Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

J. Webb Teleskobu Sahte Gerçekliği Aydınlatır Mı?

‘Hırs büyüdükçe ahlak küçülür’     Siz de Türkiye gündeminin dünyadan kopuk olduğunu düşünür müsünüz? İçerideki dertlerle o denli meşgulüz ki dünyanın gündemiyle ya da dünyanın nereye doğru gittiğiyle pek alakalı değiliz sanki. Ben burada ara ara yazmaya çalışıyorum. Misal, 2021 sonuna doğru yazdığım ‘Dijital Dünya Devletine Doğru’ başlıklı yazım bu minvalde bir yazıydı. Bazı okurlar beni yanlış anlayabiliyor. Benim gündeme almak istediklerim, gerçekleşmesini savunduğum şeyler değil elbette. Ben duyarlı vatandaş yaklaşımıyla dünyadaki gidişatı kendimce yorumlamaya çalışıyorum o kadar. İç siyaset o derece sıkıcı ve düşük seviyede ilerliyor ki hiç o tarafa bakmak geçmiyor içimden.   Bizde yaftalamak, itibarsızlaştırmak, bel altına vurmak sıkça yapılır. Değişik bakış açıları acımasızca ve bilinçsizce yargılanır. Hemen her şeye bir cevabımız mutlaka vardır. Şark kurnazlığı içimize işlemiş bi kere. Bundan hiçbir siyasi akım muaf değildir. Bizim ülkemiz böyledir kabullenmek lazım.   25 Aralık 2021’de insanlık için çok önemli bir gelişme yaşandı. İnsanlığın geliştirdiği en büyük uzay teleskobu James Webb fırlatıldı. Üzerinde 174 ülkeden 1.200 bilim insanının çalıştığı, yapımı 25 yıldır süren ve 10 milyar dolara mal olan teleskop, türlü gecikmeleri ve sorunları ardında bırakarak 1.5 milyon km ötedeki yörüngesine gönderildi. Eğer her şey yolunda giderse altı ay sonra teleskoptan ilk görüntüler gelecek. Kızılötesi algılayıcılar ile evrenin doğuş anına yakın uzaklıktaki görüntülerin çekilmesi hedefleniyor.   James Webb teleskobunun başarılı çalışması, insanlık açısından yeni bir dönemeç olarak kabul ediliyor. Çünkü evrenin işleyişiyle, büyüklüğüyle ilgili yepyeni bilgilere, bulgulara erişilecek.   İçinde yaşadığımız çağ, teknoloji ve uzay çağı. Günümüzün vazgeçilmezi internete uzaydan daha kolay, ucuz, kapsayıcı ve kesintisiz ulaşım imkanı doğuyor çünkü. Bu amaçla ülkeler rekabet halinde. Aralık ayında biz de yeni uydumuzu Elon Musk’ın SpaceX şirketi ile gönderdik. Böylece Türkiye’nin şu anki uydu sayısı 8 adete yükselmiş oldu. Uzayda yer kapma yarışı kızışıyor. Uydu yapım teknolojisi ayrı, fırlatma teknolojisi ayrıdır. Uydu yapımında Türkiye’de bazı ilerlemeler var. Ancak fırlatma teknolojisinde daha söz sahibi değiliz.   ABD, Çin ve Rusya bu alanda lider ülkeler. Elon Musk’ın Starlınk şirketi 2027 yılına kadar 12 bin uyduyu yörüngeye taşıyıp (şu an bu sayı 1.900 adettir)  dünyadaki tüketicilere doğrudan internet erişimi vaat ediyor. Rusya’nın başını çektiği ve kendi fırlatma teknolojisini kullanarak yörüngeye soktuğu OneWeb şirketi de 900 uydu ile internet erişim hizmeti sağlamayı planlıyor. Çin, ha keza durmadan uzay çalışmaları yürütüyor. Türkiye Uzay Ajansının kurulması (2018) hiç yoktan, iyi bir başlangıçtır. Türkiye’nin hızla bu alanda özgün teknolojileri ile yer alması beklenmelidir.   Uzay çalışmaları sadece internet, haberleşme kapsamında değil elbette. Gözlem yapma, savunma amaçlı, uzay turizmi, uzay madenciliği, uzayda kolonileşme gibi birçok projeleri var devletlerin. NASA,  25 Kasım’da da DART projesi kapsamında, tehlike oluşturabilecek göktaşlarını yok etme amaçlı bir araç gönderdi uzaya.   İnsanlık korkularla bir arada yaşıyor. Uzaylı istilası, göktaşı çarpması, güneş patlamaları, nükleer savaş gibi endişelerle yaşıyor. Bilim insanları da bunları gidermek amaçlı çalışmalar yürütüyor.   Bilim ilerledikçe hangi amaçlar için kullanıldığı sorusu atılıyor ortaya. Gerçek bilim ile sahte algı yaratan bilgiler iç içe geçiyor. Eğer kendi teknolojiniz yoksa size verilen ve söylenen ile yetinmek zorundasınız. J.Webb teleskobunun fırlatıldığı günlerde NASA, 24 ilahiyatçıyı işe alacağını duyurdu. Her dinden ve çeşitli mezheplerden ilahiyatçılar, NASA’da ne yapacak? Rivayet muhtelif. J. Webb teleskobunun verileri ışığında, insanlığı bir uzaylı keşfine veya Mesih’in indirilişine hazırlamak mıdır amaç?   İnsanlık bir şeyler keşfettik denilerek sevinirken, öteki taraftan keşfedilene(!) mahkum edilmek mi isteniyor? Dünya dışı yeni keşifler ya da olası tehlikeler algısı, yine virüsçülerin ve dev dijital şirketlerin işine yarayacaktır. Her adım bir hedef gütmektedir.       
Ekleme Tarihi: 17 Ocak 2022 - Pazartesi

