Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

GAP

“ Karın doymazsa; kulaklar duymaz”     6 Kasım 2021 tarihinde GAP İdaresinin (1989) kuruluşunun 32.yılı kutlandı. Pandemi tarım ve gıdanın önemini bir kez daha hatırlattı. Türkiye coğrafi konumu ve iklim koşulları nedeniyle büyük biyolojik çeşitliliğe ve gıda üretim potansiyeline sahiptir. Ancak bunun yeterince değerlendirilemediği bir gerçektir. Türk tarımının önündeki engeller mazot, gübre ve ilaçta dışa bağımlılıktır. Yanı sıra eğitimsiz üretici, vahşi sulama ve dış pazarlar bulma gibi konular gelmektedir.     Türk tarımının güçlendirilmesi ve bölgesel kötü koşulların düzeltilmesi için Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma projelerinden biri olarak nitelendirilen, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) uygulamaya konmuştur. Proje alanı Fırat-Dicle havzası ve yukarı Mezopotamya ovalarında yer alan 9 ili ( Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak) kapsamaktadır.     Projenin temel hedefi sahip olunan kaynakları değerlendirmek, yöre halkının gelir düzeyini yükseltmek ve sosyal istikrarı sağlamak olarak açıklanır ve çok kapsamlı çok yönlü dinamik bir projedir. Bu denli verimli toprağımız varsa, neden herkes daha fazla kazanmasın? İnsanlar neden geleceklerine umutla bakmasın? Kaldı ki Güneydoğu Anadolu bölgemiz tarımın medeniyetin ilk yeşerdiği bölgelerdendir. Asırlar boyu birçok açıdan dünyanın merkezlerinden olmuştur.     GAP kapsamında sulama ve elektrik üretimine yönelik 22 barajla, 1 milyon hektar alanda sulama yapılıyor. 19 hidroelektrik santralinden de  27 milyar kw/saat enerji üretimi planlanmış olup, enerji projelerinde gerçekleşme oranı yüzde 92’ye çıkmıştır. GAP kendini sürekli yenileyen ve gelişen dinamik bir projedir. İçinde tarım, sanayi, enerji, ulaştırma, turizm, eğitim, sağlık, altyapının yer aldığı devasa bir kalkınma projesine dönüşmüştür. Proje öncesinde bölgede susuz tarım yapılırken, bugün sulu tarım yapılan aşamaya geçilmiştir.     Bölgede eskiden kuru tarıma dayalı arpa, buğday, mercimek dışında başka ürünler alınamazken, sulu tarımla beraber pamuk, mısır, meyve-sebze üretimine de yönelim gerçekleşmiştir. Şu an Türkiye’de üretilen pamuğun yüzde 60’ı, mısırın ise yüzde 25’i bu bölgede üretilmektedir. Türkiye buğday ve arpa üretiminin de yüzde 20’i yine GAP bölgesinden gelmektedir.      GAP kapsamındaki projelere son 30 yılda (1990-2020) 2021 fiyatlarıyla 214,4 milyar lira kaynak aktarılmıştır. GAP bölgesinin faydalarını ve potansiyelini görmek açısından rakamlar oldukça çarpıcıdır. 2002 senesinde bölgeden sadece 584 milyar dolarlık ihracat yapılırken, geçen sene bu rakam 18 kat artarak, 10. 5 milyar dolara ulaşmıştır. Bu tutar ülke ihracatının yüzde 6.15’ine karşılık gelmektedir.     Bölgedeki tüm illerin bütüncül yaklaşımla markalaştırılarak, sürdürülebilir bir turizm destinasyonu oluşturularak, ‘Mezopotamya’ markası hayata geçirilmiştir. Havalimanları ve yollar yapılarak, ulaşımda kolaylık sağlanmıştır. Terör olaylarının azalması ve hemen hemen bitme noktasına çekilmesi, bölgeye olan tüm yatırımlarda artı bir etki göstermiştir. Yakın zamanda özel bir şirketin Siirt’te kurduğu 500 milyon dolara mal olan çinko tesisi, 1 milyar dolarlık ithalatı önleyecektir.     GAP İdaresinin kuruluş yıldönümünde proje için büyük öneme sahip Ilısu Barajının da açılışı gerçekleştirilmiştir. Ilısu, Türkiye’nin dördüncü büyük barajı olma unvanına sahiptir. Yılda ekonomiye 3 milyar lira katkı sağlayacağı hesaplanmıştır.      
Ekleme Tarihi: 18 Kasım 2021 - Perşembe

