Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Krize Çözüm Kurultayı

“Umutluyuz; Türkiye bir üretim devriminin, köklü değişikliklerin eşiğindedir”  D. Perinçek     Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal Mersin Temsilciliğinin, Şoförler Odası Konferans Salonunda düzenlemiş olduğu ‘Krize Çözüm Kurultayına’ katıldım. Dostlarım Yusuf Çelik ve Aydın Kösel’in davetlerine icabet ettim. Oturum başkanı Özcan Demir, konuşmacılar Doğu Perinçek, Mustafa Pamukoğlu ve Şerafettin Aşut’tu.    Hatadan dönmek erdemli davranıştır. Hükümetten tutunda arkadaş çevreme, birçok yerde bu erdemli davranışı gözlemlemekteyim. 80 öncesinin ayrıştıran çatıştıran zihniyeti, görüyorum ki insanımız tarafından terk edilmeye başlamış. İşte o pazar günü de bunun güzel örnekleri verildi. Zamanın ‘komünist’ Perinçek’i iş insanları ile bir araya gelip krizden çıkış yolları arıyor. Yine iş insanları ‘özel mülkiyet düşmanı’ solcularla, bir sol parti lideriyle memleket sorunlarına çareler üretiyor…   Sanayi Bakanı Seka fabrikalarını yeniden faaliyete sokmak istiyor. Partilerimiz düne kadar rakipleri olan politikacıları, belediye seçimlerinde aday göstermeyi deniyor… Örnekler çoğaltılabilir. Acaba bir zihniyet değişiminden veya siyasi ekonomik krizlerin öğretici sonuçlarından bahsedebilir miyiz? Eğer öyle ise bundan ülke olarak kazançlı çıkarız.   Kazançlı çıkmak, buna o kadar çok ihtiyacımız var ki. ‘Aklın yolu birdir’ demişler. Ortak akılla, düşman ve öteki yaratmadan sonuç odaklı işler başarılabilir. Ben o toplantıda o ‘ortak aklı’ gördüm. Ülkemin geleceği adına umutlandım. Orada ortak akıl şunu söyledi bizlere; ‘ Türkiye bağımsız olacak, dışarıdan dayatmalara karşı çıkacak ve millet olarak krizlerin altından kalkacaktır’.    Konuşmacılar ekonomik krizin varlığında hemfikirdi. Ama aynı konuşmacılar ve hatta salonu dolduran davetliler dahil; bunun ‘üretim ekonomisine’ dönüşle aşılacağı konusunda da hemfikirdi. Ekonomist- yazar Mustafa Pamukoğlu akademik bir sunum yaparak, sorunları ve çareleri gayet anlaşılır bir dille anlattı. Öyle ki sorunlar zaten çok bildikti. Ülke gündemini takip edenlerin bunları bilmemesi imkansız. Pamukoğlu ağırlıkla 2005-2017 arası ekonomik verileri slayt gösterimi eşliğinde yatırdı masaya… ‘Bu zaman aralığında ortalama büyüme yetersizdi, bize anlatılan büyüme tüketime ve borçlanmaya dayalı bir ekonomik büyümeydi ve hormonluydu. İşsizlik özellikle genç ve üniversite mezunları arasındaki işsizlik hayli yüksekti. Resmi rakamlara göre 10 olan işsizlik, aslında 20 seviyelerindedir. Borçları döndürememe seviyesine ulaşmıştık. Tasarruf etme ve öz kaynak birikimi çok düşük kalmıştı. Cari açık ortalama yıllık 40- 50 milyar dolar ile sürdürülebilir olmaktan çıkmıştı. Bütçe açıkları yama tutmuyordu. Vergi adaletsizliği, faizler, enflasyon, sıcak para girişi, döviz rezervi yetersizliği…Bildiğiniz gibi alarm çalan seviyelerde idi.’   Pamukoğlu devamla, özelleştirmelerden gelen 70 milyar doların nerelere gittiğini sordu. İnşaat sektörüne yatırılan paraların boşa harcandığını söyledi. Çözüm önerilerini ise: Yılda en az 5 büyüme, üretim, istihdam, işgücünün örgütlenmesi, enflasyonun düşürülmesi, dalgalı kur sisteminden vazgeçilmesi, borçlanma gereğinin azaltılması, mali disiplin, spekülasyon ve rant vergisi konması, vergi adaletinin tesis edilmesi…diye sıraladı.    MTSO eski Başkanı Aşut da ‘ 2008’de yaşanan finansal krizin Arap Baharına, Ortadoğu’da savaşlara ve ırkçılığa yol açtığını, Türkiye’nin terör ile hizalanmak istendiğini’ söyledi. Girişimciliğin ve KOBİ’lerin öneminden bahsetti.  Katılımcılığın ve birbirimizi kutuplaştırmadan sık sık toplanmanın gereğini vurguladı.  ‘Eğitim ve ekonomi sosyal gelişmelerin ve huzurun payandalarıdır’ dedi.   Son konuşmacı Perinçek; iktisadi bozulmayı 1980’den başlattı. ‘Dış ticaret açığı, ödemeler açığı, bütçe açığı açık, açık...Atatürk’ün getirdiği karma ekonomi terk edildi, sırasıyla köylü, üretici, sanayici kambur, yük ilan edildi, dünya ile entegrasyon adına milli olan her şey lanetlendi, ithalata ve ithalata dayalı ihracat teşvik gördü ve tüm bunlar bugünkü sonucu yarattı.’   Perinçek; üretim odaklı ekonomi ve büyüme önerdi. Tasarrufu arttırmaya vurgu yaptı. Planlı ekonomiye geçişi savundu. Güvenlik, komşularla iyi ilişkiler, terörü bitirmek, sağlık, eğitim ve öz kaynakla yatırımlar gibi çözüm önerileri sundu. ‘Güvenlik ile ekonomisi birlikte yürümeli’ dedi.    Perinçek; ‘Türkiye buradan kesinlikle çıkar. Umutsuzluk, karamsarlık yanlış. Yeterli insan kaynağımız var. Verimliliği destekleyen bir hukuk sistemi oluşturarak yeniden kalkışa geçmek lazım.’    Doyurucu bir günün ardından salondan ayrılırken… Kafamda bazı sözler yer etmişti. Vergi affı oy avcılığıdır- Yabancı sermaye iyidir, sıcak para kötüdür- Zihniyet devrimi- Ahlakın tesisi- Borç batağında boğulmayacağız- Bölünmeyeceğiz- Umutluyuz…
Ekleme Tarihi: 21 Kasım 2018 - Çarşamba

