Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Gezgin Çift

‘Asıl zenginliğimiz gezip gördüklerimizdir’     ‘Meraktan yola çıktılar, dünyayı turladılar’ başlığı altında verilen gazete haberi dikkatimi çekti. Malum, dövizin fırladığı şu günlerde yurtdışı seyahatleri birçok insan için imkansız bir durumdur. Ayrıca ülkelerin pandemi önlemleri de seyahatleri kısıtlayıcı bir etkendir. Oysa gezilere tutkuyla bağlı olanlar için hiçbir engel yoktur. ‘İnsan bir fabrika olsaydı, sadece mazeret üretirdi’ sözü çok yerinde ve çoğu zaman kendini kanıtlamış bir sözdür. İnsanlar bir şeye isteksiz yaklaştıklarında, mazeretleri hemen hazırdır. İstekli olduğunuzda, sevgiyle baktığınızda birçok engel kendiliğinden aşılır.   Dünyayı gezen Şırnaklı çiftin öyküsü yukarıdaki söze güzel uyar. Onlar zengin değil, yabancı dil bilmiyorlar, üstelik gittikleri ülkelere kendi yiyeceklerini yanlarında götürüyorlar. Şırnak’ta yaşayan Feyzullah ve Taybet Artuç çifti bugüne değin 4 kıtada, 35 ülke ve 100’e yakın şehir gezmişler. Ellili yaşlardaki beş çocuklu çift, hayvancılıktan elde ettikleri geliri, gezilere harcıyor. Artuç çifti; seyahat etmenin kendilerine hoşgörü kazandırdığını söylüyor.   ‘Çok gezen mi bilir çok yaşayan mı’ sorusu yaygın bilinir ve cevap genellikle ‘çok gezen’ diye verilir. Kendimden de biliyorum. Türkiye’nin hemen her yerini gezdim. Avrupa’da da 6 ülke gördüm. 13 sene Berlin’de yaşadım. Gezmek, görmek insanın ufkunu açıyor. Gurbet hayatı örneğin, insanı daha erken olgunlaştırıyor, sabırlı ve hoşgörülü olmayı öğretiyor. Ben tüm bunları kendi yaşamımda deneyimledim. O bakımdan Şırnaklı aileye anlayışla yaklaşıyorum.      Askerlik dışında memleketi dışına çıkmamış insanlar çoktur etrafımızda. İnanın ufuksuzluk, sığ bakış açıları onlarda sıkça gözlemlediğim olgulardır. Türk toplumunda askerlik hayatı öğretici sayılır. Bilhassa eski dönemlerde vatandaşlar askerlikle, ilk gezi deneyimi elde etmiş sayılırlardı. Orada, okuma- yazma, planlı yeme-içme, yatıp-kalkma gibi birçok şey öğrenirlerdi. Sonra, yatılı okul hayatı, eğitim için il dışına çıkma, başka şehirlerdeki memuriyet hayatı ve ticaret için gidilen yerler insanlara hep bir şeyler katar öğretici olur.   Fakat ülke dışına çıkmak daha başka bir deneyimdir ve çoğunlukla imkan, kabiliyet meselesidir. Kabiliyet derken, parasız ama palanlı, programlı ilerleyen, deneyimli gezi tutkunları az paralarla dünyayı gezme, görme fırsatı yakalarlar. Bu, tabii biraz özgüven, cesaret ve istemekle alakalıdır. Yoksa paranızla seyahat büroları eşliğinde güvenli, sorunsuz gezi faaliyetleri vardır ama işte, bu bütçe meselesidir. Anladığım kadarıyla Artuç çifti ikisi arasında bir seyahat politikası izliyor. Az para ile tutkularını, tecrübeleriyle birleştirerek gezilerini planlıyorlar.   Feyzullah Artuç, 16 yaşında gezmeye ilgi duymaya başlamış. Genç yaşta evlenmiş ve eşini de yanına alarak düşmüş yollara….İlk zamanlar eşi bu durumu garipsemiş ama sonraları onun destekçisi, yoldaşı olmuş. Gezilere yakın yerlerden başlayarak çıkmışlar. Yakın yöreler, Türkiye’nin diğer bölgelerinin ardından, komşu ülke ziyaretleri gerçekleştirmişler. Hayvancılığa ilaveten ufak ek işler de yapan çift, oluşturdukları küçük bütçelerle seyahatlara çıkıyor. Gittikleri ülkelerde, o ülkelerin asgari ücretlerini gözeterek bir gezi bütçesi hazırlıyorlar. Lüks tüketime kaçmayan ve harcamalarına dikkat eden gezginler, büyük paralar harcamadan amaçlarını gerçekleştiriyor.        Gezilerinde internetin kolaylaştırıcı faydalarını görüyorlar. İnternet, gittikleri ülkelerde araştırma yapmak, yol tarifleri ve çeviri ihtiyaçları için yardımcı oluyor. Gezgin çift, dünya insanlık ailesinin hemen her yerde benzer davrandığını, insanların yardımsever ve misafirperver olduğunu vurguluyor. Sağlıkları elverdikçe ve birikim imkanı buldukları sürece gezilerini sürdürmek istiyorlar.
Ekleme Tarihi: 03 Ocak 2022 - Pazartesi