GAP

“ Karın doymazsa; kulaklar duymaz”

 

  6 Kasım 2021 tarihinde GAP İdaresinin (1989) kuruluşunun 32.yılı kutlandı. Pandemi tarım ve gıdanın önemini bir kez daha hatırlattı. Türkiye coğrafi konumu ve iklim koşulları nedeniyle büyük biyolojik çeşitliliğe ve gıda üretim potansiyeline sahiptir. Ancak bunun yeterince değerlendirilemediği bir gerçektir. Türk tarımının önündeki engeller mazot, gübre ve ilaçta dışa bağımlılıktır. Yanı sıra eğitimsiz üretici, vahşi sulama ve dış pazarlar bulma gibi konular gelmektedir.

 

  Türk tarımının güçlendirilmesi ve bölgesel kötü koşulların düzeltilmesi için Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma projelerinden biri olarak nitelendirilen, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) uygulamaya konmuştur. Proje alanı Fırat-Dicle havzası ve yukarı Mezopotamya ovalarında yer alan 9 ili ( Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak) kapsamaktadır.

 

  Projenin temel hedefi sahip olunan kaynakları değerlendirmek, yöre halkının gelir düzeyini yükseltmek ve sosyal istikrarı sağlamak olarak açıklanır ve çok kapsamlı çok yönlü dinamik bir projedir. Bu denli verimli toprağımız varsa, neden herkes daha fazla kazanmasın? İnsanlar neden geleceklerine umutla bakmasın? Kaldı ki Güneydoğu Anadolu bölgemiz tarımın medeniyetin ilk yeşerdiği bölgelerdendir. Asırlar boyu birçok açıdan dünyanın merkezlerinden olmuştur.

 

  GAP kapsamında sulama ve elektrik üretimine yönelik 22 barajla, 1 milyon hektar alanda sulama yapılıyor. 19 hidroelektrik santralinden de  27 milyar kw/saat enerji üretimi planlanmış olup, enerji projelerinde gerçekleşme oranı yüzde 92’ye çıkmıştır. GAP kendini sürekli yenileyen ve gelişen dinamik bir projedir. İçinde tarım, sanayi, enerji, ulaştırma, turizm, eğitim, sağlık, altyapının yer aldığı devasa bir kalkınma projesine dönüşmüştür. Proje öncesinde bölgede susuz tarım yapılırken, bugün sulu tarım yapılan aşamaya geçilmiştir.

 

  Bölgede eskiden kuru tarıma dayalı arpa, buğday, mercimek dışında başka ürünler alınamazken, sulu tarımla beraber pamuk, mısır, meyve-sebze üretimine de yönelim gerçekleşmiştir. Şu an Türkiye’de üretilen pamuğun yüzde 60’ı, mısırın ise yüzde 25’i bu bölgede üretilmektedir. Türkiye buğday ve arpa üretiminin de yüzde 20’i yine GAP bölgesinden gelmektedir. 

 

  GAP kapsamındaki projelere son 30 yılda (1990-2020) 2021 fiyatlarıyla 214,4 milyar lira kaynak aktarılmıştır. GAP bölgesinin faydalarını ve potansiyelini görmek açısından rakamlar oldukça çarpıcıdır. 2002 senesinde bölgeden sadece 584 milyar dolarlık ihracat yapılırken, geçen sene bu rakam 18 kat artarak, 10. 5 milyar dolara ulaşmıştır. Bu tutar ülke ihracatının yüzde 6.15’ine karşılık gelmektedir.

 

  Bölgedeki tüm illerin bütüncül yaklaşımla markalaştırılarak, sürdürülebilir bir turizm destinasyonu oluşturularak, ‘Mezopotamya’ markası hayata geçirilmiştir. Havalimanları ve yollar yapılarak, ulaşımda kolaylık sağlanmıştır. Terör olaylarının azalması ve hemen hemen bitme noktasına çekilmesi, bölgeye olan tüm yatırımlarda artı bir etki göstermiştir. Yakın zamanda özel bir şirketin Siirt’te kurduğu 500 milyon dolara mal olan çinko tesisi, 1 milyar dolarlık ithalatı önleyecektir.

 

  GAP İdaresinin kuruluş yıldönümünde proje için büyük öneme sahip Ilısu Barajının da açılışı gerçekleştirilmiştir. Ilısu, Türkiye’nin dördüncü büyük barajı olma unvanına sahiptir. Yılda ekonomiye 3 milyar lira katkı sağlayacağı hesaplanmıştır.      

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.