Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Mavi Şair

“ Bir insan gökkuşağı gibi içinde her rengi barındırmalı; ancak tek renkte sabit kalmalıdır” M. Ensari Özaras     Bugünkü konuğum Mehmet Ensari Özaras şiirlerinde ‘Mavi Şair’ mahlasını kullanır. Bu ismi ona ünlü şair Edip Cansever vermiştir. 1978 yılında Üsküdar Musiki Cemiyetinde, Mehmet beyin eniştesi ud ve keman dersleri verirdi. Bir keresinde Cansever cemiyete gelir ve M. Ensari Özaras ona şiirlerinden birkaç örnek okuma fırsatı yakalar. Cansever; “ Gözlerinin rengi mavi ve duygusal şiirler yazıyorsun, bundan böyle senin adın Mavi Şair olsun” der.  Mehmet beyin ‘Maviciler’ ile mavi akımıyla bir alakası yoktur. Ancak mavi ismi, rengi, teması şiirde çok sık kullanılan bir sözcüktür. Bana göre de mavi şiire çok yakışır.   Hayatı boyunca kendini darbe yemiş hisseden Özaras; “ Ben elde edemediğim, yaşamadığım duyguları kağıda dökerim” demektedir.  İlk şiirini 1972 yılında Kilis’te lisede okurken yazdı. Başka bir lisede aşık olduğu güzel bir kız vardı. Birbirlerini seviyorlardı ama kavuşmaları  türlü nedenlerden dolayı mümkün olmadı.   Yazarımız 1958-Kilis doğumludur. Tüm şairler gibi o da duygusal bir insandır. Duygu yoğunluğu, yakamozlu gecelerde iyice açığa çıkar. Denizi, deniz şehirlerini sever Özaras. Belki de Mersin’e gelişi ondandır. İlk şiiri bir aşk şiiriydi. Fakat o yaşadığı gençlik döneminin siyasi ortamından da hayli etkilenmiştir. Hamasi, kahramanlık şiirleri söylenen edebiyat sohbetlerine katılmayı severdi. Kendinden yaşlı insanların nükteli, kafiyeli güzel sözlerinden feyz alırdı.   Kilis’te yaşamış ve üniversitelerde tez konusu olmuş, aile dostları Hasan Şahmaran’ın üzerinde etkisi büyüktür. Şahmaran, düşünceleriyle genç Mehmet’i adeta biçimlendirdi. Onu yazmaya teşvik etti. Sonraları, Necip Fazıl, Yahya Kemal, Mehmet Akif Ersoy, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi devleri beğenecek, onları kendine örnek alacaktı.      Bir gün Ümit Yaşar Oğuzcan İstanbul Sarıyer’de bir aile dostlarının evine konuk olur. Özaras; o gün Oğuzcan’ın şu kısa şiirini okuduğunda, “ Umut bir kapı- İnsan bir tokmak tak tak tak” koca şair çok beğenerek onu alnından öper. Ve “Bu şiirimi herkes bilmez, sen nereden buldun?” diye sorar.   Söz; içinde eylemi de barındıran önemli bir kavramdır. Mehmet bey “Şiir şairin namusudur” sözüne sıkı sıkıya bağlıdır. Ona göre şairin sözleri, şairi birebir bağlar.   Şiire olan merakı ve sevgisi 1990 yılında ilk şiir kitabı “Ayak İzi Mavi” yi çıkartmasına vesile olur. Fakat bu arada çok tatsız bir olay yaşanır. Kendisi işteyken, yeni basılmış ve evinde daha dağıtma fırsatını bulamadığı, şiir kitapları eşi tarafından yok edilir. Eşinin gerekçesi şudur; “ İçinde bana dair hiçbir şey yok”. Tabii ki bu, bir şairin başına gelebilecek en büyük kötülüklerdendir. Çünkü müsveddelerini dahi kurtaramamıştır şairimiz. Sonraları şiirlerini hep saklayarak yazdı.   Mehmet Ensari Özaras; kaderci ve maneviyatçıdır. “Kul kaderini yaşar” kutsal sözüne uygun hareket eder. Hayatın tüm akışının bir kader çizgisi etrafında döndüğüne inanır.  Emekli özel harekat polisi Özaras, meslek hayatında türlü badireler atlatmıştır. Memuriyeti dolayısıyla yurdun on sekiz ilinde görev yapmıştır. Şiire ve musikiye ilgisini şöyle dile getiriyor; “ Stresli görev ifa eden devlet memurları, şiiri, müziği, yazmayı bir rahatlama aracı olarak görürler. O bakımdan polis memurları arasından çok şair, müzisyen, bestekar çıkmıştır.”   Özaras; üniversite eğitiminin ardından on üç yıl süren ”diller ve dinler tarihi” araştırması yapmıştır. Araştırması için Avrupa’nın sayılı kütüphanelerini gezdi. İlber Ortaylı ve Halil İnalcık’ın da teşvikleriyle tezi, Trakya Üniversitesi himayesinde gerçekleşti. Tez, Tansu Çiller tarafından bastırılarak TBMM kütüphanesine kondu.   Üç şiir kitabı birden baskıya girecek olan şair, eylül ayından itibaren kitaplarını yayımlamaya hazırlanmaktadır. Şiir dışında usta bir motosiklet binicisi ve tutkunu da olan Özaras, hobileri arasında sayılan hasır boyama, çuha boyama, toprak kap boyama gibi el becerilerinin yanı sıra güzel yemekler pişirmesini de iyi bilir.   Ayrıca eski bir milli tekwandocu olan şair, bu alanda 1977 yılında Akdeniz Oyunları 3.lüğü elde etmiştir. Çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri çıkmaya devam eden yazarımız, aşağıdaki şiiriyle de Osmaniye Şairler ve Yazarlar Derneği ödülüne layık görülmüştür.   Bir gece yarısı sessizliğinde çığlığım,   Kim duyar, kim neder demeden,   Yaprakların ayazı sarar bedenimi, üşürüm   Yere düşen çığ damlası gibiyim,    Ellerimde ne sen kaldın, ne bir hatıran…   Bir gece yarısı sessizliğinde çığlığım, Acıtıyor yüreğimi haykırışlarım, Tam ortasından kırılmış umutlarım Bana kalan yarım bardak çayla sigaram, Ellerimde ne sen kaldın ne bir hatıran… 
Ekleme Tarihi: 03 Temmuz 2019 - Çarşamba

