Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Hüzün Şairi

“ Dilim, sınırı dünyamın / Dilistanım, Türkçem benim.” Nafiz Nayır   Bugünkü konuğum Meşyad’ın kıdemli üyesi, emekli Türkçe-edebiyat öğretmeni Nafiz Nayır. 1950 Erzincan doğumlu Nafiz Hoca, yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptı. Bir süre Fransa’da Türk işçi çocuklarının eğitiminde görev aldı.   Yüksek öğrenimi sırasında şiirle bilinçli ilgilenmeye başladı. 1976’dan bu yana şiirleri çeşitli dergilerde yayımlanan Nayır’ın bu alanda çeşitli ödülleri de vardır. Günümüze değin iki tane şiir kitabı yayımlanmıştır. 1- Hüzün Hüzün (2016) 2- Ey Sevgili Hüzün (2016).  O, iyi bir şiirin insanların düşüncelerini genişleteceğine, duygularına coşkunluk kazandıracağına inanır.   Hoca; şiirlerinin bir kısmında doğrudan hüzn’ü anlatır. Pek çoğunun arka planında hüzün vardır. Bu onun bilinçli seçimidir. Zira şiirinin merkezine hüznü oturtmak istemiştir. “ Şairin neyi anlattığı değil, nasıl anlattığı önemlidir. Fakat şiirlerimi okuyanlar benim için ‘hüzün şairi’ desinler isterim” demektedir.   Nafiz Nayır; bir şiir sevdalısıdır ama o şiiri hiçbir zaman hayatının birinci meselesi haline getirmemiştir. Kahramanmaraş’ta çalıştığı yıllarda, Türk şiirinin önemli isimlerinden Bahaettin Karakoç ile sık sık görüşme şansını yakaladı. Karakoç’un şu sözleri oldukça etkileyiciydi; “ Nafiz, bir mısra için bir şiir yazılır; bir şiir için de bir kitap yazılır.”   Nayır; 1977’den beri şehrimizde yaşamaktadır. Mersin’de yaşam sürmekten memnun olan Hoca; şehrimizin edebiyat hayatını ne yazık ki cılız bulmaktadır. Seslerini edebiyat alanında tüm Türkiye’de duyurabilecekler ise şehri terk etmişlerdir. Ona göre Mersin’in güçlü desteğe sahip edebiyat dergilerine ihtiyacı vardır.   Nafiz Hoca; derneği Meşyad’ı hayli önemser. Öyle ki o burayı bir edebiyat ocağı olarak tanımlar, Mersin’de önemli bir boşluğu doldurduğuna inanır. Derneğin yayın organı Maki’nin de yayın kurulundadır. Mersin’in en uzun soluklu dergisi, kıt imkanlarla çıkarılan Maki’nin 21. yıla girmesi ve uzun ömürlü olması onu oldukça gururlandırmaktadır. Maki’yi geliştirerek daha uzun seneler sürdürmeye katkı vermek istemektedir.   İlginç bulduğum Maki’yle ilgili bir anısı şöyledir: “ Adana’da Orhan Kemal Kültür Etkinliğinde, Varlık dergisi kapaklarının sergisi vardı. Orada 1. ve 1000. sayıların (1.sayı 1933) kapakları yan yana konmuştu. Biz de o dönem Maki’nin 100. sayısını çıkartmıştık. Ayaklarımız yere basmıyordu. Ancak Varlık’ın 1000. sayısını görünce keşke Maki de 1000. sayıyı görse diye içimden geçirdim.”   Eğitimci Nafiz Hoca için genç kuşaklar vazgeçilmez zenginliğimizdir. Bir edebiyat dostu olarak onlara önerileri vardır: “ Edebiyatta bir yere gelmek isteyenler, önce edebiyatımızın geçmişini ve bugününü iyi tanımalı, yabancı dil öğrenip, Türkiye dışında ülkelerin edebiyatını, hiç olmazsa bir ülkenin edebiyatını tercümelerinden değil, gerçeğinden takip etmeliler. Çok okumak, yazdıklarını geliştirebilmek, güzelleştirmek için daimi çaba içinde bulunmalılar.”   Bilindiği gibi yazın hayatının bitimsiz konusudur Türkçe, öztürkçe, Osmanlıca, yabancı sözcükler…Yazarlar tartışmanın tam göbeğinde yer alırlar ve kimilerinin de bu konuda kafaları epey karışıktır. Elbette bir duayen olarak Nafiz Hoca’ya bu soruyu sormadan geçemedim. İşte yanıtı: “ Türkçe kültürümüzü yaşatan, bizi birbirimize bağlayan, geçmişimizi bize getiren, bizi torunlarımıza götürecek olan en güçlü bağ. Türkçenin özü, üveyi yoktur. Türkçe Türkçedir. Bir kelimenin Türkçesi varsa başka dildeki karşılığının kullanılmasını doğru bulmam. Dilimize saygı, geçmişimize geleceğimize saygıdır.”      Nayır; dönemi usul usul kapanan ve bana göre ‘altın kuşağın’ yaşayan son temsilcilerindendir. O bakımdan onunla aynı çatı altında bulunmak ve onun engin deneyiminden yararlanmak, benim için ayrıcalıklı ve bulunmaz fırsattır. Elimden geldiğince, heyecanlı bir acelecilikle küpümü doldurmaya, feyz almaya odaklanıyorum. Kendisine daha nice seneler diliyorum. Sağlık ile üretim ile…    
Ekleme Tarihi: 13 Şubat 2019 - Çarşamba

Hüzün Şairi

“ Dilim, sınırı dünyamın / Dilistanım, Türkçem benim.” Nafiz Nayır

  Bugünkü konuğum Meşyad’ın kıdemli üyesi, emekli Türkçe-edebiyat öğretmeni Nafiz Nayır. 1950 Erzincan doğumlu Nafiz Hoca, yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptı. Bir süre Fransa’da Türk işçi çocuklarının eğitiminde görev aldı.