Krize Çözüm Kurultayı

“Umutluyuz; Türkiye bir üretim devriminin, köklü değişikliklerin eşiğindedir”  D. Perinçek

 

  Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal Mersin Temsilciliğinin, Şoförler Odası Konferans Salonunda düzenlemiş olduğu ‘Krize Çözüm Kurultayına’ katıldım. Dostlarım Yusuf Çelik ve Aydın Kösel’in davetlerine icabet ettim. Oturum başkanı Özcan Demir, konuşmacılar Doğu Perinçek, Mustafa Pamukoğlu ve Şerafettin Aşut’tu. 

  Hatadan dönmek erdemli davranıştır. Hükümetten tutunda arkadaş çevreme, birçok yerde bu erdemli davranışı gözlemlemekteyim. 80 öncesinin ayrıştıran çatıştıran zihniyeti, görüyorum ki insanımız tarafından terk edilmeye başlamış. İşte o pazar günü de bunun güzel örnekleri verildi. Zamanın ‘komünist’ Perinçek’i iş insanları ile bir araya gelip krizden çıkış yolları arıyor. Yine iş insanları ‘özel mülkiyet düşmanı’ solcularla, bir sol parti lideriyle memleket sorunlarına çareler üretiyor…

  Sanayi Bakanı Seka fabrikalarını yeniden faaliyete sokmak istiyor. Partilerimiz düne kadar rakipleri olan politikacıları, belediye seçimlerinde aday göstermeyi deniyor… Örnekler çoğaltılabilir. Acaba bir zihniyet değişiminden veya siyasi ekonomik krizlerin öğretici sonuçlarından bahsedebilir miyiz? Eğer öyle ise bundan ülke olarak kazançlı çıkarız.

  Kazançlı çıkmak, buna o kadar çok ihtiyacımız var ki. ‘Aklın yolu birdir’ demişler. Ortak akılla, düşman ve öteki yaratmadan sonuç odaklı işler başarılabilir. Ben o toplantıda o ‘ortak aklı’ gördüm. Ülkemin geleceği adına umutlandım. Orada ortak akıl şunu söyledi bizlere; ‘ Türkiye bağımsız olacak, dışarıdan dayatmalara karşı çıkacak ve millet olarak krizlerin altından kalkacaktır’. 

