Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Hoşça Kal ABD

“Yokluk kavgayı getirir”     Benimki ABD düşmanlığı değil. Sadece anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum. Düşmanlık benim sözlüğümde bulunmaz. Hiçbir halka, insan kümesine ve inanca düşman değilim. Ama devletlerin, kurumların, kişilerin uyguladıkları bazı politikalara ilişkin kendi düşüncelerim vardır. Kabul ediyorum ABD’nin uyguladığı politikaların karşısındayım. Biliyorum ki ABD dünyaya büyük kötülükler yaptı. İnsanları birbirine düşürdü, savaşlar çıkarttı, acılar verdi…ABD hegemonyası altında halklar ıstırap çekti. Ancak ABD vatandaşlarının tamamı bundan sorumlu tutulamaz. Oradaki vatandaşlar da çeşitli güçlükler içindedir.     ABD halkının da endişeleri var, öncelikleri falan…ABD’lilerin yüzde 81’i şiddet içeren suçlardan şikayetçiymiş. Yüzde 73’ü Çin’in artan gücünden, yüzde 69’u pandemiden, yüzde 66’sı ırkçılıktan, yüzde 60’ı iklim değişikliğinden şikayet ediyormuş. Görüldüğü üzere hayli kaygılı bir toplum ABD toplumu. Ben yazılarımda büyük ve süslü laflar etmek istemem. Kini, nefreti, düşmanlığı körüklemem. Toplumların yapısını, ekonomisini, psikolojisini anlamaya çalışmaktır derdim.     ABD ile fazla ilgilenmemin nedeni; günümüz dünya politikasını, ekonomisini belirleyen bir zamane imparatorluğu olduğu içindir. İşte bu ABD, artık eski gücünde değil. Son Afganistan tahliyesi buna belirgin bir örnektir. Öncelikle, ABD derken hangi ABD demek daha doğrudur. Çünkü karşımızda 50 devletten oluşan, 334 milyonluk çok uluslu bir dünya gücü var. ABD içinde çelişkiler, çatışmalar var…    ABD’den bahsederken onun sadece kötü yanlarından bahsetmek doğru olmaz sanırım. Kapitalizmin mabedi ve lideri olarak birçok yeniliğin ve insanlık yararına güzel teknolojik gelişmenin ve uygulamanın da döl yatağı, öncüsü ABD’dir. Dünyanın her bölgesinden parlak zekaları çekmiş, yeni buluşlarda, girişimlerde onlardan faydalanmıştır.     Hatırlarsınız, Trump olaylı biçimde gönderildi. Beyaz Saray kısa süreliğine işgal edildi. O dönemler Trump hala başkanken, ülkesindeki ayrışmaya dikkat çekti. İlk kez bir ABD liderinin ağzından ‘küreselci- ulusalcı’ sözcükleri döküldü. Seçimlerden sonra da geçenlerde yine aynı Trump bu kez ortalığı fena karıştıran “üç yıl içerisinde ABD diye bir ülke kalmayacak” açıklaması yaptı.     Bu sözler, adeta oradaki derin kutuplaşmanın itirafı niteliğindeydi. Pandemi süreciyle beraber yoğun para basımı ülkede enflasyonu da fırlattı. Zengin eyaletler, fakir eyaletler kavgası, pandemi kısıtlamaları uygulayan eyaletler ve karşı duran eyaletler olarak ve daha birçok konuda fikir birliği sağlanamayan bir ortam… ABD’de eyaletlerin yasalarında referandumla federal yönetimden ayrılma hakkı bulunuyor.       ABD her alanda geriliyor, krize giriyor. Çürümüş, hantal kendini yenileyemeyen, aşırı borçlu, askeriyesi para yutan ABD yok oluyor…Yok oluyor derken, 20.yy. ABD’si, hegenomik ABD yok oluyor. Dijital dünya devletinin ayak sesleri duyuluyor. Yolsuzluklara batmış, ülke içindeki yapıları eskimiş ve birlik görüntüsü vermeyen ve parası değersizleşen bir ABD; artık dünya elitleri tarafından lider ülke pozisyonunda tutulmak istenmiyor. Dijital dünya, dijital parayı öngörüyor. Dev yatırımcılar, finansçılar artık Çin üzerine oynuyor.     Dünya ticaretinin yüzde 75’i dolar üzerinden yürüyor. Doların hakimiyetinin bitmesi demek ki usul usul bitiyor; ABD’nin de bugünkü anlamıyla bitmesi anlamına geliyor. Uzmanlar, doların rezerv para olmaktan çıkması sonucunda bu ‘ABD GSMH’sinin yüzde 50 oranında düşeceği anlamına gelir’ demekteler.     Bu durumda, döndük dolaştık yine başa geldik. Giriş sözü ne idi? ‘Yokluk kavgayı getirir’. Ben de diyorum ki bu yokluk ABD’yi bitirir... Good bye US.   
Ekleme Tarihi: 07 Ekim 2021 - Perşembe