Mavi Şair

“ Bir insan gökkuşağı gibi içinde her rengi barındırmalı; ancak tek renkte sabit kalmalıdır” M. Ensari Özaras

 

  Bugünkü konuğum Mehmet Ensari Özaras şiirlerinde ‘Mavi Şair’ mahlasını kullanır. Bu ismi ona ünlü şair Edip Cansever vermiştir. 1978 yılında Üsküdar Musiki Cemiyetinde, Mehmet beyin eniştesi ud ve keman dersleri verirdi. Bir keresinde Cansever cemiyete gelir ve M. Ensari Özaras ona şiirlerinden birkaç örnek okuma fırsatı yakalar. Cansever; “ Gözlerinin rengi mavi ve duygusal şiirler yazıyorsun, bundan böyle senin adın Mavi Şair olsun” der.  Mehmet beyin ‘Maviciler’ ile mavi akımıyla bir alakası yoktur. Ancak mavi ismi, rengi, teması şiirde çok sık kullanılan bir sözcüktür. Bana göre de mavi şiire çok yakışır.

  Hayatı boyunca kendini darbe yemiş hisseden Özaras; “ Ben elde edemediğim, yaşamadığım duyguları kağıda dökerim” demektedir.  İlk şiirini 1972 yılında Kilis’te lisede okurken yazdı. Başka bir lisede aşık olduğu güzel bir kız vardı. Birbirlerini seviyorlardı ama kavuşmaları  türlü nedenlerden dolayı mümkün olmadı.

  Yazarımız 1958-Kilis doğumludur. Tüm şairler gibi o da duygusal bir insandır. Duygu yoğunluğu, yakamozlu gecelerde iyice açığa çıkar. Denizi, deniz şehirlerini sever Özaras. Belki de Mersin’e gelişi ondandır. İlk şiiri bir aşk şiiriydi. Fakat o yaşadığı gençlik döneminin siyasi ortamından da hayli etkilenmiştir. Hamasi, kahramanlık şiirleri söylenen edebiyat sohbetlerine katılmayı severdi. Kendinden yaşlı insanların nükteli, kafiyeli güzel sözlerinden feyz alırdı.

