Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Kraliçenin Ölümü

“Nefret ediyorsan yenilmişsindir”     İngiliz kraliçesinin ölümü, İzmir’in kurtuluş gününe denk geldi. Türkiye, iki önemli olay üzerinden karpuz gibi ortadan bölünmeye devam etti. Bunu ünlü bir gazeteci şöyle yorumladı; “ Türkiye tek devlet ama zihni federasyon.” Çok yerinde saptama yapmış yazarımız. Bir Türkiye içinde kaç Türkiye var acaba? Bu ayrışma sadece yaşam biçimiyle sınırlı değil mutlaka. Gelir seviyesi ve gelişmişlik düzeyleriyle de hesapladığınızda farklı farklı Türkiye’ler çıkar karşınıza. Elbette ulus devletten bir ve tek olması beklenir. İdeal bir ulus devlet, birçok konuda birliğini sağlamış, gelişmişlik seviyeleri ve gelir dağılımındaki adaletsizlikleri dengelemiş devlettir.   Yukarıda gazetecinin tespiti ise daha çok zihinsel manada bir federasyon. Demek istiyor ki, ‘ülke düşünsel anlamda o denli ayrı düştü ki, bu kısım kısım bölünmelere yol açtı.’ İzmir ülkenin Batı ile entegrasyonunu en ileri seviyede sağlamış bir il olarak kabul edilir. Orada düzenlenen etkinlikler -mitingler, konserler vb.- bir nabız yoklama aracı adeta bir ölçü birimi olarak kabul görür. Ankara’daki muhafazakar hükümete karşı alınan tavır, duruş olarak addedilir  Muhalif partinin İzmir milletvekili bunu açıkça şöyle ifade ediyor; “Biz Avrupalı olmaya hazırız. Hele İzmirliler bu işe çok hazır. Orası demokrasiye, Avrupa’ya açılan bir kapı gibidir. Biz bazen diyoruz ki İzmir gerekirse ayrılsın. Biz istemeyiz bunlarla bu şartlar altında yaşamayı….”        Kraliçe öldü. İzmir’in kurtuluş günü kutlandı ama ikisi de zihnen ayrılmış ülkede yeni tartışmalar başlattı. İngiltere bizim bu günümüzün müsebbibi devlettir. Osmanlı’nın pay edilişinin, Anadolu’nun işgal edilişinin baş sorumlusudur. Monarşi ile yönetilir aşırı gelenekçidir. Fakat bizdeki kurtuluşçular da hayranlık uyandırır. Onların monarşisi ve gelenekçiliği asla rahatsız etmez. Kendi geçmişini gerici, çağ dışı görür ama İngiliz yaşam biçimine, Yunan uygarlığına vurgundur. Bu Stockholm Sendromu değil de nedir?   Kendi geçmişini kötü ve karanlık görür oysa Batı’dan gelen baş-göz üstünedir. Padişahlar hain ve gericidir. Reddi miras olarak padişahlar hain ilan edildi. Bizim padişahlar özellikle 19.yy döneminde yenilikçi idiler. Cumhuriyetin birçok kurum ve kuruluşunun temelleri o zamanlar atıldı. Padişahların yenilikçiliği, incelendiğinde yaşam biçimlerinde açıkça görülür. Fakat şu da doğrudur; imparatorluk iflas etmişti, birçok açıdan reforma ihtiyaç duymaktaydı. Kendini her türlü yapısal zorluklardan dolayı yenileyemiyor, istenilen biçimde yönetilemiyordu.   Pazar yazısında konuyu Cem Sancar da çok güzel işlemiş. Sancar;  İngiltere’de bakanların başka etnik kimliklerde olmasını ‘insani demokrasi’ diye işaret edenlere, Osmanlının yönetim kadrosunun bir ırklar şenliği olduğunu hatırlatıyor ki çok da haksız sayılmaz hani. İzmir kurtuldu. Kurtuluş savaşını kime karşı verdik biz? Memlekette öyle bir hava estiriliyor ki sanki kurtuluş savaşı, emperyalizme ve onun yamağı Yunanistan’a karşı değil de saltanata karşı verilmiş gibi bir izlenim doğuyor.   Anladık. İngiliz’in saltanatına hayransın ama kendi saltanatına neden düşmansın? Nesnel bir tarih bakışı geliştirmek ne kadar zor? Hiçbir şey tümden ne kötüdür ne de tümden iyidir. Egemenliği ilericilik ve demokrasi adına padişahtan aldın iyi güzel de sonra demokrasi mi getirdin? Tek parti egemenliğine verdin bu kez de…Bir uzlaşı kültürü oluşturmaktan çok uzağız biliyorum. İşimiz hiç kolay değil.   İki gün önce uluslar arası sularda, bir ticari gemimize Yunanistan sahil güvenliği ateş açtı. Emperyalizmin gazına gelen Yunanistan ders almaz. Gerekirse yine benzer çılgınlıklara başvurur. Bu konuda hiç şüphem yok! Fakat aynı kararlılıkta şüphe duymamayı ülkedeki birçok insan için yapamıyorum maalesef.   Aklıma nedense savaş öncesi Ukrayna’ya giderken sevinçle, ‘Türkiye bir mühendis kaybetti’ paylaşımı yapan çaylak mühendis geliyor. Aradan çok zaman geçmedi Ukrayna savaşı patladı. Aynı mühendis bu kez Türkiye Cumhuriyeti’nin tahsis ettiği tahliye otobüsünde mahcup mahcup oturuyordu.   Evet, kraliçe öldü. Sen içindeki nefreti ne zaman öldüreceksin?           
Ekleme Tarihi: 12 Eylül 2022 - Pazartesi