J. Webb Teleskobu Sahte Gerçekliği Aydınlatır Mı?

‘Hırs büyüdükçe ahlak küçülür’

 

  Siz de Türkiye gündeminin dünyadan kopuk olduğunu düşünür müsünüz? İçerideki dertlerle o denli meşgulüz ki dünyanın gündemiyle ya da dünyanın nereye doğru gittiğiyle pek alakalı değiliz sanki. Ben burada ara ara yazmaya çalışıyorum. Misal, 2021 sonuna doğru yazdığım ‘Dijital Dünya Devletine Doğru’ başlıklı yazım bu minvalde bir yazıydı. Bazı okurlar beni yanlış anlayabiliyor. Benim gündeme almak istediklerim, gerçekleşmesini savunduğum şeyler değil elbette. Ben duyarlı vatandaş yaklaşımıyla dünyadaki gidişatı kendimce yorumlamaya çalışıyorum o kadar. İç siyaset o derece sıkıcı ve düşük seviyede ilerliyor ki hiç o tarafa bakmak geçmiyor içimden.

  Bizde yaftalamak, itibarsızlaştırmak, bel altına vurmak sıkça yapılır. Değişik bakış açıları acımasızca ve bilinçsizce yargılanır. Hemen her şeye bir cevabımız mutlaka vardır. Şark kurnazlığı içimize işlemiş bi kere. Bundan hiçbir siyasi akım muaf değildir. Bizim ülkemiz böyledir kabullenmek lazım.

  25 Aralık 2021’de insanlık için çok önemli bir gelişme yaşandı. İnsanlığın geliştirdiği en büyük uzay teleskobu James Webb fırlatıldı. Üzerinde 174 ülkeden 1.200 bilim insanının çalıştığı, yapımı 25 yıldır süren ve 10 milyar dolara mal olan teleskop, türlü gecikmeleri ve sorunları ardında bırakarak 1.5 milyon km ötedeki yörüngesine gönderildi. Eğer her şey yolunda giderse altı ay sonra teleskoptan ilk görüntüler gelecek. Kızılötesi algılayıcılar ile evrenin doğuş anına yakın uzaklıktaki görüntülerin çekilmesi hedefleniyor.

