Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Gülnar

“ Kar yağdı iz örtüldü, dün eden bugün kurtuldu.” Gülnar Özlü Sözü      Yerel seçim çalışmaları için 13 ilçede, 21 bölgede, 80’ in üzerinde mahalleyi gezmek, görmek, incelemek fırsatı bulmuştum. Tüm bunların arasında kendine özgülüğü ile beni şaşırtan tek yer Gülnar merkez olmuştu. Torosların tepesinde, Göksu vadisi ile Anamur, Ermenek arasındaki, iç bölgede yaşayan halk, sanayi ve teknolojinin yeniliklerinden yararlanmadan, gözden uzak bir yaşam sürmüş yıllarca.    O gün özgünlüğü ile tanınmış bu ilçemiz için “ Bir Türlü İstediği Yere Gelemeyen İlçe” başlığı altında şunları yazmışım: “Türkiye’nin neresine giderseniz gidin bir Gülnarlı ile mutlaka karşılaşırsınız. Devlet bürokrasisi içerisinde Gülnarlılar ağırlıklı yerdedir. Çünkü Gülnar sürekli göç verir. İlçede iş sahasının bulunmayışı, tarımın gerektiği kadar cezp edici olmayışı, Gülnarlı gençleri okuyup, başka diyarlarda başarılı olmaya zorlar. Gülnarlı eğitim- öğretimin bilincine varmış, devlet kademelerinin her mevkiinde yer almış.    Kurtuluş savaşı öncesi bölge merkezi Aydıncık’mış. İşgalden çekinenler hükümet evraklarını Gülnar’da saklamışlar. O evraklar bir daha buradan gitmemiş ve böylece 1919’da Gülnar ilçe olmuş. Öncesinde ise Gülnar’ı Karamanoğulları aşireti kurmuş. Gülnar adı ise, Gülnar Hatun önderliğinde Orta Asya’dan göç ederek Anadolu’ya gelen, Gülnar Yörük Oymağı’ndan kalmıştır.    Bölge ahalisi hemen hemen birbirlerine akraba olup, aralarına pek yabancı sokmamışlar. Silifke; Karamanoğullarının iç ili’ymiş ve bu isim zamanla İçel olarak yerleşmiş.    Gülnar; Mersin’e 150 km. Rakım 950m. Çok göç vermiş ve hala vermeye devam ediyor…Bağcılık, elmacılık ve zeytinciliğe ilaveten badem, kayısı, ceviz yetiştiriciliği ana geçim kaynaklarını oluşturmakta. 41 köy, 4 belde ve 5 merkez mahallesiyle nüfusu 27 bindir.”        Ben dört sene evvel üstteki kısa bilgileri sizlere aktarmışım. Fakat birkaç hafta önce bir dostumuz bana, F. Saadet Bilir ve Ali F. Bilir’in ortaklaşa kaleme aldıkları “ Orta Asya’dan Toroslara- Gülnar” adlı eseri ulaştırdı; bana da Gülnar ile ilgili bilgileri tazeleme ve bu yapıtı sizlere tanıtma işi düştü. Kitabın ilk basım tarihi 2007 yılı. Elimdeki hacimli çalışma ise geliştirilmiş 2016 basımı. 676 sayfalık yapıt, on yıllık sıkı bir saha çalışması ürünü.    Karı- koca yazarlarımız, bu uzun zaman diliminde 645 canlı kaynağa ulaşmış, Gülnar’ın bütün köylerini gezmişler. Kitap, akademik bir çalışmadan ziyade güzel bir halk kültür varlığı araştırmasıdır ve gelecek kuşaklara aktarılan yerinde ve gerekli bir eserdir.    Anadolu’ya taşınan Orta Asya ve göç yolları kültürü, yeni yurt Gülnar’da İslami kültürle yüzyıllar boyu süren bir süreçte yoğrularak, yöre kültürünü oluşturmuştur. Torosların tepesinde gözden uzak sürdürülen yaşam biçimi; çok büyük değişime uğramadan korunmuştur. Bu uzak kalış, oradaki öz kültürün günümüze değin taşınmasını ve korunmasını sağlamıştır.    Yazar Saadet Bilir; Gülnar belleğini kayıt altına alma sürecini şöyle anlatıyor: “ Not defteri elimizde ‘söz uçar yazı kalır’ düşüncesiyle yıllardır çevremizdeki konuşulanları, yapılanları türlü yüzleriyle yaşamı ve yaşananı gözledik, derleyip, topladık. Çevredeki, belleği güçlü yaşlılardan bilgiler aldık.” Yazar Ali Bilir de yaptıkları büyük çalışmayı tek cümle ile özetliyor: “ Bizi büyüleyen bütün bu değerlerin yitip gitmeden derlenmesi, zamanın belleğine yazılması gerekirdi. İşte eşim Saadet ile biz bunu yapmaya çalıştık.”    Kitap; günlük yaşamdan başlayarak mutfak kültürünü, yemekleri, bayram kutlamalarını, halk inanışlarını ayrıntılı bir biçimde işliyor. Yörede kullanılan yüzlerce sözcüğe tam doksan sayfa ayrılmış. Yine halk edebiyatı dikkatle ele alınarak, maniler, türküler, ağıtlar, ninniler, bilmeceler, tekerlemeler, masallar, fıkralar, atasözleri, özlü sözler, deyişler, lakaplar, çocuk oyunları ve seyirlik oyunlar derlenerek sayfalara özenle taşınmış. Yöredeki bitki ve hayvan adları da unutulmamış. Zengin kaynakça ve fotoğraflarla hacimli eser, okurlarının beğenisine sunularak, disiplinli ve heyecanlı bir araştırma örneği yaratılmış.    Tüm emeği geçenleri kutluyorum.
Ekleme Tarihi: 15 Mart 2018 - Perşembe