  Yüksek öğrenimi sırasında şiirle bilinçli ilgilenmeye başladı. 1976’dan bu yana şiirleri çeşitli dergilerde yayımlanan Nayır’ın bu alanda çeşitli ödülleri de vardır. Günümüze değin iki tane şiir kitabı yayımlanmıştır. 1- Hüzün Hüzün (2016) 2- Ey Sevgili Hüzün (2016).  O, iyi bir şiirin insanların düşüncelerini genişleteceğine, duygularına coşkunluk kazandıracağına inanır.

  Hoca; şiirlerinin bir kısmında doğrudan hüzn’ü anlatır. Pek çoğunun arka planında hüzün vardır. Bu onun bilinçli seçimidir. Zira şiirinin merkezine hüznü oturtmak istemiştir. “ Şairin neyi anlattığı değil, nasıl anlattığı önemlidir. Fakat şiirlerimi okuyanlar benim için ‘hüzün şairi’ desinler isterim” demektedir.

  Nafiz Nayır; bir şiir sevdalısıdır ama o şiiri hiçbir zaman hayatının birinci meselesi haline getirmemiştir. Kahramanmaraş’ta çalıştığı yıllarda, Türk şiirinin önemli isimlerinden Bahaettin Karakoç ile sık sık görüşme şansını yakaladı. Karakoç’un şu sözleri oldukça etkileyiciydi; “ Nafiz, bir mısra için bir şiir yazılır; bir şiir için de bir kitap yazılır.”

  Nayır; 1977’den beri şehrimizde yaşamaktadır. Mersin’de yaşam sürmekten memnun olan Hoca; şehrimizin edebiyat hayatını ne yazık ki cılız bulmaktadır. Seslerini edebiyat alanında tüm Türkiye’de duyurabilecekler ise şehri terk etmişlerdir. Ona göre Mersin’in güçlü desteğe sahip edebiyat dergilerine ihtiyacı vardır.

  Nafiz Hoca; derneği Meşyad’ı hayli önemser. Öyle ki o burayı bir edebiyat ocağı olarak tanımlar, Mersin’de önemli bir boşluğu doldurduğuna inanır. Derneğin yayın organı Maki’nin de yayın kurulundadır. Mersin’in en uzun soluklu dergisi, kıt imkanlarla çıkarılan Maki’nin 21. yıla girmesi ve uzun ömürlü olması onu oldukça gururlandırmaktadır. Maki’yi geliştirerek daha uzun seneler sürdürmeye katkı vermek istemektedir.

  İlginç bulduğum Maki’yle ilgili bir anısı şöyledir: “ Adana’da Orhan Kemal Kültür Etkinliğinde, Varlık dergisi kapaklarının sergisi vardı. Orada 1. ve 1000. sayıların (1.sayı 1933) kapakları yan yana konmuştu. Biz de o dönem Maki’nin 100. sayısını çıkartmıştık. Ayaklarımız yere basmıyordu. Ancak Varlık’ın 1000. sayısını görünce keşke Maki de 1000. sayıyı görse diye içimden geçirdim.”

  Eğitimci Nafiz Hoca için genç kuşaklar vazgeçilmez zenginliğimizdir. Bir edebiyat dostu olarak onlara önerileri vardır: “ Edebiyatta bir yere gelmek isteyenler, önce edebiyatımızın geçmişini ve bugününü iyi tanımalı, yabancı dil öğrenip, Türkiye dışında ülkelerin edebiyatını, hiç olmazsa bir ülkenin edebiyatını tercümelerinden değil, gerçeğinden takip etmeliler. Çok okumak, yazdıklarını geliştirebilmek, güzelleştirmek için daimi çaba içinde bulunmalılar.”

  Bilindiği gibi yazın hayatının bitimsiz konusudur Türkçe, öztürkçe, Osmanlıca, yabancı sözcükler…Yazarlar tartışmanın tam göbeğinde yer alırlar ve kimilerinin de bu konuda kafaları epey karışıktır. Elbette bir duayen olarak Nafiz Hoca’ya bu soruyu sormadan geçemedim. İşte yanıtı: “ Türkçe kültürümüzü yaşatan, bizi birbirimize bağlayan, geçmişimizi bize getiren, bizi torunlarımıza götürecek olan en güçlü bağ. Türkçenin özü, üveyi yoktur. Türkçe Türkçedir. Bir kelimenin Türkçesi varsa başka dildeki karşılığının kullanılmasını doğru bulmam. Dilimize saygı, geçmişimize geleceğimize saygıdır.”   

  Nayır; dönemi usul usul kapanan ve bana göre ‘altın kuşağın’ yaşayan son temsilcilerindendir. O bakımdan onunla aynı çatı altında bulunmak ve onun engin deneyiminden yararlanmak, benim için ayrıcalıklı ve bulunmaz fırsattır. Elimden geldiğince, heyecanlı bir acelecilikle küpümü doldurmaya, feyz almaya odaklanıyorum. Kendisine daha nice seneler diliyorum. Sağlık ile üretim ile…

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.