabilecek, onu fosil yakıt bağımlılığından kurtaracak, gezegenler arası seyahata çıkaracak ‘masum’ projelerdi. O, bilerek ve isteyerek yapay zekadan, insan anatomisine doğrudan müdahale edecek fikirlerden adeta kaçıyordu ve üstelik bunları çok tehlikeli buluyordu.        Ama sonraları bir şeyler oldu. Musk, belki de birileri tarafından ikna edildi ya da daha başka bir şey gerçekleşti. Sonunda,  kendi söylediklerinin tersine 2016 yılında, implant edilebilir beyin- bilgisayar arayüzleri  geliştiren nöroteknoloji şirketi Neuralink’i kurdu. Neuralink ile yapay zeka alanı sayılabilecek ve önceleri kendinin istemediği bir alana hızlı dalış yaptı.   Şu an bu şirketi ve buluşlarıyla dünya gündemine oturdu. Musk bu amaçla geçenlerde bir basın toplantısı düzenledi. Yenilikçi buluşlarını tüm dünya ile paylaştı. Son sansasyonel buluşunda, insan beyni ile bilgisayarı bir araya getiren özel bir çip tanıtıldı. Her ne kadar çipin insan sağlığı ile alakalı olduğu ve sağlık sektöründe devrimsel nitelikler taşıdığı açıklansa da çip pekala kötü amaçlar için de kullanılabilir. İnsan beyninin hacklenmesi (izinsiz giriş yapmak) söz konusu olabilecek.   Burada ilginç olan Elon Musk’ın önceleri şiddetle karşı durduğu projelere el atmasıdır. Onun mücadeleci ve sonuç getiren özellikleri, dünya çapında yankı uyandıran bu son girişimini önemli kılıyor. Büyük dünya şirketlerinin insan üzerindeki çipleme ısrarı ve merakı, dileyelim de onu köleleştiren bir yola doğru evirilmesin!
Ekleme Tarihi: 07 Eylül 2020 - Pazartesi

Elon Musk Neyin Peşinde

“Sizce ben deli miyim?”  Elon Musk

 

  Bundan iki yıl önce  ‘Elon Musk; Geleceğin Peşinde’ adlı bir yazı yazmıştım. Yazıda 2015 yılında Ashlee Vance tarafından yayımlanan Elon Musk biyografi kitabını anlatmıştım. Benim yazının üzerinden iki yıl, çıkan kitabın üzerinden de beş yıl geçti. Bu süre, baş döndürücü hızla ilerleyen dünyada, olaylar zinciri bakımından büyük zaman dilimleridir. Çünkü bildiğimiz her şey, başta teknoloji olağanüstü bir hızla ilerlemektedir. O bakımdan yazılanlar, çizilenler sürekli revize edilmek durumundadır.

  Musk’ın bugüne değin başardıkları 1971 doğumlu biri için imkansıza yakın bir şeydir. O risk alan ve başarısızlıklardan korkmayan biri. Türkiye ziyaretinde sabah erken saatlerde Anıtkabir’den attığı bir tweetle Türk halkının sempatisini kazanmıştı. Türkiye uzaya göndereceği uydularını Musk’ın SpaceX şirketi tarafından taşıtacak. Bu amaçla 2021 senesinde ilk fırlatma gerçekleşecek.

  Türkiye yerli otomobil üretimi için de kolları sıvadı. Elektrikli ilk yerli otomobil 2023 senesinde piyasaya çıkacak. Ancak elektrikli otomobiller konusunda da Musk, Tesla markasıyla yollara çoktan çıkmış durumda. O, kendi otomobilini sıfırdan başlatan ve sekiz-dokuz yılını bu amaç uğruna harcayan ve birkaç kez iflas etme noktasına gelmiş biri.

  Musk bugüne değin çılgın bir mucit profili çizdi. Cesur, yakışıklı bir film yıldızı kadar ilgi gören yatırımcı iş adamı. Sıradışı ve geleceğin teknolojilerine yatırım yapmayı seviyor. Projelerini tanıtırken insanlığa faydalı olma isteğini hep önde tuttu. Güneş enerjisini insanlığın kullanımına yaygın biçimde sokmak, çevreyi kirletmeyen otomobilleri güneş enerjisinden sağladığı elektrikle dünya yollarına sürmek, dünyayı güneşten beslenen şarj istasyonları ile donatmak çevreci ve ilgi gören bir yaklaşımdı. SolarCity şirketi bunu başarmak için kuruldu.

   O, sadece para peşinde değildi, idealleri vardı. Bunlardan bir tanesi de insan soyunu gezegenler arası yolculuk yapabilen, oralara yerleşebilen bir ırka dönüştürmekti. Bu amaçla SpaceX şirketini kurdu. Öncelikle Mars gezegenini kolonileştirmekti amacı. Birçok insana uçuk-kaçık gelebilecek fikirler onun için kışkırtıcıydı ve geleceğin teknolojileriydi. Ayrıca şehirleri hatta kıtaları birbirine 1200km/saat hızla birleştirecek ulaşım aracı tasarlıyordu, Hyperloop projesiyle…

  Musk; tüm bu projelerini mutlaka sürdürüyordur. O zamanki basın toplantılarından çevreci, insanlığa hizmet etmek isteyen bir profil çizdiği anlaşılıyordu. Öyle ki bundan beş sene öncesine kadar Musk; insanlığa büyük zarar verebilecek ve hatta bugünkü medeniyeti sonlandırabilecek bir tehlikeden söz ediyordu. Bu ‘Yapay Zeka’ idi. Dikkat ederseniz önceki projeleri hep insanlığa yararlı olabilecek, onu fosil yakıt bağımlılığından kurtaracak, gezegenler arası seyahata çıkaracak ‘masum’ projelerdi. O, bilerek ve isteyerek yapay zekadan, insan anatomisine doğrudan müdahale edecek fikirlerden adeta kaçıyordu ve üstelik bunları çok tehlikeli buluyordu.     

  Ama sonraları bir şeyler oldu. Musk, belki de birileri tarafından ikna edildi ya da daha başka bir şey gerçekleşti. Sonunda,  kendi söylediklerinin tersine 2016 yılında, implant edilebilir beyin- bilgisayar arayüzleri  geliştiren nöroteknoloji şirketi Neuralink’i kurdu. Neuralink ile yapay zeka alanı sayılabilecek ve önceleri kendinin istemediği bir alana hızlı dalış yaptı.

  Şu an bu şirketi ve buluşlarıyla dünya gündemine oturdu. Musk bu amaçla geçenlerde bir basın toplantısı düzenledi. Yenilikçi buluşlarını tüm dünya ile paylaştı. Son sansasyonel buluşunda, insan beyni ile bilgisayarı bir araya getiren özel bir çip tanıtıldı. Her ne kadar çipin insan sağlığı ile alakalı olduğu ve sağlık sektöründe devrimsel nitelikler taşıdığı açıklansa da çip pekala kötü amaçlar için de kullanılabilir. İnsan beyninin hacklenmesi (izinsiz giriş yapmak) söz konusu olabilecek.

  Burada ilginç olan Elon Musk’ın önceleri şiddetle karşı durduğu projelere el atmasıdır. Onun mücadeleci ve sonuç getiren özellikleri, dünya çapında yankı uyandıran bu son girişimini önemli kılıyor. Büyük dünya şirketlerinin insan üzerindeki çipleme ısrarı ve merakı, dileyelim de onu köleleştiren bir yola doğru evirilmesin!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.