Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Kant

“ Hiç kimse söylediklerinin doğru olduğunu garanti edemez. Ancak söylediklerinin samimi olduğunu garanti etmelidir” Immanuel Kant ( 1724-1804)     Kant ismi geçtiğinde aklıma hemen ‘aydınlanma’ gelir. Çünkü onun dönemi aydınlanma dönemidir. Kendisi de aydınlanma üzerine tezler geliştirmiştir. Aklı kullanmanın önemine “ Aklını kullanma cesaretini göster!” diyerek meydan okuyan bir çağrıda bulunmuştur. Akıl konusu tarihler boyunca tartışılır. İslam’ın kitabı Kuran’da akla sürekli atıf vardır. Birçok yerde ‘Akıl etmez misiniz’ ifadesi geçmektedir. Akıl, insan ilişkisi hala güncelliğini koruyan bir konudur.    Kant aydınlanmayı şöyle tarif eder: “ İnsanın kendi kendisini vesayete maruz bırakmaktan kurtulmasıdır.” Bunu da insan ancak aklı ile yapar.   Akıl, insan hakları, eşitlik, adalet Kant’ın sürekli işlediği kavramlardır. Fransız İhtilali ve sonrasında çoğalan cumhuriyet idareleri onu fazlasıyla umutlandırmıştır. ‘Edebi Barış’ tezini ayrıntılı biçimde inceleyen Kant, bunun cumhuriyet yönetimlerinin çoğalmasıyla daha mümkün olacağını savunmuştur. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin de ancak cumhuriyetle sağlanacağını ileri süren Kant, aynı zamanda serbest ticarete de büyük önem verir. Çünkü bu sayede devletler birbirleriyle alış-veriş eder, böylece aralarında bağlar kurulur.   Dindar bir Alman Hristiyan ailede dünyaya gelen (1704) Immanuel Kant, Königsberg Üniversitesi felsefe bölümü mezunudur. Anne ve babasını genç yaşta iken kaybeder. Hayatını kendi imkanlarıyla kazanmak zorunda kalır. Yaşadığı dönem, yeni bir dünyanın kurulduğu dönemdir. Mutlakiyetçi yönetimlerin sonu görülmeye başlamıştır. Yaşadığı zaman diliminde bütün dünyayı sarsacak olan Fransız Devrimi gerçekleşmiştir.   Kant, çekingen ve alçakgönüllüydü. Königsberg Üniversitesi’nde profesörlüğe kadar yükseldi. Öğretmenliği çok seviyordu. Pratik ilkelerinden biri de orta yetenekteki öğrencilerle daha çok uğraşmaktı. “Ahmaklara yardım etmek boşa harcanan bir çabadır. Dahiler ise kendi başlarının çaresine nasıl olsa bakarlar” diyordu.   Kant, ufak tefek cılız biriydi. Sağlığı bozuk olmasına karşın seksen yıl yaşamıştır. Tüm yaşamı boyunca mutlak bir düzene uymuş ve ciddi bir beslenme rejimi uygulamıştır. Alman disiplini dedikleri bu olsa gerek. Her şeyi mekanik bir anlayışla saatinde yapmaya çalışır Almanlar. O hayatını bir saat gibi programlamıştır. Yapacağı bir şeyi önceden planlar ve üzerinde uzun uzun düşünürdü. Belki de bu yüzden ömrü boyunca evlenmemiştir. Burada evliliğe ayrı bir parantez açmak gerekir. Çünkü bilim ve sanat dünyasından insanlar çoğunlukla ya hiç evlenmemiş ya da düzenli bir evlilik hayatı sürdürememişler.   Kant, liberal düşüncelidir. Kurulu düzene ve yasalara bağlı bir kimsedir. Dinlere saygılıdır. Özel hayatı sıkı bir disiplin ve tekdüzelik içinde geçmiş olmasına rağmen, dersleri sırasında çok canlı bir kişilik sergiler. Ona göre erdemli üç şey; iyi niyet, vicdan ve hoşgörüdür. Kant, iyi niyet üzerinde çok durur. “Dünyanın her yerinde sınırsız iyi niyetten daha iyi bir şey olamaz” der.   Hürriyet ahlak ilişkisi üzerine de şu önemli sözü söyler: “ Herhangi bir davranışı ahlaki olarak tanımlamak için, kişinin hür iradesiyle o davranışı gerçekleştirmiş olması gerekir.” Hukuk prensiplerinin evrenselliğini savuna Kant, insanın doğuştan gelen haklarının kamusal alanda yasallaşmasını ister. Kant’ın politikayla ilişkisi mesafelidir ve bu mesafenin korunması taraftarıdır. Ona göre filozof, politikanın sadece temel prensipleriyle meşgul olmalıdır. Günlük politik tartışmaların içine girmesini uygun bulmaz.   Kant, bir Rousseau hayranıdır. Evindeki tek resim Fransız Rousseau’nin portresidir. 1804’te öldü. Ölümüne halk yas tuttu. Son sözleri; “ Bu iyidir” olmuştur.        
Ekleme Tarihi: 18 Temmuz 2020 - Cumartesi