  Konuşmacılar ekonomik krizin varlığında hemfikirdi. Ama aynı konuşmacılar ve hatta salonu dolduran davetliler dahil; bunun ‘üretim ekonomisine’ dönüşle aşılacağı konusunda da hemfikirdi. Ekonomist- yazar Mustafa Pamukoğlu akademik bir sunum yaparak, sorunları ve çareleri gayet anlaşılır bir dille anlattı. Öyle ki sorunlar zaten çok bildikti. Ülke gündemini takip edenlerin bunları bilmemesi imkansız. Pamukoğlu ağırlıkla 2005-2017 arası ekonomik verileri slayt gösterimi eşliğinde yatırdı masaya… ‘Bu zaman aralığında ortalama büyüme yetersizdi, bize anlatılan büyüme tüketime ve borçlanmaya dayalı bir ekonomik büyümeydi ve hormonluydu. İşsizlik özellikle genç ve üniversite mezunları arasındaki işsizlik hayli yüksekti. Resmi rakamlara göre 10 olan işsizlik, aslında 20 seviyelerindedir. Borçları döndürememe seviyesine ulaşmıştık. Tasarruf etme ve öz kaynak birikimi çok düşük kalmıştı. Cari açık ortalama yıllık 40- 50 milyar dolar ile sürdürülebilir olmaktan çıkmıştı. Bütçe açıkları yama tutmuyordu. Vergi adaletsizliği, faizler, enflasyon, sıcak para girişi, döviz rezervi yetersizliği…Bildiğiniz gibi alarm çalan seviyelerde idi.’

  Pamukoğlu devamla, özelleştirmelerden gelen 70 milyar doların nerelere gittiğini sordu. İnşaat sektörüne yatırılan paraların boşa harcandığını söyledi. Çözüm önerilerini ise: Yılda en az 5 büyüme, üretim, istihdam, işgücünün örgütlenmesi, enflasyonun düşürülmesi, dalgalı kur sisteminden vazgeçilmesi, borçlanma gereğinin azaltılması, mali disiplin, spekülasyon ve rant vergisi konması, vergi adaletinin tesis edilmesi…diye sıraladı. 

  MTSO eski Başkanı Aşut da ‘ 2008’de yaşanan finansal krizin Arap Baharına, Ortadoğu’da savaşlara ve ırkçılığa yol açtığını, Türkiye’nin terör ile hizalanmak istendiğini’ söyledi. Girişimciliğin ve KOBİ’lerin öneminden bahsetti.  Katılımcılığın ve birbirimizi kutuplaştırmadan sık sık toplanmanın gereğini vurguladı.  ‘Eğitim ve ekonomi sosyal gelişmelerin ve huzurun payandalarıdır’ dedi.

  Son konuşmacı Perinçek; iktisadi bozulmayı 1980’den başlattı. ‘Dış ticaret açığı, ödemeler açığı, bütçe açığı açık, açık...Atatürk’ün getirdiği karma ekonomi terk edildi, sırasıyla köylü, üretici, sanayici kambur, yük ilan edildi, dünya ile entegrasyon adına milli olan her şey lanetlendi, ithalata ve ithalata dayalı ihracat teşvik gördü ve tüm bunlar bugünkü sonucu yarattı.’

  Perinçek; üretim odaklı ekonomi ve büyüme önerdi. Tasarrufu arttırmaya vurgu yaptı. Planlı ekonomiye geçişi savundu. Güvenlik, komşularla iyi ilişkiler, terörü bitirmek, sağlık, eğitim ve öz kaynakla yatırımlar gibi çözüm önerileri sundu. ‘Güvenlik ile ekonomisi birlikte yürümeli’ dedi. 

  Perinçek; ‘Türkiye buradan kesinlikle çıkar. Umutsuzluk, karamsarlık yanlış. Yeterli insan kaynağımız var. Verimliliği destekleyen bir hukuk sistemi oluşturarak yeniden kalkışa geçmek lazım.’

   Doyurucu bir günün ardından salondan ayrılırken… Kafamda bazı sözler yer etmişti. Vergi affı oy avcılığıdır- Yabancı sermaye iyidir, sıcak para kötüdür- Zihniyet devrimi- Ahlakın tesisi- Borç batağında boğulmayacağız- Bölünmeyeceğiz- Umutluyuz…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.