  Kilis’te yaşamış ve üniversitelerde tez konusu olmuş, aile dostları Hasan Şahmaran’ın üzerinde etkisi büyüktür. Şahmaran, düşünceleriyle genç Mehmet’i adeta biçimlendirdi. Onu yazmaya teşvik etti. Sonraları, Necip Fazıl, Yahya Kemal, Mehmet Akif Ersoy, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi devleri beğenecek, onları kendine örnek alacaktı.   

  Bir gün Ümit Yaşar Oğuzcan İstanbul Sarıyer’de bir aile dostlarının evine konuk olur. Özaras; o gün Oğuzcan’ın şu kısa şiirini okuduğunda, “ Umut bir kapı- İnsan bir tokmak tak tak tak” koca şair çok beğenerek onu alnından öper. Ve “Bu şiirimi herkes bilmez, sen nereden buldun?” diye sorar.

  Söz; içinde eylemi de barındıran önemli bir kavramdır. Mehmet bey “Şiir şairin namusudur” sözüne sıkı sıkıya bağlıdır. Ona göre şairin sözleri, şairi birebir bağlar.

  Şiire olan merakı ve sevgisi 1990 yılında ilk şiir kitabı “Ayak İzi Mavi” yi çıkartmasına vesile olur. Fakat bu arada çok tatsız bir olay yaşanır. Kendisi işteyken, yeni basılmış ve evinde daha dağıtma fırsatını bulamadığı, şiir kitapları eşi tarafından yok edilir. Eşinin gerekçesi şudur; “ İçinde bana dair hiçbir şey yok”. Tabii ki bu, bir şairin başına gelebilecek en büyük kötülüklerdendir. Çünkü müsveddelerini dahi kurtaramamıştır şairimiz. Sonraları şiirlerini hep saklayarak yazdı.

  Mehmet Ensari Özaras; kaderci ve maneviyatçıdır. “Kul kaderini yaşar” kutsal sözüne uygun hareket eder. Hayatın tüm akışının bir kader çizgisi etrafında döndüğüne inanır.  Emekli özel harekat polisi Özaras, meslek hayatında türlü badireler atlatmıştır. Memuriyeti dolayısıyla yurdun on sekiz ilinde görev yapmıştır. Şiire ve musikiye ilgisini şöyle dile getiriyor; “ Stresli görev ifa eden devlet memurları, şiiri, müziği, yazmayı bir rahatlama aracı olarak görürler. O bakımdan polis memurları arasından çok şair, müzisyen, bestekar çıkmıştır.”

  Özaras; üniversite eğitiminin ardından on üç yıl süren ”diller ve dinler tarihi” araştırması yapmıştır. Araştırması için Avrupa’nın sayılı kütüphanelerini gezdi. İlber Ortaylı ve Halil İnalcık’ın da teşvikleriyle tezi, Trakya Üniversitesi himayesinde gerçekleşti. Tez, Tansu Çiller tarafından bastırılarak TBMM kütüphanesine kondu.

  Üç şiir kitabı birden baskıya girecek olan şair, eylül ayından itibaren kitaplarını yayımlamaya hazırlanmaktadır. Şiir dışında usta bir motosiklet binicisi ve tutkunu da olan Özaras, hobileri arasında sayılan hasır boyama, çuha boyama, toprak kap boyama gibi el becerilerinin yanı sıra güzel yemekler pişirmesini de iyi bilir.

  Ayrıca eski bir milli tekwandocu olan şair, bu alanda 1977 yılında Akdeniz Oyunları 3.lüğü elde etmiştir. Çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri çıkmaya devam eden yazarımız, aşağıdaki şiiriyle de Osmaniye Şairler ve Yazarlar Derneği ödülüne layık görülmüştür.

  Bir gece yarısı sessizliğinde çığlığım,

  Kim duyar, kim neder demeden,

  Yaprakların ayazı sarar bedenimi, üşürüm

  Yere düşen çığ damlası gibiyim,

   Ellerimde ne sen kaldın, ne bir hatıran…

 

Bir gece yarısı sessizliğinde çığlığım,

Acıtıyor yüreğimi haykırışlarım,

Tam ortasından kırılmış umutlarım

Bana kalan yarım bardak çayla sigaram,

Ellerimde ne sen kaldın ne bir hatıran… 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.