Gülnar

“ Kar yağdı iz örtüldü, dün eden bugün kurtuldu.” Gülnar Özlü Sözü

 

   Yerel seçim çalışmaları için 13 ilçede, 21 bölgede, 80’ in üzerinde mahalleyi gezmek, görmek, incelemek fırsatı bulmuştum. Tüm bunların arasında kendine özgülüğü ile beni şaşırtan tek yer Gülnar merkez olmuştu. Torosların tepesinde, Göksu vadisi ile Anamur, Ermenek arasındaki, iç bölgede yaşayan halk, sanayi ve teknolojinin yeniliklerinden yararlanmadan, gözden uzak bir yaşam sürmüş yıllarca.

   O gün özgünlüğü ile tanınmış bu ilçemiz için “ Bir Türlü İstediği Yere Gelemeyen İlçe” başlığı altında şunları yazmışım: “Türkiye’nin neresine giderseniz gidin bir Gülnarlı ile mutlaka karşılaşırsınız. Devlet bürokrasisi içerisinde Gülnarlılar ağırlıklı yerdedir. Çünkü Gülnar sürekli göç verir. İlçede iş sahasının bulunmayışı, tarımın gerektiği kadar cezp edici olmayışı, Gülnarlı gençleri okuyup, başka diyarlarda başarılı olmaya zorlar. Gülnarlı eğitim- öğretimin bilincine varmış, devlet kademelerinin her mevkiinde yer almış.

   Kurtuluş savaşı öncesi bölge merkezi Aydıncık’mış. İşgalden çekinenler hükümet evraklarını Gülnar’da saklamışlar. O evraklar bir daha buradan gitmemiş ve böylece 1919’da Gülnar ilçe olmuş. Öncesinde ise Gülnar’ı Karamanoğulları aşireti kurmuş. Gülnar adı ise, Gülnar Hatun önderliğinde Orta Asya’dan göç ederek Anadolu’ya gelen, Gülnar Yörük Oymağı’ndan kalmıştır.