  James Webb teleskobunun başarılı çalışması, insanlık açısından yeni bir dönemeç olarak kabul ediliyor. Çünkü evrenin işleyişiyle, büyüklüğüyle ilgili yepyeni bilgilere, bulgulara erişilecek.

  İçinde yaşadığımız çağ, teknoloji ve uzay çağı. Günümüzün vazgeçilmezi internete uzaydan daha kolay, ucuz, kapsayıcı ve kesintisiz ulaşım imkanı doğuyor çünkü. Bu amaçla ülkeler rekabet halinde. Aralık ayında biz de yeni uydumuzu Elon Musk’ın SpaceX şirketi ile gönderdik. Böylece Türkiye’nin şu anki uydu sayısı 8 adete yükselmiş oldu. Uzayda yer kapma yarışı kızışıyor. Uydu yapım teknolojisi ayrı, fırlatma teknolojisi ayrıdır. Uydu yapımında Türkiye’de bazı ilerlemeler var. Ancak fırlatma teknolojisinde daha söz sahibi değiliz.

  ABD, Çin ve Rusya bu alanda lider ülkeler. Elon Musk’ın Starlınk şirketi 2027 yılına kadar 12 bin uyduyu yörüngeye taşıyıp (şu an bu sayı 1.900 adettir)  dünyadaki tüketicilere doğrudan internet erişimi vaat ediyor. Rusya’nın başını çektiği ve kendi fırlatma teknolojisini kullanarak yörüngeye soktuğu OneWeb şirketi de 900 uydu ile internet erişim hizmeti sağlamayı planlıyor. Çin, ha keza durmadan uzay çalışmaları yürütüyor. Türkiye Uzay Ajansının kurulması (2018) hiç yoktan, iyi bir başlangıçtır. Türkiye’nin hızla bu alanda özgün teknolojileri ile yer alması beklenmelidir.

  Uzay çalışmaları sadece internet, haberleşme kapsamında değil elbette. Gözlem yapma, savunma amaçlı, uzay turizmi, uzay madenciliği, uzayda kolonileşme gibi birçok projeleri var devletlerin. NASA,  25 Kasım’da da DART projesi kapsamında, tehlike oluşturabilecek göktaşlarını yok etme amaçlı bir araç gönderdi uzaya.

  İnsanlık korkularla bir arada yaşıyor. Uzaylı istilası, göktaşı çarpması, güneş patlamaları, nükleer savaş gibi endişelerle yaşıyor. Bilim insanları da bunları gidermek amaçlı çalışmalar yürütüyor.

  Bilim ilerledikçe hangi amaçlar için kullanıldığı sorusu atılıyor ortaya. Gerçek bilim ile sahte algı yaratan bilgiler iç içe geçiyor. Eğer kendi teknolojiniz yoksa size verilen ve söylenen ile yetinmek zorundasınız. J.Webb teleskobunun fırlatıldığı günlerde NASA, 24 ilahiyatçıyı işe alacağını duyurdu. Her dinden ve çeşitli mezheplerden ilahiyatçılar, NASA’da ne yapacak? Rivayet muhtelif. J. Webb teleskobunun verileri ışığında, insanlığı bir uzaylı keşfine veya Mesih’in indirilişine hazırlamak mıdır amaç?

  İnsanlık bir şeyler keşfettik denilerek sevinirken, öteki taraftan keşfedilene(!) mahkum edilmek mi isteniyor? Dünya dışı yeni keşifler ya da olası tehlikeler algısı, yine virüsçülerin ve dev dijital şirketlerin işine yarayacaktır. Her adım bir hedef gütmektedir.    

  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.