Gezgin Çift

‘Asıl zenginliğimiz gezip gördüklerimizdir’

 

  ‘Meraktan yola çıktılar, dünyayı turladılar’ başlığı altında verilen gazete haberi dikkatimi çekti. Malum, dövizin fırladığı şu günlerde yurtdışı seyahatleri birçok insan için imkansız bir durumdur. Ayrıca ülkelerin pandemi önlemleri de seyahatleri kısıtlayıcı bir etkendir. Oysa gezilere tutkuyla bağlı olanlar için hiçbir engel yoktur. ‘İnsan bir fabrika olsaydı, sadece mazeret üretirdi’ sözü çok yerinde ve çoğu zaman kendini kanıtlamış bir sözdür. İnsanlar bir şeye isteksiz yaklaştıklarında, mazeretleri hemen hazırdır. İstekli olduğunuzda, sevgiyle baktığınızda birçok engel kendiliğinden aşılır.

  Dünyayı gezen Şırnaklı çiftin öyküsü yukarıdaki söze güzel uyar. Onlar zengin değil, yabancı dil bilmiyorlar, üstelik gittikleri ülkelere kendi yiyeceklerini yanlarında götürüyorlar. Şırnak’ta yaşayan Feyzullah ve Taybet Artuç çifti bugüne değin 4 kıtada, 35 ülke ve 100’e yakın şehir gezmişler. Ellili yaşlardaki beş çocuklu çift, hayvancılıktan elde ettikleri geliri, gezilere harcıyor. Artuç çifti; seyahat etmenin kendilerine hoşgörü kazandırdığını söylüyor.

  ‘Çok gezen mi bilir çok yaşayan mı’ sorusu yaygın bilinir ve cevap genellikle ‘çok gezen’ diye verilir. Kendimden de biliyorum. Türkiye’nin hemen her yerini gezdim. Avrupa’da da 6 ülke gördüm. 13 sene Berlin’de yaşadım. Gezmek, görmek insanın ufkunu açıyor. Gurbet hayatı örneğin, insanı daha erken olgunlaştırıyor, sabırlı ve hoşgörülü olmayı öğretiyor. Ben tüm bunları kendi yaşamımda deneyimledim. O bakımdan Şırnaklı aileye anlayışla yaklaşıyorum.   

  Askerlik dışında memleketi dışına çıkmamış insanlar çoktur etrafımızda. İnanın ufuksuzluk, sığ bakış açıları onlarda sıkça gözlemlediğim olgulardır. Türk toplumunda askerlik hayatı öğretici sayılır. Bilhassa eski dönemlerde vatandaşlar askerlikle, ilk gezi deneyimi elde etmiş sayılırlardı. Orada, okuma- yazma, planlı yeme-içme, yatıp-kalkma gibi birçok şey öğrenirlerdi. Sonra, yatılı okul hayatı, eğitim için il dışına çıkma, başka şehirlerdeki memuriyet hayatı ve ticaret için gidilen yerler insanlara hep bir şeyler katar öğretici olur.

  Fakat ülke dışına çıkmak daha başka bir deneyimdir ve çoğunlukla imkan, kabiliyet meselesidir. Kabiliyet derken, parasız ama palanlı, programlı ilerleyen, deneyimli gezi tutkunları az paralarla dünyayı gezme, görme fırsatı yakalarlar. Bu, tabii biraz özgüven, cesaret ve istemekle alakalıdır. Yoksa paranızla seyahat büroları eşliğinde güvenli, sorunsuz gezi faaliyetleri vardır ama işte, bu bütçe meselesidir. Anladığım kadarıyla Artuç çifti ikisi arasında bir seyahat politikası izliyor. Az para ile tutkularını, tecrübeleriyle birleştirerek gezilerini planlıyorlar.

  Feyzullah Artuç, 16 yaşında gezmeye ilgi duymaya başlamış. Genç yaşta evlenmiş ve eşini de yanına alarak düşmüş yollara….İlk zamanlar eşi bu durumu garipsemiş ama sonraları onun destekçisi, yoldaşı olmuş. Gezilere yakın yerlerden başlayarak çıkmışlar. Yakın yöreler, Türkiye’nin diğer bölgelerinin ardından, komşu ülke ziyaretleri gerçekleştirmişler. Hayvancılığa ilaveten ufak ek işler de yapan çift, oluşturdukları küçük bütçelerle seyahatlara çıkıyor. Gittikleri ülkelerde, o ülkelerin asgari ücretlerini gözeterek bir gezi bütçesi hazırlıyorlar. Lüks tüketime kaçmayan ve harcamalarına dikkat eden gezginler, büyük paralar harcamadan amaçlarını gerçekleştiriyor.     

  Gezilerinde internetin kolaylaştırıcı faydalarını görüyorlar. İnternet, gittikleri ülkelerde araştırma yapmak, yol tarifleri ve çeviri ihtiyaçları için yardımcı oluyor. Gezgin çift, dünya insanlık ailesinin hemen her yerde benzer davrandığını, insanların yardımsever ve misafirperver olduğunu vurguluyor. Sağlıkları elverdikçe ve birikim imkanı buldukları sürece gezilerini sürdürmek istiyorlar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.