Kraliçenin Ölümü

“Nefret ediyorsan yenilmişsindir”

 

  İngiliz kraliçesinin ölümü, İzmir’in kurtuluş gününe denk geldi. Türkiye, iki önemli olay üzerinden karpuz gibi ortadan bölünmeye devam etti. Bunu ünlü bir gazeteci şöyle yorumladı; “ Türkiye tek devlet ama zihni federasyon.” Çok yerinde saptama yapmış yazarımız. Bir Türkiye içinde kaç Türkiye var acaba? Bu ayrışma sadece yaşam biçimiyle sınırlı değil mutlaka. Gelir seviyesi ve gelişmişlik düzeyleriyle de hesapladığınızda farklı farklı Türkiye’ler çıkar karşınıza. Elbette ulus devletten bir ve tek olması beklenir. İdeal bir ulus devlet, birçok konuda birliğini sağlamış, gelişmişlik seviyeleri ve gelir dağılımındaki adaletsizlikleri dengelemiş devlettir.

  Yukarıda gazetecinin tespiti ise daha çok zihinsel manada bir federasyon. Demek istiyor ki, ‘ülke düşünsel anlamda o denli ayrı düştü ki, bu kısım kısım bölünmelere yol açtı.’ İzmir ülkenin Batı ile entegrasyonunu en ileri seviyede sağlamış bir il olarak kabul edilir. Orada düzenlenen etkinlikler -mitingler, konserler vb.- bir nabız yoklama aracı adeta bir ölçü birimi olarak kabul görür. Ankara’daki muhafazakar hükümete karşı alınan tavır, duruş olarak addedilir

 Muhalif partinin İzmir milletvekili bunu açıkça şöyle ifade ediyor; “Biz Avrupalı olmaya hazırız. Hele İzmirliler bu işe çok hazır. Orası demokrasiye, Avrupa’ya açılan bir kapı gibidir. Biz bazen diyoruz ki İzmir gerekirse ayrılsın. Biz istemeyiz bunlarla bu şartlar altında yaşamayı….”     

  Kraliçe öldü. İzmir’in kurtuluş günü kutlandı ama ikisi de zihnen ayrılmış ülkede yeni tartışmalar başlattı. İngiltere bizim bu günümüzün müsebbibi devlettir. Osmanlı’nın pay edilişinin, Anadolu’nun işgal edilişinin baş sorumlusudur. Monarşi ile yönetilir aşırı gelenekçidir. Fakat bizdeki kurtuluşçular da hayranlık uyandırır. Onların monarşisi ve gelenekçiliği asla rahatsız etmez. Kendi geçmişini gerici, çağ dışı görür ama İngiliz yaşam biçimine, Yunan uygarlığına vurgundur. Bu Stockholm Sendromu değil de nedir?

  Kendi geçmişini kötü ve karanlık görür oysa Batı’dan gelen baş-göz üstünedir. Padişahlar hain ve gericidir. Reddi miras olarak padişahlar hain ilan edildi. Bizim padişahlar özellikle 19.yy döneminde yenilikçi idiler. Cumhuriyetin birçok kurum ve kuruluşunun temelleri o zamanlar atıldı. Padişahların yenilikçiliği, incelendiğinde yaşam biçimlerinde açıkça görülür. Fakat şu da doğrudur; imparatorluk iflas etmişti, birçok açıdan reforma ihtiyaç duymaktaydı. Kendini her türlü yapısal zorluklardan dolayı yenileyemiyor, istenilen biçimde yönetilemiyordu.

  Pazar yazısında konuyu Cem Sancar da çok güzel işlemiş. Sancar;  İngiltere’de bakanların başka etnik kimliklerde olmasını ‘insani demokrasi’ diye işaret edenlere, Osmanlının yönetim kadrosunun bir ırklar şenliği olduğunu hatırlatıyor ki çok da haksız sayılmaz hani. İzmir kurtuldu. Kurtuluş savaşını kime karşı verdik biz? Memlekette öyle bir hava estiriliyor ki sanki kurtuluş savaşı, emperyalizme ve onun yamağı Yunanistan’a karşı değil de saltanata karşı verilmiş gibi bir izlenim doğuyor.

  Anladık. İngiliz’in saltanatına hayransın ama kendi saltanatına neden düşmansın? Nesnel bir tarih bakışı geliştirmek ne kadar zor? Hiçbir şey tümden ne kötüdür ne de tümden iyidir. Egemenliği ilericilik ve demokrasi adına padişahtan aldın iyi güzel de sonra demokrasi mi getirdin? Tek parti egemenliğine verdin bu kez de…Bir uzlaşı kültürü oluşturmaktan çok uzağız biliyorum. İşimiz hiç kolay değil.

  İki gün önce uluslar arası sularda, bir ticari gemimize Yunanistan sahil güvenliği ateş açtı. Emperyalizmin gazına gelen Yunanistan ders almaz. Gerekirse yine benzer çılgınlıklara başvurur. Bu konuda hiç şüphem yok! Fakat aynı kararlılıkta şüphe duymamayı ülkedeki birçok insan için yapamıyorum maalesef.

  Aklıma nedense savaş öncesi Ukrayna’ya giderken sevinçle, ‘Türkiye bir mühendis kaybetti’ paylaşımı yapan çaylak mühendis geliyor. Aradan çok zaman geçmedi Ukrayna savaşı patladı. Aynı mühendis bu kez Türkiye Cumhuriyeti’nin tahsis ettiği tahliye otobüsünde mahcup mahcup oturuyordu.

  Evet, kraliçe öldü. Sen içindeki nefreti ne zaman öldüreceksin?           

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.