   Bölge ahalisi hemen hemen birbirlerine akraba olup, aralarına pek yabancı sokmamışlar. Silifke; Karamanoğullarının iç ili’ymiş ve bu isim zamanla İçel olarak yerleşmiş.

   Gülnar; Mersin’e 150 km. Rakım 950m. Çok göç vermiş ve hala vermeye devam ediyor…Bağcılık, elmacılık ve zeytinciliğe ilaveten badem, kayısı, ceviz yetiştiriciliği ana geçim kaynaklarını oluşturmakta. 41 köy, 4 belde ve 5 merkez mahallesiyle nüfusu 27 bindir.”    

   Ben dört sene evvel üstteki kısa bilgileri sizlere aktarmışım. Fakat birkaç hafta önce bir dostumuz bana, F. Saadet Bilir ve Ali F. Bilir’in ortaklaşa kaleme aldıkları “ Orta Asya’dan Toroslara- Gülnar” adlı eseri ulaştırdı; bana da Gülnar ile ilgili bilgileri tazeleme ve bu yapıtı sizlere tanıtma işi düştü. Kitabın ilk basım tarihi 2007 yılı. Elimdeki hacimli çalışma ise geliştirilmiş 2016 basımı. 676 sayfalık yapıt, on yıllık sıkı bir saha çalışması ürünü.

   Karı- koca yazarlarımız, bu uzun zaman diliminde 645 canlı kaynağa ulaşmış, Gülnar’ın bütün köylerini gezmişler. Kitap, akademik bir çalışmadan ziyade güzel bir halk kültür varlığı araştırmasıdır ve gelecek kuşaklara aktarılan yerinde ve gerekli bir eserdir.

   Anadolu’ya taşınan Orta Asya ve göç yolları kültürü, yeni yurt Gülnar’da İslami kültürle yüzyıllar boyu süren bir süreçte yoğrularak, yöre kültürünü oluşturmuştur. Torosların tepesinde gözden uzak sürdürülen yaşam biçimi; çok büyük değişime uğramadan korunmuştur. Bu uzak kalış, oradaki öz kültürün günümüze değin taşınmasını ve korunmasını sağlamıştır.

   Yazar Saadet Bilir; Gülnar belleğini kayıt altına alma sürecini şöyle anlatıyor: “ Not defteri elimizde ‘söz uçar yazı kalır’ düşüncesiyle yıllardır çevremizdeki konuşulanları, yapılanları türlü yüzleriyle yaşamı ve yaşananı gözledik, derleyip, topladık. Çevredeki, belleği güçlü yaşlılardan bilgiler aldık.” Yazar Ali Bilir de yaptıkları büyük çalışmayı tek cümle ile özetliyor: “ Bizi büyüleyen bütün bu değerlerin yitip gitmeden derlenmesi, zamanın belleğine yazılması gerekirdi. İşte eşim Saadet ile biz bunu yapmaya çalıştık.”

   Kitap; günlük yaşamdan başlayarak mutfak kültürünü, yemekleri, bayram kutlamalarını, halk inanışlarını ayrıntılı bir biçimde işliyor. Yörede kullanılan yüzlerce sözcüğe tam doksan sayfa ayrılmış. Yine halk edebiyatı dikkatle ele alınarak, maniler, türküler, ağıtlar, ninniler, bilmeceler, tekerlemeler, masallar, fıkralar, atasözleri, özlü sözler, deyişler, lakaplar, çocuk oyunları ve seyirlik oyunlar derlenerek sayfalara özenle taşınmış. Yöredeki bitki ve hayvan adları da unutulmamış. Zengin kaynakça ve fotoğraflarla hacimli eser, okurlarının beğenisine sunularak, disiplinli ve heyecanlı bir araştırma örneği yaratılmış.

   Tüm emeği geçenleri kutluyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.