Hoşça Kal ABD

“Yokluk kavgayı getirir”

 

  Benimki ABD düşmanlığı değil. Sadece anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum. Düşmanlık benim sözlüğümde bulunmaz. Hiçbir halka, insan kümesine ve inanca düşman değilim. Ama devletlerin, kurumların, kişilerin uyguladıkları bazı politikalara ilişkin kendi düşüncelerim vardır. Kabul ediyorum ABD’nin uyguladığı politikaların karşısındayım. Biliyorum ki ABD dünyaya büyük kötülükler yaptı. İnsanları birbirine düşürdü, savaşlar çıkarttı, acılar verdi…ABD hegemonyası altında halklar ıstırap çekti. Ancak ABD vatandaşlarının tamamı bundan sorumlu tutulamaz. Oradaki vatandaşlar da çeşitli güçlükler içindedir.

 

  ABD halkının da endişeleri var, öncelikleri falan…ABD’lilerin yüzde 81’i şiddet içeren suçlardan şikayetçiymiş. Yüzde 73’ü Çin’in artan gücünden, yüzde 69’u pandemiden, yüzde 66’sı ırkçılıktan, yüzde 60’ı iklim değişikliğinden şikayet ediyormuş. Görüldüğü üzere hayli kaygılı bir toplum ABD toplumu. Ben yazılarımda büyük ve süslü laflar etmek istemem. Kini, nefreti, düşmanlığı körüklemem. Toplumların yapısını, ekonomisini, psikolojisini anlamaya çalışmaktır derdim.

 

  ABD ile fazla ilgilenmemin nedeni; günümüz dünya politikasını, ekonomisini belirleyen bir zamane imparatorluğu olduğu içindir. İşte bu ABD, artık eski gücünde değil. Son Afganistan tahliyesi buna belirgin bir örnektir. Öncelikle, ABD derken hangi ABD demek daha doğrudur. Çünkü karşımızda 50 devletten oluşan, 334 milyonluk çok uluslu bir dünya gücü var. ABD içinde çelişkiler, çatışmalar var…

 

 ABD’den bahsederken onun sadece kötü yanlarından bahsetmek doğru olmaz sanırım. Kapitalizmin mabedi ve lideri olarak birçok yeniliğin ve insanlık yararına güzel teknolojik gelişmenin ve uygulamanın da döl yatağı, öncüsü ABD’dir. Dünyanın her bölgesinden parlak zekaları çekmiş, yeni buluşlarda, girişimlerde onlardan faydalanmıştır. 

 

 Hatırlarsınız, Trump olaylı biçimde gönderildi. Beyaz Saray kısa süreliğine işgal edildi. O dönemler Trump hala başkanken, ülkesindeki ayrışmaya dikkat çekti. İlk kez bir ABD liderinin ağzından ‘küreselci- ulusalcı’ sözcükleri döküldü. Seçimlerden sonra da geçenlerde yine aynı Trump bu kez ortalığı fena karıştıran “üç yıl içerisinde ABD diye bir ülke kalmayacak” açıklaması yaptı.

 

  Bu sözler, adeta oradaki derin kutuplaşmanın itirafı niteliğindeydi. Pandemi süreciyle beraber yoğun para basımı ülkede enflasyonu da fırlattı. Zengin eyaletler, fakir eyaletler kavgası, pandemi kısıtlamaları uygulayan eyaletler ve karşı duran eyaletler olarak ve daha birçok konuda fikir birliği sağlanamayan bir ortam… ABD’de eyaletlerin yasalarında referandumla federal yönetimden ayrılma hakkı bulunuyor.  

 

  ABD her alanda geriliyor, krize giriyor. Çürümüş, hantal kendini yenileyemeyen, aşırı borçlu, askeriyesi para yutan ABD yok oluyor…Yok oluyor derken, 20.yy. ABD’si, hegenomik ABD yok oluyor. Dijital dünya devletinin ayak sesleri duyuluyor. Yolsuzluklara batmış, ülke içindeki yapıları eskimiş ve birlik görüntüsü vermeyen ve parası değersizleşen bir ABD; artık dünya elitleri tarafından lider ülke pozisyonunda tutulmak istenmiyor. Dijital dünya, dijital parayı öngörüyor. Dev yatırımcılar, finansçılar artık Çin üzerine oynuyor.

 

  Dünya ticaretinin yüzde 75’i dolar üzerinden yürüyor. Doların hakimiyetinin bitmesi demek ki usul usul bitiyor; ABD’nin de bugünkü anlamıyla bitmesi anlamına geliyor. Uzmanlar, doların rezerv para olmaktan çıkması sonucunda bu ‘ABD GSMH’sinin yüzde 50 oranında düşeceği anlamına gelir’ demekteler.

 

  Bu durumda, döndük dolaştık yine başa geldik. Giriş sözü ne idi? ‘Yokluk kavgayı getirir’. Ben de diyorum ki bu yokluk ABD’yi bitirir... Good bye US.   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.