Kant

“ Hiç kimse söylediklerinin doğru olduğunu garanti edemez. Ancak söylediklerinin samimi olduğunu garanti etmelidir” Immanuel Kant ( 1724-1804)

 

  Kant ismi geçtiğinde aklıma hemen ‘aydınlanma’ gelir. Çünkü onun dönemi aydınlanma dönemidir. Kendisi de aydınlanma üzerine tezler geliştirmiştir. Aklı kullanmanın önemine “ Aklını kullanma cesaretini göster!” diyerek meydan okuyan bir çağrıda bulunmuştur. Akıl konusu tarihler boyunca tartışılır. İslam’ın kitabı Kuran’da akla sürekli atıf vardır. Birçok yerde ‘Akıl etmez misiniz’ ifadesi geçmektedir. Akıl, insan ilişkisi hala güncelliğini koruyan bir konudur.

   Kant aydınlanmayı şöyle tarif eder: “ İnsanın kendi kendisini vesayete maruz bırakmaktan kurtulmasıdır.” Bunu da insan ancak aklı ile yapar.

  Akıl, insan hakları, eşitlik, adalet Kant’ın sürekli işlediği kavramlardır. Fransız İhtilali ve sonrasında çoğalan cumhuriyet idareleri onu fazlasıyla umutlandırmıştır. ‘Edebi Barış’ tezini ayrıntılı biçimde inceleyen Kant, bunun cumhuriyet yönetimlerinin çoğalmasıyla daha mümkün olacağını savunmuştur. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin de ancak cumhuriyetle sağlanacağını ileri süren Kant, aynı zamanda serbest ticarete de büyük önem verir. Çünkü bu sayede devletler birbirleriyle alış-veriş eder, böylece aralarında bağlar kurulur.

  Dindar bir Alman Hristiyan ailede dünyaya gelen (1704) Immanuel Kant, Königsberg Üniversitesi felsefe bölümü mezunudur. Anne ve babasını genç yaşta iken kaybeder. Hayatını kendi imkanlarıyla kazanmak zorunda kalır. Yaşadığı dönem, yeni bir dünyanın kurulduğu dönemdir. Mutlakiyetçi yönetimlerin sonu görülmeye başlamıştır. Yaşadığı zaman diliminde bütün dünyayı sarsacak olan Fransız Devrimi gerçekleşmiştir.

  Kant, çekingen ve alçakgönüllüydü. Königsberg Üniversitesi’nde profesörlüğe kadar yükseldi. Öğretmenliği çok seviyordu. Pratik ilkelerinden biri de orta yetenekteki öğrencilerle daha çok uğraşmaktı. “Ahmaklara yardım etmek boşa harcanan bir çabadır. Dahiler ise kendi başlarının çaresine nasıl olsa bakarlar” diyordu.

  Kant, ufak tefek cılız biriydi. Sağlığı bozuk olmasına karşın seksen yıl yaşamıştır. Tüm yaşamı boyunca mutlak bir düzene uymuş ve ciddi bir beslenme rejimi uygulamıştır. Alman disiplini dedikleri bu olsa gerek. Her şeyi mekanik bir anlayışla saatinde yapmaya çalışır Almanlar. O hayatını bir saat gibi programlamıştır. Yapacağı bir şeyi önceden planlar ve üzerinde uzun uzun düşünürdü. Belki de bu yüzden ömrü boyunca evlenmemiştir. Burada evliliğe ayrı bir parantez açmak gerekir. Çünkü bilim ve sanat dünyasından insanlar çoğunlukla ya hiç evlenmemiş ya da düzenli bir evlilik hayatı sürdürememişler.

  Kant, liberal düşüncelidir. Kurulu düzene ve yasalara bağlı bir kimsedir. Dinlere saygılıdır. Özel hayatı sıkı bir disiplin ve tekdüzelik içinde geçmiş olmasına rağmen, dersleri sırasında çok canlı bir kişilik sergiler. Ona göre erdemli üç şey; iyi niyet, vicdan ve hoşgörüdür. Kant, iyi niyet üzerinde çok durur. “Dünyanın her yerinde sınırsız iyi niyetten daha iyi bir şey olamaz” der.

  Hürriyet ahlak ilişkisi üzerine de şu önemli sözü söyler: “ Herhangi bir davranışı ahlaki olarak tanımlamak için, kişinin hür iradesiyle o davranışı gerçekleştirmiş olması gerekir.” Hukuk prensiplerinin evrenselliğini savuna Kant, insanın doğuştan gelen haklarının kamusal alanda yasallaşmasını ister. Kant’ın politikayla ilişkisi mesafelidir ve bu mesafenin korunması taraftarıdır. Ona göre filozof, politikanın sadece temel prensipleriyle meşgul olmalıdır. Günlük politik tartışmaların içine girmesini uygun bulmaz.

  Kant, bir Rousseau hayranıdır. Evindeki tek resim Fransız Rousseau’nin portresidir. 1804’te öldü. Ölümüne halk yas tuttu. Son sözleri; “ Bu iyidir” olmuştur.

       

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.